Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Islam Köleliğe Niçin Ve Nasil Müsaade Etmiştir

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
SORU: 1- İslami düzeninizde, müslümanların, harp esirlerinden köle ve cariye edinmelerini mubah görüyor musunuz? Yine, sizce, müslümanların ellerindeki köle ve cariyelerin alıp satmaları caiz midir?Keza, müslamanların, kendi karılarına ilaveten, hiçbir sayı tahdidi koymaksızın bu cariyelerden istifade etmeleri sizce mubah mıdır?
2- Bugün bazı ülkelerde yapıldığı gibi, harp esirlerinden edinilen köle ve cariyelerden ayrı olarak, birtakım insanların köle ve cariye olarak alınıp satılmalarını Pakistan’da İslami sisteminize göre mubah kabul edecek misiniz?
CEVAP:
Şeriat, ancak, müslümanlarla harbeden kafir milletler esir mubadelesine yanaşmadıkları veya ellerindeki müslüman esirleri fidye karşılığı serbest bırakmadıkları veya müslümanların ellerinde esir bulunan kafirleri fidye vererek kurtarmak istemedikleri takdirde harp esirlerinin köle yapılmasını mubah kılmıştır. Azıcık düşünecek olursanız ayan-beyan anlarsınız ki, harp esirleri, bir devletin mülkiyetine geçtikten sonra ya öldürülürler, vayahut da, bugün temerküz kampları diye bilinen yerlerde, bütün insani haklardan mahrum bir surette meccanen çalışmalara zorlanarak ömür boyu hapishane hayatına mahkum edilirler. Herkesçe bilinen birşeydir ki, böylesi bir hayat, onlar için zulüm, eziyet ve kahırdır. Bu bir tarafa, onların daimi bir şekilde yabancı unsur olarak yaşamalarının, binlerce, yüzbinlerce esiri elinde bulunduran bir devlet için hiç bir faydası yoktur. İşte bu durumda İslamın getirdiği hal çaresi, bu esirleri müslümanlar arasında fert fert dağıtmak ve onlara sosyal hayatta kanuni muayyen bir mevki (statü) kazandırmaktır. Esirlerle müslüman aileler arasında kurulan bu ilgi, onların toplumda daha insanca ve daha şereflice yaşamalarını ve günlerin geçmesiyle onların İslam toplumunda erimelerini sağlar.
Bu esirler üzerinde mülkiyet hakkına sahip olan müslümanlara gelince, şeriat, onlarla ilgili olarak da şu kanuni zorunluluğu koymuştur:Köle ve cariyeleri onlarla mükatebe yapmak istediklerinde, bu teklifi onların reddetme hakları yoktur. Mükatebe, herhangi bir köle veya cariyenin, sahibinden, belli bir para veya mal karşılığında hürriyetine kavuşma isteğinde bulunması demektir ki, köle veya cariye bu talepte bulunduğu zaman, efendisi kanunen ona belli bir süre tanımak mecburiyetindedir ve o sürenin bitiminde, şayet üzerinde anlaştıkları meblağı kazanıp ödeyebildiyse onu azad etmek zorundadır. Bunu açık bir şekilde emreden şu ayet-i celiledir:
“Kölelerinizden, hür olmak için bedel vermek üzere anlaşma teklif edenlerin isteklerini, eğer onlarda bir hayır görüyorsanız kabul edin (onlarla mükatebe yapın).
(Nur: 24/3)
Köle ve cariyeleri satman
ın mubah oluşunun anlamı, bir şahsın, köle ve cariyeleri üzerinde bulunan fidye alma -veya fidye almadan önceki istihdam etme- hakkını, mal veya para karşılığı bir başkasına devretmesinden ibarettir. Bu kanuni ruhsatta mevcut bulunan maslahat ve yararları, bir düşman askerine harp esiri olarak sahip olan bir kimse ancak tam manasıyla anlıyabilir. Bir esiri istihdam etmek kolay bir iş değildir. Nitekim, düşmandan esir alınmış bir kadını elde tutmak da öyle kolay ve basit bir iş değildir. Şayet, elinde bulunan harp esiri bir erkeği veya kadını istihdam etmekten aciz kalmış bir müslümanın, köle veya cariyesi üzerindeki mülkiyet hakkını bir başkasına devretmesine izin verilmiyecek olursa, bu esirler, birçok müslüman için, tedavi ve tamiri imkansız dert olurlar.
Harp esirleri, mubadele veya fidye alınmak suretiyle serbest bırakılmayarak da İslam devletinin elinde kaldıkları zaman, hangi hal çaresi acaba, kendisine devlet tarafından cariye teslim edilmiş olan müslümanın, kanunen bu kadınla cinsi ilişki kurma hakkına sahip olmasından daha etkili ve müessir olabilir?Şayet böyle bir çare ve tedbir bulunmasaydı, bu esirler, cemiyete ahlaksızlık ve hayasızlığın yayılmasına devamlı olarak vesile olurlardı. Kanuni yönden burada, mülkiyet hakkıyla nikah akdi arasında önemli bir fark yoktur. Bilakis köle veya cariyeye malik olma formülünde, hükümetin, bir kadını bir erkeğe herkesin bilgisi dahilinde ve gözü önünde, maruf bir vechile teslim ettiğini görürüz. Sonra, şeriat bu kadınlara ictimai birtakım mevkiler vermektedir. Mesela, bu kadınlardan birisi, herhangi bir şahsın mülkiyetine girdikten sonra, başka hiçbir erkeğin onunla cinsi alaka kurma hakkı yoktur ve ondan sonra meydana getireceği zürriyet, ancak ve ancak mülkiyetine girdiği o şahsa aittir ve cariyesinden olan zürriyeti, hür zevcesinden olan zürriyeti gibi o şahsa mirasçıdır. Yine şeriata göre, bir kimse, kendisinden çocuğu olan cariyesini satamaz ve kendisi ölür ölmez bu cariye hür olur.
Kendilerinden yararlan
ılan cariyelerin sayısına tahdit konulmamasının hikmeti, harplerde alınacak esirlerin sayılarının tahdidinin mümkün olmayışındandır. Herhangi bir harpte esir alınan kadınların sayısı büyük rakamlara ulaştığında, önceden alınan kararla cariyelerin şahıs başına sayısı sınırlanmış olsa, bu kadar cariyenin toplumda müslüman fertlere tevzii nasıl mümkün olsun?
Son asırlarda emirler ve servet sahibi zenginler şeriatteki bu ruhsatı kötüye kullandılar ve şehvetlerini tatmin için bunu bir vesile yaptılarsa, bu hal, şeriatteki açıklık ve tedbirsizlikten değil, onların şeriatın yüce maksadına muhalefet etmelerinden doğmuştur. Fakat Allah için söyler misiniz, bir zengin veya emir, şehevi oburluğunu gidermeyi ve kanunun tanıdığı ruhsatı kanunun amacı dışında istismar etmeyi istedikten sonra, nikah kaidesi dahi acaba bu adamı yolundan alıkoyabilir mi?Her gün yeni bir kadın nikahlayıp ertesi günü, bir yenisini almak üzere boşayamaz mı?
Bugün, bazı ülkelerde cereyan ettiğini söylediğiniz uygulamaya gelince, bu konuda tafsilatlı malumatım yoktur. Yalnız, mücerret bir prensip olarak şunu diyebilirim ki, hür insanları toplayıp, onları köle diye alıp satmak, şeriatte haramdır.

Ebul Ala Mevdudi
[/COLOR][/B]
 

Çilekeþ

New member
Katılım
10 Tem 2007
Mesajlar
243
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
33
Konum
Ýslambol
Sinan hocam gene güzel bir döküman hazırlamış İNŞAALLAH :) Ellerine , yüreğine sağlık hocam .Allah c.c. razı olsun
 
Üst Alt