sinang
New member
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Zannediyorum yazılarımız ve risalelerimizden bizim nihai hedefimizin ve şu anda mevzuunu ettiğimiz mücadelenin nihai gayesinin sadece “inancımızı hayata hakim kılmak” olduğunu anlamışsınızdır. Bundan bu dünyada erişmek istediğimiz şeye nail olmayı, yeryüzünü fasık ve facir idare ve hakimiyetlerinin kirlerinden temizlemeyi sonra da kamil imamlık nizamını kurmamızı kastediyorum. İşte bu çaba ve aralıksız süren bu mücadeleyi dünya ve ahirette Allah’ın rızasına kavuşmak için en büyük ve en başarılı bir vesile olarak görmekteyim.
Bizi üzen noktalardan birisi insanların tamamının -müslüman ve gayri müslim- bizim seçtiğimiz ve göz diktiğimiz bu hedefi görememeleridir. Müslümanlar bizim bu gayemizi sırf siyasi bir hedef olarak kabul ediyor, bu gayenin dini açıdan önemini ve yerini anlayamıyorlar. Gayri müslimler ise, İslam’a karşı mutaassıp olarak yetiştiklerinden ve İslam’ı bilmediklerinden fasık ve facir idarelerin insanlığın başına gelen bütün musibetlerin çıkış noktası olduğunu kavrayamıyorlar. Ve insan saadetinin dünya işlerini salih ve adil ellere terketmeye bağlı olduğunu idrak edemiyorlar. Bugün dünyada gördüğümüz her türlü zulüm, fesat, azgınlık ve insan ahlakındaki başıboşluk, medeniyet damarlarında dolaşmakta olan kahredici zehir, yeryüzündeki tüm araçların ve beşeri ilimler neticesinde ortaya çıkan bütün aletlerin insanı yok etmek için kullanılması, bu malzemelerin insanlığın saadeti yerine ve kurtuluşu yerine yıkılması için kullanılması bütün bunlar yeryüzünde idarenin Allah’tan uzaklaşmış ve topyekün maddeye tapmaya başlamış kimselerin elinde olmasındandır. Bu aşağılık, dünyanın arzularına kapılanmış kişilerin elinde olmasındandır.
Bugün birisi kalkıp yeryüzünü temizlemek istese ve fesat yerine salahı, anarşi yerine güveni, ahlaksızlık yerine güzel ahlakı, kötülüklerin yerine iyilikleri getirmek istese, insanları iyiliğe davet edip öğüt vermesi ve Allah’tan korkmalarını tavsiye etmesi ona yeterli olmayacaktır. Aksine gücü yettiği oranda salih insanları bir araya getirip onları dayanışma içinde bir kuvvet haline sokacak, dünyadaki medeniyet konvoyunu idare edenlerin elinden idareyi alabilecek ve yeryüzünde arzulanan liderlik için gerekli çalışmayı yapabilecek kıvama getirmesi şarttır.
Ebul Ala Mevdudi r.a