Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İman ve Psikolojik Rahatsızlıklar

BeyazKelebek

New member
Katılım
8 Mar 2009
Mesajlar
403
Tepkime puanı
288
Puanları
0
Yaş
33
İman ve Psikolojik Rahatsızlıklar

Psikolojik rahatsızlıkların sebepleri olarak şu faktörler öne çıkmaktadır:

1 - Ruhun ve ihtiyaçlarının ihmali;
2 - İnancın kaybedilmesi veya sarsılması;
3 - Hayat problemlerine karşı çaresiz kalmak veya acizlik duymak;
4 - Kişinin hayatında tenakuzlara düşmesi;
5 - Çeşitli cinayetleri işlediğinden dolayı vicdan azabı içine girmesi;
6 - İnsanın huzur ve emniyet hâlet-i ruhiyesini kaybedip, korkunç ve karamsar bir hâlet-i ruhiye içinde yaşaması;

7 - Bazı tenasül hastalıklarının doğurduğu çeşitli rahatsızlıklar. (Yalçın 1997, 33)
Amerikalı psikiyatr Henri Link, psikolojik hastalıkların ana sebebinin imansızlık olduğunu tespit etmiş, kendisi imana dönmüş ve hastalarını da iman etmeye çağırmıştır. Henri Link "Dine Dönüş" adlı eserinde bu konuda: "Nasıl ki ilk defa ilim beni dinden uzaklaştırdı ise, sonra da yine ilim beni tekrar dine yöneltti" diyerek, dinin hastalarına şifa verdiğini, hastalarını mabetlere ve dinî müesseselere gitmeye teşvik ettiğini anlatmaktadır. Link, dinin psikolojik bakımdan insana getireceği faydaları izah ederken de, şunları söyler: "Dolayısıyla şunu ifade etmek isterim ki; önemli olan, benim toplumdan bir fert olarak dine dönüşüm değildir. Asıl önemli husus, psikoloji ilminin böyle bir dönüşün sebeplerini keşfetmiş olmasıdır. Çeşitli ilimler, insan topluluğuna bir çok değerler kazandırmış olabilir. Ancak; fert ve topluma iç huzuru getiren, hastaya iyileşme ümidi verip onu rahatlatan, ailelerin gönlüne sağanak sağanak mutluluk ışıkları yağdıran yegâne unsur
imandır. (a.g.e., 33-34)

Bir Alman filozofu olan Leibniz de, "Ruhî sıkıntıyı veya tedirginliği gidermek için, insan akıl yoluyla Allah'a inanmalı. Çünkü bu sıkıntı, öncelikle şüpheden doğar, şüphe de kalbin parçalanmasına sebep olur." demektedir. (a.y.)

Alexis Carrel de, aynı konuda şunları kaydeder: "Bugün eğer biz vahim bir buhran içinde isek, bunun tek ve en önemli sebebi, modern toplumun maddî değerlere fazla düşkün olması ve temel manevî problemleri ihmal etmesidir. Maddî hayata düşkünlük insanlığa bir saadet getirmek şöyle dursun, harap olmasını bile önleyememiştir. Çünkü gerçek imanın kaybolması, insanı korkunç bir manevî uçuruma sürüklemiştir. (a.g.e., 34)

Bir insanın Allah'a sağlam bir inancı olursa, çeşitli inançların ve ideolojilerin kalbinde çatışmasına imkân kalmaz. Böylelikle insan, o çatışmadan doğan yıpratıcı tedirginlikten kurtulmuş olur. Psikoloji bilginlerinin kişiyi korumak istedikleri husus da bu yıpranmalardır. İnançsız veya inancı sarsılmış kişilerde bilhassa ideolojilerin çatışması şiddetli olduğundan, böyleleri ruhî bunalıma sürüklenirler. Çeşitli ruhî hastalıklar da bunun neticesi olarak o kişilerde zuhur edebilir. Bu sebeple bazı eğitimciler, kişileri ileride böyle kötü sonuçlardan kurtarmak için onlara güçlü bir inanca sahip olmanın lüzumlu olduğunu anlatırlar. Yine, imanlı kişilerin hayatlarında ruhî boyut kaybolmadığı, hattâ asıl unsur olduğu için, bu hayattan mahrum olma neticesi olarak doğan "ruhî hastalıklar"a maruz kalmazlar. (a.g.e., 35)

Burada imanın hayatî değerlerini kısaca şöyle özetleyebiliriz.

1 - İnsanın mahiyetine belli gayeler için konulan arzu ve istekleri Allah
�ın istediği yöne kanalize ederek insanı çelişkilerden ve çatışmalardan kurtarır.
2 - Allah katında yükselmek için insana gayret ve canlılık verir, böylelikle hayatta mücadeleden tat alır.

3 - İnsana Allah katında bir sorumluluk hissi vererek doğru yolda gitmesini ve sapıklıktan uzaklaşmasını sağlar.
4 - İnsanı kötü yoldan, cinayetlerden, yolsuzluktan uzaklaştırır.
5 - İnsanın ihlaslı olmasını ve riyakârlıktan uzaklaşmasını sağlar.
6 - İnsanı her şey elinde olan Allah'a sığınmaya yönlendirerek, ona zorluklara direnme gücü kazandırır.
7 - İnsanı "ruhî hastalıklar"dan korur.
8 - İnsanı ebedi Cehennem'den kurtarır.
9 -İnsana, varlığın manâsını ve hikmetini öğretir.
10-İnsanı ebedî yok olma düşüncesinden kurtarır. (a.g.e., 36)

Kısaca, Bediüzzaman'ın değerlendirmesiyle, iman kalbde bir Cennet çekirdeği, imansızlık da manevî bir Cehennem çekirdeğidir. Her türlü faziletin olduğu gibi, cesaretin kaynağı da imandır. İmanlı bir insan, kâinata meydan okuyabilir ve her türlü lüzumsuz korkulardan kurtulur.
 
Üst Alt