Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İnşirah suresi

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Bismillahirrahmanirrahim.

Elemneşrahleke sadrek

Veve dagna anke vizrak

Ellezi angade zahrek

Vere fağnağlake zikrek

Fe inna maal usri yusran

İnna maal usru yusra

Fe iza feragte fensab

Ve ila Rabbike fergab.


Son günlerde forumda gezinen bazı konuların ve sözlerin ne kadar anlamsız olduğunu gelin bu ayet ile hep beraber ortaya koyalım. Doğru her zaman olduğu gibi mübarek ayetlerden fışkırarak tecelli etsin.

Bu ayet sizce neden bahsediyor ? Neyi kapsıyor ve neyi emrediyor. Bu ayetin nüzul hikmeti ne ?
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
"Allah her kimi hidayete erdirmek isterse onun göğsünü İslâm'a açar. Her kimi de sapıklığa düşürmek isterse onun da kalbini daraltıp sıkıştırır."(En'âm, 6/125)

bu ayeti de ekleyebilirmiyiz abi..
 
H

hüma-gül

Guest
"göğsü genişletmek"ten murad, marifetullah ve taatla alakalı bir husustur. Hz. Peygamber, risaletle görevlendirildikten sonra, insanların karşı koyması neticesinde, biraz dışlanmış, yalnız kalmış, bir çok sıkıntıya maruz kalmış, "yüreği daralmış"tı. Bu bunaltı, rahatsızlık normal bir insan için katlanılmaz seviyede iken Allah Teala, O'na bu sıkıntılarını küçük gösterecek, üstlendiği her şeyi kapsayan ve onu güçlü kılan 'ayet'ler verdi. Kendisine yönelen tehditler, eziyetler karşısında iltica makamı olarak Allah (cc)'ı görebiliyor, O'na hakkıyla teslim olabiliyordu. Hz. Peygamber'in göğsü genişletilince, bütün işlerini canı sıkılmadan, morali bozulmadan, endişeye kapılmadan, tam bir güven içerisinde yapma yetisi kazandı. Öyle ki ister sıkıntılı, ister huzurlu, rahat anlarında olsun, hep gönlü ferah ve görevi ile meşgul hale geldi.
Senin sırtına ağır gelen yükünü de kaldırıp attık.

Buradaki yükten asıl murad, hakkıyla yerine getirme, gereklerini ifa ettme ve hukukunu görüp gözetmekten ötürü, Hz. Peygamber'in sırtın ağır gelen nübüvvet yükünün hafifletilmesidir, kolaylaştırılmasıdır. Görevlerini azaltma ya da bazı fonksiyonlarını geri çekme şeklinde bir kolaylaştırmadan ziyade, daha sağlam, geniş bir kalp, daha engin bir güven, daha esaslı bir teslimiyet risaleti paygambere daha kolay yapmış.

Senin namını da yükselttik.

Muhammed (AS)'ın peygamber oluşu, yerde ve gökte meşhur oluşu, isminin arş üzerine yazılışı, kelime-i şehadette ve tahiyyatta adının Allah adıyla birlikte zikredilişi, kendisiyle peygamberliğin noktalanışı, mekke'ye, medine'ye, sonra Arap yarımadasına hükmedişi, "Kim Allah'a ve Rasulune itaat ederse.." ve benzeri eyetlerde ismini Allah'la birlikte anılması hep bu ayetle kastedilen durumlardır.

Demek, hakikaten güçlükle beraber kolaylık var. Muhakkak güçlükle beraber kolaylık var.

Güç görünen, zor görünen bir çok şey, o işe giriştikten sonra, mücadeleyi verdikten sonra, Allah'a teslim olduktan sonra kolaylaşacaktır
O halde boş kaldın mı, yine kalk (başka bir iş ve ibadetle) yorul.

Cenab-ı Hak, Peygambere daha önceki nimetlerini hatırlatıp, O'na ve ümmetine ilerde bir takım nimetler ihsan edeceği vadini verince, Peygamberi ve ümmeti bu nimetlere şükretmeye teşvik etmiştir. başları belada iken Allah'a yönelen ama Allah onları kurtarınca O'nu unutuveren ve tekrar sapıklığa dönen insanlar gibi olma, şükret ve ibadetle yorul.

Ve ancak Rabb'ini arzula.

Rağbet ve arzunu Rabbine yönelt. Ancak O'na tevekkül et. Yalnız, Rabb'ine sevgiyle yönel. Her güçlükle bir kolaylığın var oluşunun sırrı, işlerde Allah'a yönelmedir, O'na sarılmadır, teslim olmadır.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Tebrik ederim Hümagül hanım, gayet güzel açıklamalarda bulunmuşsunuz.

Bu sure Mekke'de ilk inen sureler içerisinde yer almıştır. Nüzul sıralamasında 12. sırada, Duha suresinden sonra yer alır. Allah'ın (cc) risalet ile görevlendirdiği Kuluna (s.a.v.) bir nevi imtiyazı gibi de algılanabilir. Hepimizin bildiği gibi Peygamberimiz (s.a.v.) ümmi, okuma yazması olmayan bir insandı. Bir büyük Din O'nun (s.a.v.) aracılığı ile inecekti ve buna hazırlanması gerekirdi. Bu hazırlık zahiri ve manevi bir takım tedbirlerin ve gerekli olduğu görülen uygulamaların habercisidir. Düşünün, bir yeni doğan bebeği, anne sütü haricinde ne verirseniz verin en faydalı gıda dahi olsa bünyesi kabul etmez. Çünkü fıtrat gereği buna uygun ortamı henüz oluşmamıştır. Ama bu bebeğin sindirim sistemi için gerekli organları tam neden yemiyor ki diyemezsiniz. Derseniz, zaten size gülerler. Bunun gibi o güne kadar Hazreti İbrahim'e (a.s.) inenler ile amel ve taatte bulunan bir insanda Allah (cc) inancı zaten vardı ve o yönde bir yolda gidiyordu ama direk ayet ışığı ve yükümlülüğüne henüz girmemişti. Allah (cc) inancı (aynı bebekteki sindirim sistemi gibi) haddi zatında fıtraten vardı fakat bunu kaldıracak sadr henüz istenilen şartlara gelmemişti. Bunu da zaten ilk inen ayetlerde konunun geçtiği ortamdan ve sonrasından anlayabiliyoruz. Aşırı bir titreme ve korku, üşüme hali...Maneviyatın ağırlığından oluşan zahiri belirtiler ilk inen ayetlerde kendini ortaya koymuştu. Oysa daha nice ayetler peşpeşe inecekti, ve hatta bazı ayetler inerken secde emrinin haşyeti ile nüzul ediyorduki; buna bir insanın anlayış ve kavrama melekesinin artmasını mecbur kılıyordu. Allah (cc) işte Kuluna (s.a.v.) böyle yardım ediyor ve O'nu (s.a.v.) yeri geliyor gecenin bir yarısı "ayetlerinden bir miktarını göstermek için etrafını mubarek kıldığı mescidi haramdan mescidi aksaya" gezdiriyordu. Bir rüyada eminim bir çoğunuzun başına gelmiştir, rüyanızda yükseğe çıktığını görürsünüz endişe ile ayağınızı uzatıp basmak istersiniz ve ayağınız boşluğa gelmiş gibi olur ve sıçrarsınız ya hani, ruh farklı bir mekanda ceset farklı bir mekandadır ve ikisinin birleştiği nokta sıçrama anıdır ya işte bunun gibi ruhi sıçramaların da olduğu bir ortamda Risalet yükü ile görevli bir Peygamber (s.a.v.) "o nefsinden konuşmaz" ayetinin gerçeğini yansıtmak amacı ile bizzat koruma altına alınmıştır bu ayetler ile. Ve açıklanması gereğini doğurmuştur, en başta yalan söylemeyeceği bildirilerek. Sonra da bizzat Resullerin (a.s.v.) sorguya çekileceği o günün dehşetini de haber verdiki, ben burayı anlayamamıştım o yüzden anlatamamıştım gibi bir özür beyan etmesin diye. "...Sonra elbette peygamber gönderilen ümmetlere soracağız! [Onlara size gönderilen peygamberleri nasıl ve ne cevap ile karşıladınız ? diye sorguya çekeceğiz, peygamberlere de; ne şekilde, ne cevap ile karşılandınız ? diye soracağız] Soracağız da kendilerine karşı olan-biteni mutlak bir ilim ile behemehal (mutlaka) anlatacağız. Öyle ya, biz onlardan gaip değildik!"

İşte bu ve bunun gibi indilirilen ayetleri tebliğ etmesi istenilen insanın (s.a.v.), en başta hepsini kapsayacak ilim ve irfanı kendisinin yüklenmesinin gerekliliği gibi bir anlayışı da kabul ederek, O'nu (s.a.v.) hazırlama aşaması içerisinde bu sadrı genişletme meselesini, en gereki öz hazırlıklardan kabul ediyor da diyebiliriz inşallah. Her şeyin en doğrusunu şüphesiz yine Allah (cc) bilir.
 

unzurna

New member
Katılım
12 Ocak 2007
Mesajlar
542
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
57
94 - İNŞİRÂH SÛRESİ

Mekke döneminde inmiştir. 8 âyettir. İnşirah, açılmak, genişlemek demektir.

Bismillahirrahmânirrahîm
1.

(Ey Muhammed!) Senin göğsünü açıp genişletmedik mi?
2,3.

Belini büken yükünü üzerinden kaldırmadık mı?
4.

Senin şânını yükseltmedik mi?
5.

Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır.
6.

Gerçekten, güçlükle beraber bir kolaylık vardır.
7.

Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul.
8.

Ancak Rabbine yönel ve yalvar.

Bende Diyanet'in mealininden yazdım. Bu sürede peygamber efendimizin İslamiyeti yayarken çektiği sıkıntıları üzerinden atmasının Allah'ın yardımı ile olduğunu, bizler içinde gerçek müslüman olmak şartıyla bu yardımın her zaman olacağını, ayrıca Allah her zaman sıkıntılar içinde muhakkak bir dinlenme, kolaylama yerlerinin olduğunu belirtmiştir. Allah kimseye kaldıramayacağı yükü vermez, teklif bile etmez ayeti bunuda desteklemektedir. Peygamber efendimizin sıkıntılarını az çok öğrendikten sonra bize anlatılmak istenen doğru ol yardım gör, her işte zaten yardım yerleri vardır, ilerlemek ve öğrenmek için çalış. Allah'a güven.
 
Üst Alt