Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İslam, Peygamberimiz ve Tevrat

old_preacher

New member
Katılım
6 Eyl 2011
Mesajlar
271
Tepkime puanı
40
Puanları
0
İlginç bulduğum bir yazıyı paylaşmak istiyorum. Okumanızı tavsiye ederim.

-İslam'ın Kelime Anlamı

Kuran, Hz. Adem’den beri gelen bütün Peygamberleri müslüman (müslüman İslam olan demektir. Arapçada başa gelen "mü" takısıyla "İslam" kelimesinden türemiştir) olarak tanıtır. Müslüman kelimesi Allah’a teslim olmayı ifade eder. Ayrıca bu kelime barışta, emniyette olmayı da ifade eder. Sami dil alimlerinin vardığı kanaate göre İbranice "Şalom" kelimesi, Arapça "İslam" (Selam da aynı kökten gelir) kelimelerinin hepsi Samice’deki tek ve aynı kökten, yani "Şlama" kelimesinden türerler ve aynı anlama sahiptirler. Türkçe’de biz yanlış olarak Müslüman, İslam ifadelerini sadece Peygamberimize uyanlar için kullanıyoruz. Bu kelimeler Türkçe’ye anlamları daralarak girmişlerdir. Oysa bu kelimeler bütün Allah’ın gönderdiği dinlere uyanları ifade eder. Kuran’ın kullandığı bu kavramlara Eski Ahit’te şöyle rastlıyoruz.

Selametle (İslam’la) gelen Peygamberin söylediği eğer çıkarsa onun gerçekten Efendinin gönderdiği Peygamber olduğu anlaşılır.
Eski Ahit-Yeremya- 28, 9

Tercümede "Selametle" diye çevrilen bu kelimenin Eski Ahit’in orijinal dilinde "İslamla" aynı anlama geldiğini gördük. Tarihsel olarak Hz. Musa’dan sonra gelip de 1- Allah’ın varlığını, 2- Allah’tan başkasına tapmamayı, 3- Bütün Peygamberlerin onaylanmasını, 4- Ahiret gününe inanmayı, 5- Güzel ahlâkı savunmayı; öldürmeye, çalmaya karşı durmayı ve zayıfların, yetimlerin gözetilmesini söyleyen ve bunu dünya çapında yerleştiren iki Peygamberden biri Hz. İsa, diğeri Peygamberimiz Hz. Muhammed’dir. Eski Ahit’te geçen ifade, bir Peygamberin söylediklerinin çıkmasının ve Peygamberin İslam’la gelmesinin; O Peygamberin doğruluğunu göstereceğini söylüyor. Peygamberimiz’in söyledikleri sonucu milyarlarca insan, Allah’ı sevmiş, Allah’ın kudretinin sonsuzluğuna inanmış; Allah’ın, Peygamberimize verdiği kitapta tüm söylenenlerin doğruluğu ise tarihin ilerlemesi ve bilimin gelişmesiyle anlaşılmıştır. Eski Ahit’in hiçbir yerinde ise Hz. Musa’dan sonra Peygamber gelmeyeceğine dair bir açıklama yoktur. Hz. Muhammed’in Peygamberliğinin doğruluğunu Eski Ahit’e inanan bir kişi, sırf bu ifadeden bile anlayabilir. Üstelik Eski Ahit, bir Peygamberin selametle (İslam’la) gelmesini şart koşarken, İslam ismi en çok Hz. Muhammed ile
bütünleşmiştir.


-Muhammed İsmine İşaret

6- Her şeye Egemen Efendiniz diyor ki; "Bir kere daha, vakit azdır ve Ben göklerle yeri, denizle karayı sarsacağım.
7- Ve bütün milletleri sarsacağım ve bütün milletlerin Himada’sı gelecek ve bu mabedi şanla, şerefle dolduracağım der.
8- "Gümüş de, altın da benimdir" diyor her şeye Egemen Efendiniz.
9- Benim bu son evimin şöhreti ilkinden daha büyük olacak der kalabalıkların Efendisi.
Ve bu yerde Selam (Şalom) vereceğim der kalabalıkların Efendisi

Eski Ahit-Haggay-2, 6- 9.

Haggay 7’de orijinal metinde geçen “Himada” kelimesi, Arapça’da geçen Muhammed ismiyle aynı köklerden "H-M-D" gelmektedir ve genel olarak aynı anlamları taşımaktadır. Böylece Hz. Muhammed’in ismi veya isminin anlamını veren kelime gelecekte oluşacak görkemli bir olay ile beraber anılmaktadır. Eski Ahit’ten sonra gelen ve Allah’ın varlığını milyarlara yayan Muhammed Peygamberin gelişinden daha görkemli ne olabilir! Üstelik Haggay 9’da geçen
"Şalom" kelimesinin İslam ile aynı anlama geldiğini, aynı köke sahip olduklarını gördük. "Himada" kelimesinin Türkçe’ye "değerli eşyalar" anlamında çevrilmesi yüzünden Eski Ahit’i İbranicesinden takip etmeyenler bu inceliği görememektedirler.


-Peygamberimizin çıktığı yere işaret

1- Ve Allah adamı Musa’nın ölümünden önce İsrailoğullarına okuduğu hayır dua şudur.
2- Ve dedi: Efendiniz Sina’dan geldi. Ve onlara Seir’den doğdu. Paran dağından parladı.
Ve mukaddeslerin on binlercesinin içinden geldi. Onlar için sağ elinde alev alev yanan
ateş vardı.

Eski Ahit-Tesniye 33, 1-2

Vefatından önce Hz. Musa’nın duası gerçekten de ilginçtir. Bu ifadede geçen 1. yer olan Sina Dağı, Hz. Musa’nın çıktığı bölgedir. 2. yer Seir olup, Hz. İsa’nın çıktığı bölgedir. 3. yer ise Peygamberimiz Hz. Muhammed’in çıktığı bölgeyi ifade eden Paran Dağlarıdır. Böylelikle Hz. Musa’nın duasında söyledikleriyle; insanların tek Allah inancına inanmasını sağlayan, insanlığın geleceğinde yaygın şekilde kabul görecek, Allah’ın gönderdiği 3 din bir arada anılmaktadır. Bu ifade aynı zamanda Tevrat’ın kendisinden sonra gelen Hz. İsa’yı ve Hz. Muhammed’i onayladığının bir delilidir. Kuran nasıl sonda diğer Peygamberleri; Hz. Musa’yı ve Hz. İsa’yı onayladıysa, Tevrat da bunu başta gerçekleştirmiştir. Tesniye 33-2’de Peygamberimiz’in onbinlerin içinde geleceğinin söylenmesi, daha yaşarken
Peygamberimize onbinlerce insanın uyması bakımından, oluşmuş olan gerçeklikle tamamen uyumludur.


-Putları Kıracak, Kedar Halkından Olan Seçkin Kul

Eski Ahit İşaya bölümü 42’de geçen gelecek ile ilgili anlatımlar Peygamberimizle büyük bir uyum göstermektedir. Hz. Muhammed gerçekten de hem putları yok etmesiyle (8), hem daha sağken yeryüzüne hakim olup adaleti sağlamasıyla (3 ve 4) hem Ruh’tan (Cebrail) vahiy almasıyla (1) hem üstün ahlâkıyla (2 ve 3) hem insanlara ışık olup, körelmiş gönülleri iyileştirmesiyle (6 ve 7) hem Kuran gibi yeni bir vahyi insanlara duyurmasıyla (10) ve hem Hz. İbrahim’in oğlu, İsmail’in oğlu Kedar’ın soyundan olan bir toplumun üyesi olmasıyla (11) bu alıntılayacağımız Eski Ahit’ten bölümlere tam bir uygunluk göstermektedir.

1- İşte kendisine destek olduğum, gönlümün kendisinden razı olduğu seçtiğim kulum. Ruhumu onun üzerine koydum. Milletler için adaleti meydana çıkaracaktır.
2- Bağırıp çağırmayacak. Sokakta sesini yükseltmeyecek
3- Ezilmiş kamışı kırmayacak ve tüten fitili söndürmeyecek. Adaleti sadakatle ulaştıracak
4- Yeryüzünde adaleti sağlayana dek cesaretini yitirmeyecek ve kıyı halkları O’nun kanunlarını bekler.
5- Gökleri yaratıp, onları yayan, yeryüzünü ve ürününü seren, Dünya’daki insanlara soluk, orada yaşayanlara ruh veren Efendiniz diyor ki:
6- "Ben Efendin. Seni doğrulukla çağırdım. Elinden tutacak, seni koruyacağım, seni halka antlaşma ve uluslara ışık yapacağım.
7- Öyle ki kör gözleri açasın, zindandaki tutsakları ve cezaevi karanlığında yaşayanları özgür kılasın.
8- Ben Efendinim. Adım budur. Onurumu bir başkasına, övgülerimi putlara bırakmayacağım.
9- Bakın önceden bildirdiklerim gerçekleşti. Şimdi de yenilerini bildiriyorum, bunlar ortaya çıkmadan önce size duyuruyorum.
10- Ey denizlere açılanlar ve denizlerdeki her şey. Kıyılar ve kıyı halkları. Efendinize yeni bir ilahi söyleyin. Dünya’nın dört bucağından onu ezgilerle övün.
11- Çöl ve onun şehirleri, Kedar’ın oturduğu köyler seslerini yükseltsinler. Selada oturanlar terennüm etsinler, dağların doruklarından bağırsınlar.

Eski Ahit-İşaya-42, 1-11

İşaya’daki bu bölümleri okuyanlar, Hz. Muhammed’le, bu anlatımların uyumunu anlayacaklardır. Bu olayların ileride olacağının söylenmesi (9) de önemlidir. Demek ki bu müjde Hz. Musa zamanında ve daha önce açığa çıkmamıştır. İşaya 42. bölümün devamında 17’de, putperestlerin utandırılmasından bahsedilmesi de ilginçtir.

Dikkatli bir incelemeyle Eski Ahit’te daha birçok işaretler bulunabilir. Kuran’ın söylediklerini embriyolojiden astronomiye, jeolojiden arkeolojiye birçok bilim dalı onayladığı gibi, Eski Ahit’in işaretleri de desteklemektedir.


70- Ey Kutsal Kitabın bağlıları! Tanık olduğunuz halde, neden Allah’ın delillerini inkâr ediyorsunuz?
71- Ey Kutsal Kitabın bağlıları! Neden gerçeği yalanla örtüyor ve bile bile gerçeği gizliyorsunuz?

3- Ali İmran Suresi 70-71
 

old_preacher

New member
Katılım
6 Eyl 2011
Mesajlar
271
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Kuran Araştırmaları Grubu'nun ''Kuran, Hiç Tükenmeyen Mucize'' isimli kitabından alıntıdır.
 
Üst Alt