Degerli Arkadaşım,
Bir şeyin yanlış oldugunu söyledigimizde dogrusunu söylemek zorunda degiliz ,hatta dogrusunu bilmiyor da olabiliriz.
İbrahimi dinler insanın adem ve havvadan geldigini iddia eder .Bu yaradılış hikayesi mantıksızlıklarla doludur.Ahlaki olarak kabul edemeyecegimiz(kardeşlerin birbiriyle evlenerek insan soyunun çogaldıgı gibi) bazı olaylar vardır.
Bu yaratılış hikayesine karşı çıkıyoruz diye evrim teorisine inanmak veya onu savunmak zorunda degiliz.
Evrim teorisi bütün biyologların kabul ettigi bir konu olsa bile hala eksikleri olan bir teoridir.
Yanlışı gösteriyorsam dogruyu göstermek zorunda degilim .Beni dogruyu bilmekten çok yanlışı bilmek ilgilendiriyor.
Böylece bir yanlış yolunda ömrümü heba etmiyorum.
"Çocuğa gelince, anası babası mü'min insanlardı. Onları azgınlığa ve küfre sürüklemesinden korktuk."
"Böylece, Rablerinin onlara, bu çocuğun yerine daha hayırlı ve daha merhametli bir çocuk vermesini diledik."
bu ayetten benim anladıgım çocuktan dolayı anne babanın küfre sürüklenip ,cehenneme gitmesi önlenmiş,muhtemelen çocukta cehenneme gitmekten kurtulmuş(bununla beraber yukarda verdigim gazalinin hikayesini hatırlatırım)
Çocuklarından dolayı veya benzeri nedenlerden dolayı küfre sürüklenip cehenneme gidecek olanlara haksızlık olmuyor mu? Benim burda gördügüm çifte standardı siz niye görmüyorsunuz?
benim gördügüm gerçegi sen
senin gördügün gerçegi ben göremiyorsam
burdan çıkaracagımız sonuç özellikle gerçek sandıgımız şeylere şüpheyle bakmak olmalı.
selam ve dua ile
Tahmin ettiğim gibi hikayeniz değişti. ''muhtemelen cehenneme gitmekten kurtulmuş çocuk'' ifadeniz sizi bağlar. Biz Kuran dan yola çıkarak konuşuyoruz, dolayısı ile ne sizin ne de Gazali'nin, ne de başka bir kimsenin hikayeleri beni enterese etmiyor.
Çifte standart olayına gelirsek, bahis konusu ayetlerde anlatılan, daha önce de dediğim gibi Hz. Musa'nın arkadaşının yaptıklarıdır. Allah'ın yaptıkları değil. Sureyi tamamı ile okursanız göreceksiniz. ''Allah tarafından ilim öğretilen(ki İslam inancına göre Kuran'ı anlayarak kötülükten sakınıp iyiliğe yönelmiş olan tüm insanlar bu tanıma girer)'' bir insan, bazı şeyler yapmıştır ve bunların arkasındaki sebepler anlatılmakta, bizim anlam veremeyeceğimiz bazı olayların aslında tahmin ettiğimiz gibi olamayacağı vurgulanmaktadır.
Sizin bu mantığınıza göre benim sokakta gördüğüm birine iyilik yapmam da çifte standarttır, çünkü aynı anda muhtaç olan herkese iyilik yapmalıyım. Ama bu imkana sahip değilim, aynı şekilde orada bahsedilen adam da değil. Hiçbirimiz değiliz. Peki bu ''yapılacak olan iyilik eğer aynı anda ihtiyacı olan herkese yapılamayacak ise hiç yapılmamalıdır'' mı demektir, elbette hayır. Yani sizin bu çifte standart yanılgınızın varacağı yer, her inançsızın dilinden düşürmediği ''acı çeken tek bir canlı varsa Tanrı yoktur'' meselesidir ki bunu açıklamaya gerek dahi duymuyorum. Kısacası ''benim gördüğüm çifte standartı siz niye görmüyorsunuz'' sorusuna cevabım ''çünkü çifte standart yok'' olacaktır.
Şimdi ahlaki meseleye gelelim;
Kuran'da ''kardeşlerin birbiriyle ilişkiye girdiği ve insanlığın bu şekilde meydana geldiği'' belirtilmemektedir. Önyargılı olarak din düşmanı olan kişilerin bu kanıya varmasının sebebi ise;
''Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır.''
ayetinde ya da başka ayetlerde de geçen ''bir erkekle bir dişiden yarattık'' ifadeleridir. Halbuki Kuran, bu şekilde istediği anlamı çıkarma amaçlı cımbızlamak yerine olması gerektiği gibi, bir bütün halinde okunursa bu ifadenin o anlama gelmediği anlaşılacaktır.
"Ey İnsanlar! Sizi tek nefisten yaratan, ondan eşini var eden ve her ikisinden pek çok erkek ve kadın meydana getiren Rabbinize karşı gelmekten sakının."
Yukarıdaki ayette, ''ondan da eşini yaratan'' ifadesi dikkat çekmektedir. Kuran a göre ilk insanın eşi, o ilk insandan yaratılmıştır. Peki aynı mantığa göre ''ondan'' sözcüğünü dikkate alırsak, Hz. Adem'in eşi nasıl meydana gelmiştir? Eşinin ondan meydana gelebilmesi için Hz. Adem'in de hamile olması gerekiyor. Hz. Adem ilk insandır ve erkektir, nasıl hamile kalmıştır?
Elbette burada anlatılan, Allah ın ilk insanı yarattığı, ve aynı özden de diğerlerini yarattığıdır. Allah ilk insanı, ondan eşini, ondan da diğer insanları aynı özden(sadece insanlara özgü olan özelliklere sahip şekilde) yaratmıştır. Ayetlerde bahsedilen budur. Fakat diğer pek çok konuda olduğu gibi İslam ı ''çamur at izi kalsın'' mantığı ile karalamaya çalışan şahıslar, koskoca kitaptan işlerine geldiği şekilde kelime oyunu yaparak insanları kandırabilecekleri cümleleri cımbızlamaktadır.
Kaldı ki dediğiniz şey bile olmuş olsa bunda yadırgayacağımız bir durum olmazdı. Çünkü bahsi geçen zaman ilk insanın varolduğu bir zaman ve yaratıcısı o şekilde olmasını istedi ise burada herhangi bir problem yoktur, çünkü henüz ''ahlak'' diye bir şey yoktur. Bugün ''ahlak'' dediğimiz şey dinlerden ve insanların düşünüşünden gelir, ki inancımıza göre ikisinin de var edicisi Allah tır.
Gelelim ilk cümlenize,
''Bir şeyin yanlış oldugunu söyledigimizde dogrusunu söylemek zorunda degiliz ,hatta dogrusunu bilmiyor da olabiliriz.'' dediniz. Peki yanlış olduğunu nasıl söylüyorsunuz? Çünkü ''bu benim mantığıma uymuyor'' değil mi? Peki sizin mantığınıza uymayan her şey yanlış mı olmak zorunda?
Daha da önemlisi, misal tüm insanlık bir konuda karara varmış, ''mantıklı olan budur'' demiş olsalar, o doğru mu olacaktır, onun doğruluğunun ölçütü nedir? Sizin ''doğru'' olarak nitelendirdiğiniz şey, aslında ''yeterli sayıda insanın onayı'' demektir. Diğer bir ifade ile doğru salt nesnel bir kavram değildir. İnsanların doğruları değişebilir.
Nitekim geçmişte bazı topluluklarda ensest ilişkinin serbest olduğunu, hatta kraliyet soyunun bozulmaması için kraliyet ailelerinin ensest ilişkilerle sürdürüldüğünü biliyoruz. Bu topluluklar adına ''ensest ilişki ahlaksızlıktır'' diyebilir misiniz? Elbette hayır. Bugün bunu söylüyorsunuz, çünkü yaşadığınız toplum ve bu toplumun size verdikleri bunu söylemenizi gerektiriyor. Yani sizin ''ahlak'' olarak algıladığınız şeyi, çevrenizden aldıklarınız oluşturuyor. Çevrenizden ''insan öldürmek iyidir'' gibi bir şey alsaydınız, bunun yapılması size ahlaklı gelecekti gibi...