Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ibrahim Babamiz..

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Heva’sını kendisine tanrı edinen kimseyi gördün mü?
Sen ona koruyucu olabilir misin?”(Furkan 43)

Atam İbrahim! Selam üzerine olsun.
Seni ne kadar da özledim. Belki hiç görüşemedik seninle ama bize baltan emanet kaldı. Tıpkı kardeşin Musa’nın asası gibi baltan, yalanın boynunu nasıl da deviriyordu. Fakat merak ettiğim şu ki: Neydi o putun adı? Çünkü biz birçoğunu kırdık kafamızda, fakat hepsi müsaviydi bizim için. Söyle bize İbrahim bizim için
balta boynuna asılası nedir? Hala son oturuştayız. Seni anıyor, fakat seni anlamıyoruz.

Sen de yıldızlara, aya, ve güneşe baktın, biz de. Neden bakışlarımız bu kadar bön ve anlamsız. Yoksa bu, gerçeği biliyor olduğumuzu sanmamızdan mı? Sen her sabah uyandığında belki güneşi yeniden keşfediyordun. Halbuki bizim için güneş yanar döner bir küre. Sen gittikten sonra “bilme”nin yerini ezberlemek aldı. Biz çocuklarımıza
güneşi kim yarattı, onu kim doğudan doğurup batıdan batırıyor?diye sormadık. Biz çocuklarımıza “her şeyi ALLAH yarattı” dedik. Onlar da hemen inandı. Halbuki nereden bileceklerdi ki “her şeyi gerçekten de ALLAH yaratmış”. Biliyorum ki “bilmek” ve “künhüne varmak” ayrı şeylerdir. Acaba senin bulduğun bize miras kaldığı için mi bu kadar kayıtsız kalıyoruz bildiklerimize. Ah kaybetmek ne kadar da güzeldir. Bulduğunda değerini bilirsin. İbrahim! Gerçekten de insan kaybetmedikçe anlamıyor. Biz elimizde zannettiğimiz gerçeğin hayaliyle avunduk. Sen gerçeği bulduğunda, yüzüne dokundun, burnunu elledin. Soluğunu hissettin ensende. Bu yüzdendir ki biz her dokunuşumuzda boşluğa el attık. En sonunda dokunma isteğimiz gitti de serabıyla avunduk gerçeklerin. İşte bu seni bir kelebek yaptı. Ateş yakar, su boğar diyenler yanıldılar. Ateş yakacağı kimseyi, su boğacağı kimseyi bilir. “Ateş de su da haddini bilir.”

Biz “İman ettik” demeyi tercih ederken.
Sen “Hayır! Kalbim mutmain olsun istiyorum” demeyi tercih ettin. Biz aldandık, sen mutmain oldun. Biz kul olduk, sen dost oldun. Biz kitap karıştırdık, kitap yüklendik, sen kevn’e bakıp misyon yüklendin. Bizim yükümüz, senin ise sorumluluğun vardı. Biz bilgi edinmeden yargı edinirken, senin yargılarını bilgeliğin şekillendiriyordu. Biz kellemizi birilerinin cebine koyarken, birileri için çantada keklikken, sen tek başına bir ümmettin. Sen her işinde ALLAH’ı vekil tutarken, biz “ALLAH vekil” dedik geçtik. Bizim öfkemiz merhametimize galebe çalarken, sen merhameti ve yumuşak huyluluğu seçtin. Sen ateşe atılmayı göze alırken, biz zalimlerden bize bir zarar dokunur diye içten içe yandık.



Sana bakınca İbrahim atam, bizim hepsini kıramadığımızı anlıyorum. Kaçımız nefsini ateşe atar, kaçımız feda eder öz çocuğunu, şimdi oğlunun İsmail olmasını bekleyen kaçımız babasını Azer ilan ederken kendisi İbrahim’di.
 
Üst Alt