Bu bölümde günümüz İslam alimlerinin irad ettikleri şüpheli fetvaları münazara edeceğiz inşallah...
Hayrettin Karaman Hoca'nın internet sitesinde bir okuyucu sorduğu soruda et meselesi işlenmiş. Hoca cevap yazıyor.
"Dinsizler ile putperestlerin veya bâtıl (Ehl-i Kitab'ın dinleri gibi, şimdi bozulmuş bile olsa asıl Allah'tan gelmiş olan dinlerden başka) bir dine inananların kestikleri hayvanları müslümanlar yemezler; burası doğrudur. Ehl-i Kitabın kendi dinlerine göre öldürüp yedikleri -domuz gibi türü müslümanlara haram olanlar dışındaki- hayvanları yemek ise müslümanlara helaldir (Mâide: 5/5). Ehl-i kitabın Allah ve peygamber inancı müslümanlarınkinden farklıdır; Allah'ın sıfatları ile ilgili yanlış, batıl inançları vardır, ancak kurban veya etlik keserken -sıfatlar hakkında yanlış inanç ve bilgi sahibi de olsalar- Allah'ın adını zikrederler, putperest olmadıkları için Allah'tan başka bir tanrının (putun) adını anmazlar; kestiklerinin yenmesi için işte bu yeterli görülmüştür (Azîmâbâdî, Ebû Dâvûd şerhi, V, 12). İnandıkları başka bir tanrının veya putun adını anmamak şartıyla, ya henüz alışmadıkları veya unuttukları için Allah'ın adını anmayı unutanlara, ihmal edenlere (böyle yapmış olmaları ihtimali bulunanlara) gelince bunların kestiklerini yerken "yiyenlerin besmele çekmeleri" istenmiştir (Ebû Dâvûd, Udhiyye, 18 vd.). "
Hoca Efendi yukarıda ki beyanında bu gün ki Hıristiyan ve Yahudilerin kestikleri etin helal olduğunu, bunun Maide 5/5 de beyan edildiğini, Ehl-i Kitabın Allah ve Peygamber inancının Müslümanlardan farklı olduğunu, Allah'ın sıfatları ile alakalı yanlış bilgi sahibi olduklarını, yine de Allah'ın adını zikrettiklerini put adı zikretmediklerini beyan ederek delalet etmiş.
Biz de bu izaha için diyoruz ki;
Kur’an ın muhatap aldığı Ehli Kitaba mensup iki kavmin, sahih Tevrat ve İncil’le amel etmiş olan o devirdeki Yahudi ve Hıristiyanlardır.
Kur’an daha sonra bahsedilen ehli kitabın hangi haller de küfre battığını da açıklıyor.
Maide 73
Andolsun, “Allah, üçün üçüncüsüdür” diyenler kâfir oldu. Hâlbuki bir tek ilâhtan başka hiçbir ilâh yoktur. Eğer dediklerinden vazgeçmezlerse, andolsun onlardan inkâr edenlere elbette, elem dolu bir azap dokunacaktır.
Tevbe 30
Yahudiler, “Üzeyr, Allah’ın oğludur” dediler. Hıristiyanlar ise, “İsa Mesih, Allah’ın oğludur” dediler. Bu, onların ağızlarıyla söyledikleri (yalan) sözleridir. Onların bu sözleri daha önce inkâr etmiş kimselerin söylediklerine benziyor. Allah, onları kahretsin. Nasıl da haktan çevriliyorlar!
Ehli Kitap içinde istisna edilen bir grubun varlığını ise yine Kur'an şöyle vermekte:
Ali İmran 113
Onların (Kitap ehlinin) hepsi bir değildir. Kitap ehli içinde, gece saatlerinde ayakta duran, secdeye kapanarak Allah’ın âyetlerini okuyan bir topluluk da vardır.
Yine Kur’an diyor ki:
Ali İmran 110
Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah’a iman edersiniz. Kitap ehli de inansalardı elbette kendileri için hayırlı olurdu. Onlardan iman edenler de var. Ama pek çoğu fasık kimselerdir.
Burada, yoldan çıkmalarına rağmen ehli kitap olarak nitelendirilmeleri, o kavmin böyle isimlendirilmiş olması ve de toplumun onları bu isimle tanıdığı içindir. Yoksa, ayet o günkü Ehli Kitab’ın ve devamının da artık yoldan çıkanlar olduğunu açıkça ifade ediyor.
Durum böyle olunca bu günkü Hıristiyan ve Yahudilerin kestiklerinin nasıl helal kılındığı anlaşılamaz bir haldir...
Hayrettin Karaman Hoca'nın internet sitesinde bir okuyucu sorduğu soruda et meselesi işlenmiş. Hoca cevap yazıyor.
"Dinsizler ile putperestlerin veya bâtıl (Ehl-i Kitab'ın dinleri gibi, şimdi bozulmuş bile olsa asıl Allah'tan gelmiş olan dinlerden başka) bir dine inananların kestikleri hayvanları müslümanlar yemezler; burası doğrudur. Ehl-i Kitabın kendi dinlerine göre öldürüp yedikleri -domuz gibi türü müslümanlara haram olanlar dışındaki- hayvanları yemek ise müslümanlara helaldir (Mâide: 5/5). Ehl-i kitabın Allah ve peygamber inancı müslümanlarınkinden farklıdır; Allah'ın sıfatları ile ilgili yanlış, batıl inançları vardır, ancak kurban veya etlik keserken -sıfatlar hakkında yanlış inanç ve bilgi sahibi de olsalar- Allah'ın adını zikrederler, putperest olmadıkları için Allah'tan başka bir tanrının (putun) adını anmazlar; kestiklerinin yenmesi için işte bu yeterli görülmüştür (Azîmâbâdî, Ebû Dâvûd şerhi, V, 12). İnandıkları başka bir tanrının veya putun adını anmamak şartıyla, ya henüz alışmadıkları veya unuttukları için Allah'ın adını anmayı unutanlara, ihmal edenlere (böyle yapmış olmaları ihtimali bulunanlara) gelince bunların kestiklerini yerken "yiyenlerin besmele çekmeleri" istenmiştir (Ebû Dâvûd, Udhiyye, 18 vd.). "
Hoca Efendi yukarıda ki beyanında bu gün ki Hıristiyan ve Yahudilerin kestikleri etin helal olduğunu, bunun Maide 5/5 de beyan edildiğini, Ehl-i Kitabın Allah ve Peygamber inancının Müslümanlardan farklı olduğunu, Allah'ın sıfatları ile alakalı yanlış bilgi sahibi olduklarını, yine de Allah'ın adını zikrettiklerini put adı zikretmediklerini beyan ederek delalet etmiş.
Biz de bu izaha için diyoruz ki;
Kur’an ın muhatap aldığı Ehli Kitaba mensup iki kavmin, sahih Tevrat ve İncil’le amel etmiş olan o devirdeki Yahudi ve Hıristiyanlardır.
Kur’an daha sonra bahsedilen ehli kitabın hangi haller de küfre battığını da açıklıyor.
Maide 73
Andolsun, “Allah, üçün üçüncüsüdür” diyenler kâfir oldu. Hâlbuki bir tek ilâhtan başka hiçbir ilâh yoktur. Eğer dediklerinden vazgeçmezlerse, andolsun onlardan inkâr edenlere elbette, elem dolu bir azap dokunacaktır.
Tevbe 30
Yahudiler, “Üzeyr, Allah’ın oğludur” dediler. Hıristiyanlar ise, “İsa Mesih, Allah’ın oğludur” dediler. Bu, onların ağızlarıyla söyledikleri (yalan) sözleridir. Onların bu sözleri daha önce inkâr etmiş kimselerin söylediklerine benziyor. Allah, onları kahretsin. Nasıl da haktan çevriliyorlar!
Ehli Kitap içinde istisna edilen bir grubun varlığını ise yine Kur'an şöyle vermekte:
Ali İmran 113
Onların (Kitap ehlinin) hepsi bir değildir. Kitap ehli içinde, gece saatlerinde ayakta duran, secdeye kapanarak Allah’ın âyetlerini okuyan bir topluluk da vardır.
Yine Kur’an diyor ki:
Ali İmran 110
Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah’a iman edersiniz. Kitap ehli de inansalardı elbette kendileri için hayırlı olurdu. Onlardan iman edenler de var. Ama pek çoğu fasık kimselerdir.
Burada, yoldan çıkmalarına rağmen ehli kitap olarak nitelendirilmeleri, o kavmin böyle isimlendirilmiş olması ve de toplumun onları bu isimle tanıdığı içindir. Yoksa, ayet o günkü Ehli Kitab’ın ve devamının da artık yoldan çıkanlar olduğunu açıkça ifade ediyor.
Durum böyle olunca bu günkü Hıristiyan ve Yahudilerin kestiklerinin nasıl helal kılındığı anlaşılamaz bir haldir...
Son düzenleme: