Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İslamiyette Kölelik Var mıdır..?

stigmata

New member
Katılım
2 Haz 2007
Mesajlar
24
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Konum
bursa
Kölelik İslamiyette var mıdır?
İslamiyet köleliği ve cariyeliği savaş esirliğiyle sınırlandırmıştır. Önceden edinilmiş tüm köleler yavaş yavaş özgürlüğüne kavuşturulma yoluna gidildi. Köle azad etmenin sevabı birçok amelle kıyaslanarak üstünlüğü anlatıldı. Yemin bozma, oruç tutamama gibi bazı durumlarda kişiye kölesi varsa azad etmesi zorunluluğu gibi durumlar getirildi.
İslam bazı haramları aşama aşama ortadan kaldırmıştır. Nitekim içki yasağı da aşama aşama kaldırılmıştı Çünkü toplumu o haramın kaldırılacağı ortama hazırlamak lazımdır. Bu da belli bir eğitim, aşama, zaman gerektiriyordu. Bu aynı zamanda yapılacak tüm toplumsal değişikliklerin de süreç içinde yapılması gerektiğini müminlere ders veriyordu. Amerika, Kuzey-Güney iç savaşından sonra bir hamlede köleliği kaldırmış fakat şartlar oluşmadığı ve toplum hazır olmadığı için ortada kalan köleler yeniden eski efendilerinin yanlarına dönmüşlerdir.
Kısa bir süre içerisinde de önceden edinilmiş köleler özgürlüğüne kavuştular. Kimsenin hür bir insanı savaş esirliği haricinde köleleştirmeye hakkı olmadığı için bu kölelik islam dünyasında sona erdi.
Fakat birde islamiyetin tamamen meşru saydığı bir kölelik ve cariyelik şekli vardır ki o da başta söylediğimiz gibi savaşlarda elde edilen esirlerin köle ve cariye olması idi. Esirler için uygulanacak en iyi merhametli yöntem köle ve cariyelik yöntemidir. Esirler için uygulanabilecek yöntemler şunlardır:
Birincisi: Sizi öldürmek gayesiyle savaşırken yakaladığınız bu kişileri doğal olarak siz de öldürme hakkına sahipsiniz Fakat bu yöntem vicdanı rahatsız etmekte ve karşı tarafın intikam hissini artırmaktadır.
İkincisi: Savaş esirlerinin kurtuluş akçesi (fidye-i necât) veya esir değişimi yoluyla serbest bırakılmasıdır. Fakat, yenilen tarafın kurtuluş akçesi verememesi veya değişim için elinde esir bulunmaması yahut düşman tarafını yeniden güçlendirmemek için galib ülkenin yukarıdaki alternatifi kabul etmemesi hâlinde bir tıkanıklık doğmaktadır.
Üçüncüsü: Esirlerin karşılıksız af ilan ederek salıverilmesi ise, onları ele geçirmek için canını ortaya koyan İslâm savaşçılarının hakkına tecavüz sayıldığından pek az başvurulan bir alternatif olmuştur.
Dördüncüsü: Onları köle statüsüne sokmaktır. Bu duruma göre, savaş esirlerinin karşılıklı veya karşılıksız serbest bırakılması mümkün olmayan durumlarda geriye iki yoldan birisi kalır. Öldürülmek veya köle olarak yaşamını sürdürmek. Bu duruma göre, kölelik, öldürülmenin alternatifi olarak ortaya çıkmaktadır. Savaşçıların genellikle genç yaşta bulundukları dikkate alınırsa, yenilgi yüzünden hürriyetini kaybeden kimsenin önünde uzun bir ömrü vardır ve hürriyetini elde etmesi ümidi sürekli olarak vardır. Ölüm hâlinde ise artık diğer bütün alternatifler ortadan kalkmış olur. İşte köleliğin yasaklandığı günümüzde, bir savaş sonrası uygulamada, esirlerin serbest bırakılmadığı durumlarda, onların tek tek veya toplama kamplarında topluca öldürülmeleri olayı ile karşılaşılmaktadır. İşte bu nedenle İslâm, köleliği tam olarak kaldırmamış ve gerektiğinde başvurulmak üzere kapıyı aralık tutmuştur. Ancak bununla birlikte savaş esirlerinin mutlaka köle edinilmesi diye genel bir kural yoktur.
Diğer yandan köleliğin tek yanlı bir kararla kaldırılması İslâm toplumlarının aleyhine bir sonuç da verebilir. Çünkü gayri müslim toplumlar, savaş sonrası müslüman esirleri sürekli olarak köleleştirirken, İslâm toplumlarına bu imkânın verilmemesi ve esirleri serbest bırakması onun zayıflaması sonucunu doğurur.
Günümüzde yabancıların esirlere nasıl muamele yaptığı malumdur. esir kamplarında işkenceyle öldürülen esirleri düşünün bir de aşağıdaki ayet ve hadislere bir bakın..
"O kullar adaklarını yerine getirirler ve fenalığı salgın (olan) bir günden korkarlar. Düşküne, yetime ve esire seve seve yemek yedirirler."Size sırf Allah rızası için yemek yediriyoruz. Sizden ne bir karşılık, ne de bir teşekkür bekliyoruz. Biz sert ve belalı bir günde Rabbimizden korkarız." derler. " 76/7-8-9-10
"Sahip olduğunuz kölelere iyilikte bulunun" (en-Nisâ, 4/36)
"Köleler, Allah'ın sizin yanınızda bulundurduğu kardeşlerinizdir. Allah sizi de onların hizmetine tabi kılabilirdi. O halde onlara iyi davranın" hadis-i şerif
"Kim kölesini öldürürse, hapseder, gıdasını keserse onu hapsedin, gıdasını kesin öldürün." hadis-i şerif
"Hizmetçi ve köleleriniz sizin kardeşlerinizdir. Ona yediğinizden yedirin, giydiğinizden giydirin... Eğer onlara zor işler teklif ederseniz derhal onlara yardım ediniz. " hadis-i şerif
"Sizden biriniz bu kölemdir, bu cariyemdir demesin. Kızım veya oğlum yahut kardeşimdir desin. hadis-i şerif
Soru:
Sevgili peygamberimizin neden köleleri varmış bu konuyu anlayamadım alemlere rahmet olarak gönderilen peygamberimizin köleleri olmalımıdır.
Cevap:
Köle savaşta alınan esirlerdir. Bu esirler o anki duruma göre ya fidye karşılığında serbest bırakılıyor ya öldürülüyor ya da köleleştiriliyordu. Resulullah esirlerin fidyeyle serbest bırakılmasına taraftardı fakat bunun mümkün olmadığı durumlarda öldürmenin alternatifi olarak köleleştirme şıkkı ortaya çıkıyordu. Esirlerin öldürülmeyip köleleştirilmesi ise en şefkatli bir metoddur. Ve o kişiye hayat ve kazanılma ihtimali tanımaktır. Öyle bir kazanılma ihtimali ki islamiyet köle azat etmeyi her fırsatta ya öneriyor ya emrediyor. Şimdi ise esir kamplarında normal hayattan kopartılarak işkencelerle yaşatılıyor, ölmekten bile beter ediliyor. Her türlü maddi manevi değerlerine hakaret ediliyor. (Televizyondan acılar içerisinde seyrediyoruz) Bununla birlikte peygamberimizin azatlı kölesi Zeyd ömrü boyunca peygamberimiz tarafından bir kere bile azarlanmadığını söylemiştir ve kendi ailesi onu almaya geldiğinde gitmeyip Resulullah'ın (S) yanında kalmayı tercih etmiştir. Esirlerin içerisinde durum ve şartların gereğine göre kazanılma şansı olanların kazanılması için en şefkatli yol ona kısıtlı haklar tanıyarak toplum içerisinde yaşamasına müsaade etmektir. Ve zamanla toplumun normal bir ferdi olması için teşvikler etmektir.
Görüldüğü gibi İslamda köle savaş sonunda oluşan bir zaruretle oluşan ve hukuku belirlenmiş bir haldir. Batıdaki köle anlayışı ile tamamen terstir. tabiki insanların köle deyince aklına gelen batıdaki köle tiplemesidir. batı köleciliği tamamen köleyi sahibinin malı olarak gören bir kölecilik anlayışı idi.halbuki şu hadis-i şerif dahi islamda kölenin durumunu göstermektedir. "Kim kölesini öldürürse onu öldürürüz, kim kölesini hapseder veya gıdasını keserse onu hapseder ve gıdasını keseriz" (Buhari, Müslim).
Peygamberimiz (s)ve Hz. Ebubekir (r) köle alıp azad etme konusunda çok gayret göstermiş ve bu uğurda servet tüketmiştir. Bu gibi sebeplerledir ki bazen karnına taş bağlayacak kadar ekonomik sıkıntılar yaşamıştır. hatta şimdi kaynağını hatırlamadığım Hz fatımanın ev işlerinin yoğunluğundan şikayetçi olup kendisinden esirlerden bir hizmetçi taleb etmesi için istekte bulunması karşılığında Resulullah kendisine daha hayırlısı olarak dua ve zikir öğretmiştir.
"Sizin peygamberiniz köle edinmiştir" sözü çağımızda kölelik hakkında oluşmuş önyargıyı devreye sokmak için söylenen bir ifade şeklidir. Çünkü günümüzde köle deyince akla suçsuz yere derisinin renginden dolayı köleleştirilmiş, hukuk olarak hayvandan farkı olmayan çaresiz insan akla gelmektedir. Sanki Resulullah'ın (S) da bazı insanları bu şekle soktuğu ya da bu şekilde kullandığını çağrıştırmak istemektedirler. Halbuki İslamın kölelik kurumu tamamen savaş sonucunda ortaya çıkan ve duruma göre takip edilecek en insani yoldur. Sizi öldürmeye teşebbüs eden insanları yakaladığınızda öldürmeyip, toplum içerisinde ona bir statü ve hukuk tanıyıp topluma kazandırma yoludur. Resulullah efendimiz kölelerin bir an önce topluma meşru bir şekilde kazandırılması için yoğun teşvik yapmış ve o fakir durumuyla birçok kölenin fidyesini ödeyip topluma kazandırmıştır.


modify_inline.gif
 
Üst Alt