>İlk lobicimiz Müslüman bir ABD'li >Nisan ayı Dışişleri Bakanlığı çalışanları için dert ayıdır. Her yıl nisanda>Ermeni diasporasının gündeme getirdiği soykırımı iddialarıyla sıkıntılı>günler geçiren bakanlık çalışanları bu zaman diliminin kazasız belasız>atlatılması için çalışır. Ermeni lobisinin güçlü olduğu ABD ve Fransa'da,>kongre veya meclisten aleyhte bir karar çıkmaması için kimi zaman siyasî>kimi zaman da ticarî ilişkiler kullanılır. Bu da olmazsa ülkedeki Türkiye>yandaşı lobilerden (Musevi lobisi gibi) yardım istenir. Tüm bu çabaların>sonunda o ay atlatılır ve bir sonraki nisan beklenir.>>19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Türk-Amerikan ilişkilerinde önemli>kilometre taşlarından biri haline gelen Ermeni meselesinin iç yüzünü>Amerikan kamuoyuna bir türlü anlatamayan Türkiye'nin yaşadıklarını bir>zamanlar Osmanlı Devleti de yaşamıştı. Bir taraftan Anadolu'da açtıkları>misyoner okulları ile Ermenistan'ı kurmak için genç kadrolar yetiştiren>Protestan rahiplerin yalanları diğer taraftan bu ülkeye kaçan Ermenilerin>iftiralarıyla boğuşan Osmanlı hariciyesinin durumu gerçekten içler >acısıydı.>>>O dönemde lobi faaliyetleri için harcanacak milyonlarca dolar da olmadığı>için sıkıntılı günler geçiren Osmanlı Devleti en büyük desteği dünyanın >dört>bir tarafındaki Müslümanlardan alıyordu. İşte bizim kahramanımızın hikâyesi>tam burada başlıyor.>>ABD'deki Osmanlı aleyhtarı yayınlar 1878 Berlin Anlaşması'ndan sonra>yoğunlaşır. Anlaşmayla uluslararası bir sorun haline gelen "Ermeni >Meselesi">artık Batı kamuoyunun yakından izlediği konulardan biridir. Devletin >gücünün>azalmasıyla birlikte imparatorluk sınırları içinde yaşayan Ermenilerin>"bağımsız bir devlet" kurma hevesleri artmış, Rusya Çarlığı'nın desteğiyle>Doğu Anadolu ve Kilikya'da silahlı örgütlenmeler başlamıştır. Sonraki>yıllarda tarih kitaplarına adlarını kanlı harflerle yazdıracak olan >"Taşnak">ve "Hınçak" partileri etrafında kümelenen ayrılıkçı Ermenilerin tüm>faaliyetleri Sultan II. Abdülhamit'e bağlı "Yıldız İstihbarat" teşkilatı>tarafından yakından izlenir. Anadolu'da yaşayan Ermenilerin bu oluşumlara>beklenen desteği vermemeleri ve ülke içinde alınan önlemler neticesinde>sıkıntıya düşen ayrılıkçıların imdadına misyoner okulları ve yabancı misyon>temsilcilikleri yetişir. Ermeni hareketi o dönemin süper güçleri Ruslar,>İngilizler, Fransızlar ve Amerikalılar tarafından açıkça desteklenmektedir.>>GÖÇLE BAŞLAYAN PROPAGANDA SAVAŞI>>19. yüzyılda tarih sahnesinde henüz küresel bir güç olarak yer bulamayan>ABD'nin Ermeni meselesine ilgisi daha çok dinî nedenlerden>kaynaklanmaktadır. Ermenilerin yoğun olarak yaşadığı yerlere 1820'lerden>itibaren birçok okul açan Amerikalılar bu sayede Ermenilerle doğrudan>irtibat kurarak bu toplumun sempatisini kazanır. Bu okullarda görev yapan>misyonerler sayesinde okyanusun diğer tarafındaki ülke hakkında bilgi >sahibi>olan Ermeniler silahlı ayaklanmaya giriştikleri 1880 yılından itibaren bu>ülkeye göç etmeye başlar. Prof. Dr. Kemal Karpat "Amerika'ya Osmanlı göçü>(1860-1914)" adlı makalesinde bu göçün en önemli sebepleri arasında >ekonomik>sorunları gösterse de Osmanlı devlet arşivlerindeki belgeler, Ermenilerin>sadece iktisadi sıkıntılar yüzünden ABD'ye gitmediklerini açıkça ortaya>koymaktadır. Bunun en iyi göstergesi 'Yeni Dünya'ya gelen Ermenilerin ilk>olarak dernekleşme, yayınlar çıkarma ve bu yayınlarla Osmanlı devleti>aleyhinde propaganda yapma gibi faaliyetlere girişmesidir. Yine aynı >dönemde>Osmanlı toprakları içinde birçok kanlı eyleme imza atan bölücü Taşnak ve>Hınçak partilerinin Birleşik Devletler'de büro açması dikkat çekici bir>başka husustur. Nedeni ne olursa olsun Birleşik Devletler'e giden Ermeni>sayısının giderek artması Babıâli aleyhindeki yayınların da artmasına yol>açar.>>1880-1914 yılları arasında ABD'ye giden Ermenilerin sayısının 70 bini>bulması Ermeni sorununda yeni bir sayfanın açılmasına sebep olur. Karadeniz>Teknik Üniversitesi (KTÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal Çiçek bu durumu>şöyle anlatıyor: "Göçler neticesinde sayıları gittikçe artan ve örgütlenen>Ermeniler ile Amerikalılar arasında bir köprü kurulur. Yaşadıkları yerlerde>Türkiye'ye ve Türkiye'deki sorunlara ilgisini kaybetmeyen diaspora>Ermenileri Osmanlı devletinde isyanların başlamasıyla birlikte Türklere>karşı her tür örgütlenmeyi ve direnişi desteklemişlerdir. Diaspora>Ermenilerinin önderliğindeki bu eylemler neticesinde Osmanlı hükümeti ile>ABD karşı karşıya gelmiştir.">>1890'da, hız kazanan göçün de etkisiyle yalan dolu hikâyelerini kamuoyuna>daha rahat anlatma imkânı bulan ayrılıkçı Ermeniler gerek kendi >çıkardıkları>yayınlarla gerekse Amerikan basınını kullanarak Osmanlı Devleti ve padişahı>hakkında yalan ve iftira dolu yazılar yayımlar. Washington Post gazetesi>Ermenilere dayanarak verdiği bir haberinde Osmanlı sınırları içinde yaşayan>Ermeni nüfusun 3 milyon olduğunu ileri sürerken bu rakam gerçekte sadece >900>bindir. The Daily News gazetesi ise asılsız iddiaları biraz daha ileriye>taşır ve Bitlis'te aile reisi tutuklanmamış bir tane bile Ermeni >kalmadığını>ileri sürer. Hıristiyan Amerikan toplumunun kendilerine duyduğu sempatiyi>sonuna kadar kullanan Ermeniler çıkardıkları yayınlarla hep mazlum rolünü>oynarlar, yaptıkları tüm bölücü ve yıkıcı faaliyetlerin haklı gerekçeleri>olduğu konusunda kamuoyunu ikna etmeyi başarırlar.>>Bu karalama kampanyasına ancak diplomatik yollarla mukabele edebilen >Osmanlı>Devleti'nin kendisini savunacak ne gücü ne de parası vardır. İşte böylesine>zor bir dönemde Osmanlı'nın imdadına Müslüman bir Amerikalı yetişir.>>EĞİTİMLİ İLK MÜSLÜMAN>>Gerçek adı Alexander Russel Webb olan bu Amerikalı Müslüman 1846 yılında >New>York'ta gazeteci bir babanın oğlu olarak dünyaya gelir. Baba Nelson Webb,>"Hudson Daily Star" gazetesinin 35 yıl editörlüğünü yapmış, mesleğinde >saygı>duyulan bir gazetecidir. Genç Webb de babasının gazetesinde muhabirlik ve>editörlük yapar, ardından da gazetenin sahibi olur. Heyecanlı kişiliği onu>politikaya iter. Önce Cumhuriyetçi Parti saflarında yer alır. Ardından>Demokrat Parti'ye katılır. Bu saf değiştirmenin en önemli nedeni Demokrat>Cumhurbaşkanı Grevor Cleveland'ın ahlâkı ön planda tutan bir siyasî >anlayışı>vaat etmesidir.>>Birikimi ve iletişim becerisi sayesinde kısa zamanda başkanın yakın>çevresindeki isimlerden birisi haline gelen Webb, bu dostluğun da etkisiyle>kendisini dışişleri bakanlığında bulur. 1887'de tayini çıkan Webb'in ilk>görev yeri Filipinlerdir. Manila'ya başkonsolos olarak atanan Webb burada>Doğu dinlerini inceler ve resmî işlerinden geri kalan vaktini tefekkür>ederek geçirir. Araştırmalarının neticesinde 1890'da Müslüman olur. 1892'de>ülkesine geri döndüğünde artık adı Muhammed Webb'dir.>>Yaşadığı heyecanı diğer insanlarla paylaşmak için harekete geçen eski>gazeteci kalemini bu sefer hak ve hakikati anlatmak için eline alır. "Doğu>yarımküresinden gelen gerçek inancın Batı yarımküresine yayılma zamanı>gelmiştir." diyerek, New York'ta 1122 Broadway Caddesi'nde bir büro açar.>Kurduğu "Oriental Publishing Co." isimli şirket aracılığıyla Amerika'da>İslamiyet'i anlatmak için yayınlar çıkarır. İlk olarak Amerikan toplumunu>İslam akidesi hakkında bilgilendirmek için bir risale yayımlar.>>Bu yayınla "Bilinçli kitleleri Hz. Muhammed'in nasıl bir şahsiyet olduğu ve>insanlığa neler öğrettiği konusunda irşad etmek, önyargılı ve bilgisiz bir>kısım yazarların asırlardır İslam'a karşı yürüttükleri ve destekledikleri>yalanlar ve yanlışlar örgüsüne son vermeyi" amaçlamaktadır. 1893'te>Chicago'da düzenlenen 'Birinci Dünya Dinleri Kongresi'nde İslam dinini>anlatan bir tebliğ yayınlar. Açıklamaları Amerikan basınında geniş yer>bulur. Washington'daki Osmanlı elçiliği kanalıyla Webb'in açıklamaları>Hariciye Nezareti'ne de ulaşır ve büyük yankı uyandırır. Konuşmanın >Türkçeye>çevrilerek günlük bir gazetede yayımlanması bile gündeme gelir. Bunun>üzerine Sultan II. Abdülhamit Webb'le alakalı bir araştırma yapılmasını>ister.>>OSMANLI DEVLETİ İLE TEMAS>>Tarihçi Nurdan Şafak araştırma yapılmasının nedenini "Osmanlı hükümdarı >Webb>Efendi'nin İslam dini konusundaki samimiyetini öğrenmek istemektedir.">diyerek açıklıyor. Bu araştırma kapsamında kendisini tanıyan kişilerle bir>dizi gizli görüşme yapılır ve bunun neticesinde bir rapor hazırlanarak>Sultan'a takdim edilir.>>Bu arada Webb, New York'ta 458 W. adresinde Amerikan tarihinin ilk Müslüman>merkezini açar. Hayatını Hz. Muhammed'in (s.a.v) hayatını, ahlâkını,>gayesini ve öğrettiklerini anlatmaya adayan Webb teşkilatlanma çabalarını >da>sürdürür. Ülkede yaşayan Müslümanları bir çatı altında toplamak için>'American Moslem Brotherhood'u (Amerikan Müslüman Kardeşliği) kuran Webb,>Amerika'da İslamiyet'i anlatmak için kurulmuş ilk dergi olan 'The Moslem>World'ü (Müslüman Dünya) yayımlamaya başlar.>>Webb, Haziran 1894'te "The Voice Of Islam" adıyla bir dergi yayımlar ve ilk>sayısını İstanbul'a Sultan II. Abdülhamit'e gönderir. Dergiyle beraber>Sultan'a mektup da yazan Webb, maddî yardım talebinde bulunur. Bütün>çabasının insanlara hak ve hakikati anlatmak olduğunu açıklayarak, Müslüman>olmadan önce maddî durumu ve sosyal statüsünün son derece iyi olduğunu >ancak>İslam'ı seçmesiyle birlikte hayatın kendisi için zorlaştığını anlatır. Bu>nedenle dergiyi çıkarırken büyük sıkıntılarla karşılaştığını anlatarak, >büro>kirasını ödemekte bile büyük sıkıntı çektiğinden bahseder.>>Kendisine gelen konferans ve Kuran-ı Kerim taleplerini de imkansızlıklar>nedeniyle karşılayamadığını anlatan Webb'in mektubu Sultan II. Abdülhamit'i>çok etkiler. "Osmanlı-Amerikan İlişkileri" isimli kitap çalışmasında bu>konuyu ilk kez gündeme getiren tarihçi Nurdan Şafak Webb Efendi'nin yardım>talebinin kabul edildiğini belgelerle ortaya koymaktadır. Şafak'ın ortaya>çıkardığı belgelere göre Sultan II. Abdülhamit ilk olarak kendi şahsi>ödeneğinden 25 bin kuruş gönderir. Bunun dışında Dışişleri Bakanlığı örtülü>ödeneğinden İslamî hizmetlerde kullanılmak üzere ayda 2 bin 500 kuruş maaş>bağlanmasını emreder.>>ABDÜLHAMİT'İN YARDIM ETMESİNİN İKİ SEBEBİ>>Araştırmacı Nurdan Şafak, Sultan II. Abdülhamit'in bu yardımı iki önemli>nedenle yaptığını düşünüyor: "Birincisi bu Amerikalı Müslüman'ın samimi>davranışı ve yardım talebi Sultan'ı derinden etkilemiştir. Yeryüzündeki tüm>Müslümanların halifesi olarak böylesi iyi niyetli bir çağrıyı cevapsız>bırakması düşünülemezdi. İkincisi, Sultan'ın Webb Efendi'nin yayıncılık>konusundaki yeteneklerinden devleti lehine de yararlanmak arzusuydu.>1890'dan itibaren Amerikalı Protestan misyonerlerin de etkisiyle ABD'de>esmeye başlayan İslam ve Osmanlı aleyhtarı havayı değiştirmek için iyi>Webb'in çalışmaları iyi bir fırsattı.">>Sultan'ın emriyle Osmanlı Hazinesi tarafından yapılan bu ödemelerle maddî>anlamda rahatlayan Webb'in hak ve hakikati anlatmak için artık üzerinde >daha>çok sorumluluk vardır. Bunun bilincinde hareket eden Webb birçok eyalette>konferanslar verir, yazılar yazar, kütüphaneler ve okuma odaları açar. Bu>dönemde İslam âleminin tek bağımsız devleti olan Osmanlı Devleti'ne karşı>oluşan önyargıları kırmak için "Ermeni Sorunu ve Sorumlusu-The Armenian>Troubles and Where the Responsibility Lies" isimli bir de kitap yayımlar.>>Osmanlı belgelerinde "Muhammed Web Efendi" olarak geçen Amerikalı Müslüman>lobiciye 1908'e kadar düzenli maddi yardım yapılır. İttihat ve Terakki>darbesiyle yönetimin değişmesi yardımların da kesilmesine neden olur. Maddi>anlamda tekrar sıkıntı yaşamaya başlayan Webb çalışmalarını herşeye rağmen>vefat ettiği 1 Ekim 1916'ya kadar sürdürür. Rutherford New Jersey'de 70>yaşında hayata gözlerini yuman ve Hillside mezarlığına defnedilen bu>gayretli adamdan geriye kalan tek şey ise Osmanlı arşivine kaldırılan>dergisi ve kendisiyle alakalı resmî yazışmalardır.