[FONT=Times New Roman, serif]İlah Edinme İhtiyacı[/FONT]
'İlah edinme', kaçınılması mümkün olmayan bir psikolojik ihtiyaç olarak görülüyor.
"İnsanların ilk tarihi günlerden itibaren inandıkları çeşitli putlar bir köklü ihtiyacın ifadesidir. İnsanlar karşılaştıkları büyük tehlikeler ve yoksunluklar karşısında; ihtiyaçlarının doyurulması, tehlikelerin azaltılması veya yok edilmesi için; kendisini yaşatacak, ona zor anlarında yardım edecek, onu mutlu kılacak bir güce ihtiyaç duymuş ve inanmıştır. İnsanın 'put'da toplanan, kutsal ve insanüstü güçten beklediği, bir üstün gerçeklik ve enerjidir. Zamanda ve zamanı yaşayan insan, asırlar boyunca dağınık hayatını toplamak ve bir şeye dayanmak zorunda kalmıştır. İşte, bu toplama gücünün kurtarıcı enerjisi (şirk içindeki toplumlar tarafından) putlarda bulunmuştur." Bu zan sonucu oluşan etkileşimle kutsallaştırma sürecine girilmiştir.
Bir şeyleri kutsallaştırma, ilahlaştırma ve onlara tapma eğilimi, hemen her devirde var olagelmiştir.
Konu ihtiyaç açısından ele alındığında putlaştırılan nesne ve objeler üç grupta toplanabilmektedir:
1. Günlük zevk, heyecan ve ihtiyaçları doyuran, kompleksli ruhlara hitabeden geçici putlar (putlaştırmalar):
Birçok sanatçılar, sporcular, şu veya bu devrin halkta coşku uyandıran hatipleri, büyüleyici mistikler, büyük şarlatanlar bu grupta toplanabilir. Bunun ekstrem örneklerini pek çok milletin hayatında görmek mümkün.
Hayatı ve birkaç yıl Rus devletinin yönetiminde oynadığı menfî rolü ile Rasputin gibilerden, gençlik yıllarında 'Sarışın Bomba' ismini alan artistin, filmlerinin gösterildiği sinema kapılarının önünde halkın kuyruklar halinde toplanmasına bir yerde göründüğü zaman; binlerce insanın üstüne üşüştüğünü, fotoğrafçıların birbirleriyle yarışırcasına resimlerini çektiği sanatçılar, gençlerin büyük bir coşkuyla resimlerini yanlarında taşıdıkları, önlerinde kendilerini jiletleyerek kendilerinden geçtikleri örnekler bugün bile sayılamayacak kadar çoktur.
2. İnsanın estetik zevkine, sanat merakına, bilim ve moral ihtiyacına cevap veren ve insanlığı bugünkü medeni basamağına çıkardığı düşünülen putlar galerisinde objektif eserleri ile ve her zaman ünleriyle anılan bilim, düşünce ve edebiyat yıldızları veya putları. Rafael'den Van Gogh'a, Hipokrat'tan Freud'e, Aristo'dan Newton'a, Einstein'e, Dante'ye, Goethe'ye.. kadar olmak üzere birçok uluslara mensup (erişilmez görülen) kişiler.
3. Şu veya bu memleketi büyük bir felaketten kurtarmak, esirlikten özgürlüğe ulaştırmak, bir savaşta zaferler kazanmak, bir ideolojiyi kitleler için gerçekleştirmek., gibi milyonlarca insan tarafından takdir edilmiş ve benimsenmiş tarihi kişiler galerisinde, herkesin görüşüne göre birçok simalar yer alır. Ancak farklı uluslara mensup insanların ortak takdirine ulaşanlar, objektif başarıları ile olduğu kadar, kitlelerin psikolojisine de ustalıkla girebilen ve halkı eserleri ile büyüleyici telkinlerine katabilen ve zamanında tanrılaştırılmış olan faniler.. Şüphesiz ki bunların başında Buda'dan İsa'ya ve bazı büyük azizlere, imamlara kadar din adamları da var. Bunların dışında Sezar, Cromvel, Napolyon, Washington, Marks, Lenin, Gandi ve Atatürk gibi güçlü kumandanlar, devrimciler ve devlet adamları tipindeki seçkin kişiler de yer alır. Bunlara daha birçok isimler de eklenebilir.
Herhalde 20. asır toplumlarında üstünkörü bir bakışla tapmanın ilkel şekillerinin (devam etmekte) gelişmekte olduğu görülür. İkinci Dünya Savaşı'nın meydana getirdiği şiddetli sarsıntılar, Atom bombasının büyük ölçüde maddi ve manevi yıkıntıları, 'Kumsalda Bir Gün' filminde olduğu gibi nükleer silahların gelecekteki trajik ve kollektif ölümlerin tasarlamaları yanında, bugün bile dünyanın belirli yerlerinde bir üçüncü dünya savaşı körüklemek tehlikesini gösteren kanlı savaşlar ve çatışmalar, iki üç düşman cephesine ayrılan gençlik grupları yeni bir insan şuuru ve ruhu oluşturmakta ve bunlar büyük bir hızla gelişmektedir. Kaldırımlardan, LSD'li ve esrarlı seks alemlerine kadar, düşürülen moral inanışlar yeniden birçok ihtiyaçlar ve tepkiler yaratmakta, birçok bireysel ve kollektif manevi sapıklıklar görülmekte ve bu ideolojilere ve mentalitelere uygun olmak üzere yeni yeryüzü putları doğmaktadır."
Birbirinden farklı veya benzer şartlar altında "İnsan, kendi gücünün çok üstünde olup da ümitlerini gerçekleştirmede bel bağladığı yahut şu veya bu şekilde yararlandığı değişik tabiat güçlerini; lider, kahraman, sporcu, şarkıcı, artist, seks yönünden çekici pek çok kuvvet ve objeyi kutsallaştırır, hatta tanrılaştırır.. Bu, insanın kendini adamaya karar verdiği, mutlak gönül bağlılığı içinde olduğu gücü "tanrısal kudret'i temsil eder.. İnsanın günlük denemelerini ilgilendiren her şey kutsallaştırılmıştır. Kozmik fenomenler ve tabii güçler (Güneş, ay, yıldızlar, pınarlar, ırmaklar, dağlar), hayati ve psikobiyolojik güçler, hayvanlar, ağaçlar, cinsel enerji, (özellikle erkek cinsel organı ve döllenmenin bütün güçleri).. Irk, vatan, sınıf, parti, savaşlar, altın, para., boş inançların birçok şekilleri... Umdurucu ve korumak gücünde görülen her şey, insanın merakını ve mistik yönünü kamçılar" ve bir şekilde putlaştırılır.
Rahatlıkla denilebilir ki; "İnsanın zihninde, onu ilah edinmeye iten etkenin asıl kaynağı muhtaç ve varlıksız oluşudur. İnsanın, kendisinin ihtiyaçlarını gidermeye gücü yeten, sıkıntılara karşı yardım eden, gerektiği her an onu koruyan, ıstırap ve korku halinde korkusundan onu emniyete çıkaran bir varlığa ihtiyacı vardır.
Yine kişinin ihtiyaçlarını gideren, dualarına icabet eden, isteklere cevap veren bir varlığın, mevki bakımından da şüphesiz kendinden daha yüce ve derece bakımından da daha üstün olması gerekir.
Nihayet kaçınılması imkansız tabii hallerden biri de, insanın aşkla ve şevkle yöneleceği kudretin (ilahın), insanın, anında ihtiyacını gidermeye, sıkıntıya düştüğü zaman sıkıntısından kurtarmaya, ıstıraplı anlarında sükunet bahşetmeye gücü yetmelidir. (Ya da öyle inanılmalıdır.)
Bütün bunlardan anlaşılıyor ki,
"ilah" kelimesinin mabud hakkında kullanılmasına sebep olan faktörler: İhtiyaçları gidermesi, amelin karşılığını verme, sükunet bahşetme, yüceliği ve hükmü altına alıp koruma, musibet anında onu korumaya gücünün yeter olması.." gibi düşünce ve kanaatlerdir. Kişinin bütün bu sayılanları kendisine verebilecek bir büyük Kudreti kabul etmesi, bu özelliklerin onda var olduğuna ve bununla birlikte kendisine yardım edecek olduğuna inanması.. İşte ilah edinme ihtiyacının esası!
Devam edecek