Merhaba Bekir hocam. Nasilsiniz?
Siz, insanlarin "Kur'an ayetlerini kendi hissiyatına göre anlamlandır"masindan söz etmistiniz. Burada iste ona bir örnek veriyorsunuz.
Kuranı Biz indirdik, Biz muhafaza edeceğiz,
Hicr 9'a bir müslümanin kendi hissiyatina göre verdigi anlamdir. Allah öyle demiyor. O'nun dedigi:
Biz indirdik o uyariyi Biz.
إِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ
Innâ nahnu nezzelnez zikre...
Dikkat. Kur'ân'i degil "zikr"i -ذِّكْرَ.
Tamam. Kur'ân, "zikr"dir ama Allah baska "zikr"ler de indirdi. Örnegin Nuh nebiye indirilen zikr (A'râf 63), Salih nebiye indirilen zikr (A'râf 69). Bu ayetlerde Nuh ve Salih kendi halklarina diyor ki:
Sizi ikaz etmesi icin sizden bir adama Rabbinizden uyari gelmesi sizi sasirtti mi?
E ve acibtum en câekum zikrun min rabbikum alâ raculin minkum li yunzirekum?
Ilahî koruma altinda olan, o "zikr"lerin icindeki ilahî uyarilardir, anlamlar. Onlarin harfleri ve kelimeleri degil. Yoksa Nuh nebiye indirilen "zikr"in harfleri ve kelimeleri de korunmus olurdu. Hani onun harfleri ve kelimeleri, nerde?
Kisacasi, Kur'ân "bir harfine bile dokunulmadan günümüze kadar gelmiştir" iddiasi gercek disidir.
O kitaba
yalizca Haccac bin Zalim
1 000 (bin)den fazla elif harfi
boca etmekle övünürmüs.
Süleyman Ates, Enbiyâ 4'teki "kâle -قَالَ"yi kul-قُلْ diye okuyup ona göre tercüme ediyor ve dogrusunun bu oldugunu savunurken Kur'ân'in ilk zamanlarindaki yaziliminda KAF ile LÂM arasina uzatma elifi konmadigina dikkat cekiyor.
Bize düsen, Kur'an'daki ilahî anlamlara sahip cikmak. Onlarda celiski bulunmamasina dikkat etmek. Nerde bir celiski varsa bilinmeli ki oraya insanlar burnunu sokmustur.
Sevgi ile,
Hasan Akcay
