Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ilımlı İslam(!) Fetvaları 3 " Enflasyon Faizi"

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
HocaEfendi ye sorulmuş


Soru:

Enflasyon oranında faiz helal midir? Yoksa faiz yerine altın, döviz vs.mi alınmalı?

Cevap:
Faiz olursa, oran ne olursa olsun helal olmaz. Enflasyon oranında fazlalık faiz değildir. Mesela birine yüz lira ödünç verseniz, alt ay sonra enflasyon yüzde otuz olduğu için 130 lira alsanız bu otuz liralık rakkam fazlalığı faiz değildir, alt ay önce verdiğiniz paranın -satın alma gücü bakımından- eşit karşılığıdır. Bu böyle olmakla beraber faizcilik yapan bankalara para yatırarak buradan enflasyon oranında faiz almak caiz olmaz; çünkü:
a) Bu bankalar sizden aldıkları parayı reel (enflasyon oranından fazla) faizle satmak suretiyle para kazanmakta ve size de o paradan ödeme yapmaktadırlar.
b) Bankaya para yatırmak bir akit yapmaktır; bu akit, faizli para alım satım aktidir, sonunda kâr da olsa zarar da olsa yapılan akit faizli akit olduğu için İslam'a göre meşru değildir.

Elinizde para var da bunu meşru yoldan nemalandıramıyorsanız Özel Finans Kurumlarına yatırabilirsiniz.





Bu cevabı net algılayabilmek için enflasyonun anlaşılabilir bir izahını sunmak gayet faydalı olacaktır.

Enflasyon, muhtelif ekonomik gelişmeler nedeniyle fiyatların yükselmesidir.
Enflasyon 2 nedenle oluşur:

  1. Talep enflasyonu
  2. Maliyet enflasyonu

Talep enflasyonu, değişik durumlarda oluşabilir. Örneğin bir ülkenin dış ticaret açığı ( yani ithalatının ihracatından fazla olması) ya da iç-dış borçlarının yükselmesi, para ihtiyacına yol açar. Bu ihtiyaç karşılıksız para basma durumunu doğurur. Karşılıksız para, merkez bankasının, ulusal para biriminin döviz kurlarına göre sabit ve eşdeğer olmasından vazgeçip, bol para basıp, piyasaya arz etmesidir. Bir şey nasıl bollaştığında değeri düşerse, ulusal paranın da değeri döviz karşısında bu nedenle düşer. Paranın değerinin düşmesi, aynı parayla daha az mal alınması (özellikle ithal mallar) durumunu yaratır ki, bu bir enflasyondur, yani malın değeri artmasa bile alım gücü düştüğü için mal değerlenmiş olur. Piyasa da çok fazla para arz edilmesi nedeniyle oluşan para bolluğu ise tüketicileri mal ve hizmet satın almaya yöneltir. Buradan itibaren talep enflasyonu başlar. Mala olan talebe rağmen, ülke arzı talebi karşılayacak durumda değildir. Bir birim malı çok sayıda insan talep ettiği için malın fiyatı doğal olarak yükselir. Bu da enflasyonun bir başka aşamasıdır. Talebin yüksek olması, daha fazla üretim ve daha fazla arz demektir. Bunun için üretim sektörü, daha çok makine, daha çok yatırım malı, daha çok işgücü talebi yaratır. Bu durumda üreticinin işgücü, makine maliyetleri artar ve bu artış üretilen malın fiyatına doğrudan yansır ve o malın fiyatı yükselmeye başlar. Bu ise 2. tip enflasyon olan maliyet enflasyonu demektir.

Fiyatlarda oluşan artışlar ise para değerinin daha da düşmesine borçların ve açıkların daha da büyümesine yol açar. Görüldüğü bir kısır döngü ve zincirleme olarak birbirine eklenen olumsuz sonuçlar oluşur. Kısaca talep ve maliyet enflasyonları birbirinden bağımsız olarak ortaya çıkabilir ama sonuçlarıyla birbirlerini tetiklerler.

Buradan anlaşıldığı üzere enflasyon dünyanın her yerinde ve her zamanında öyle veya böyle olagelen bir ekonomik haldir. Bu hal ne bu güne şamil, ne Türkiye ye şamil bir haldir. Hayatın bir gerçeğidir.

Bu durumda birisine 100 TL borç veren kişinin 3 ay sonra aylık yüzde beş enflasyon var diyip, 115 TL talep etmesine Hocaefendi para literatürlerinde olmayan ama bir isim takmış: "rakkam fazlalığı". İşin tuhaf tarafı Hocaefendi faize ısrarla haram derken, bu fazlalığın ise hem tüm dünyadaki finans piyasalarında ve hem de İslamda ki adı FAİZ. Bu zamanda bu işlemi bankalar yapınca faiz oluyor, vatandaş yapınca "rakkam fazlalığı". Oysa vatandaşın yapacağı bu "rakkam fazlalığı" nın adının tefecilik olduğu biliniyor...
Paraları ÖFK lara yatırtma teşvikini ise sonradan değerlendireceğiz inşaallah...

 

muhacir_b

New member
Katılım
25 Eyl 2009
Mesajlar
161
Tepkime puanı
138
Puanları
0
Yaş
36
hani efendimiz s.a veda hutbesinde dediya faizin her çeşidi ayaklarımın altındadır.dikkat edin bir yahut beş çeşidi demiyor veya şu çeşidide demiyor sadece her çeşidi ayaklarımın altında diyor.
 
C

cangenç

Guest
Gerçek hayattan örnek verelim.

Birinci soru: Sen bir klima satıcısı oldun. Ben müşteri oldum, dedin "peşin bin lira" Ben dedim ancak 5 taksitte ödeyebilirim. Bin liram yok"

Sen de desen "o zaman her ay için 50 lira vade farkı alırım."

Bu hal caiz midir değil midir?

İkinci soru: Faraza satış gerçekleşti. Ancak ben vadeyi 5 ay uzattım. 6 ay sonra eflasyon sebebi ile senin sattığın klimanın sana maliyeti 251 lira fazla oldu. Zararının tazminini istesen nasıl bir durum da zararın tazmini caiz olur?
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Bir kere böyle bir ticaret usulü ve ahlakı yok.

Ticaret de bir meslektir ve bu mesleğin kuralları olduğu gibi yapanların da bilgi birikimi ve basireti vardır.

Bilinen bir gerçektir ki satıcı malının peşin ve vadeli fiyatını bilir. Ortamın ekonomik şartlarına görede bunun ayarını yapar. Sizin dediğiniz gibi bir ani enflasyon patlaması istisnadır ve zarar görenin değil, zarar verenin teklifi ile, telafi olacak bir durum varsa edilir.
 

mavigezegen

New member
Katılım
14 Tem 2009
Mesajlar
243
Tepkime puanı
169
Puanları
0
Elinizde para var da bunu meşru yoldan nemalandıramıyorsanız Özel Finans Kurumlarına yatırabilirsiniz.

Paraları ÖFK lara yatırtma teşvikini ise sonradan değerlendireceğiz inşaallah...

Bu ÖFK olayını bilahare tartışmak isterim.
 

mavigezegen

New member
Katılım
14 Tem 2009
Mesajlar
243
Tepkime puanı
169
Puanları
0
İnşallah, çok önemli konulardan birisidir. Zaman içerisinde bu günkü hayatın en önemli yarası olan faiz ve faizin evanelerini detaylı müteala edelim inşaallah.

İnşallah...
Bir ara ayrı bir konu olarak açarsanız, üzerinde müteala ederiz inşallah.

Selam ile,
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Birinci soru: Sen bir klima satıcısı oldun. Ben müşteri oldum, dedin "peşin bin lira" Ben dedim ancak 5 taksitte ödeyebilirim. Bin liram yok"

Sen de desen "o zaman her ay için 50 lira vade farkı alırım."

Bu hal caiz midir değil midir?

Değildir. 1.000 lira üzerinde ödenen her türlü rakam faizdir. Fakat, alıcı; malı alırken ödeyeceği tarihte o malın o günkü piyasa değeri ne olursa onu öderim diyerek taahhüdde bulunursa, o zaman faiz hükmü kalkar. Belki o mal o gün geldiğinde 2.000 lira olacak veya 1.875 lira olacak. Yani bilinmeyen ve akıbeti muallak görünen bir mal hakkında kesin yargı oluşturamaz. Çünkü piyasayı kendi yönetmiyor ve gaybı bilmiyor. O nedenle bilir gibi hareket ederse zaten şirk'e giriyor. Eğer kesin yargı oluşturursa, yani günü geldiğinde geciktirdiğim her ay için 50 lira fazladan vereceğim dediğinde, eğer o mal 6 ay içinde (örneğin) albenisi kalmamış ise belki fiyatı 950 liraya düşmüş olacak. Ne oldu şimdi ? Hem faiz ödedi, hemde gaybı bilmeyi iddia ederek şirk'e girdi. yani; günah günahı doğurdu. hemde kendi nefsine zulm etmiş olup zalimlerden oldu.



İkinci soru: Faraza satış gerçekleşti. Ancak ben vadeyi 5 ay uzattım. 6 ay sonra eflasyon sebebi ile senin sattığın klimanın sana maliyeti 251 lira fazla oldu. Zararının tazminini istesen nasıl bir durum da zararın tazmini caiz olur?


Normal süresinde ödeyeceğim deyip de süresi geldiğinde eğer ödememiş ve satıcıyı zarara uğratmışsan, satıcının zararını karşılamak ile mükellefsin. karşılamadığın takdirde hem o satıcının satışını zarara uğratmış oldun (çünkü adam o malın aynısını yerine koyamayacak), hem kul hakkına girmiş oldun (çünkü ödeyeceğim deyip adamı kendine güvendirdin), hem de zalim oldun (adama zulüm ettin).

Eğer bütün bu günahlardan kaçınıp adam ile helalleşmek istersen, gönlünü alacaksın. "Çok istedim ama ödeyemedim, beni de yanıltan oldu fakat bu zararın ancak bu kadarını karşılayacak gücüm var, diğer geriya kalan bölümü içinde senin rızan doğrultusunda 5-6 taksid halinde ödemeye çalışırım" demelidir. Rıza çok önemlidir. Rıza olmadığı sürece de bu görevi ifa etmekten kaçınamaz. Kaçtığı takdirde sayılan bu bütün günahlardan mesuldur.

Satıcı da bunları gördüğü halde, yani adamın zor halde olduğunu bile bile fahiş fiyat istemesi; günah olarak ona yeterde artar bile. Hele hele vade farkı istemesi halinde, işte ona cevap bile bulunamaz. Gerisini sen düşün.
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
Birinci soru: Sen bir klima satıcısı oldun. Ben müşteri oldum, dedin "peşin bin lira" Ben dedim ancak 5 taksitte ödeyebilirim. Bin liram yok"

Sen de desen "o zaman her ay için 50 lira vade farkı alırım."

Bu hal caiz midir değil midir?

Değildir. 1.000 lira üzerinde ödenen her türlü rakam faizdir. Fakat, alıcı; malı alırken ödeyeceği tarihte o malın o günkü piyasa değeri ne olursa onu öderim diyerek taahhüdde bulunursa, o zaman faiz hükmü kalkar. Belki o mal o gün geldiğinde 2.000 lira olacak veya 1.875 lira olacak. Yani bilinmeyen ve akıbeti muallak görünen bir mal hakkında kesin yargı oluşturamaz. Çünkü piyasayı kendi yönetmiyor ve gaybı bilmiyor. O nedenle bilir gibi hareket ederse zaten şirk'e giriyor. Eğer kesin yargı oluşturursa, yani günü geldiğinde geciktirdiğim her ay için 50 lira fazladan vereceğim dediğinde, eğer o mal 6 ay içinde (örneğin) albenisi kalmamış ise belki fiyatı 950 liraya düşmüş olacak. Ne oldu şimdi ? Hem faiz ödedi, hemde gaybı bilmeyi iddia ederek şirk'e girdi. yani; günah günahı doğurdu. hemde kendi nefsine zulm etmiş olup zalimlerden oldu.



İkinci soru: Faraza satış gerçekleşti. Ancak ben vadeyi 5 ay uzattım. 6 ay sonra eflasyon sebebi ile senin sattığın klimanın sana maliyeti 251 lira fazla oldu. Zararının tazminini istesen nasıl bir durum da zararın tazmini caiz olur?


Normal süresinde ödeyeceğim deyip de süresi geldiğinde eğer ödememiş ve satıcıyı zarara uğratmışsan, satıcının zararını karşılamak ile mükellefsin. karşılamadığın takdirde hem o satıcının satışını zarara uğratmış oldun (çünkü adam o malın aynısını yerine koyamayacak), hem kul hakkına girmiş oldun (çünkü ödeyeceğim deyip adamı kendine güvendirdin), hem de zalim oldun (adama zulüm ettin).

Eğer bütün bu günahlardan kaçınıp adam ile helalleşmek istersen, gönlünü alacaksın. "Çok istedim ama ödeyemedim, beni de yanıltan oldu fakat bu zararın ancak bu kadarını karşılayacak gücüm var, diğer geriya kalan bölümü içinde senin rızan doğrultusunda 5-6 taksid halinde ödemeye çalışırım" demelidir. Rıza çok önemlidir. Rıza olmadığı sürece de bu görevi ifa etmekten kaçınamaz. Kaçtığı takdirde sayılan bu bütün günahlardan mesuldur.

Satıcı da bunları gördüğü halde, yani adamın zor halde olduğunu bile bile fahiş fiyat istemesi; günah olarak ona yeterde artar bile. Hele hele vade farkı istemesi halinde, işte ona cevap bile bulunamaz. Gerisini sen düşün.

MaşAllah abi.
Bu sorunun cevabını bende merak ediyordum.
Güzel bi soruya güzel bi cevap vermişsin.

Niyetleri karıştırmıyorum : )

selametle..
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
Devam edelim madem. Bir soruda ben sorayım:

Mağazalarda vs genelde kredi kartı ile alışveriş yapıyoruz. Bunda, da ya peşin ya taksitle ödeme gerçekleşiyor. Ama bazen peşin ve taksitli fiyatlar uyuşmuyor.

Peşin fiyat:1000tl
Vadeli fiyat:1100tl

Aradaki fiyat vadeye gidiyor. Yukarda radikal abinin açıklamasına göre "son ödeme zamanında alınan eşyanın son fiyatına göre ödeme yapılırsa, vade farkı faiz olmaz" demiş. Ancak bunda böyle bi durum söz konusu değil. Kart çekiliyor iş bitiyor. Ödeme zamanı son fiyatı neymiş, artmış mı, azalmış mı vs bunların hiç bi önemi kalmıyor. İşlem satıcı ile müşteri arasından çıkıp, müşteri ile banka arasına geçiyor. Burda da azaltma ya da artırma gibi bi durum yok. Peki şimdi bu alışverişte ödenen vade farkı faiz olmuyor mu?

2.sorum ise şu: Mağazaya gidiyorsun. Bir mal alacaksın, fiyatı 100TL. 6 taksit diyor. Vade farkı yok. Ama sen biliyorsun ki, peşin alsan fiyatı düşecek. Ama vade farkı var diye dil ile söylemiyor, tek fiyat gibi sunuyor. Adam buna vade farkını da eklemiş sadece dile gelmiyor. Yani dil ile söylemiyor. Peki bu durumda bi farklılık söz konusu mu? Bu da faize girer mi?

2.Soruyu daha net anlaşılsın diye şöyle değiştiriyorum:

Ben bir satıcıyım ve fiyatlarımı genel piyasa şartlarına göre %30 marjal belirliyorum. Müşterim arıyor bana fiyat soruyor bende genel herkese verdiğim fiyatımı söylüyorum. Sonra müşterim peşin olursa ne kadar olur diye sorduğunda bende ekstra %10 indirim yapabileceğimi söylüyorum ve bu durum dile gelmiyor. Yani bunu vadeli fiyatı ya da peşin fiyatı şeklinde söylemiyorum. Kar marjımı düşürüyorum, bu durumda yaptığım faiz hükmüne girer mi?


selametle..
 
Son düzenleme:

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Peşin fiyat:1000tl
Vadeli fiyat:1100tl

Aradaki fiyat vadeye gidiyor. Yukarda radikal abinin açıklamasına göre "son ödeme zamanında alınan eşyanın son fiyatına göre ödeme yapılırsa, vade farkı faiz olmaz" demiş. Ancak bunda böyle bi durum söz konusu değil. Kart çekiliyor iş bitiyor. Ödeme zamanı son fiyatı neymiş, artmış mı, azalmış mı vs bunların hiç bi önemi kalmıyor. İşlem satıcı ile müşteri arasından çıkıp, müşteri ile banka arasına geçiyor. Burda da azaltma ya da artırma gibi bi durum yok. Peki şimdi bu alışverişte ödenen vade farkı faiz olmuyor mu?

Evet, faizdir. İyi ama kart kullanmayacakmıyız o zaman dersen, cevap KOCAMAN BİR EVET!
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
2.sorum ise şu: Mağazaya gidiyorsun. Bir mal alacaksın, fiyatı 100TL. 6 taksit diyor. Vade farkı yok. Ama sen biliyorsun ki, peşin alsan fiyatı düşecek. Ama vade farkı var diye dil ile söylemiyor, tek fiyat gibi sunuyor. Adam buna vade farkını da eklemiş sadece dile gelmiyor. Yani dil ile söylemiyor. Peki bu durumda bi farklılık söz konusu mu? Bu da faize girer mi?

2.Soruyu daha net anlaşılsın diye şöyle değiştiriyorum:

Ben bir satıcıyım ve fiyatlarımı genel piyasa şartlarına göre %30 marjal belirliyorum. Müşterim arıyor bana fiyat soruyor bende genel herkese verdiğim fiyatımı söylüyorum. Sonra müşterim peşin olursa ne kadar olur diye sorduğunda bende ekstra %10 indirim yapabileceğimi söylüyorum ve bu durum dile gelmiyor. Yani bunu vadeli fiyatı ya da peşin fiyatı şeklinde söylemiyorum. Kar marjımı düşürüyorum, bu durumda yaptığım faiz hükmüne girer mi? selametle..

Öncelikle pazarlık ile vade konusunun arasını iyice bir açalım. Pazarlık başka bir şey (ki; kararında olursa sünnettir, kantarın topuzunu iyi ayarlamaz isen zulümettir) vade konusu ise çok başka bir şeydir.

Şeriat zahire göre hüküm verir. Sen bana geldin bir adet pantolon ve gömleğin fiyatını sordun, ben de cevap olarak dedimki hiç peşinatsız 3 ay vade ile peşin fiyatına 10 lira. 8 lira olmaz mı dedin, (aynı zamanda içinden geçiriyorsun "ulen aslında 5 liraya maletmiştir bu malı, 5 lirada üzerine koysa 10 lira eder. Oysa 8 liraya bana verirse hiç olmazsa o da kar etmiş olur bende ucuza almış olurum. Zaten bir dükkan aşağıda bu mal 9 liraya veriliyor") Nerden bildin ? Niyet mi okudun, kalbini yardın da baktın mı böyle düşündüğüne veya niyetinin bu olduğuna karar verdin. Elbette hayır, sadece zan. Burada hata senin.
Bir başka açıdan, sen geldin yukarıdaki dialog aramızda geçti ve bu sefer ben normalde 9 liraya vereceğim malı seni biraz da pazarlık meraklısı gördüm, içimden "en iyisi ben buna 9 lira değil de 10 lira diyeyim bu kesin bana 7-8 lira olmaz mı diye sorar, hadi senin gül hatırına 9 liraya veriyim bari derim" Ne oldu? Niyet mi okudum ? Senin kalbini yarıp da baktım mı ? Elbette hayır ve elbette bende zan üzere hareket ettim ve hata ettim. Peki nasıl olacak bu iş ? Pazarlık ile. Ben fiyat söyleyeceğim, sen alacağın rakamı belirteceksin. Bunları yaparken hiç kimse karşıdakinin niyetini okuma derdine düşmeyecek. O yapsa bile sen kendini bozmayacaksın. Alacağın fiyat ne ise onu belirteceksin, sen bu konuda ısrarcı olursan eğer zikrettiğin rakam beni de kurtarıyor çaorbayı kaynatıyorsa ve o fiyata bırakıyorsam bunda herhangi bir beis yok, olamaz da. Çünkü aramızda ne vade farkı diye bir söz geçti, nede faizden bahsettik. Ben bir rakam söyledim, sen bunun karşılığında alacağın rakamı zikrettin bende en son şu olur diyerek ya dediğini kabul etmedim, veya uzun pazarlıklar sonucu senin dediğini kabul ederek satışı yaptım. Temiz bir satış. Ama eğer aramızda "vade" diye bir şey konuşulsa idi ve fiyata da etki eden bir yönü olsa idi, o vakit faizeden her ikimizde mesul duruma düşerdik.
 
Üst Alt