sinang
New member
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
«Biz insana iki yolu —hayır ve şerri— gösterdik.» «İnsan başıboş bırakılacağını mı zannediyor?» Allah Teâlâ insana yolunu göstermiş, gideceği yolu çizmiş, gözünün önüne hedefini dikmiş ve yaratılışının hikmetini şöyle anlatmıştır:«Sizi boşuna yarattığımızı ve tekrar bize döndü-rülmiyeceğinizi mi zannettiniz? Hakiki mülk sahibi olan Allah bundan çok yücedir!
«Said»kimseler Hakk'ın inayetine mazhar olan,hidayet nuruna eren, gözlerinden gaflet perdesi açılan bu hakikati idrak eden,gayelerine ulaşmak için durmadan yürüyen ve Cenâb-ı Hakk'ın şu kelamını layıkıyle anlayan kimselerdir:
«O halde hepiniz Allah'a dönün.Gerçekten ben Allah tarafından sizi açıkça sakındıran bir peygamberim.Allah ile birlikte başka bir ilâh tanımayın.Gerçekten ben Allah tarafından sizi açıkça sakındıran bir peygamberim.»
Kişiye hakim olan nefsi arzu, aşırı istek veya dünya malı gibi Allah'a ermeğe engel olan veya ona yönelmeye mani olan, ya da kulu Allah'a güvenmekten çeviren herşey Allah'tan başka bir ilâh sayılır :«Şimdi o kimseyi gördün ya: nefsinin arzularını tanrı edinmiş, Allah'ta sapacağını bildiği için onu şaşırtmış, kulağını ve kalbini mühürlemiş, gözüne de bir perde çekmiştir. Artık bunu Allah'tan başka kim doğru yola çevirebilir.»
Ey insan... Önünde yalnız iki yol var, bir üçüncüsü yok. Birincisi; kolay, nurlu, güzel,çiçeklerle süslü,nimetlerle dolu bir yoldur.Bu yol «İman ve yakin» ile başlar. Çeşitli merhaleleri «istikamet ve itaat» tır. Sonu ise «Cennet ve ilâhî rızaya nail olmak» tır. «Nihayetsiz kudreti olan bir Hakim-i Mutlak'ın huzurunda rıza gösterilen bir makamdır.»
İkinci yol ise; harabe, korkunç, karanlık, uçuruma giden bir yoldur. Bu da «İnkâr ve ilhad» ile başlar.Çeşitli merhaleleri «fücur ve isyan»dır. Sonu: «Cehennem ve ateş»tir.«Kim haddini aşıp tuğyana düşerse, dünya hayatını tercih ederse onun varacağı yer Cehennemdir.»
Elbette bu iki yol müsavi olamaz...«Öyle ya mü'min olan hiç fasıklar gibi olur mu?Onlar bir olamazlar.İman edipte güzel güzel ameller işleyenlere, yaptıklarına karşılık bir ağırlama olarakonlaraCennetlervardır.Fakat fasık olanların barınacağı yer ateştirOradan her çıkmak istediklerinde yine oraya döndürülürler.Ve onlara: «Yalanladığınız ateşin azabını haydi tadın» denir.» «Artık müslümanları mücrim kâfirler gibi yapar mıyız hiç? Size ne oluyor?Nasıl böyle hüküm verebiliyorsunuz
«Yoksa biz iman edip güzel güzel amel işleyenleri, yeryüzünde fesad çıkaranlar gibi yaparmıyız?Yoksa takva sahiplerini kâfirler gibi yaparmıyız?» Salih, abid ve muhlis kimseler dünyada da âhiret te de bahtiyardırlar.«Erkek olsun, kadın olsun iman ederek güzel güzel amel işleyene muhakkak ki iyi bir hayat yaşatacağız. Ve yapmakta oldukları amellerin daha güzeliyle mükâfatlarını vereceğiz.» «Her kim beni zikretmekten yüz çevirirse, ona dar bir geçim vardır. Ve onu kıyamet gününde kör olarak hasredeceğiz.
Fertler açısından tutulan yola göre layık olacakları mükâfatlar değiştiği gibi cemaatlere göre de,semavî vahiyden ilham alan bir ümmet, dünyasında azîz ve bahtiyar olur.Ahirette ise büyük mükâfatlara kavuşur.
«Eğer o memleketlerin halkı iman edip Allah'tan korkmuş olsalardı, şüphesiz ki üzerlerine gökten ve yerden bereket kapılarımızı açardık.» «Eğer onlar Tevrat'a, İncil'e ve Rablerinden kendilerine indirilen bütün ilâhî kitaplara inanıp gereği gibi amel etselerdi, şüphesiz ki nimetlere gark olup üstlerinden ve ayaklarının altından yerlerdi.» «Allah şöyle bir ülkeyi misal veriyor: O şehir emniyet ve huzur içindeydi. Rızkı bol bol her yerden geliyordu. Ancak bu memleket Allah'ın nimetlerine nankörlük etti. Allah ta yaptıklarına karşılık olarak o şehir halkına açlık ve korku elbisesini giydirdi.»
Günümüzde dünyanın başlıca problemi, maddi değil, manevîdir. Fakirlik, hastalık ve cehalet problemlerinden daha ziyade zulüm,tamah,zorkullanma, adaletsizlik, merhametsizlik ve insafsızlık meseleleri günümüzün huzursuzluk kaynağıdır.
Ey insan!.. Ne zamana kadar böyle devam edeceksin.Deliller gözünün önünde.. Dün gördüğün derslerin izlerini unutmadın. İkinci Dünya Savaşında altı yıl boyunca yaşı - kuruyu yakan, her şeyi kasıp kavuran, tahammül edilemez hâdiselerden doğan acıları çektin.
Suçlu, devam ederse cezaya layık olur. İyilik unutulmaz. Kötülük silinmez.Ceza veren Allah, ölmez. Eden bulur...
«Müşrikler ancak kendilerinden önce gelip geçmiş olanların günleri gibi bîr gün bekliyorlar.De ki: Bekleyin, ben de sizinle beraber bekliyorum... Sonra Peygamberlerinizi ve iman edenleri kurtarıyorduk. İşte böylece mü'minleri de üzerimizde bir hak olarak kurtaracağız.» «Allah emrinde galiptir. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler.»