muhammedemin
New member
- Katılım
- 5 Eki 2009
- Mesajlar
- 32
- Tepkime puanı
- 16
- Puanları
- 0
- Yaş
- 47
İBRAHİM(AS)’I ATEŞİN YAKMAMASI VE ŞEHİDLER
Cüneyd MAHAN
Kainatta Allah’ın (cc) koyduğu bir nizam vardır. Bu nizamı akıl ve kafa gözüyle görmekte ve idrak etmekteyiz.
Beşerin asla ve kat’a elinin ulaşamayacağı ve değiştirmeye gücünün olmadığı bir kudret nizamı.
Bize göre güneş her zaman doğudan doğar, batıdan batar, akşamdan sonra gündüz olur, ay belli bir yörüngede hareket eder gibi.
Bunlar belli bir nizam içinde kainat kurulalı bu şekilde devam edegelmiştir.
Peki Allah (cc) bu kanunlarını bozma kudretine sahip değilmidir.
Elbette sahiptir.
Galaksimizde belli bir yörüngede giden ayı, hangi güç, hangi teknoloji ile ortadan ikiye böleceksiniz.
Peygamber efendimiz (A.S) bir işareti ile, dost ve düşmanın tasdikiyle ay’ın bir parçasının ebu kubeys dağının bir tarafında, diğer yarısınında dağın öbür tarafında bulundurarak bir mu’cizeye imza atmıştır.
Ve sayısız mu’cizeler olmuş enbiyalar ve resullerde.
İnsan takatının fevkinde, klişeleşmiş adetleri yıkan mu’cizeler.
Bir çocuğun meydana gelmesi, anne ve babanın vücuduna bağlıdır.
Ama isa (A.S) babasız meydana geliyor.
Nice yeryüzünde hayvanat var ki, babasız meydana gelmektedir.
Allah (cc), koyduğu kanunların mahkumu olmadığını anlatmak istiyor kullarına.
İşte ateşde onlardan biri.
Ateş, yakıcı özelliğine sahiptir. Bize göre ateş her zaman yakıcıdır.
Gel gör ki, bir sene insan ve hayvandan tut, İbrahim (AS)’ a düşman olanlar meydana odun toplayıp, şedid bir ateş yakmışlar. Ve İbrahim (A.S)’ı içine atmışlar.
Allah (cc)’ın halili sıfatına mazhar olan o zat, Allah (cc)’ın ateşe bir emriyle, ateş sıcaklığını durdurup, İbrahim (A.S)’ı selametli bir şekilde misafir ediyor.
Ey ateş! Sana benim bir değerli bir misafirim geliyor, onu iyi ağarlayasın, hem serin, hemde selametli ol buyuran cenab-ı hak, mümtaz kulunu ateşte perişan etmiyor.
Aynı şekilde, tüm kainat insanlara hizmet için yaratılmış, bizim emrimize verilmiştir.
Bitkiler, o nazenin yumuşak köklerinin hararetli ve her şeyi eriten toprak altında tazeliğini koruması ve yanmaması bir mu’cize değilmidir.
Üstünde gezdiğimiz toprakların altında nice medfun insanlar var ki, Allah (cc) yolunda ve hayatını onun için feda ettiklerinden dolayı, onlara bir ikram olmak üzere, cenab-ı hak adetini bozuyor ve toprağa emrediyor; “ Ey toprak! Sana mümtaz kullarım geliyor, sakın ha onları hararetinle yakmayasın, onları iyi ağarla” diyerek, dostlarına yapmış olduğu muameleyi gösteriyor.
Allah’a (cc) dost olan, her şey ona dosttur.Vesselam.
Cüneyd MAHAN
Kainatta Allah’ın (cc) koyduğu bir nizam vardır. Bu nizamı akıl ve kafa gözüyle görmekte ve idrak etmekteyiz.
Beşerin asla ve kat’a elinin ulaşamayacağı ve değiştirmeye gücünün olmadığı bir kudret nizamı.
Bize göre güneş her zaman doğudan doğar, batıdan batar, akşamdan sonra gündüz olur, ay belli bir yörüngede hareket eder gibi.
Bunlar belli bir nizam içinde kainat kurulalı bu şekilde devam edegelmiştir.
Peki Allah (cc) bu kanunlarını bozma kudretine sahip değilmidir.
Elbette sahiptir.
Galaksimizde belli bir yörüngede giden ayı, hangi güç, hangi teknoloji ile ortadan ikiye böleceksiniz.
Peygamber efendimiz (A.S) bir işareti ile, dost ve düşmanın tasdikiyle ay’ın bir parçasının ebu kubeys dağının bir tarafında, diğer yarısınında dağın öbür tarafında bulundurarak bir mu’cizeye imza atmıştır.
Ve sayısız mu’cizeler olmuş enbiyalar ve resullerde.
İnsan takatının fevkinde, klişeleşmiş adetleri yıkan mu’cizeler.
Bir çocuğun meydana gelmesi, anne ve babanın vücuduna bağlıdır.
Ama isa (A.S) babasız meydana geliyor.
Nice yeryüzünde hayvanat var ki, babasız meydana gelmektedir.
Allah (cc), koyduğu kanunların mahkumu olmadığını anlatmak istiyor kullarına.
İşte ateşde onlardan biri.
Ateş, yakıcı özelliğine sahiptir. Bize göre ateş her zaman yakıcıdır.
Gel gör ki, bir sene insan ve hayvandan tut, İbrahim (AS)’ a düşman olanlar meydana odun toplayıp, şedid bir ateş yakmışlar. Ve İbrahim (A.S)’ı içine atmışlar.
Allah (cc)’ın halili sıfatına mazhar olan o zat, Allah (cc)’ın ateşe bir emriyle, ateş sıcaklığını durdurup, İbrahim (A.S)’ı selametli bir şekilde misafir ediyor.
Ey ateş! Sana benim bir değerli bir misafirim geliyor, onu iyi ağarlayasın, hem serin, hemde selametli ol buyuran cenab-ı hak, mümtaz kulunu ateşte perişan etmiyor.
Aynı şekilde, tüm kainat insanlara hizmet için yaratılmış, bizim emrimize verilmiştir.
Bitkiler, o nazenin yumuşak köklerinin hararetli ve her şeyi eriten toprak altında tazeliğini koruması ve yanmaması bir mu’cize değilmidir.
Üstünde gezdiğimiz toprakların altında nice medfun insanlar var ki, Allah (cc) yolunda ve hayatını onun için feda ettiklerinden dolayı, onlara bir ikram olmak üzere, cenab-ı hak adetini bozuyor ve toprağa emrediyor; “ Ey toprak! Sana mümtaz kullarım geliyor, sakın ha onları hararetinle yakmayasın, onları iyi ağarla” diyerek, dostlarına yapmış olduğu muameleyi gösteriyor.
Allah’a (cc) dost olan, her şey ona dosttur.Vesselam.