Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İmanda, itikadda tek mezhep vardır

alptraum

New member
Katılım
1 Ocak 2005
Mesajlar
2,908
Tepkime puanı
166
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Aþk`dan
Web sitesi
www.muhakeme.net
Sual: İtikadda kaç mezhep vardır?
CEVAP
İmanda, itikadda tek bir mezhep vardır. Bu mezhep Ehl-i sünnet vel-cemaat mezhebidir. Çünkü İslamiyet, bütün insanlara yalnız bir tek imanı ve itikadı emretmektedir.

Bu imanın esaslarını ve nasıl itikad edileceğini, bizzat Peygamber efendimiz aleyhisselam tebliğ etti. İnsanlara, kendilerini ve herşeyi yaratan Allahü teâlâyı haber veren Peygamberimiz, Allahü teâlâya, Onun yarattıklarına ve Onun emir ve yasaklarına imanın nasıl olacağını da bildirdi.

Muhammed aleyhisselama ve Onun bildirdiklerine, temiz, dürüst ve hakiki bir iman, ancak Onun bildirdiğini tam ve hiç şüphesiz kabul edip inanmakla, hepsini beğenmekle mümkün olur. Bu hususta çok az, kıl kadar da olsa bir ayrılığın, Ondan ayrılmak olacağı meydandadır. Böyle bir ayrılığa düşenlerin kendilerini haklı çıkarmak için öne sürecekleri dini, siyasi, beşeri, içtimai, fenni.. v.s. gibi sebeplerin hiçbir kıymeti yoktur. Çünkü İslamiyet her ne suret ve sebeple olursa olsun, imanda ve itikadda ayrılığa asla izin vermemekte, yasaklamaktadır.

Eshab-ı kiramın iman ve itikadda hiçbir ayrılıkları olmadı. Eshabdan olmayanlar ve daha sonraki asırlarda gelenler arasında ise zamanla imanda, itikadda bazı ayrılıklar ortaya çıkarıldı ve bid’at fırkalarının sayısı 72 ye ulaştı. Bu ayrılıkları çıkaranların ve bunların sözlerine inanarak bozuk düşüncelerini benimseyenlerin ileri sürdükleri sebepler çok çeşitli ve herbirine göre farklı olmakla beraber, esas sebepler, (Münafık ve başka dinden olanların çıkardıkları fitneler, Kur’an-ı kerimin müteşabih âyetlerini kendi anlayışlarına göre tevil etmeye kalkışmaları, eski Hind ve Yunan felsefesi ile, Mecusi inançlarının İslamiyet’e sokulma çabaları, Eshab-ı kiramın maslahata [huzurun, dirliğin, iyiliğin teminine] ait konulardaki ictihad ayrılıklarını anlayamama ve bunları kendi nefsani arzularına, siyasi maksat ve ihtiraslarına perde veya alet etme, kısa zamanda çok geniş ülkelere yayılan İslamiyet’in henüz yeni müslüman olmuş büyük kitlelerce tam anlaşılmadan birtakım insanların eski din ve inançlarına ait bazı unsurları tamamen terk edememeleri ve bunları İslamiyet’ten sayma yanlışına düşmeleri) şeklinde özetlenebilir.

Ancak, İslam tarihinde görülen 72 sapık fırkanın ortak vasfı; siyasi ve dünyevi menfaat ve saiklerle ortaya çıkmış olmalarına rağmen, hemen hepsi Kur’an-ı kerimdeki muhkem ve bilhassa müteşabih âyet-i kerimeleri kendi akıllarına göre tefsir yoluna gitmişler, böylece felsefe yaparak ve bu âyetleri, iddiaları istikametinde tevil ederek kendilerine Kur’an-ı kerimden deliller bulduklarını ileri sürmüşlerdir.

Mesela, Kur’an-ı kerimde geçen, Allah’ın eli, yüzü vb. sıfatlarını gösteren ifadeleri, kendi düşüncelerine ve konuşma dilindeki manalarıyla kabul ederek, Allahü teâlâyı zâtı ve sıfatlarıyla tecsim eden, yani cisim ve insan şeklinde düşünen bu sapık fırkalar, Kur’an-ı kerimin doğru manası olan murad-ı ilahiyi anlayamamışlar, doğrusunu anlatan Ehl-i sünnet âlimlerinin açıklamalarını kabul etmedikleri gibi, ayrıca onlara fikren ve fiilen saldırmışlardır.

İmanda parçalanmak, fırkalara ayrılmak yasaktır
İmanda parçalanma, gruplara ayrılmak kötüdür, asla caiz değildir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Hidayeti [kurtuluş yolunu] öğrendikten sonra, Peygambere uymayıp, müminlerin yolundan ayrılanı, saptığı yola sürükleriz ve çok fena olan Cehenneme atarız.) [Nisa 115]

(Hepiniz Allah’ın ipine sımsıkı sarılınız. [İmanda] Fırkalara bölünmeyiniz.) [Al-i İmran 103]

Peygamber efendimiz de, Müslümanlar arasında imanda ve itikadda ayrılıkların felaket olduğunu bildirerek, meşhur olan bir hadis-i şerifinde, (Yahudiler, 71 fırkaya ayrılmıştı. Bunlardan 70’i Cehenneme gidip, ancak bir fırkası kurtuldu. Hıristiyanlar da, 72 fırkaya ayrıldı. 71’i Cehenneme gitti. Benim ümmetim de 73 fırkaya ayrılır. Bunlardan 72’si Cehenneme gider, yalnız bir fırka kurtulur) buyurdu. Eshab-ı kiram, bu bir fırkanın kimler olduğunu sorduğunda; (Cehennemden kurtulan fırka, benim ve Eshabımın gittiği yolda gidenlerdir) buyurdu. (Tirmizi, İbni Mace)

İman edilecek şeylerde ayrılık olmaz
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
İman edilecek şeylerde Eshab-ı kiramın hepsine uymak lazımdır. Çünkü, itikad edilecek şeylerde, birbirlerinden hiç ayrılıkları yoktur. Eshab-ı kiramdan birine dil uzatan kimse, hepsini lekelemiş olur. Çünkü, hepsinin imanı, itikadı birdir. Birine dil uzatan, hiçbirine uymamış olur. Birbirlerine uygun olmadıklarını, aralarında birlik bulunmadığını söylemiş olur. Onlardan birini kötülemek, onun söylediklerine inanmamak olur. İslamiyet’i bizlere bildiren, onların hepsidir. Onların her biri adildir, doğrudur. Herbirinin İslamiyet’te bildirdiği bir şey vardır. Herbiri âyet-i kerimeleri getirerek, Kur’an-ı kerim toplanmıştır. Bir kısmını beğenmeyen, İslamiyet’i bildireni beğenmemiş olur. Beğenmeyen de Cehenneme gider. Âyet-i kerimede mealen, (Kur’an-ı kerimin bir kısmına inanıyorsunuz da, bir kısmına inanmıyor musunuz? Böyle yapanların cezası, dünyada, rezil, rüsva olmaktır. Ahirette de, en şiddetli azaba atılacaklardır) buyuruldu. (Bekara 85)

Kur’an-ı kerimi toplayan üç halifeyi kötülemek, Kur’an-ı kerimi kötülemek olur. Aklı olan kimse, Eshab-ı kiramın hepsinin, yanlış bir kararda birleşeceklerini söyleyemez. Halbuki o gün, Eshab-ı kiramdan 33 bini, hep birden, istekle ve seve seve Hz. Ebu Bekir’i halife yaptı. 33 bin Sahabinin, yanlış bir işte, söz birliği yapması, olacak şey değildir. Nitekim, Resulullah, (Ümmetim, dalalette birleşmez, yanlış bir iş üzerinde ittifakta bulunmazlar) buyurdu. (İbni Mace)

Eshab-ı kiram arasında olan ayrılıklar, kötü düşüncelerden değildi. Çünkü onların mübarek nefsleri tertemiz olmuştu. Onların bütün istekleri, İslamiyet’e uymaktı. Ayrılıkları, ictihad ayrılığı idi. Yanılanları da sevaba kavuşur. İmam-ı Şafii, (Allahü teâlâ, ellerimizi o kanlara bulaştırmadı. Biz de dillerimizi bulaştırmayalım. Resulullahtan sonra, Eshab-ı kiram çok düşündü, Hz. Ebu Bekir’den daha üstün kimseyi bulamayıp, onu halife yaptılar) buyurdu. Bu da, Hz. Ali’nin ikiyüzlü olmadığını ve Hz. Ebu Bekir’i seve seve halife yaptığını göstermektedir. (c.1, m. 80)

Muhammed Masum hazretleri de buyuruyor ki:
Allahü teâlâ, (Ya Musa! Benim için ne amel yaptın?) buyurdu. O da, (Ya Rabbi! Senin için namaz kıldım, oruç tuttum, zekat verdim ve seni zikrettim) deyince, Allahü teâlâ, (Namaz, senin için burhandır. Oruç, seni Cehennemden koruyan kalkandır. Zekat, mahşer günü, herkes sıcaktan yanarken, sana gölge yapacaktır. Zikir de, o gün, karanlıkta, sana nur olacaktır. Benim için ne yaptın?) buyurdu. Hz. Musa, (Ya Rabbi, senin için olan amel nedir) dedi. Allahü teâlâ, (Sevdiğimi benim için sevdin mi ve düşmanımı düşman bildin mi?) buyurdu. Hz. Musa, Allahü teâlânın sevdiği amelin, Onun dostlarını sevmek ve düşmanlarını sevmemek olduğunu anladı. Demek ki, sevgilinin sevdiklerini sevmek ve düşmanlarına düşman olmak, sevginin alametidir. Mümtehine suresinin, (İbrahim ve Eshabı, kâfirlere, biz sizden ve putlarınızdan uzağız. Siz, bir olan Allah’a inanana kadar, aramızda düşmanlık olacaktır dediler. Bunların bu güzel halleri, size örnek olmalıdır) mealindeki 4. âyeti gösteriyor ki, iman sahibi olmak için, bu düşmanlık şarttır ve Allah düşmanlarını sevmek, imanı yok eder. Resulullahın sohbetine kavuşmakla şereflenen Eshab-ı kiram, birbirlerini çok severlerdi. Birbirlerine değil, kâfirlere düşman idi. Fetih suresinin (Kâfirlere düşman, birbirlerine merhametli idiler) mealindeki 29. âyeti sözümüzü ispat etmektedir. (m. 29)
 

alptraum

New member
Katılım
1 Ocak 2005
Mesajlar
2,908
Tepkime puanı
166
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Aþk`dan
Web sitesi
www.muhakeme.net
Doğru yol nedir?
Bid’at fırkalarını, Ehl-i sünnetin dört doğru mezhebi ile karıştırmamalıdır. Dört mezhep, birbirlerinin doğru yolda olduğunu söyler ve birbirini severler. Bid’at fırkaları ise, müslümanları parçalamaktadır. Bu dört mezhebin birleştirilemeyeceğini, İslam âlimleri sözbirliği ile bildirmişlerdir. Allahü teâlâ, mezheplerin birleştirilmesini değil, ayrı olmalarını istiyor. Böylece, İslam dinini kolaylaştırıyor.

Bir âyet-i kerime meali:
(Ey iman edenler! Allah’ın dinine sarılın. Birbirinizden ayrılmayın!) [A. İmran 103]

Ebussüud Efendi hazretleri burayı açıklarken, (Ehl-i kitabın parçalandığı gibi parçalanıp da doğru imandan ayrılmayın! Cahiliye zamanında birbirleriniz ile dövüştüğünüz gibi bölünmeyin!) buyurdu.

Doğru yolun, Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiği iman olduğunu, Peygamber efendimiz haber verdi. O halde, Ehl-i sünnette birleşerek, kardeş olmak, birbirimizi sevmek gerekir. Müslümanların bu birliğinden ayrılan, bu âyet-i kerimeye uymamış olur. Bu yolda birleşir, birer kardeş olduğumuzu bilip birbirimizi seversek, dünyanın en büyük, en kuvvetli milleti olur, dünyada rahata, huzura, ahirette de sonsuz saadete kavuşuruz. Düşmanlarımızın ve cahillerin ve sömürücülerin, kendi çıkarları için söyledikleri yalanlara aldanıp, bölünmemeye çok dikkat etmeliyiz! (Hadika s. 696)
 

THE_HAFIZ

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
14 Ağu 2006
Mesajlar
319
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Peki bu tek mezhepten ashap haberdar mıydı mesela.. Yoksa onlar mezhepsiz ve itikatsız mı gittiler.. İnanın, yapalım derken deviriyorsunuz kardeş, bu ni ilmidir ne gerçekçi..
 

Aysegul

New member
Katılım
15 May 2006
Mesajlar
891
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
Peki bu tek mezhepten ashap haberdar mıydı mesela.. Yoksa onlar mezhepsiz ve itikatsız mı gittiler.. İnanın, yapalım derken deviriyorsunuz kardeş, bu ni ilmidir ne gerçekçi..

ashabın ihtiyacı yoktu çünkü biz zaten ashabdan besleniyoruz bunada mezheb deniyor:eek:
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
Peki bu tek mezhepten ashap haberdar mıydı mesela.. Yoksa onlar mezhepsiz ve itikatsız mı gittiler.. İnanın, yapalım derken deviriyorsunuz kardeş, bu ni ilmidir ne gerçekçi..

yahu anlamamak için özel çabamı sarfediyorsunuz cidden bunu anlıyamıyorum. yada hiç eser okumamışsınız, bu sorduğunuz sorunun cevabı bütün islam eserlerinde mevcut ve aydınlatıcı şekildedir, ve üstelik bunu defalarca söyledim, ama hala diretmenin ve aynı soruların ne anlamı var anlıyamıyorum... evet ashabın ve efendimizin mezhebi yoktur...şöyle bir örnek verebilirm sanırım teşbihte hatra olmasın şayet örnekte sorun varsa şahsımadır o sorun..

efendimiz ağacın kökü sahabeler ağacın gövdesini oluşturuyor, ve mezhepler de o gövdeden çıkan dallardır. ve o dallarda ictihad dediğimiz leziz meyveler vardır. evet diyoruzki kök dallar olmadan yaşar çünkü asıl kaynaktan direk o besleniyor, evet gövdede dallar olmadan yaşar çünkü oda köklerden beslenir, ve dalla onlarda meyvesiz yaşar çünkü onlarda gövdelerden beslenir, meyveler onlarda o dallardan beslenir ama insan bunların hepsine muhtaçtır, ve deriz ki bu ağacta muhtaca muhtaç olan aciz-i mutlak olan insan ağacın kökten direk faydalanamaz, daldan direk faydalanamaz, ve insan o sonuçta çıkan sentez olan ictihada muhtaçtır, bir elma varken elma ağacının gövdesini yahut kökünü kemiren insan görmedim. dileyen yapsın.. ama bu o insanın aklından şüphe etmeme sebep olur.. evet sevgi değer kardeşilerim işte insan icdihata muhtaçtır. ve o içtihatta bu yollardan geçer, ve benzetmede gördüğünüz gibi sahabe yaşaybilmesi için mezhebe ihtiyacı yoktur, yahut efendimizn yaşayabilmesi için sahabeyede ihtiyacı yoktur sizde bilirsinizki ümmetsiz peygamberler gördü dünya tek ümmeti bile olmadı ama o peygamber vazifesini yaptı eğer bu yazıdada anlatamadıysam başka örnek verebilirim inşallah...
 
Katılım
12 Eyl 2006
Mesajlar
60
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Web sitesi
www.blogcu.com
yahu anlamamak için özel çabamı sarfediyorsunuz cidden bunu anlıyamıyorum. yada hiç eser okumamışsınız, bu sorduğunuz sorunun cevabı bütün islam eserlerinde mevcut ve aydınlatıcı şekildedir, ve üstelik bunu defalarca söyledim, ama hala diretmenin ve aynı soruların ne anlamı var anlıyamıyorum... evet ashabın ve efendimizin mezhebi yoktur...şöyle bir örnek verebilirm sanırım teşbihte hatra olmasın şayet örnekte sorun varsa şahsımadır o sorun..

efendimiz ağacın kökü sahabeler ağacın gövdesini oluşturuyor, ve mezhepler de o gövdeden çıkan dallardır. ve o dallarda ictihad dediğimiz leziz meyveler vardır. evet diyoruzki kök dallar olmadan yaşar çünkü asıl kaynaktan direk o besleniyor, evet gövdede dallar olmadan yaşar çünkü oda köklerden beslenir, ve dalla onlarda meyvesiz yaşar çünkü onlarda gövdelerden beslenir, meyveler onlarda o dallardan beslenir ama insan bunların hepsine muhtaçtır, ve deriz ki bu ağacta muhtaca muhtaç olan aciz-i mutlak olan insan ağacın kökten direk faydalanamaz, daldan direk faydalanamaz, ve insan o sonuçta çıkan sentez olan ictihada muhtaçtır, bir elma varken elma ağacının gövdesini yahut kökünü kemiren insan görmedim. dileyen yapsın.. ama bu o insanın aklından şüphe etmeme sebep olur.. evet sevgi değer kardeşilerim işte insan icdihata muhtaçtır. ve o içtihatta bu yollardan geçer, ve benzetmede gördüğünüz gibi sahabe yaşaybilmesi için mezhebe ihtiyacı yoktur, yahut efendimizn yaşayabilmesi için sahabeyede ihtiyacı yoktur sizde bilirsinizki ümmetsiz peygamberler gördü dünya tek ümmeti bile olmadı ama o peygamber vazifesini yaptı eğer bu yazıdada anlatamadıysam başka örnek verebilirim inşallah...

siz bunları neye göre kime göre söylüyorsunuz?iman ve itikadda tek mezhep vardır doğru olabilir.ama bu senin gittiğin yol değil.dolayısı ile müslümanım diyen imanlı her insan hangi mezhepten olursa olsun müslümandır.belirli kategorilere bağlamanın bir anlamı yok.
 

Aysegul

New member
Katılım
15 May 2006
Mesajlar
891
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
siz bunları neye göre kime göre söylüyorsunuz?iman ve itikadda tek mezhep vardır doğru olabilir.ama bu senin gittiğin yol değil.dolayısı ile müslümanım diyen imanlı her insan hangi mezhepten olursa olsun müslümandır.belirli kategorilere bağlamanın bir anlamı yok.


Tamam kardeşim o da zaten bunu savunuyor...Mezhebsizlerden bahsetmiş yazsında mezhebin tanımını örneklere bağlamış...Bir örneğinde peygamber efendimiz ve sahabeler ağaç demiş...Mezheplerde ağacın dalları...Aynı ağaca bağlı;)
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
siz bunları neye göre kime göre söylüyorsunuz?iman ve itikadda tek mezhep vardır doğru olabilir.ama bu senin gittiğin yol değil.dolayısı ile müslümanım diyen imanlı her insan hangi mezhepten olursa olsun müslümandır.belirli kategorilere bağlamanın bir anlamı yok.
ben bunu nerde söyledim bilmiyorum...sizde örenğimde gördüğünüz gibi hepsi aynı kökve gövdeden besleniyor, o yüzden haktır...bu kök ve gövdenin dışından beslenenler hak olmaz.. bunada kimsenin itirazı olucağını zANNETMİYORUM...
 

ahmet yasin

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
191
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Müslümanın kaynağı kur'an bu konuda örnek alması gerekende Allah Rasulüdür.dolayısıyla her müslüman sünnet ehlidir.özel ehl-i sünnet vel cemaat anlayışı ile bir takım insanlar kur'anı yalnızca kendilerinin anlayabileceği inancı ile ortaya atmıştır.sünnisi de,şiisi de sünnet ehlidir.vesselam.
 

THE_HAFIZ

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
14 Ağu 2006
Mesajlar
319
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Müslümanın kaynağı kur'an bu konuda örnek alması gerekende Allah Rasulüdür.dolayısıyla her müslüman sünnet ehlidir.özel ehl-i sünnet vel cemaat anlayışı ile bir takım insanlar kur'anı yalnızca kendilerinin anlayabileceği inancı ile ortaya atmıştır.sünnisi de,şiisi de sünnet ehlidir.vesselam.



Aaaa olur mu a dostum, hiç dört mezhepten ötesi ehli sünnet olabilir mi(!) bu dört mezhebi Peygamberimiz gelip ehli sünnet ilan etti ve dışarda kalanları batıl ilan etti (haşa)..
Ben peygamberimizi bu tip saçmalıklardan elbette tenzih ediyorum da, bu nasıl mantıktır ki, Allah ve rasulunun hiçbir dahlinin bulunmadığı birileri hak ilan edilirken diğerleri batıl görülüyor, tam bir fanatizm hastalığı
 

ahmet yasin

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
191
Tepkime puanı
0
Puanları
0
mezhepleri dörtle sınırlama imtiyazını kim verdi?merak ediyorum,sakın siyasi bir konu olmasın örneğin osmanlılar şah ismail ile savaşırken şah ismaili ekarte etmek için olmasın?
 

Aysegul

New member
Katılım
15 May 2006
Mesajlar
891
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
Aaaa olur mu a dostum, hiç dört mezhepten ötesi ehli sünnet olabilir mi(!) bu dört mezhebi Peygamberimiz gelip ehli sünnet ilan etti ve dışarda kalanları batıl ilan etti (haşa)..
Ben peygamberimizi bu tip saçmalıklardan elbette tenzih ediyorum da, bu nasıl mantıktır ki, Allah ve rasulunun hiçbir dahlinin bulunmadığı birileri hak ilan edilirken diğerleri batıl görülüyor, tam bir fanatizm hastalığı

Biz mezhepsizleri alaya almıyoruz farkındaysan...!!!!...Aynı şeyi sizdende bekliyoruz...:cool:
 

THE_HAFIZ

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
14 Ağu 2006
Mesajlar
319
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Biz mezhepsizleri alaya almıyoruz farkındaysan...!!!!...Aynı şeyi sizdende bekliyoruz...:cool:



Ya hu hanfendi, Allah'ın ve Peygamberinin hak ilan etmediği birilerini hak ilan ederek Allahla ve Peygamberle alay ediyorsunuz resmen, mezheplerle alay edenlere kızıyorsunuz.. Allahım yine de sabır..
 
C

cangenç

Guest
The Hafız dostum, senin gibi düşünenler yazılarında mezhebçiilerin, ehl-i sünnetin şirke girdiğini iddia ediyorlar. Kurana uymadıklarını iddia edip alayediyor ve hakaret ediyorsunuz.Diyorsunuz ki Kur'an yeter. Kurana uyun. Peki Kur'an'da şirke girenlerin putları ile alay edilmemsi gerektiğini küfür edilmemesi gerktiğini yazan ayeti bilyor musun. Biliyorsan niye Kurana önce sen uymuyorsun. bilmiyorsan Kuranı bilmeyen birine niye uyalım.
hem sürekli bizim alimlerimize hakaret edip küçümsüyor kendi alimlerinizin yazılarını yazıyorsunuz kaynak olarak onları sunuyorsunuz. yahu biz sizin alimlerinize niye uyalım. ya onlarda yanlışsa.

Hem nacar mıdır nacak mıdır adını bilmediğim mezhebsiz bir adam var o cahile mi uyalım. Kalblerden geçenlere bile gayb diyen bir adama nasıl alim diyorlar anlamıyorum. bizi eğer yola getirecekseniz mantıklı deliller yazın.forumu takib ediyorum sessizce bakıyorum işine gelmeyen yazıları görmemezlikten geliyorsunuz.
sizin alimleriniz kim, yaşar nuri mi,bayındır mı. bütün ümmetin nefret ettiği o islamın her meselesine ilişim fitne yayan, islamı alt üst eden adamlara mı uyalım. doğru olsalar ne olur,kavgacı gürültücü, sevgisiz o adamlar nasıl benim Kuranımın alimi olabilirler. Red ediyorum onları, çünkü biliyorum ki Müslüman hele alimse halimdir yumuşak başlıdır. Yanlış yolda bile olsak bize yumuşak davranmıyorsa onları red ediyoruz. biz size göre cehenneme giden kardeşleriz, insan cehenneme giden kardeşine vurmaz. Tevbe suresini okuda peygamberimiz böyle durumlarda nasıl davranmış anla. bak hadis söylemiyorum. Sure ismi veriyorum

Kurana önce siz uyun
 
S

seha

Guest
cangenç Kardeşimiz demiş ki;
Peki Kur'an'da şirke girenlerin putları ile alay edilmemsi gerektiğini küfür edilmemesi gerktiğini yazan ayeti bilyor musun.

Peki Muvahhid Kardeşim Allah mezheb var, tasavvuf var,tarikat var dememiş. Biz Kur'an dışına çıktık. Diyelim ki biz şirke giriyoruz. İmamlarımızı ,alimlerimizi, mürşidlerimizi putlaştırdık. Putperest gibi olduk. Kafir olduk.Siz haklısınız, Kur'an'a siz uyuyorsunuz.
Peki Kur'an' tamamen uyulmasını istiyen sizler ,cangenç kardeşin bahsettiği ayette, müşriklerin, kafirlerin putlarına küfür edilmemesi, hakaret edilmemesini söylüyor. Siz niye ediyorsunuz? Yoksa Yahudiler gibi istediğiniz ayete uyup istediğiniz ayeti görmemezlikten mi geliyorsunuz?

Burası doğruların açığa çıkması için varsa , onu yapalım.Yok herkez karşıt fikri kafir ilan edecekse kapansın gitsin. Zira; zararı var,yararı hiç yok.
vesselam
 
Üst Alt