Enver Ýstek
metin mete
- Katılım
- 27 Ara 2005
- Mesajlar
- 3,935
- Tepkime puanı
- 1,023
- Puanları
- 0
- Yaş
- 61
İSLAMDIŞI İNANIŞLARA KURAN’DAN ÖRNEKLER
*Herkes yaptığından sorulacak, öyleyse Rab’bimiz bizi sorgulamadan önce biz inançlarımızı sorgulayalım:
21-Enbiya-23: ‘’O (Allah) yaptıklarından sorulmaz, oysa onlar sorguya çekilirler.’’
(Sadece Allah yaptığından sorulmaz, herhangi bir insanı sorgulanmaz konuma getirmek, ‘ne yapsa bir hikmeti vardır’ deyip sorgulamamayı esas almak, bu kişilerin kutsallaştırılması olmuyor mu? Allah gönderdiği elçilere bile soracağını belirtirken, insanlar neye göre böyle bir iddiada bulunuyorlar? Üstelik bunu yapanlar onursuz bir yaşam tarzına sürüklenmezler mi?
Yanlışlarını göre göre bir insanı örnek almak, her ne pahasına olursa olsun peşinden gitmek kime ne kazandırır? Allah bizi onurlu bir yaşama çağırırken , karşımızdaki kişinin yanlışlarını görmezden gelerek, sorgulamayarak ne kadar doğru bir yaşam süreriz?)
*Allah’a- Rab’bimize- Yüce Efendi’ mize ait özellikleri insanlara yakıştırmak, onları rab edinmek:
3-Al-i İmran-64: ‘’De ki:’Ey Kitap Ehli, bizimle sizin aranızda müşterek bir kelimeye (tevhide) gelin. Allah’tan başkasına kulluk etmeyelim, O’na hiçbirşeyi ortak etmeyelim ve Allah’ı bırakıp bir kısmımız bir kısmımızı rabler edinmeyelim.’ Eğer yine yüz çevirirlerse deyin ki: ‘Şahit olun biz gerçekten müslümanlarız’’
3- Al-i İmran-78,79, 80, 81, 82, 83: ‘’Onlardan öyleleri vardır ki, dillerini Kitab’a doğru eğip bükerler, siz onu kitaptan sanasınız diye. Oysa o kitaptan değildir. ‘Bu, Allah katındandır’ derler. Oysa o, Allah katından değildir. Kendileri de bildikleri halde Allah’a karşı yalan söylerler. / Beşerden hiç kimsenin , Allah kendisine Kitab’ı, hükmü ve peygamberliği verdikten sonra insanlara:’Allah’ı bırakıp bana kulluk edin’ deme (hakkı ve yetki)si yoktur. Fakat o, ‘Öğrettiğiniz ve ders verdiğiniz Kitab’a göre rabbaniler olunuz’ (deme görevindedir.) / O (Allah) melekleri ve peygamberleri rabler edinmenizi emretmez. Siz müslüman olduktan sonra, size küfrü mü emredecek? / Hani Allah peygamberlerden kesin bir söz almıştı: ‘Andolsun size Kitap ve hikmetten verip sonra size beraberinizdekini doğrulayan bir elçi geldiğinde, ona kesin olarak iman edecek ve ona yardımda bulunacaksınız.’ Demişti ki:’Bunu ikrar ettiniz ve bu ağır yükümü aldınız mı?’ Onlar:’İkrar ettik’ demişlerdi de ‘Öyleyse şahit olun, ben de sizinle birlikte şahit olanlardanım’ demişti. / Artık kim bundan sonra yüz çevirirse, onlar fasık olanlardır. / Peki onlar Allah’ın dininden başka bir din mi arıyorlar? Oysa göklerde ve yerde her ne varsa, istese de istemese de O’na teslim olmuştur ve O’na döndürülmektedirler.’’
(Bu ayetlere göre , dilimizdeki ‘’birine kul köle olmak ‘’ deyimini iyi düşünmeli, kime yada kimlere kul köle olduğumuzu, kimleri yüce efendilik konumuna getirdiğimizi, kimlerin din konusundaki sözlerini sorgulamaksızın kabul edip uyguladığımızı ve sonuçta inançlarımızın ne kadarının doğru ne kadarının yanlış olduğunu iyice gözden geçirmeliyiz ki ayetlerde anlatılan benzer hatalara düşmeyelim.Günümüzde dini otoritelerden bazılarının ‘’Bu kitap bana Allah tarafından yazdırıldı’ iddialarının onları Allah katında ne duruma düşürdüğünü, bunun ne büyük bir hata olduğunu yine ayetlerden öğreniyoruz. Ayrıca peygamberlerin de rab edinilmemesi gibi ciddi bir uyarı ile karşılaşıyoruz. Demek ki yeryüzünde yaşamış en emin, en dürüst, en erdemli kişiler bile -böyle bir şey iddia etmedikleri halde- başkaları tarafından rab edinilebiliyorlar. Öyleyse ‘’Falan kişi çok iyi bir insandır, Allah’ın sevgili kuludur, asla hata yapmaz, yaptığından sorulmaz’’ vb. sözlerle insanların kutsallaştırılmasının hiçkimseye bir faydası yok. Çünkü o kişinin iyiliği ancak kendine bir fayda sağlayacak, başkalarına değil. Nitekim Kuran’da bunun örnekleri var; iman etmediği sürece kişi, bir peygamberin eşi, çocuğu, babası bile olsa kurtulamayacak.)
*Herkes yaptığından sorulacak, öyleyse Rab’bimiz bizi sorgulamadan önce biz inançlarımızı sorgulayalım:
21-Enbiya-23: ‘’O (Allah) yaptıklarından sorulmaz, oysa onlar sorguya çekilirler.’’
(Sadece Allah yaptığından sorulmaz, herhangi bir insanı sorgulanmaz konuma getirmek, ‘ne yapsa bir hikmeti vardır’ deyip sorgulamamayı esas almak, bu kişilerin kutsallaştırılması olmuyor mu? Allah gönderdiği elçilere bile soracağını belirtirken, insanlar neye göre böyle bir iddiada bulunuyorlar? Üstelik bunu yapanlar onursuz bir yaşam tarzına sürüklenmezler mi?
Yanlışlarını göre göre bir insanı örnek almak, her ne pahasına olursa olsun peşinden gitmek kime ne kazandırır? Allah bizi onurlu bir yaşama çağırırken , karşımızdaki kişinin yanlışlarını görmezden gelerek, sorgulamayarak ne kadar doğru bir yaşam süreriz?)
*Allah’a- Rab’bimize- Yüce Efendi’ mize ait özellikleri insanlara yakıştırmak, onları rab edinmek:
3-Al-i İmran-64: ‘’De ki:’Ey Kitap Ehli, bizimle sizin aranızda müşterek bir kelimeye (tevhide) gelin. Allah’tan başkasına kulluk etmeyelim, O’na hiçbirşeyi ortak etmeyelim ve Allah’ı bırakıp bir kısmımız bir kısmımızı rabler edinmeyelim.’ Eğer yine yüz çevirirlerse deyin ki: ‘Şahit olun biz gerçekten müslümanlarız’’
3- Al-i İmran-78,79, 80, 81, 82, 83: ‘’Onlardan öyleleri vardır ki, dillerini Kitab’a doğru eğip bükerler, siz onu kitaptan sanasınız diye. Oysa o kitaptan değildir. ‘Bu, Allah katındandır’ derler. Oysa o, Allah katından değildir. Kendileri de bildikleri halde Allah’a karşı yalan söylerler. / Beşerden hiç kimsenin , Allah kendisine Kitab’ı, hükmü ve peygamberliği verdikten sonra insanlara:’Allah’ı bırakıp bana kulluk edin’ deme (hakkı ve yetki)si yoktur. Fakat o, ‘Öğrettiğiniz ve ders verdiğiniz Kitab’a göre rabbaniler olunuz’ (deme görevindedir.) / O (Allah) melekleri ve peygamberleri rabler edinmenizi emretmez. Siz müslüman olduktan sonra, size küfrü mü emredecek? / Hani Allah peygamberlerden kesin bir söz almıştı: ‘Andolsun size Kitap ve hikmetten verip sonra size beraberinizdekini doğrulayan bir elçi geldiğinde, ona kesin olarak iman edecek ve ona yardımda bulunacaksınız.’ Demişti ki:’Bunu ikrar ettiniz ve bu ağır yükümü aldınız mı?’ Onlar:’İkrar ettik’ demişlerdi de ‘Öyleyse şahit olun, ben de sizinle birlikte şahit olanlardanım’ demişti. / Artık kim bundan sonra yüz çevirirse, onlar fasık olanlardır. / Peki onlar Allah’ın dininden başka bir din mi arıyorlar? Oysa göklerde ve yerde her ne varsa, istese de istemese de O’na teslim olmuştur ve O’na döndürülmektedirler.’’
(Bu ayetlere göre , dilimizdeki ‘’birine kul köle olmak ‘’ deyimini iyi düşünmeli, kime yada kimlere kul köle olduğumuzu, kimleri yüce efendilik konumuna getirdiğimizi, kimlerin din konusundaki sözlerini sorgulamaksızın kabul edip uyguladığımızı ve sonuçta inançlarımızın ne kadarının doğru ne kadarının yanlış olduğunu iyice gözden geçirmeliyiz ki ayetlerde anlatılan benzer hatalara düşmeyelim.Günümüzde dini otoritelerden bazılarının ‘’Bu kitap bana Allah tarafından yazdırıldı’ iddialarının onları Allah katında ne duruma düşürdüğünü, bunun ne büyük bir hata olduğunu yine ayetlerden öğreniyoruz. Ayrıca peygamberlerin de rab edinilmemesi gibi ciddi bir uyarı ile karşılaşıyoruz. Demek ki yeryüzünde yaşamış en emin, en dürüst, en erdemli kişiler bile -böyle bir şey iddia etmedikleri halde- başkaları tarafından rab edinilebiliyorlar. Öyleyse ‘’Falan kişi çok iyi bir insandır, Allah’ın sevgili kuludur, asla hata yapmaz, yaptığından sorulmaz’’ vb. sözlerle insanların kutsallaştırılmasının hiçkimseye bir faydası yok. Çünkü o kişinin iyiliği ancak kendine bir fayda sağlayacak, başkalarına değil. Nitekim Kuran’da bunun örnekleri var; iman etmediği sürece kişi, bir peygamberin eşi, çocuğu, babası bile olsa kurtulamayacak.)