İntiharın anatomisi

Z

Zippo

Guest

• 1 Şub 2009

• #1

Evhamlı ruhun titreyen dizeleri..

Şizofreni olmuş kayıtsız nağmeler...

İçsel seslerin dışa vurumu...

Kör yankılar dövüş selinde...

İçinden geçen şehirler...

Nazara gelmiş dualar...

Kadife gecelere ser tütünü...

Yanan yıldızlara cakmak tutsam...

Küle düşse ayın hilali..

Zemheriye dönse bakan gözler..

Güze dönermi geçtiğim?

Balçığa bulansa geçtiğim yollar...

Ser olsa biçtiğim sonlar...

Rakkas etse bülbüller...

Güller solunca...

Ölüm konunca dama...

Söz geçermi zamana?..

Niyet olsa kızıla gülen sular.

Cemre konsa kışa olmazmı yalan..

Saban etsem ömrümü doyarmı iman..

Şimdi söyle..

Her güne bir ÖLÜM yeter mi?..

 

Z

Zippo

Guest

• 1 Şub 2009

• #2

Şairden ressama hezeyan..

Aynı tuale sığan iki siluet..

Biri kasım..

Düş günü..

Şehirler düşerken...

Mihracını kaybetmiş Ankara..

Ayaza donarmı fevri rüzgar..

Savurgan sevdalar berduş köprüsünde..

Biri kurşun gök bozumu...

Diğeri çalı kuşu yongası..

Koyu rıhtımlarda boş kayıkhaneler..

Lodosa çattım sabah 4 uykusunda...

Biri nisan...

Mahreme dolan baharda...

Uyuyan doğayı seyrettim...

Bir birinden habersiz bi günde..

Mitolojik kahramanların salıngacları asılı asrı alemde...

Her tanının öğretisi kör ebeler...

Yağmurların hıckırıklarında şiirleri kaybettim...

Şehirler gibi...

 

Z

Zippo

Guest

• 1 Şub 2009

• #3

Uçarı cocuğun yeşil hikayesi...

Merdiven başında düşmüştü..

Bilmiyorum..

Ceplerinde sakırdayan gürültüsü vardı yalnızlığı...

Gölgeler arası yollarda...

Gelmiyorum..

Hiç bitmeyen vagon düşüydü..

Son yazıydı kışın..

Gurbetti.

Sevmiyorum..

Güne karışan kara dumanıydı efkarın

Hakkı yokki kalanın geçilmezdi ..

Aslında...

Sarıya dökülmüştü ağarmış saçlar..

Kara kaşlarında düşmüştü ilk..

Yağmura bağışladı düştüğü nehirleri..

Boyunca yalnızlık doyumca sessizlik..

Sitemsiz boş kağıtlar ..

Herşey gibi yersiz..

Hepsi....hepsi...

Aslında

HİÇBİRİ...

 

Z

Zippo

Guest

• 1 Şub 2009

• #4

Sarhoş nidaların ayyaş yüzleri

Kurumuş hayatlar kaldırım sofrasında

Karışık ecel törpüsü

Seher tası varoşluğunda

Sabrın öfkesi var sarhoş çorbasında

Ağız dolusu küfürler savururken geceye

Azık ettim elifi şarabın bilmelerinde

Coşkun denizler feryad

Ah et hayat

Yakan gecenin avlusunda

Ne sağında ne solunda

Ortasında gecenin

Sıralı voltalar sağır nağmeler

Ağıt hiçliğinde kalabalık cığlıklar

Anlamsız duvarlar boş kabuslarla bezenmiş

Göçebe ruhlar durağında son dua

Ne biri ne diğeri

Haydisi var kalemin ölüm ipliğinde

 

Z

Zippo

Guest

• 1 Şub 2009

• #5

Dar rapsodinin çıkmaz varlığı..

Malum ve makul olan ..

Elemden öte ecel kabusu...

Makus viranın boş çıkmazlarından...

Faydası yok artık seyyah siyaha...

Ezeli yada ebedi süreç...

Beyaz yada benler intiharı...

Masum olanın layıkı serseri ölümler...

Alından kaf giymiş dağ misali..

Say üzümleri serap sandığım...

Ölüm destisi şeri düğümlerde.....

Her atlayışın her düşüşü...

Kör kuyu kefesi...

Elim keşkesi...

Kaç dimağa bir kader hediye...

Sızlayan yaraların kabuk ağrısı..

Hercai rüzgarların kayıp sancısı..

Ölüme söz versem...

Ona da gün gerek...

 

M

mhmt

New member

Katılım

7 Kas 2006

Mesajlar

2,965

Tepkime puanı

715

Puanları

0

• 1 Şub 2009

• #6

Üstad Eline sağlık.
MaşaAllah. Yazıp yazıp gidiyorsun..
Buralara da uğra..

selametle..