E R H A N
New member
- Katılım
- 14 Ocak 2005
- Mesajlar
- 555
- Tepkime puanı
- 14
- Puanları
- 0
- Yaş
- 46
- Konum
- istanbul
- Web sitesi
- www.hidayetcagý.com
esselamualeykümverahmetullahveberekatuhu
bize bu imkanı verenlere Allah ın huzurunda sonsuz teşekkürlerimi bildiririm Allah razı olsun
İslâm ın bu günkü durumu;Sevgili kardeşlerim İslâm âlemi geçmiş yıllarda bir üstün hizmet anlayışının içindeydi,insanlığa hizmet açısından,ilme,fene, İslam âlemi çok şeyler kazandırmıştır.Avrupa ya medeniyeti götüren Endülüs devleti olmuştur
İlim oradan bütün avrupaya yayılmıştır ve İslâm âleminin düsünürleri İslâma çok şeyler kazandırmıştır.Bir El Cabir bugün cebir dediğimiz konuyu ortaya koyandır,yani negatif değerleri matematiğe kazandıran bilim adamı.Sadece pozitif değerler bilinmekteydi o güne kadar,El Cabir ilk defa olarak sıfırın altındaki değerleri matematiğe kazandırdı böylece matematik ilmi cebiri kazandı.Sıfırın altındaki değerlerle matematik ilmi Kuran gerçeğine ulaştı.Yani ne demek istiyoruz?Şunu demek istiyoruz Allah û Tealâ buyuruyor ki:
‘Biz her şeyi zıddıyla kaim kılarak çift yarattık.’
Yani ne kadar pozitif değer yarattıysak,o kadar da onun negatifini yarattık, diyor Allah û Tealâ.Ve sıfırdan artı sonsuza kadar ne kadar sayı varsa sıfırdan eksi sonsuza kadar da o kadar sayı var.Öyleyse Kuran gerçeği matematiğe El Cabir zamanında sokulmuştur ve Allah ın biz her şeyi zıddıyla kaim kılarak çift yarattık kanunu şekillenmiştir.Bugün insanlar nükleer fizik ve nükleer kimyada Allah ın Kuran da temel hedef olarak gösterdiği asli muhtevaya ulaşamamış durumdadırlar.İnsanlar negatif değerleri arıyorlar yani karşıt elektronların nerede depolandığını arıyorlar.Elektronlar bu âlemin varlıkları olduğu için her yerde,her fırsatta gözlenebiliyor ama karşıt elektronlar gözlenemiyor ve insanlar Allah ın kanunu bilmedikleri için bugünde 21.asırda maddenin temel faktörleri belli değil.Bundan asırlarca yıl önce El Cabir matematik ilmine negatif değerleri sokmayı başarmıştır yani matematikte bir devrim gerçekleştirmiştir bu sebeple Allah ın kanununa uygun bir sonuç matematiğe yerleşmiştir artık ilim negatifide,pozitifide kaplayan,sıfırın altınıda,üstünüde içeren bir bütünü oluşturmaktadır.
1920 li yıllarda Almanya da Van Brawn un devreye soktuğu füzeler 1600 lü yıllarda
Lâgali Hasan çelebi tarafından gerçekleştirilmiştir ve barutu macun haline getiren Lâgali Hasan çelebi,füzenin üzerine kendiside binerek havada uçmayı ve bir tarlanın üzerine inmeyi başarmıştır.Ondan 400-500 yıl sonra insanlar füzeyi devreye soktular.
İlk kanat takıp uçan kiş, galata kulesinden Üsküdar a kadar uçabilen Hazerfen Ahmet çelebidir,kanat takıp kuş gibi uçmayı başarmıştır.Kâğıdı devreye sokanda İslam Âlemidir.
Sevgili kardeşlerim,muhtevaya baktığımız zaman Osmanlı devrinde İslâm ın batıdan çok farklı üstünlükler taşıdığını görüyoruz.Batı aleminin,Avrupa nın hanlarındaki içki,fuhuş,cinayetler her an birbirini takip ederken,Osmanlılar kervansarayları vücûda getirdiler.Her dinden olan herkese açık olan Osmanlının kervansarayları,herkese belli bir süre dinlenme hakkını veriyordu ve de orda kavga gürültü asla olmazdı,hangi dinden olursa olsun insanlar orada hak sahibiydi,o vakfın misafiriydiler.Her kervansaray bir vakıfdan beslenirdi ve insanlara insan muamelesinin yapıldığı bir devreydi.
Sevgili kardeşlerim, Osmanlı dizaynına baktığımız zaman Osmanlının başlangıç devrelerinden itibaren Avrupa ya açılım Osmanlıyı Allah a yakın insanların oluşturduğu bir bütünlüğe kavuşturdu.Gerek Ahievran teşkilatı olsun,gerek baciyanirum teşkilatı olsun,erkek evliyalar ve hanım evliyalar ayrı ayrı bütünü oluşturdular,insanlara ahlâkı öğrettiler ve tıp ilminde şifa evlerini açan Osmanlılar tıp ilminde örnek insanlardılar. 10dk 45sn.
Osmanlı her şeyiyle yükselme devresi boyunca batıya örnek olmuştu yani 1299 dan 1687 ye kadar.Yaklaşık 400 yıllık bir yükselme devresi,İslam Alemi batıda yıldız gibi kıymetli bir yere sahip oldu.
Ve bir Piri Reis çıkıyor 1500 lü yıllarda bir dünya haritası çiziyor ve bu dünya haritası dünyadan 30 km yukarıdan çekilen günümüzdeki bir fotoğrafla aynı özellikleri taşıyor,Erzurum lu İbrahim Hakkı Hazretleri mezarının üzerine biz uzayı Çilının sokaklarından daha iyi biliriz diye yazıyor.
Sevgili kardeşlerim can dostlarım,gönül dostlarım İslam gerçekten dünya üzerinde büyük bir ilmi faaliyet göstermiştir,başarılı bir geçmişi söz konusu olmuştur.Sonra üstünlük adım adım batıya geçmiştir,makine devrimi baştan aşağıya batının eseridir ama sevgili kardeşlerim ilk dişliyi bulan Ebûl İz dir dünya üzerindeki ilk dişli tatbikatı Ebûl İz tarafından gerçekleştirilmiştir,bir İslam Alimi.
Şimdi neticeye bakıyoruz,İslâm Âlemi bugün perişan bir durumdadır.Dünya üzerindeki araştırma geliştirme labaratuarlarının en üst seviyede olduğu ülke Japonya dır.İslam Âlemi ise bu araştırma geliştirme labaratuarlarının en az olduğu bir dizaynı gösteriyor.İslâm Âlemi yoksul bir noktaya itilmiştir,dünyada medeniyeti temsil eden ülkeler hep hiristiyan ülkeler olmuştur.Ve adım adım İslâm Âlemi daha geride daha geride kalmıştır.
Ve geri kalmışlık denince akla İslâm geliyor.
Sevgili Kardeşlerim acaba arkasında ne var biliyormusunuz?Neden İslâm Âlemi dünya üzerinde artık söz sahibi değildir?
Çünkü İslâm Âlemi İslam ı yaşamıyor.Dünyanın en geri kalmış ülkeleri gerçekten teşhis doğrudur İslâm ülkeleridir.Adına İslâm ülkeleri demek doğrumu oda,ayrı bir konu.Çünkü bu gün dünyada artık İslâm ın yaşandığı bir ülke yok.Her ülkede küçük topluluklar belki oradaki nüfusun onda birinden daha az insan 14 asır evvelki Kuran daki İslâm ı yaşıyorlar ama bugün büyük çoğunluk İslâm ı yaşamıyor.Türkiye de İslâm ı yaşayan ülkelerden biridir ama aslında İslâm ı şeriat açısından yaşadığını iddia eden ve şeriat ilkelerinde yaşayan,ülkelere baktığımız zaman onlarında aslında İslâm ı yaşamadığını görüyoruz.İslâm sadece Şeriatın tatbik edildiği bir dizaynı ifade etmez.İslâm mutluluktur.İslâm dan her açıdan kopmuşuz sevgili kardeşlerim
can dostlarım,gönül dostlarım.
Bugünkü İslâm a baktığımız zaman görüntünün bu kadar korkunç oluşu,batıdan bu kadar İslam Âlemi nin geri kalmış oluşunun arkasında,adına İslâm Âlemi dediğimiz âlemin aslında İslâm ı yaşamadıkları gerçeğiyle karşı karşıyayız.İslâm ın yaşandığı devrelerde İslâm Âlemi de,Osmanlı da dünyaya örnek teşkil etmişti.Ama adım adım İslâm i yaşantı daha küçük,daha küçük,daha küçük kitlelerin yaşadığı bir din oldu.Bugün İslâm ülkelerinde İslam ı yaşayanlar o ülkenin onda birinden,yüzde onundan daima daha aşağıda kalanlardır.Diyen olacaktır ki Gerçekten İslâm ı yaşayan ülkelerde herkes yaşıyor,mesela Suudi Arabistan da,mesela Arap ülkelerinin diğerlerinde.Bu sadece bir iddiadır sevgili kardeşlerim aslında toplumun büyük kısmı yaşamıyor.Şeri hükümlerin tatbikatı başka şey İslâm ın yaşanmasın başka şeydir.İslâm bir manevi yaşam halidir ve İslâm ülkelerinde bu olay yaşanmıyor.Böyle bir şey için bugün yaşanan İslâm a bir göz atalım,bütün İslâm ülkelerinde büyük çoğunluk yani insanların yüzde doksanından fazlası İslâm ı bugün ki tatbikatıyla yaşamaktadırlar.Yani İslâm,bütün İslâm ülkelerinde;
Namaz kılmak,oruç tutmak,zekat vermek,hacca gitmek ve kelime i şahadet getirmekle çevrelenen bir İslâm i faaliyeti bi hâta eder,bunun ötesinde sadece çok geniş kapsamlı fıkıh ilmi öğrenilmekte ve öğretilmektedir ama bu da İslâm a döndürecek bir tesir icra etmemektedir.Evvela İslâm ı yaşamak,bu İslâm ın beş şartından ibaret değildir,daha başka bi ifadeyle İslâm ın beş şartı sadece ibadetlerdir ve oda eksiktir,bu beş şartın içerisinde zikir yok.
Sevgili kardeşlerim Allâh û teâla kuranda zikri farz kılmış.İslâm büyük eksikliklerin yaşandığı bir dünya nizamı kurmuş kendisine,asılların hepsi şeytanın İslâm ülkelerindeki hüküm ferma hedefleriyle İslâm i özelliğini kaybetmiş.Artık Kuran daki İslâm bugün dünyadaki İslâm ülkelerinde yaşanmıyor.İşte orada şeriat yaşanıyor İslâm daha nasıl yaşanır diye sual edenlere cevabımız var.
İslâm ın evvelce nasıl yaşandığına bakmak mecburiyetindeyiz.Peygamber efendimiz S.A.V devrindeki İslâm a bakmak mecburiyetindeyiz.İşte onlar Kuran daki İslâm ı yaşadılar.Allah ın Kuran da İslâm olarak indirdiği gerçek İslâm ı yaşadılar.Ve bu gün İslâm ülkelerinin toplam nufüsunun yüzde doksanından daha fazlası Kuran daki İslâm ı yaşamıyor.Kurandaki İslam bütün boyutlarıyla unutulmuş bir İslâm dır.İşte unutulmadığı devrede,var olduğu devrede İslâm dünya üzerinde söz sahibi olmuştur.Öyleyse bir İbni Hadzer e baktığınız zaman astıronom ile virgülden sonraki altı rakamı her seferinde tutturduğunu görürüz.
devamı var...
bize bu imkanı verenlere Allah ın huzurunda sonsuz teşekkürlerimi bildiririm Allah razı olsun
İslâm ın bu günkü durumu;Sevgili kardeşlerim İslâm âlemi geçmiş yıllarda bir üstün hizmet anlayışının içindeydi,insanlığa hizmet açısından,ilme,fene, İslam âlemi çok şeyler kazandırmıştır.Avrupa ya medeniyeti götüren Endülüs devleti olmuştur
İlim oradan bütün avrupaya yayılmıştır ve İslâm âleminin düsünürleri İslâma çok şeyler kazandırmıştır.Bir El Cabir bugün cebir dediğimiz konuyu ortaya koyandır,yani negatif değerleri matematiğe kazandıran bilim adamı.Sadece pozitif değerler bilinmekteydi o güne kadar,El Cabir ilk defa olarak sıfırın altındaki değerleri matematiğe kazandırdı böylece matematik ilmi cebiri kazandı.Sıfırın altındaki değerlerle matematik ilmi Kuran gerçeğine ulaştı.Yani ne demek istiyoruz?Şunu demek istiyoruz Allah û Tealâ buyuruyor ki:
‘Biz her şeyi zıddıyla kaim kılarak çift yarattık.’
Yani ne kadar pozitif değer yarattıysak,o kadar da onun negatifini yarattık, diyor Allah û Tealâ.Ve sıfırdan artı sonsuza kadar ne kadar sayı varsa sıfırdan eksi sonsuza kadar da o kadar sayı var.Öyleyse Kuran gerçeği matematiğe El Cabir zamanında sokulmuştur ve Allah ın biz her şeyi zıddıyla kaim kılarak çift yarattık kanunu şekillenmiştir.Bugün insanlar nükleer fizik ve nükleer kimyada Allah ın Kuran da temel hedef olarak gösterdiği asli muhtevaya ulaşamamış durumdadırlar.İnsanlar negatif değerleri arıyorlar yani karşıt elektronların nerede depolandığını arıyorlar.Elektronlar bu âlemin varlıkları olduğu için her yerde,her fırsatta gözlenebiliyor ama karşıt elektronlar gözlenemiyor ve insanlar Allah ın kanunu bilmedikleri için bugünde 21.asırda maddenin temel faktörleri belli değil.Bundan asırlarca yıl önce El Cabir matematik ilmine negatif değerleri sokmayı başarmıştır yani matematikte bir devrim gerçekleştirmiştir bu sebeple Allah ın kanununa uygun bir sonuç matematiğe yerleşmiştir artık ilim negatifide,pozitifide kaplayan,sıfırın altınıda,üstünüde içeren bir bütünü oluşturmaktadır.
1920 li yıllarda Almanya da Van Brawn un devreye soktuğu füzeler 1600 lü yıllarda
Lâgali Hasan çelebi tarafından gerçekleştirilmiştir ve barutu macun haline getiren Lâgali Hasan çelebi,füzenin üzerine kendiside binerek havada uçmayı ve bir tarlanın üzerine inmeyi başarmıştır.Ondan 400-500 yıl sonra insanlar füzeyi devreye soktular.
İlk kanat takıp uçan kiş, galata kulesinden Üsküdar a kadar uçabilen Hazerfen Ahmet çelebidir,kanat takıp kuş gibi uçmayı başarmıştır.Kâğıdı devreye sokanda İslam Âlemidir.
Sevgili kardeşlerim,muhtevaya baktığımız zaman Osmanlı devrinde İslâm ın batıdan çok farklı üstünlükler taşıdığını görüyoruz.Batı aleminin,Avrupa nın hanlarındaki içki,fuhuş,cinayetler her an birbirini takip ederken,Osmanlılar kervansarayları vücûda getirdiler.Her dinden olan herkese açık olan Osmanlının kervansarayları,herkese belli bir süre dinlenme hakkını veriyordu ve de orda kavga gürültü asla olmazdı,hangi dinden olursa olsun insanlar orada hak sahibiydi,o vakfın misafiriydiler.Her kervansaray bir vakıfdan beslenirdi ve insanlara insan muamelesinin yapıldığı bir devreydi.
Sevgili kardeşlerim, Osmanlı dizaynına baktığımız zaman Osmanlının başlangıç devrelerinden itibaren Avrupa ya açılım Osmanlıyı Allah a yakın insanların oluşturduğu bir bütünlüğe kavuşturdu.Gerek Ahievran teşkilatı olsun,gerek baciyanirum teşkilatı olsun,erkek evliyalar ve hanım evliyalar ayrı ayrı bütünü oluşturdular,insanlara ahlâkı öğrettiler ve tıp ilminde şifa evlerini açan Osmanlılar tıp ilminde örnek insanlardılar. 10dk 45sn.
Osmanlı her şeyiyle yükselme devresi boyunca batıya örnek olmuştu yani 1299 dan 1687 ye kadar.Yaklaşık 400 yıllık bir yükselme devresi,İslam Alemi batıda yıldız gibi kıymetli bir yere sahip oldu.
Ve bir Piri Reis çıkıyor 1500 lü yıllarda bir dünya haritası çiziyor ve bu dünya haritası dünyadan 30 km yukarıdan çekilen günümüzdeki bir fotoğrafla aynı özellikleri taşıyor,Erzurum lu İbrahim Hakkı Hazretleri mezarının üzerine biz uzayı Çilının sokaklarından daha iyi biliriz diye yazıyor.
Sevgili kardeşlerim can dostlarım,gönül dostlarım İslam gerçekten dünya üzerinde büyük bir ilmi faaliyet göstermiştir,başarılı bir geçmişi söz konusu olmuştur.Sonra üstünlük adım adım batıya geçmiştir,makine devrimi baştan aşağıya batının eseridir ama sevgili kardeşlerim ilk dişliyi bulan Ebûl İz dir dünya üzerindeki ilk dişli tatbikatı Ebûl İz tarafından gerçekleştirilmiştir,bir İslam Alimi.
Şimdi neticeye bakıyoruz,İslâm Âlemi bugün perişan bir durumdadır.Dünya üzerindeki araştırma geliştirme labaratuarlarının en üst seviyede olduğu ülke Japonya dır.İslam Âlemi ise bu araştırma geliştirme labaratuarlarının en az olduğu bir dizaynı gösteriyor.İslâm Âlemi yoksul bir noktaya itilmiştir,dünyada medeniyeti temsil eden ülkeler hep hiristiyan ülkeler olmuştur.Ve adım adım İslâm Âlemi daha geride daha geride kalmıştır.
Ve geri kalmışlık denince akla İslâm geliyor.
Sevgili Kardeşlerim acaba arkasında ne var biliyormusunuz?Neden İslâm Âlemi dünya üzerinde artık söz sahibi değildir?
Çünkü İslâm Âlemi İslam ı yaşamıyor.Dünyanın en geri kalmış ülkeleri gerçekten teşhis doğrudur İslâm ülkeleridir.Adına İslâm ülkeleri demek doğrumu oda,ayrı bir konu.Çünkü bu gün dünyada artık İslâm ın yaşandığı bir ülke yok.Her ülkede küçük topluluklar belki oradaki nüfusun onda birinden daha az insan 14 asır evvelki Kuran daki İslâm ı yaşıyorlar ama bugün büyük çoğunluk İslâm ı yaşamıyor.Türkiye de İslâm ı yaşayan ülkelerden biridir ama aslında İslâm ı şeriat açısından yaşadığını iddia eden ve şeriat ilkelerinde yaşayan,ülkelere baktığımız zaman onlarında aslında İslâm ı yaşamadığını görüyoruz.İslâm sadece Şeriatın tatbik edildiği bir dizaynı ifade etmez.İslâm mutluluktur.İslâm dan her açıdan kopmuşuz sevgili kardeşlerim
can dostlarım,gönül dostlarım.
Bugünkü İslâm a baktığımız zaman görüntünün bu kadar korkunç oluşu,batıdan bu kadar İslam Âlemi nin geri kalmış oluşunun arkasında,adına İslâm Âlemi dediğimiz âlemin aslında İslâm ı yaşamadıkları gerçeğiyle karşı karşıyayız.İslâm ın yaşandığı devrelerde İslâm Âlemi de,Osmanlı da dünyaya örnek teşkil etmişti.Ama adım adım İslâm i yaşantı daha küçük,daha küçük,daha küçük kitlelerin yaşadığı bir din oldu.Bugün İslâm ülkelerinde İslam ı yaşayanlar o ülkenin onda birinden,yüzde onundan daima daha aşağıda kalanlardır.Diyen olacaktır ki Gerçekten İslâm ı yaşayan ülkelerde herkes yaşıyor,mesela Suudi Arabistan da,mesela Arap ülkelerinin diğerlerinde.Bu sadece bir iddiadır sevgili kardeşlerim aslında toplumun büyük kısmı yaşamıyor.Şeri hükümlerin tatbikatı başka şey İslâm ın yaşanmasın başka şeydir.İslâm bir manevi yaşam halidir ve İslâm ülkelerinde bu olay yaşanmıyor.Böyle bir şey için bugün yaşanan İslâm a bir göz atalım,bütün İslâm ülkelerinde büyük çoğunluk yani insanların yüzde doksanından fazlası İslâm ı bugün ki tatbikatıyla yaşamaktadırlar.Yani İslâm,bütün İslâm ülkelerinde;
Namaz kılmak,oruç tutmak,zekat vermek,hacca gitmek ve kelime i şahadet getirmekle çevrelenen bir İslâm i faaliyeti bi hâta eder,bunun ötesinde sadece çok geniş kapsamlı fıkıh ilmi öğrenilmekte ve öğretilmektedir ama bu da İslâm a döndürecek bir tesir icra etmemektedir.Evvela İslâm ı yaşamak,bu İslâm ın beş şartından ibaret değildir,daha başka bi ifadeyle İslâm ın beş şartı sadece ibadetlerdir ve oda eksiktir,bu beş şartın içerisinde zikir yok.
Sevgili kardeşlerim Allâh û teâla kuranda zikri farz kılmış.İslâm büyük eksikliklerin yaşandığı bir dünya nizamı kurmuş kendisine,asılların hepsi şeytanın İslâm ülkelerindeki hüküm ferma hedefleriyle İslâm i özelliğini kaybetmiş.Artık Kuran daki İslâm bugün dünyadaki İslâm ülkelerinde yaşanmıyor.İşte orada şeriat yaşanıyor İslâm daha nasıl yaşanır diye sual edenlere cevabımız var.
İslâm ın evvelce nasıl yaşandığına bakmak mecburiyetindeyiz.Peygamber efendimiz S.A.V devrindeki İslâm a bakmak mecburiyetindeyiz.İşte onlar Kuran daki İslâm ı yaşadılar.Allah ın Kuran da İslâm olarak indirdiği gerçek İslâm ı yaşadılar.Ve bu gün İslâm ülkelerinin toplam nufüsunun yüzde doksanından daha fazlası Kuran daki İslâm ı yaşamıyor.Kurandaki İslam bütün boyutlarıyla unutulmuş bir İslâm dır.İşte unutulmadığı devrede,var olduğu devrede İslâm dünya üzerinde söz sahibi olmuştur.Öyleyse bir İbni Hadzer e baktığınız zaman astıronom ile virgülden sonraki altı rakamı her seferinde tutturduğunu görürüz.
devamı var...