Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İdare Usulleri ile Bir kaç misal

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
بســـم الله الرحمن الرحيم

Burada memleket ve devlet idaresi şekillerinden ve usullerinden misal verelim.

CUMHURİYET USULU İLE İDARE

Cumhuriyet usulü dendiği zaman ne anlaşılır? Cumhuriyet demek bir memleketin içinde yaşayan halkının çoğunluğu bir araya toplanırlar, memleketlerinin idaresini, şeriatlerini, kanunlarını kendi ellerine alırlar ve bu şeriate göre, bu kanunlara göre, memleketin işlerini bir veyâ bir kaç kimseye tevdi ederler, bu kimse veyâ kimseleri kendile*rine vekil ve nâib tayin eylerler, iktidar işleri bu kimselerin veya kim*senin eline verirler, kendileri de bu kimseye veyâ kimselere itaât eder*ler, sözünü dinlerler. Şimdi gelin de bakalım, bu usul nasıl ortaya çı*kar? Memleketin idaresi hakiki bir cumhuriyet usulü ile yapılmaya*cak, cumhuriyet nizamları, cumhuriyet kanunları icra edilemeyecek, devletin idare sistemi de cumhuriyet olacak? Şimdi bir memlekette, cumhuriyet idaresi bulunmaz, memleketin işleri mutlakiyet yolunu tu*tan bir padişaha teslim edilir, bu padişahın kanunları yürütülür, böy*le bir memleket idaresine nasıl da kalkarız cumhuriyet idaresidir de*riz? Şimdi bir adam. cumhuriyet usulüne cumhuriyet nizamına inanır da nasıl padişahlık için mutlakiyet için çalışır ve o yolda fedakârlıkta bulunur?

PADİŞAHLIK VE SALTANAT USULÜ

Şimdi de padişahlık ve saltanat usulünü ele alalım. Burada padi*şah yahut da sultan hâkim-i a'la (en yüksek) hakim olarak bilinir Pa*dişahın emirleri kanun diye şeriat diye yürür, kendisine itaat edilir. Şimdi birisi padişahın padişahlığını kabul etmezse, o zaman bu padi*şahın hâkim-i a'la (en yüksek hükümdar) olduğunu nasıl kabul edip inanır? Cumhuriyet usulüne bağlı bulunan birisi, bu cumhuriyeti bı*rakıp da nasıl padişahlık nizamına bağlanır? Padişaha itaat eder? Pa*dişahın yolunda fedakârlıkla bulunur?

FRENK DİNİ VE USULÜ

Uzağa gitmeyelim. Şu bizim kendi İngilizlerimizin usullerine ge*lelim. Bu usulü şimdi Hindistan'da din haline getirmişlerdir.

Bu din gereğince de, dine şeriat koymuşlardır. Kanunlar vaz et*mişlerdir. Bunları da yürütüp gidiyorlar. Yürümesinin sebebi de Ka*nun-i ta'zirat-ı Hind (Hindistan ceza kanunu) ve Zabıta-yi Divani-yi Engirizi (İngiliz idaresi zabıtası) vasıtasıyla halkı mecbur ediyorlar. Şimdi sizin de yaşayışınız, işiniz gücünüz hep İngilizceleşmiştir. Çün*kü kanunları İngilizler koymuşlardır, eldeki mevcut şeriat da yine İn*giliz şeriatıdır. Haddi hududu, İngilizler tayin etmişlerdir. Siz de he*piniz onların hükümlerine, emirlerine boyun eğmektesiniz, işte bu din size zorla kabul ettiriliyor. İsterseniz siz bu dine inanınız isterseniz inanmayınız, zorla bu dinin yolunu tutacaksınız. Başka şekli yoktur. Fakat şimdi Kanun-i Tazira-ı Hind (Hindistan ceza kanunu) ve Zabı-ta-yi divani (İngiliz idaresi zabıtası) ortadan kalkacak olursa İngiliz*lerin emirlerini dinlemek de yine kaldırılırsa o zaman artık bu ülkede İngiliz hakimiyeti İngiliz dini diye bir şey kalır mı?

İSLAM DİNİ

İslâm dininin durumu da yukarıdaki misallere benzer. Bu din diyor ki, yer yüzünü Allah yaratmıştır. İnsanları da Allahu Teâla yaratmış*tır. İnsanlar için hakim-i a'lâ (en yüksek hakim) padişahlar değil, yal*nız Alahü Teâla'dır. Bütün itaât da kulluk da ibadet de secde de yal*nız Allahu Teâla'ya mahsusdur, insan kendi yaşayışını, işini gücünü, ibadetini, itaatini kulluğunu Allah'ın göstermiş bulunduğu yola göre ayarlayacaktır. İslâm, iktidarı a'lanın, bütün kudret ve kuvvetin Hak Teâla elinde olduğunu ileri sürmüştür. Şunun için ileri sürmüş ki, yer yüzünde ve her yerde yalnız Hak Teâla'nın hükmü geçerlidir. Başka birisinin hükmü geçerli değildir. Adalet hükümleri de Hak Teâla'nın bildirdiği şekilde olacak, insanın içindeki polisler, Hakk'ın hükümlerini icra ettirecekler. İnsanın içindeki tahsildarlar, vergiyi toplayacaklar, insanın içindeki memurlar, toplanan vergileri yerine sarf edecekler. Hak Teâla'nın emniyet memurları, polisleri halkın her ferdinin içine yerleşmiştir, Halkın kuvvetleri, kabiliyetleri, çalışmaları, uğraşmaları hepsi de O'nun yolunda olacaktır. Takva da O'nun için olacak. Kork*mak da O'ndan olacaktır. Halk O'na itaât edecekler. Hülâsa insan O'ndan başka hiç kimseye kul olmayacaktır. Böyle olunca, bir Kimse Hakimiyet-i Alâ'nın Hak Teâla'ya mahsus olduğuna inanmazsa nasıl kendine Allah kulu der? Nasıl olur da bir kimse, hem Allah dinini kabul eder, hem de onun yanı başına başka bir din? Her din şunu ister ki, o dinin salikleri, tam olarak o dine bağlı bulunsunlar, o dinin kudretini iktidarını kabul eylesinler diğer dinler, bu dinin karşısında mağlûb sayılsın, yoksa böyle olmayınca bu dinin mensupları haki*katte, ister din olsun ister rejim olsun, cumhuriyet rejimi olsun, pa*dişahlık nizamı olsun, komünistlik sistemi olsun, hiç birisi kendileri*nin yanı başına kendilerine muhalif başka bir rejim, başka sistem, başka nizam ve usul kabul etmezler, işte bu sebebledir ki, Kur'an-i Ke*rim'de yalnız Aluhu Teâla'ya ibadet edileceği tekrar tekrar bildirilmiş*tir.

(Halka) şundan başka emir verilmemiştir ki, ancak yüzlerini tutarak, hulus-i niyetle dinlerinde yalnız Allah'a ibadet edeler. (Beyyine 5)

Ve yine buyuruluyor:

Peygamberini, doğru yol ile, hak din ile göndermiş bulunan O'dur. Tâ ki, onu (o hak dini) diğer bütün dinlere üstün çıkarsın. İs*terse müşrikler hoşlanmasınlar. (Tevbe 33)

Ve yine buyuruluyor:

Fitne ortadan kalkıncaya kadar kendileriyle savaşınız ki, din tamamıyle Allah dini olsun. (Enfal 39)

Ve yine buyurulmuştur:

İşte hüküm, yalnız Allah'ın hükmüdür. Emir vermiştir ki, ken*disinden başkasına asla ibadet edilmesin (Yusuf 4)

Ve yine buyuruluyor:

Her kim ki Rabb'ının rızasını arzu edecek olursa salih ameli etmesi gerekli olup, Rabb'ına ibadette başka hiç bir şeyi ortak kılma*yacaktır. (Kehf 11)

Ve yine buyuruluyor:

Görmedin mi ki, sana indirilmiş olana ve senden öncekilere de indirilmiş bulunana inanmış olduklarını sanan kimseler, tağut'a sarıl*mak isterler, halbuki onu reddetmeleri için kendilerine emir verilmiş*tir. Biz hiç bir peygamber göndermedik ki, ancak Allah'ın izni ile ken*disine itaat oluna. (Nisa: 60-64)

Yukarıdaki ayet-i kerimelerden de anlaşıldığı gibi, söyledikleri*mizde de din ve şeriatın, kanunun ne demek olduğunu şerh ettik. Şim*di Kur'an-ı Kerim'in ne demek istediği de anlaşılmış oldu.
 
Üst Alt