بســـم الله الرحمن الرحيم
Sizler hakkında bilgi sahibi olduğunuz meselelerde tartışıyorsunuz. (Fakat) niçin bilginizin olmadığı meselelerde de tartışıyorsunuz? Şüphesiz ki Allah (herşeyi) bilir, siz ise bilemezsiniz.(Al-i İmran Suresi Ayet:66)
Allah (c.c) bu ayette yahudi ve hristiyanlara şöyle hitab ediyor:
"Ey kitap ehli! Sizler, doğru da olsa, yanlış da olsa kitaplarınızda zikredildiği için Muhammeh (s.a.s), İsa ve Musa (a.s) hakkında birbirinizle veya başkalarıyla tartışıyorsunuz. Dolayısıyla elinizde doğru olmasa da bir deliliniz bulunduğu için bu konularda tartışmaya girdiğinizde kimse sizi kınamaz. Fakat hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadığınız, kitaplarınızda da hakkında hiçbir bilgi bulunmayan ve sizden yüzlerce sene önce yaşamış İbrahim (a.s)' ın dini veya kimlerden olduğu hakkında niçin birbirinizle tartışıyorsunuz? Böyle yapmanız sizlerin ne kadar cahil ve akılsız olduğunuzu gösteren açık bir delildir. Halbuki mantıklı bir şekilde düşünmüş olsaydınız hiç bilmediğiniz bir mesele hakkında tartışmamak gerektiğini bilirdiniz."
“Şüphesiz ki Allah (herşeyi) bilir, siz ise bilemezsiniz.”
Allah (c.c) Yahudi ve Hristiyanlara hitaba devam ederek şöyle buyuruyor:
Ey kitab ehli! Şüphesiz ki kitaplarınızda geçen veya geçmeyen, sizden önce yaşanmış olaylar ve şahıslar hakkındaki haberlerin en doğrusunu Allah (c.c) bilir, siz bilemezsiniz. Bunlar hakkındaki doğru haberleri ancak rasuller vahiyle sizlere bildirebilirler. Bunu hiç unutmayın ve eğer hakkı istiyorsanız kitaplarınızda hakkında bilgi verilen fakat gizlediğiniz ve bilmemezlikten geldiğiniz son rasul Muhammed (s.a.s)'e iman edin."
Bu ayete göre; delillerini araştırıp hakkında tam bir bilgi edinilmeden bir konu hakkında tartışmaya girmek caiz değildir. Fakat delilleri bilinen meselelerde güzel bir şekilde tartışmak gereklidir.
Allah (c.c) bir başka ayette bu konuyla ilgili olarak şöyle buyuruyor:
"(Ey Muhammed!) Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle davet et. Onlarla en güzel şekilde münakaşa et." (Nahl: 125)
Sizler hakkında bilgi sahibi olduğunuz meselelerde tartışıyorsunuz. (Fakat) niçin bilginizin olmadığı meselelerde de tartışıyorsunuz? Şüphesiz ki Allah (herşeyi) bilir, siz ise bilemezsiniz.(Al-i İmran Suresi Ayet:66)
Allah (c.c) bu ayette yahudi ve hristiyanlara şöyle hitab ediyor:
"Ey kitap ehli! Sizler, doğru da olsa, yanlış da olsa kitaplarınızda zikredildiği için Muhammeh (s.a.s), İsa ve Musa (a.s) hakkında birbirinizle veya başkalarıyla tartışıyorsunuz. Dolayısıyla elinizde doğru olmasa da bir deliliniz bulunduğu için bu konularda tartışmaya girdiğinizde kimse sizi kınamaz. Fakat hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadığınız, kitaplarınızda da hakkında hiçbir bilgi bulunmayan ve sizden yüzlerce sene önce yaşamış İbrahim (a.s)' ın dini veya kimlerden olduğu hakkında niçin birbirinizle tartışıyorsunuz? Böyle yapmanız sizlerin ne kadar cahil ve akılsız olduğunuzu gösteren açık bir delildir. Halbuki mantıklı bir şekilde düşünmüş olsaydınız hiç bilmediğiniz bir mesele hakkında tartışmamak gerektiğini bilirdiniz."
“Şüphesiz ki Allah (herşeyi) bilir, siz ise bilemezsiniz.”
Allah (c.c) Yahudi ve Hristiyanlara hitaba devam ederek şöyle buyuruyor:
Ey kitab ehli! Şüphesiz ki kitaplarınızda geçen veya geçmeyen, sizden önce yaşanmış olaylar ve şahıslar hakkındaki haberlerin en doğrusunu Allah (c.c) bilir, siz bilemezsiniz. Bunlar hakkındaki doğru haberleri ancak rasuller vahiyle sizlere bildirebilirler. Bunu hiç unutmayın ve eğer hakkı istiyorsanız kitaplarınızda hakkında bilgi verilen fakat gizlediğiniz ve bilmemezlikten geldiğiniz son rasul Muhammed (s.a.s)'e iman edin."
Bu ayete göre; delillerini araştırıp hakkında tam bir bilgi edinilmeden bir konu hakkında tartışmaya girmek caiz değildir. Fakat delilleri bilinen meselelerde güzel bir şekilde tartışmak gereklidir.
Allah (c.c) bir başka ayette bu konuyla ilgili olarak şöyle buyuruyor:
"(Ey Muhammed!) Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle davet et. Onlarla en güzel şekilde münakaşa et." (Nahl: 125)