Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İslamda Kız Erkek Arasındaki Arkadaşlık Ölçüsü

Yusufff123

New member
Katılım
17 Nis 2008
Mesajlar
77
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Yaş
34
İslâm dini, yabancı kadın ve erkek ihtilâtını, onların ölçüsüz bir şekilde birbirleriyle haşir neşir olmalarını tasvip etmemiş, pratik hayatta aralarında daima bir mesafe bırakmış ve aralarındaki ilişkilerin belli bir ölçü ve disiplin içerisinde olmasını emretmiştir. Çünkü onların ihtilâtından çeşitli kötülükler, hatta aile ve toplum hayatını çökerten zina gibi büyük günahlar da doğabilir.

İslam dininde, zina haram olduğu gibi, zinaya zemin hazırlayan söz, iş ve davranışlar da haramdır. Kur'ân-ı Kerîm'de bu hususta: "Zinaya yaklaşmayın; çünkü o, pek çirkin ve çok kötü bir yoldur." (İsrâ sûresi: Ayet 32 ) buyurulmaktadır.

Gözün zinası, bakılması haram olan yerlere bakmak; kulağın zinası, zinaya dair konuşulanları dinlemek; elin zinası, yabancı bir kadına elle dokunmak veya öpmek; ayağın zinası, zina etmeye gitmektir. Ancak dil, el, kulak, ayak, kalb ve göz gibi organlara nisbet edilen zina, gerçek zina olmayıp, gerçek zinaya götürücü fiil ve davranışlardır. Gerçek zina yapılmadıkça, bu organların yaptıkları, kendi çaplarında günahtır.

Yukarıdaki açıklamalardan anlaşıldığı üzere, İslâm dini prensip olarak kötülükleri yasak ettiği gibi, ayrıca ön tedbir olarak kötülüğe vesile olan ve onu tahrik eden durum ve davranışları da yasaklamış ve böylece insanla kötülük arasına bir mesafe koyarak kötülük yollarını tıkamıştır.

Bu itibarla aralarında evlilik caiz olan bir erkekle bayanın; flört etmeleri, dost hayatı yaşamaları, dedikoduya mahal verecek şekilde baş başa kalmaları, birbirlerine sarılmaları, öpüşmeleri, el ele tutuşmaları gibi İslam'ın onaylamadığı davranışlardan uzak durmaları gerekir. Bir zaruret olmadıkça tokalaşmaları da caiz değildir, günahtır.
Evlenmek isteyen kadın ve erkeğin, birbirlerini görüp beğenmeleri, kendi irade ve istekleriyle evlenmeye karar vermeleri dinimizin tavsiye ettiği bir husustur. Nitekim Peygamberimiz (s.a.v.): "Evleneceğiniz kadına- maksadı temin edecek ölçüde- bakınız," (Ebu Davud, Nikah, 18; Tirmizî, Nikah, 5) buyurmuşlar; bakıp görmeden evlenecek olan birisine de: "Git, onu gör, ondan sonra karar ver"(Müslim, Nikah, 74,75; Tirmizî, Nikah, 5; İbn Mace, Nikah, 9; Darimî, Nikah, 5; A.b. Hanbel, IV,245,246.) demişlerdir.
Bu itibarla, bir kişinin evlenmeyi düşündüğü kimseyle, İslamî örtünmeyi gözetmek, başkalarının gözetiminin mümkün olmayacağı tarzda yalnız kalmamak… gibi dini ölçülere uygun bir şekilde ve maksadı temin edecek ölçüde görüşüp konuşmasında bir sakınca yoktur.

Kız arkadaşınızla bu şekilde bir yaşama girmeniz fiili zina olmasada hadislerde anlatılan zina kapsamına girmektedir.

Nefsinize uygun fetvalar aramak yerine evlenmeye karar vermişseniz evlenmenizi, aksi takdirde bu tür ilişkilerden uzak durmanızı tavsiye ederiz.
 

barbie

New member
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
167
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
40
dinimizde koyulan kuralların hepsi iyiliğimiz için erkeklerle çok fazla haşır neşir olan kızlar çok samimi şekilde yakınlaşan kızlar hep başkalarının saygısını ve kendilerine olan saygıyı kaybediyorlar ...buyüzden herzaman mesafe korunmalı belli ölçütlerde...
 

sumisali

New member
Katılım
3 Nis 2009
Mesajlar
1,903
Tepkime puanı
2,112
Puanları
0
İslamda Kız Erkek Arasındaki Arkadaşlık Ölçüsü

İslâm dini, yabancı kadın ve erkek ihtilâtını, onların ölçüsüz bir şekilde birbirleriyle haşir neşir olmalarını tasvip etmemiş, pratik hayatta aralarında daima bir mesafe bırakmış ve aralarındaki ilişkilerin belli bir ölçü ve disiplin içerisinde olmasını emretmiştir. Çünkü onların ihtilâtından çeşitli kötülükler, hatta aile ve toplum hayatını çökerten zina gibi büyük günahlar da doğabilir.
İslam dininde, zina haram olduğu gibi, zinaya zemin hazırlayan söz, iş ve davranışlar da haramdır. Kur'ân-ı Kerîm'de bu hususta: "Zinaya yaklaşmayın; çünkü o, pek çirkin ve çok kötü bir yoldur." (İsrâ sûresi: Ayet 32 ) buyurulmaktadır.
Gözün zinası, bakılması haram olan yerlere bakmak; kulağın zinası, zinaya dair konuşulanları dinlemek; elin zinası, yabancı bir kadına elle dokunmak veya öpmek; ayağın zinası, zina etmeye gitmektir. Ancak dil, el, kulak, ayak, kalb ve göz gibi organlara nisbet edilen zina, gerçek zina olmayıp, gerçek zinaya götürücü fiil ve davranışlardır. Gerçek zina yapılmadıkça, bu organların yaptıkları, kendi çaplarında günahtır.
Yukarıdaki açıklamalardan anlaşıldığı üzere, İslâm dini prensip olarak kötülükleri yasak ettiği gibi, ayrıca ön tedbir olarak kötülüğe vesile olan ve onu tahrik eden durum ve davranışları da yasaklamış ve böylece insanla kötülük arasına bir mesafe koyarak kötülük yollarını tıkamıştır.
Bu itibarla aralarında evlilik caiz olan bir erkekle bayanın; flört etmeleri, dost hayatı yaşamaları, dedikoduya mahal verecek şekilde baş başa kalmaları, birbirlerine sarılmaları, öpüşmeleri, el ele tutuşmaları gibi İslam'ın onaylamadığı davranışlardan uzak durmaları gerekir. Bir zaruret olmadıkça tokalaşmaları da caiz değildir, günahtır.
Evlenmek isteyen kadın ve erkeğin, birbirlerini görüp beğenmeleri, kendi irade ve istekleriyle evlenmeye karar vermeleri dinimizin tavsiye ettiği bir husustur. Nitekim Peygamberimiz (s.a.v.): "Evleneceğiniz kadına- maksadı temin edecek ölçüde- bakınız," (Ebu Davud, Nikah, 18; Tirmizî, Nikah, 5) buyurmuşlar; bakıp görmeden evlenecek olan birisine de: "Git, onu gör, ondan sonra karar ver"(Müslim, Nikah, 74,75; Tirmizî, Nikah, 5; İbn Mace, Nikah, 9; Darimî, Nikah, 5; A.b. Hanbel, IV,245,246.) demişlerdir.
Bu itibarla, bir kişinin evlenmeyi düşündüğü kimseyle, İslamî örtünmeyi gözetmek, başkalarının gözetiminin mümkün olmayacağı tarzda yalnız kalmamak… gibi dini ölçülere uygun bir şekilde ve maksadı temin edecek ölçüde görüşüp konuşmasında bir sakınca yoktur.
Kız arkadaşınızla bu şekilde bir yaşama girmeniz fiili zina olmasada hadislerde anlatılan zina kapsamına girmektedir.
Nefsinize uygun fetvalar aramak yerine evlenmeye karar vermişseniz evlenmenizi, aksi takdirde bu tür ilişkilerden uzak durmanızı tavsiye ederiz.
 

gönül dostu

New member
Katılım
10 Nis 2009
Mesajlar
688
Tepkime puanı
1,074
Puanları
0
Yaş
39
Kardeşim benim bu konuda sana bir sorum olacak evlemek maksatıyla açılan bir çok internette islami olduğu söylenen siteler mevcut yada birbirlerini internet aracılığıyla görmek ve tanımaya çalışanlar var bu bu konuya göre hangi kısımda değerlendirilir.Eğer bu konuda bilgin varsa benide bilgilendirmeni yoksada bilenlerin bu soruma cvb vermelerini rica ediyorum.A.e.olun Selam ve duayla...
 

Dostlara duacýyýz

New member
Katılım
27 Ara 2008
Mesajlar
653
Tepkime puanı
563
Puanları
0
Yaş
33
İslâm dini, yabancı kadın ve erkek ihtilâtını, onların ölçüsüz bir şekilde birbirleriyle haşir neşir olmalarını tasvip etmemiş, pratik hayatta aralarında daima bir mesafe bırakmış ve aralarındaki ilişkilerin belli bir ölçü ve disiplin içerisinde olmasını emretmiştir. Çünkü onların ihtilâtından çeşitli kötülükler, hatta aile ve toplum hayatını çökerten zina gibi büyük günahlar da doğabilir.
İslam dininde, zina haram olduğu gibi, zinaya zemin hazırlayan söz, iş ve davranışlar da haramdır. Kur'ân-ı Kerîm'de bu hususta: "Zinaya yaklaşmayın; çünkü o, pek çirkin ve çok kötü bir yoldur." (İsrâ sûresi: Ayet 32 ) buyurulmaktadır.
Gözün zinası, bakılması haram olan yerlere bakmak; kulağın zinası, zinaya dair konuşulanları dinlemek; elin zinası, yabancı bir kadına elle dokunmak veya öpmek; ayağın zinası, zina etmeye gitmektir. Ancak dil, el, kulak, ayak, kalb ve göz gibi organlara nisbet edilen zina, gerçek zina olmayıp, gerçek zinaya götürücü fiil ve davranışlardır. Gerçek zina yapılmadıkça, bu organların yaptıkları, kendi çaplarında günahtır.
Yukarıdaki açıklamalardan anlaşıldığı üzere, İslâm dini prensip olarak kötülükleri yasak ettiği gibi, ayrıca ön tedbir olarak kötülüğe vesile olan ve onu tahrik eden durum ve davranışları da yasaklamış ve böylece insanla kötülük arasına bir mesafe koyarak kötülük yollarını tıkamıştır.
Bu itibarla aralarında evlilik caiz olan bir erkekle bayanın; flört etmeleri, dost hayatı yaşamaları, dedikoduya mahal verecek şekilde baş başa kalmaları, birbirlerine sarılmaları, öpüşmeleri, el ele tutuşmaları gibi İslam'ın onaylamadığı davranışlardan uzak durmaları gerekir. Bir zaruret olmadıkça tokalaşmaları da caiz değildir, günahtır.
Evlenmek isteyen kadın ve erkeğin, birbirlerini görüp beğenmeleri, kendi irade ve istekleriyle evlenmeye karar vermeleri dinimizin tavsiye ettiği bir husustur. Nitekim Peygamberimiz (s.a.v.): "Evleneceğiniz kadına- maksadı temin edecek ölçüde- bakınız," (Ebu Davud, Nikah, 18; Tirmizî, Nikah, 5) buyurmuşlar; bakıp görmeden evlenecek olan birisine de: "Git, onu gör, ondan sonra karar ver"(Müslim, Nikah, 74,75; Tirmizî, Nikah, 5; İbn Mace, Nikah, 9; Darimî, Nikah, 5; A.b. Hanbel, IV,245,246.) demişlerdir.
Bu itibarla, bir kişinin evlenmeyi düşündüğü kimseyle, İslamî örtünmeyi gözetmek, başkalarının gözetiminin mümkün olmayacağı tarzda yalnız kalmamak… gibi dini ölçülere uygun bir şekilde ve maksadı temin edecek ölçüde görüşüp konuşmasında bir sakınca yoktur.
Kız arkadaşınızla bu şekilde bir yaşama girmeniz fiili zina olmasada hadislerde anlatılan zina kapsamına girmektedir.
Nefsinize uygun fetvalar aramak yerine evlenmeye karar vermişseniz evlenmenizi, aksi takdirde bu tür ilişkilerden uzak durmanızı tavsiye ederiz.
:) ben mesala çok dikkat ederim allaha şükür...bi akrabam dahai örnğn...geçenlerde dayımınoğlu gelmişti elini uzattı tokalşmak amaçlı ben vermedim oo sofimi oldu bu kız dedii:) zaten kur-an meallerindede açık açık anltılmış gözün zinası kulağın zinası...yaniii dinimizde haram olan şeyleri neden yapalımki...keşke nefse engel olunabilse
 

maatma

New member
Katılım
8 May 2009
Mesajlar
6
Tepkime puanı
0
Puanları
0
dostlara duacıyız

dostlara duacıyız

çok şaşırdım ! ama yani dayı oğluyla tokalaşmakta ne sakınca var ki. daha önceki tokalaşmalarda sakıncalı birşeyler mi duyumsadınız.

ben cahiliye dönemindeki kadın erkek ilişkilerini merak ediyorum aslında. siz hiç merak etmediniz mi. neden bu kurallar gelmiş olabilir diye sormadınız mı hiç kendinize. islam kuşkusuz o gün kadınların toplumdaki statüsünü yükseltti. değersiz birer varlıktı kadınlar. az önce bir yerde okudum, hiç söz hakları yok, kadın 10'u geçmemek koşuluyla birden fazla erkekle evlenebiliyor, köle kadınlar istediği erkekle birlikte olabiliyor, hür kadınlar zina yapamıyor, güçsüz oldukları için asla kadın etkili değil aa her türlü işi yaptırıyorlar, erkekler eşlerini değişebiliyor falan filan gibi bir çok şey yazılmış. bu durumda kadının konumu iyileştirilmiş oluyor islamla. ancak kadının durumunun erkekden, erkeğin kadını değersizlşetirmesinden kaynaklandığı göz ardı edilmiş ve............. yine kadınlara yüklenmiş, herşeyi yasaklamış. sanırım islam kadını şeytan olarak görüyor. kapkara çarşaflara gir, erkeğini bakarak bakılarak seç, en yakın akrabalarınla tokalaşma, sokağa çık ama edebinle o da ne demekse, şuraya gitme buraya gitme, erkeğinin isteklerini yerine getir vb. tanrı çok adaletsiz davranmış ve arap erkeklerine yaranmak içinkadınları fazlasıyla ezmiş görünüyor.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

gönül dostu

New member
Katılım
10 Nis 2009
Mesajlar
688
Tepkime puanı
1,074
Puanları
0
Yaş
39
çok şaşırdım ! ama yani dayı oğluyla tokalaşmakta ne sakınca var ki. daha önceki tokalaşmalarda sakıncalı birşeyler mi duyumsadınız.

ben cahiliye dönemindeki kadın erkek ilişkilerini merak ediyorum aslında. siz hiç merak etmediniz mi. neden bu kurallar gelmiş olabilir diye sormadınız mı hiç kendinize. islam kuşkusuz o gün kadınların toplumdaki statüsünü yükseltti. değersiz birer varlıktı kadınlar. az önce bir yerde okudum, hiç söz hakları yok, kadın 10'u geçmemek koşuluyla birden fazla erkekle evlenebiliyor, köle kadınlar istediği erkekle birlikte olabiliyor, hür kadınlar zina yapamıyor, güçsüz oldukları için asla kadın etkili değil aa her türlü işi yaptırıyorlar, erkekler eşlerini değişebiliyor falan filan gibi bir çok şey yazılmış. bu durumda kadının konumu iyileştirilmiş oluyor islamla. ancak kadının durumunun erkekden, erkeğin kadını değersizlşetirmesinden kaynaklandığı göz ardı edilmiş ve zavallı tanrıcık yine kadınlara yüklenmiş, herşeyi yasaklamış. sanırım islam kadını şeytan olarak görüyor. kapkara çarşaflara gir, erkeğini bakarak bakılarak seç, en yakın akrabalarınla tokalaşma, sokağa çık ama edebinle o da ne demekse, şuraya gitme buraya gitme, erkeğinin isteklerini yerine getir vb. tanrı çok adaletsiz davranmış ve arap erkeklerine yaranmak içinkadınları fazlasıyla ezmiş görünüyor.
Kardeşim İslamiyet bu konuda şunu der nikah düşn kişilerin aynı ortamda bir başına bulunması tokalaşması v.b.gibi durumlarda zinaya giden yolu tıkamak amacıyla böle bir önleme yöntemi kullanılmış ve bir bayana dayısı babası amcası ve erkek kardeşleri dedesi gibi yakınları(yani dinimizce nikahın haram kılındığı kişilerin)haricindeki kişilerle tokalaşmayı yasaklamıştır
Ayrıca bir(bayan) hindu yazarın dediğini aktarayım.Ben örtünmekle hürleştim.diyor yeterince cvb verdim sanırım .lütfen yanlışım varsa düzeltiniz (tabi en doğrusunu şüphesiz Rabbim bilir)
 

maatma

New member
Katılım
8 May 2009
Mesajlar
6
Tepkime puanı
0
Puanları
0
dostlara duacıyız

dostlara duacıyız

beni yanlış anlamadığınız için memnun oldum. tepkiniz sert olmadığı için. öncelikle bildirmeliyim ki hitli kadının neden özgürleştiğini anlamadım. kapanarak bazı olumsuz çirkin davranışlardan korunduğunu ima ediyorsa eğer bir odaya kapanıp dışarı hiç çıkmadığı halde kendini daha özgür hissedeceğini düşünüyorum. sonra sizin söylediğinizi de açıkça anladım; bir önlem olması için konmuş diyorsunuz, ama ya bunu size söyleyinceye kadar din adamları aklınıza zinayla ilgili birşey gelmiyorduysa. şimdi nerde bir erkek görse kadın aklına hep zina falan gelecek. bence kadınlar eziliyor. üstelik tanrı yapıyor bunu kullarından ekrek olanları ayırıyor. şu anda bile utanıyorum islamı kadınlar üzerinden konuşurken. çarşaflara bürünmelerini kadınlarımızın, kaç göç yapmalarını kabullenemiyorum. sizin duyarlılığınızı anlıyorum ve açıkcası saygı da duyuyorum, ama sizin yaptığınızın tam tersini başka dinler emrettiği için yapanlar var. din iyidir tanrı kötüdür. çünkü herkesin bir tanrısı var. ve tanrı bir değil çünkü herkesin bir tanrısı var. kim nasıl algılarsa tanrı öyledir ne de olsa. ayrıca bir şey merak ediyorum; kadınlarımız acaba çarşaflara bürünmese kuzenleriyle tokalaşsa, gürültülü kahkahalar atsa kendini birden bire bir ahlaksızlık uçurumuna yuvarlanacak gibi mi hissediyor. yani bunları yapmayan kadınlar öyle olmuyorlar sonuçta di mi.
 

gönül dostu

New member
Katılım
10 Nis 2009
Mesajlar
688
Tepkime puanı
1,074
Puanları
0
Yaş
39
kardeşim

kardeşim

beni yanlış anlamadığınız için memnun oldum. tepkiniz sert olmadığı için. öncelikle bildirmeliyim ki hitli kadının neden özgürleştiğini anlamadım. kapanarak bazı olumsuz çirkin davranışlardan korunduğunu ima ediyorsa eğer bir odaya kapanıp dışarı hiç çıkmadığı halde kendini daha özgür hissedeceğini düşünüyorum. sonra sizin söylediğinizi de açıkça anladım; bir önlem olması için konmuş diyorsunuz, ama ya bunu size söyleyinceye kadar din adamları aklınıza zinayla ilgili birşey gelmiyorduysa. şimdi nerde bir erkek görse kadın aklına hep zina falan gelecek. bence kadınlar eziliyor. üstelik tanrı yapıyor bunu kullarından ekrek olanları ayırıyor. şu anda bile utanıyorum islamı kadınlar üzerinden konuşurken. çarşaflara bürünmelerini kadınlarımızın, kaç göç yapmalarını kabullenemiyorum. sizin duyarlılığınızı anlıyorum ve açıkcası saygı da duyuyorum, ama sizin yaptığınızın tam tersini başka dinler emrettiği için yapanlar var. din iyidir tanrı kötüdür. çünkü herkesin bir tanrısı var. ve tanrı bir değil çünkü herkesin bir tanrısı var. kim nasıl algılarsa tanrı öyledir ne de olsa. ayrıca bir şey merak ediyorum; kadınlarımız acaba çarşaflara bürünmese kuzenleriyle tokalaşsa, gürültülü kahkahalar atsa kendini birden bire bir ahlaksızlık uçurumuna yuvarlanacak gibi mi hissediyor. yani bunları yapmayan kadınlar öyle olmuyorlar sonuçta di mi.
öncelikle siz doslara duacıyıza yazmışsın ben gönül dostu olarak cvb verdim .ikincisi bunu insanların beynine sokan hocaların verdiği fetva değill
şeytandan gelen bir fitnedir.testtürün bir baynı (ki bende bir baynım)bir çok şeyden koruduğuna inanan ve bunu birebir yaşayanardanım.O hindu bayan yazarın demek istediği şudurkiitesettüre bürünmeden ve kendini sakınmadan önce hayatın çok kötü bir yolundaydım.artık korunamaz olmuştum gerek tesettür gerkse islamın emirleriyle rahat ve güvene ulaştım demek istiyor.bunu bir müslüman değil hiduizme inana biri sölüyor.bunu birebir yasamış ve aktarmış..selam ve duayla A.e.olun
 

yelken06500

New member
Katılım
12 Eyl 2007
Mesajlar
772
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Konum
istanbul
beni yanlış anlamadığınız için memnun oldum. tepkiniz sert olmadığı için. öncelikle bildirmeliyim ki hitli kadının neden özgürleştiğini anlamadım. kapanarak bazı olumsuz çirkin davranışlardan korunduğunu ima ediyorsa eğer bir odaya kapanıp dışarı hiç çıkmadığı halde kendini daha özgür hissedeceğini düşünüyorum. sonra sizin söylediğinizi de açıkça anladım; bir önlem olması için konmuş diyorsunuz, ama ya bunu size söyleyinceye kadar din adamları aklınıza zinayla ilgili birşey gelmiyorduysa. şimdi nerde bir erkek görse kadın aklına hep zina falan gelecek. bence kadınlar eziliyor. üstelik tanrı yapıyor bunu kullarından ekrek olanları ayırıyor. şu anda bile utanıyorum islamı kadınlar üzerinden konuşurken. çarşaflara bürünmelerini kadınlarımızın, kaç göç yapmalarını kabullenemiyorum. sizin duyarlılığınızı anlıyorum ve açıkcası saygı da duyuyorum, ama sizin yaptığınızın tam tersini başka dinler emrettiği için yapanlar var. din iyidir tanrı kötüdür. çünkü herkesin bir tanrısı var. ve tanrı bir değil çünkü herkesin bir tanrısı var. kim nasıl algılarsa tanrı öyledir ne de olsa. ayrıca bir şey merak ediyorum; kadınlarımız acaba çarşaflara bürünmese kuzenleriyle tokalaşsa, gürültülü kahkahalar atsa kendini birden bire bir ahlaksızlık uçurumuna yuvarlanacak gibi mi hissediyor. yani bunları yapmayan kadınlar öyle olmuyorlar sonuçta di mi.

bakın maatma demişsiniz ki sokakta bir erkek bir bayanı görünce aklına zina mı geliyor...elbette aklına zina gelmez ama zina yapabilmesi içinde onu hoş gösterecek durumların ortada olması gerekir...islam da bu kötü münasebetin oluşmaması için insanlara bulunmaları gereken halleri hatırlatır...ben bir erkek olarak şahsen kadından daha fazla veya daha az yükümüz olduğunu düşünmüyorum...sadece kadın ve erkeğe rabbimiz kaldırabileceği yükü yüklemiştir...
 

talha_

New member
Katılım
6 Mar 2007
Mesajlar
1,184
Tepkime puanı
264
Puanları
0
Konum
simeranyadan..!
bakın maatma demişsiniz ki sokakta bir erkek bir bayanı görünce aklına zina mı geliyor...elbette aklına zina gelmez ama zina yapabilmesi içinde onu hoş gösterecek durumların ortada olması gerekir...islam da bu kötü münasebetin oluşmaması için insanlara bulunmaları gereken halleri hatırlatır......


yada yelken kardesimizin dediğini örneklendirip daha acık hale getirirsek;



Cenab-ı Hak, “Zinaya yaklaşmayın!” diyor. “Zina yapmayın!” demiyor. Onun için zinaya vesile olabilecek, davetçilik manasına gelebilecek, tahrik ve teşvikçi görüntülere bakılmasını dinimiz caiz görmez.

Çünkü asıl mesele yaklaşmamaktadır. Yaklaşmazsanız kurtulmanız kolay olur.

Yaklaştıktan sonraki gelişmelere dayanmanız zorlaşır, ateşe yaklaşanın içine düşmesi gibi bir sonuç çıkabilir.
 

maatma

New member
Katılım
8 May 2009
Mesajlar
6
Tepkime puanı
0
Puanları
0
gönül dostu ve....

gönül dostu ve....

seviyeli yaklaşımlarınız çok hoş. böyle inananların olması inanılan şeyi de güzelleştiriyor.

aklıma gelen ilk soru şu (kendi sorularımı cevaplayacağım böylece düşünce tarzım görünür olacak ve isteyen istediği gibi müdahale edebilecek):

tanrı neden kadın ve erkek arasındaki ilişkilere bu kadar karışıyor? : sağlıklı bir toplum kurabilmek için galiba. yoksa kadınları da erkekleri de bırakırdı, dilediklerini yapsınlar.

ama bunu medeni yasalarda, insan yapısı yasalar da yapabilir. acaba insanlar tanrının söylediklerini dinliyor da yasaları insan yapısı olduğu için uygulamaktan kaçıyorlar mı. hayır cezalar caydırıcı oluyor. ama yoksa tanrı herhangi bir ceza ile korkutmadan mı insanları sevk ediyor. hayır tabi ki onun da cehennemi var. türlü türlü tehditleri. sıfatlarında hem iyi hem de korkutucu olanlar var. üstelik o medeni yasadan bile ağır cezalar vereceğini söylüyor. taşlanarak ölmek ne kadar kötü olmalı. öyleyse tanrı tıpkı bir yasa koyucu gibi. evet tam olarak tanrı bunu yapıyor. yasa koyarak toplumların yaşantısını düzenliyor. ben tanrıya inanıyor muyum. evet hem de hepsine birden, bütün tanrılara ama böylece hiçbirine inanmamış da olmuyor muyum evet. ancak tanrı düşüncesinin yararları olduğunu kabul etmeliyim. eski zamanlarda insanları tamamen kontrol altına almak için ya ordun olacak ve yasalarına uymalarını sağlayacaktın ya tanrı kurallarıyla onlara istediğini yaptıracaktın. bütün dinler özellikle kutsal olanları ve bana kalırsa en çok da islam dini, toplumsal huzuru sağlarlar. yararlı ancak sıkıcı bir yaşam vadediyorlar. bazılarının tanrıya ihtiyacı yoktur. ve eğer tanrı benim zavallı ruhuma (ruh ne demekse) ahirette işkence edecekse, bu da bilinmesini isterim ki, ruhumun sorunudur, o düşünsün artık.

çok uzun olacak biliyorum: kimsenin okumasını beklemiyorum doğrusu. kendim için yazdığımı söyleyeyim. lütfen yorulmayın okuyarak, içtenlikle söylüyorum bunu.

ölüm cezası örneğin, olmamalı, insanların ellerini falan kesmek gibi toplumu sakatlayan cezalar da olmamalı. ama bunlar olmasa düzen sağlanamaz diyecekler. fakat abartılı değil mi. canım olsun birkaç kişinin eli kesilir belki ama, ölür bazıları ama toplum huzur içinde yaşar diyeceksiniz: ya o bir kaç kişi siz olsaydınız, insanların ellerini canlarını böyle kolay gözden çıkaramayız. o el o can tanrıya karşı çıktı diyeceksiniz, artık değerli değil diyeceksiniz,: öldürmeyin, kesmeyin düzelmesi için fırsat verin canını tanrıya adayacak, eli tanrının eli olacaktır belki de. tanrının çok acımasız olduğunu düşünüyorum en az yarattıkları kadar.

sonra ibadet; canım neden gereksin ki bu tür göstrişli jestler. tanrı hani kalbimizi okuyordu. biliyordur ona inandığımızı. mutlaka göstermemizi istiyorsa içimize belki bir şüphe düşer bilmiyor ne geçtiğini kalbimizden, imanımızı sınıyor diye.

sonra kurban, neden tanrı onun için hayvanları kesmemizi istiyor. yazık değil mi onlara. hem merak ediyorum en ilkel dinlerde bile inandıkları toteme ya da bilmem hangi abuk şeye kurban sunarlarken tanrı nasıl oluyorda bu yapma tanrılar ve dinlerle aynı isteklerde bulunabiliyor. tanrı onun için birşey yapmamızı istiyorsa oturup göğe bakmamızı emretsin gün batımlarında.

tanrı aç kalmamız istiyor ona sadık kullar olduğumuzu anlamak için. tanrı bir şeyler söylüyor, cahil kulları bunu nasıl anlıyor da neler neler yapıyor. ben en çok kadınları düşünüyorum. canım sen de müslüman kadınları düşünme, sanan ne diyecekler çıkar elbet, öyle bile olsa kardeşlerim ben yine de düşünüyorum.

geçen gün durakta bekliyordum, belediye otobüsleri için yapılmış, üzeri çevrili bir durak. zemin karanlıktı, ileri geri yürüyordum, o an tam adımımı atıyorken durdum, ayağım havada kaldı, çatıdaki küçük bir delikten gün ışığı sızıp, yerde bir böceği aydınlatmıştı. "işte küçük dostum hayatın kurtuldu " dedim kendi kendime. geçip gitti ben devam ettim yürüyüşüme. 3 metrelik karanlık bir zeminde küçücük bir günışığı noktası. ve yaşamı buna bağlı böceğin. ya geri kalanı zeminin, ya orada ezdiğim böcekler söndürdüğüm yaşamlar. tanrı tek bir karanlık nokta bırakmamalı. yoksa neden onu kabul edeyim. günahsız böcekleri kurtarmayan bir tanrıyı istemiyorum. öyle huzurlu ve sakin ki hayatım, şaşırırsınız ne tanrı ne de başka bir mistik güç verebilirdi bana bu duyguyu. çocukluğumda ölümden korkardım, günah işlemekten, cehennemden, sonra gençliğimde günahlar işledim ve duyumsadım tanrının da benimle birlikte olduğunu. şarap içiyor çakırkeyif oluyordum tanrı da çakır keyif oluyordu, bütün insanları seviyordum tanrı da seviyordu, kadınları seviyordum tanrı da aşık oluyordu. tanrı yaratabileceği en güzel şeyleri belki cennetine saklamıştı ama dünya da hiç fena değil. cömertliği için ona minnetterım ve eşlik ettiği için bana bütün günahlarımda onu seviyorum. tanrı benim kalbim, sanırım hallacı mansur gibi söylemeliyim, tanrı benim!

hiçkimsenin inançlarına saygısızlık etmek için yazmadım bunları, beni yanlış anlamayın rica ederim. saygılar !
 

talha_

New member
Katılım
6 Mar 2007
Mesajlar
1,184
Tepkime puanı
264
Puanları
0
Konum
simeranyadan..!
bakın sevgideğer kardesim))))))!((((((...




üstelik tanrı yapıyor bunu kullarından ekrek olanları ayırıyor. şu anda bile utanıyorum islamı kadınlar üzerinden konuşurken. çarşaflara bürünmelerini kadınlarımızın, kaç göç yapmalarını kabullenemiyorum.

eğer buna bir itirazın varsa aklında tut bunu Tanrı ya söyle olur mu?

islamı kadınlar üzerinden değil,islamdaki kadının yeri üzerine konusuyoruz..

Allah ü Tealanın islamda kadının yerini belirlediği su ayeti göz önüne alırsak;

31 - Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), ellerinin altında bulunan (köleleri), erkeklerden, kadına ihtiyacı kalmamış (cinsî güçten düşmüş) hizmetçiler, yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye, ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki, kurtuluşa eresiniz.

bu ayetin hemen öncesinde erkeklere de su hitap var;

30 - (Resulüm!) Mümin erkeklere, gözlerini (harama) dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını söyle. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdardır.

yani ayrım yok..


ayrımı yapanlar sadece kulaktan dolma bilgilerle veya konunun sadece bir kısmını duyarak gurur duyulması gereken halinden utanan kimselerdir..


paragrafınızın son cümlelerinde ise "bir seyden ne cıkar,hemen yuvarlanıverecek mi...? " tipinden bir anlayısla yapılmaması gerekenleri yavas yavas alıstırma metodu kullananların metodunu kullanmıssınız...


Taviz verdikçe, taviz isteyenlerin iştahları daha da artar..


ve Taviz tavizi doğurur.




seviyeli yaklaşımlarınız çok hoş. böyle inananların olması inanılan şeyi de güzelleştiriyor.

aklıma gelen ilk soru şu (kendi sorularımı cevaplayacağım böylece düşünce tarzım görünür olacak ve isteyen istediği gibi müdahale edebilecek):

tanrı neden kadın ve erkek arasındaki ilişkilere bu kadar karışıyor? : sağlıklı bir toplum kurabilmek için galiba. yoksa kadınları da erkekleri de bırakırdı, dilediklerini yapsınlar.

ama bunu medeni yasalarda, insan yapısı yasalar da yapabilir. acaba insanlar tanrının söylediklerini dinliyor da yasaları insan yapısı olduğu için uygulamaktan kaçıyorlar mı. hayır cezalar caydırıcı oluyor. ama yoksa tanrı herhangi bir ceza ile korkutmadan mı insanları sevk ediyor. hayır tabi ki onun da cehennemi var. türlü türlü tehditleri. sıfatlarında hem iyi hem de korkutucu olanlar var. üstelik o medeni yasadan bile ağır cezalar vereceğini söylüyor. taşlanarak ölmek ne kadar kötü olmalı. öyleyse tanrı tıpkı bir yasa koyucu gibi. evet tam olarak tanrı bunu yapıyor. yasa koyarak toplumların yaşantısını düzenliyor. ben tanrıya inanıyor muyum. evet hem de hepsine birden, bütün tanrılara ama böylece hiçbirine inanmamış da olmuyor muyum evet. ancak tanrı düşüncesinin yararları olduğunu kabul etmeliyim. eski zamanlarda insanları tamamen kontrol altına almak için ya ordun olacak ve yasalarına uymalarını sağlayacaktın ya tanrı kurallarıyla onlara istediğini yaptıracaktın. bütün dinler özellikle kutsal olanları ve bana kalırsa en çok da islam dini, toplumsal huzuru sağlarlar. yararlı ancak sıkıcı bir yaşam vadediyorlar. bazılarının tanrıya ihtiyacı yoktur. ve eğer tanrı benim zavallı ruhuma (ruh ne demekse) ahirette işkence edecekse, bu da bilinmesini isterim ki, ruhumun sorunudur, o düşünsün artık.

çok uzun olacak biliyorum: kimsenin okumasını beklemiyorum doğrusu. kendim için yazdığımı söyleyeyim. lütfen yorulmayın okuyarak, içtenlikle söylüyorum bunu.

ölüm cezası örneğin, olmamalı, insanların ellerini falan kesmek gibi toplumu sakatlayan cezalar da olmamalı. ama bunlar olmasa düzen sağlanamaz diyecekler. fakat abartılı değil mi. canım olsun birkaç kişinin eli kesilir belki ama, ölür bazıları ama toplum huzur içinde yaşar diyeceksiniz: ya o bir kaç kişi siz olsaydınız, insanların ellerini canlarını böyle kolay gözden çıkaramayız. o el o can tanrıya karşı çıktı diyeceksiniz, artık değerli değil diyeceksiniz,: öldürmeyin, kesmeyin düzelmesi için fırsat verin canını tanrıya adayacak, eli tanrının eli olacaktır belki de. tanrının çok acımasız olduğunu düşünüyorum en az yarattıkları kadar.

sonra ibadet; canım neden gereksin ki bu tür göstrişli jestler. tanrı hani kalbimizi okuyordu. biliyordur ona inandığımızı. mutlaka göstermemizi istiyorsa içimize belki bir şüphe düşer bilmiyor ne geçtiğini kalbimizden, imanımızı sınıyor diye.

sonra kurban, neden tanrı onun için hayvanları kesmemizi istiyor. yazık değil mi onlara. hem merak ediyorum en ilkel dinlerde bile inandıkları toteme ya da bilmem hangi abuk şeye kurban sunarlarken tanrı nasıl oluyorda bu yapma tanrılar ve dinlerle aynı isteklerde bulunabiliyor. tanrı onun için birşey yapmamızı istiyorsa oturup göğe bakmamızı emretsin gün batımlarında.

tanrı aç kalmamız istiyor ona sadık kullar olduğumuzu anlamak için. tanrı bir şeyler söylüyor, cahil kulları bunu nasıl anlıyor da neler neler yapıyor. ben en çok kadınları düşünüyorum. canım sen de müslüman kadınları düşünme, sanan ne diyecekler çıkar elbet, öyle bile olsa kardeşlerim ben yine de düşünüyorum.

geçen gün durakta bekliyordum, belediye otobüsleri için yapılmış, üzeri çevrili bir durak. zemin karanlıktı, ileri geri yürüyordum, o an tam adımımı atıyorken durdum, ayağım havada kaldı, çatıdaki küçük bir delikten gün ışığı sızıp, yerde bir böceği aydınlatmıştı. "işte küçük dostum hayatın kurtuldu " dedim kendi kendime. geçip gitti ben devam ettim yürüyüşüme. 3 metrelik karanlık bir zeminde küçücük bir günışığı noktası. ve yaşamı buna bağlı böceğin. ya geri kalanı zeminin, ya orada ezdiğim böcekler söndürdüğüm yaşamlar. tanrı tek bir karanlık nokta bırakmamalı. yoksa neden onu kabul edeyim. günahsız böcekleri kurtarmayan bir tanrıyı istemiyorum. öyle huzurlu ve sakin ki hayatım, şaşırırsınız ne tanrı ne de başka bir mistik güç verebilirdi bana bu duyguyu. çocukluğumda ölümden korkardım, günah işlemekten, cehennemden, sonra gençliğimde günahlar işledim ve duyumsadım tanrının da benimle birlikte olduğunu. şarap içiyor çakırkeyif oluyordum tanrı da çakır keyif oluyordu, bütün insanları seviyordum tanrı da seviyordu, kadınları seviyordum tanrı da aşık oluyordu. tanrı yaratabileceği en güzel şeyleri belki cennetine saklamıştı ama dünya da hiç fena değil. cömertliği için ona minnetterım ve eşlik ettiği için bana bütün günahlarımda onu seviyorum. tanrı benim kalbim, sanırım hallacı mansur gibi söylemeliyim, tanrı benim!

hiçkimsenin inançlarına saygısızlık etmek için yazmadım bunları, beni yanlış anlamayın rica ederim. saygılar !

ilk mesajına cevap yazarken sonraki mesajını okuma gafletinde bulundum ve ilk mesajına yazmak için harcadığım zamana acıdım..

biz senden uzağız ağzından çıkanı kulağı duymayan,tanrıyla sarap tokuştururken ayağının altında böcek ezen ve günahsız böceklere acıyan adam.....!!!!



ve acıyoruz sana..!
 
Son düzenleme:

maatma

New member
Katılım
8 May 2009
Mesajlar
6
Tepkime puanı
0
Puanları
0
talha

talha

bana acıyın evet ! gaflet değil sizinkisi dikatsizlik olmalı. ama dikkat edin, ben tanrıyla şarap içemem çünkü tanrıya inanmıyorum, öyleyse tanrıya herhangi birşey söylüyor olamam. acıyın bana evet, tıpkı budhaya inanmadığım için bir hindunun da acıyacağı gibi, tıpkı peygambere putlara tapmadığı gibi acıyan putperestler gibi, acıyın bana tıpkı benim de size acıyabileceğim gibi !

bu arada alıntı yaptığınız ayetlerde ilk dikkatimi çeken kadınlar için uzun erkekler için kısa olması. kadınların uyacağı kuralları pek güzel belirlemiş. ayrıca ikinci olarak ziynet nedir ki? biliyorum tabi ki anlamını ama kadınların vücudu olduğunu nerden çıkarıyorlar. ayrıca baş örtüsü diyor şu kara çarşaf işi nereden çıkıyor. ayrıca tanrı sadece bu kadar kural koymuşsa çok güzel peki bütün islam toplumlarında kadın üzerindeki sosyal yaşamın her alanındaki yoğun kısıtlamalar nereden çıkıyor. kraldan çok kralcı olanlar mı.

ayrıca sözlerinizin bir kısmını benim forumdan ayrılmamı istediğiniz şeklinde youmladım. hay hay ! ayrılırım tabi ki, huzurunuzu kaçırmak istemem. konuşuyorum oysa sadece konuşuyorum üstelik tıpkı sizin gibi hakaret etmeden küçük düşürmeden yapmaya çalışıyorum bunu. fakat inancın yanında düşüncelerin ne anlamı var di mi. hem beni tanrı yazdıklarım için nasılsa cehennemimde cezalandıracak hiç değilse siz daha tahammülkar olabilirsiniz.
 

gönül dostu

New member
Katılım
10 Nis 2009
Mesajlar
688
Tepkime puanı
1,074
Puanları
0
Yaş
39
.

ölüm cezası örneğin, olmamalı, demişsin kardeşim ölüm cezasını şeriat yönetiminde en son verilen cezadır bunu anladığım kadarıyla bilmiyorsuninsanların ellerini falan kesmek gibi toplumu sakatlayan cezalar da olmamalı.demişsin İslamiyet bu cezayı hangi durumlarda verdiğini anladığım kadarıyla bilmiyoorsun . rabbimin bu konudaki emir kıstasalrı şudur eğerki bir kimse ihtiyacından dolayı ki bu ihtiyactan kasıt zaruri ihtiyactır bunlarda el kesmek gibi ceza söz konusu değil hatta bu ihtiyacı sölemişse ve o ihtiyacı sölediği kişi bunu imkanı olduğu halde gidermemişse o sorumludur. Bir zamanlar senin düşüncende bir öğretim görevlisi vardı oda aynı bu konu hakkında senin düşündüğünü savunuyordu Bİr gün bu öğretim görevlisinin arabası çalındı ona o zmn o hırsızı yakalasanız ne yaparsınız dendiğinde kafasını keserim diyordu
sonra ibadet; canım neden gereksin ki bu tür göstrişli jestler. tanrı hani kalbimizi okuyordu. biliyordur ona inandığımızı. mutlaka göstermemizi istiyorsa içimize belki bir şüphe düşer bilmiyor ne geçtiğini kalbimizden, imanımızı sınıyor diye.Biz insanlar her konuda aslında aciz yaratılmışız.ibadette insana aslında acizliğini hatırlatır .Ama sabırla yapılan ibadet insana ayrı bir haz verir ve ondan aldığın hazzın yerini hiçbir dünyalık dolduramaz ayrıca namaz gibi oruç gibi ibadetler insanna sıhat verir tıbbi olarakta insana yararı kanıtlanmıştır
yani kardeşim anlıycağın bu düşüncelerin boş ve batılaşam etkisinde sıkışmış özünü kaybetmiş düşünceler..inş.rabbim sana hidayet eder...
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Sayın maatma

Bu platforma Allah inancını ve İslam ahkamını aşağılamak amacı ile geldiniz ise lütfen formu terkedin.

Eğer amacınız Allah ve Rasülünün yolunu anlamak ise edebinizi koruyarak fikir teatisinde bulunun.

Bu denli derin ve anlamlı düşünebildiğinizi, yazabildiğinizi hissettiğinize göre, İslamForum kurallarını da okuyup, anlamış olmanız gerek. Sizi gerek prosedür olarak ve gerekse yazdığınız mesajlarda ki seviyesiz cümleleriniz nedeni ile buradan yazılı uyarıyorum!
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
seviyeli yaklaşımlarınız çok hoş. böyle inananların olması inanılan şeyi de güzelleştiriyor.

aklıma gelen ilk soru şu (kendi sorularımı cevaplayacağım böylece düşünce tarzım görünür olacak ve isteyen istediği gibi müdahale edebilecek):

tanrı neden kadın ve erkek arasındaki ilişkilere bu kadar karışıyor? : sağlıklı bir toplum kurabilmek için galiba. yoksa kadınları da erkekleri de bırakırdı, dilediklerini yapsınlar.

Önce şunu bilin ki, size verilen cevapların bir manası olsun. Allah bir ve tekdir. Eşi ve benzeri yoktur. Bütün varlıkları ve kainatı yoktan var eden O'dur. O ol dediği zaman ne dilerse olur, var olur ve öl dediği zaman dilediği ölür, yok olur.

O böyle bir Rabb'dir. İnsanları da yaratan, onlara can veren, onların huyunu ve suyunu da yaratan O'dur. Ve O insanlara, taa ruharını ilk yarattığı zaman sorduğu "ben sizin Rabb'inizmiyim" sorusuna aldığı "evet, sen bizim Rabb'imizsin" biatının gereği Dünyaya imtihan için göndermiştir.

Biz O'nun emirlerini tartışmaz, sadece uygularız ki "kul" olduğumuzun gereğini yapmış olalım.

Sen ki bir kul olarak, "tanrı neden kadın ve erkek arasındaki ilişkilere bu kadar karışıyor?" diyerek Rabb'inin işine karışmaya yelteniyorsan, kendinde bu cesaret ve hakkı görebiliyorsan, müsadenle seni yaradan senin nasıl hareket edeceğine karışsın, karar versin...


ama bunu medeni yasalarda, insan yapısı yasalar da yapabilir. acaba insanlar tanrının söylediklerini dinliyor da yasaları insan yapısı olduğu için uygulamaktan kaçıyorlar mı. hayır cezalar caydırıcı oluyor. ama yoksa tanrı herhangi bir ceza ile korkutmadan mı insanları sevk ediyor. hayır tabi ki onun da cehennemi var. türlü türlü tehditleri. sıfatlarında hem iyi hem de korkutucu olanlar var. üstelik o medeni yasadan bile ağır cezalar vereceğini söylüyor. taşlanarak ölmek ne kadar kötü olmalı. öyleyse tanrı tıpkı bir yasa koyucu gibi. evet tam olarak tanrı bunu yapıyor. yasa koyarak toplumların yaşantısını düzenliyor.

Allah Zülcelel Hazretleri insanlara emrediyor. Emir, hüküm, karar ve yasa, insanların yaşamlarında ki her fiiliyatın şekli benim emrim doğrultusunda olacaktır. O diyor ki, çünkü ben Allah'ım. Evet, O Allah'tır ve O'nun hükümlerinin yerine geçebilecek alternatif hüküm, daha iyi hüküm, daha sağlıklı hüküm yoktur. Çünkü O ilmin gerçek sahibidir, adaletin gerçek sahibidir, hak ve merhametin gerçek sahibidir. Dolayısı kul kanunları O'nun kanunlarının alternatifi olamayacağı gibi, huzur ve saadeti de temin etmekten acizdir.


ben tanrıya inanıyor muyum. evet hem de hepsine birden, bütün tanrılara ama böylece hiçbirine inanmamış da olmuyor muyum evet.

Sen Allah'a inanmıyorsan ki O tektir, O'ndan gayrı ilah yoktur, o takdirde önce O'na inanmak durumundasın. Zaten böyle bir ihtiyaç hissetmiyorsan, senin bize yazdıkların, bizim sana yazdıklarımız askıda kalacaktır, beyhudedir. Önce tevhid inancına iman etmelisin.

ancak tanrı düşüncesinin yararları olduğunu kabul etmeliyim. eski zamanlarda insanları tamamen kontrol altına almak için ya ordun olacak ve yasalarına uymalarını sağlayacaktın ya tanrı kurallarıyla onlara istediğini yaptıracaktın. bütün dinler özellikle kutsal olanları ve bana kalırsa en çok da islam dini, toplumsal huzuru sağlarlar. yararlı ancak sıkıcı bir yaşam vadediyorlar. bazılarının tanrıya ihtiyacı yoktur. ve eğer tanrı benim zavallı ruhuma (ruh ne demekse) ahirette işkence edecekse, bu da bilinmesini isterim ki, ruhumun sorunudur, o düşünsün artık. çok uzun olacak biliyorum: kimsenin okumasını beklemiyorum doğrusu. kendim için yazdığımı söyleyeyim. lütfen yorulmayın okuyarak, içtenlikle söylüyorum bunu.

Sağlıklı bir psikolojiniz, ruh haliniz olduğunu kabul ederek yazıyorum ki, en çok sizin gibi düşünen ve konuşanların O'na ihtiyacı vardır. Zaten sizin inanmak gibi bir derdiniz olmasaydı, burada, bu satırlarda bunları yazmazdınız... Değil mi?

ölüm cezası örneğin, olmamalı, insanların ellerini falan kesmek gibi toplumu sakatlayan cezalar da olmamalı. ama bunlar olmasa düzen sağlanamaz diyecekler. fakat abartılı değil mi. canım olsun birkaç kişinin eli kesilir belki ama, ölür bazıları ama toplum huzur içinde yaşar diyeceksiniz: ya o bir kaç kişi siz olsaydınız, insanların ellerini canlarını böyle kolay gözden çıkaramayız. o el o can tanrıya karşı çıktı diyeceksiniz, artık değerli değil diyeceksiniz,: öldürmeyin, kesmeyin düzelmesi için fırsat verin canını tanrıya adayacak, eli tanrının eli olacaktır belki de. tanrının çok acımasız olduğunu düşünüyorum en az yarattıkları kadar.


E birde şöyle düşün istersen...

Sabah uyanıp, o tertemiz suyu kendi bedeninin pislikleri ile kirletiyorsun. Sonra o güzelim tavukların ne sıkıntıyla yumurtladıkları yumurtayı onlara hiç sormadan bir lokmada yutuyorsun. Efendim öğlen o güzelim kuzunun kaburgasından iki kalem pirzoılayı yalanarak, bayılarak yutuyorsun ve niceleri....

Devam, bitmedi. O ne, tavan arasında bir mini minnacık fare. Hemen gereği yapılsın. Sıcaklar arttı, sinekler cirit atıyor, nerede şu kokusuz ilaç, hemen fısss ve bir bütün katliam...

Daha var. Kuşları, balıkları, kedi köpekleri sırf keyfin için esir ediyorsun. Köpeğin senin "gel" emrine uymasa, onu kendine uydurmak için türlü yolar deniyorsun, gözüne hoş görünsün diye de kulağını kuyruğunu kesiyorsun...

Şimdi düşün... Zaten anladınsa ne ala, anlayamıyorsan, anla...



sonra ibadet; canım neden gereksin ki bu tür göstrişli jestler. tanrı hani kalbimizi okuyordu. biliyordur ona inandığımızı. mutlaka göstermemizi istiyorsa içimize belki bir şüphe düşer bilmiyor ne geçtiğini kalbimizden, imanımızı sınıyor diye.

Eşin, çocuğun, anan, kardeşin... Sana sevgilerini hiç göstermeseler ve sana sadece şunu deseler, " kalbimde sana olan sevgiyi bir bilsen... " ne derdin?..

sonra kurban, neden tanrı onun için hayvanları kesmemizi istiyor. yazık değil mi onlara. hem merak ediyorum en ilkel dinlerde bile inandıkları toteme ya da bilmem hangi abuk şeye kurban sunarlarken tanrı nasıl oluyorda bu yapma tanrılar ve dinlerle aynı isteklerde bulunabiliyor. tanrı onun için birşey yapmamızı istiyorsa oturup göğe bakmamızı emretsin gün batımlarında.

Gün batımında sen zaten kendini tatmin için bakıyorsun istediğince. Ve canın her istediğinde de tavuk, kuzu, dana ne buluyorsan yutuyorsun da, ona itaatini göstermek adına keseceğin kurban neden zoruna gitsin?..


tanrı aç kalmamız istiyor ona sadık kullar olduğumuzu anlamak için. tanrı bir şeyler söylüyor, cahil kulları bunu nasıl anlıyor da neler neler yapıyor. ben en çok kadınları düşünüyorum. canım sen de müslüman kadınları düşünme, sanan ne diyecekler çıkar elbet, öyle bile olsa kardeşlerim ben yine de düşünüyorum.

Sen kadınları değil, kadınlardan sana gelebilecek faydalardan mahrumiyeti düşündüğün için ahh vah ediyorsun bence... :)


geçen gün durakta bekliyordum, belediye otobüsleri için yapılmış, üzeri çevrili bir durak. zemin karanlıktı, ileri geri yürüyordum, o an tam adımımı atıyorken durdum, ayağım havada kaldı, çatıdaki küçük bir delikten gün ışığı sızıp, yerde bir böceği aydınlatmıştı. "işte küçük dostum hayatın kurtuldu " dedim kendi kendime. geçip gitti ben devam ettim yürüyüşüme. 3 metrelik karanlık bir zeminde küçücük bir günışığı noktası. ve yaşamı buna bağlı böceğin. ya geri kalanı zeminin, ya orada ezdiğim böcekler söndürdüğüm yaşamlar. tanrı tek bir karanlık nokta bırakmamalı. yoksa neden onu kabul edeyim. günahsız böcekleri kurtarmayan bir tanrıyı istemiyorum. öyle huzurlu ve sakin ki hayatım, şaşırırsınız ne tanrı ne de başka bir mistik güç verebilirdi bana bu duyguyu. çocukluğumda ölümden korkardım, günah işlemekten, cehennemden, sonra gençliğimde günahlar işledim ve duyumsadım tanrının da benimle birlikte olduğunu. şarap içiyor çakırkeyif oluyordum tanrı da çakır keyif oluyordu, bütün insanları seviyordum tanrı da seviyordu, kadınları seviyordum tanrı da aşık oluyordu. tanrı yaratabileceği en güzel şeyleri belki cennetine saklamıştı ama dünya da hiç fena değil. cömertliği için ona minnetterım ve eşlik ettiği için bana bütün günahlarımda onu seviyorum. tanrı benim kalbim, sanırım hallacı mansur gibi söylemeliyim, tanrı benim!

hiçkimsenin inançlarına saygısızlık etmek için yazmadım bunları, beni yanlış anlamayın rica ederim. saygılar !


Seni bir hayli anlıyorum. Tabii bu son paragraf için malesef ceza alacaksınız. Çünkü bizim kitabımızda yok öyle "...... ...... kalbini bozma" muhabbeti. Ama şunu söyleyelim sana ki ey Allah'ın kulu, tövbe et ve Allah'ın emrine dön. Sen Rabb'in sana verdiği nimetleri ve huzuru kendi kerametinden sanma ve tövbe et. Unutma ki, O'ndan sana bir bela, bir tokat gelirse, o zaman kertenkeleler gibi " Ya Rabb, Ya Rabb" der yerlerde sürünürsün de iş işten geçmiş olur. Yazık sana... Bırak bu ateist ayaklarını derim...
 
Üst Alt