Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Hz. Muhammed (s.a.v.) ’in kronolojik hayatı

CE_Neferi69

New member
Katılım
27 Ocak 2009
Mesajlar
423
Tepkime puanı
852
Puanları
0
Konum
Almanya / Baden-Württemberg
HZ. MUHAMMED (S.A.V.) ’İN KRONOLOJİK HAYATI


M.S. 571- Fil Olayı. Habeşistan'ın Yemen Valisi Ebrehe, Kâbe'ye saldırdı.

(12 Rebiülevvel) 20 Nisan 571 - İnsanlığın en büyük önderi Hz. Muhammed (s.a.v.) doğdu.
575 - Dört sene süt annesi Halime'nin yanında kaldıktan sonra ailesine dönüşü.
576 - Annesi Amine ve hizmetçileri Ümmü Eymen ile birlikte Medine'ye
gidip babasının mezarını ziyaret etmesi ve dönüşte Ebvâ'da annesinin vefâtı.
578 - Dedesi Abdulmuttalib'in vefatı ve amcası Ebû Talib'in himâyesine girmesi.
583 - Amcası Ebû Talib'le Suriye'ye ticaret kervanıyla gitmesi ve
Busra'da Bahîra'nın, bu genç çocuğun beklenen son Peygamber olabileceğini sezmesi.
588 - Diğer amcası Zübeyr ile Yemen seyahati.
591 - Kureyş-Hevâzîn arasında dört yıl süren Ficar harbinde tarafsız
kalması ve Hılf’ûl Fudûl Cemiyeti'ne girmesi, bununla hep iftihar etmesi.
595 - Hz. Hatice'nin kervanını Şam'a götürmesi, Meysere'nin Hz. Muhammed'e hayranlığı.


596 - Hz. Hatice ile evlenmesi, Ebû Talib’in nikâh töreninde konuşması.
598 - Oğlu Kasım'ın doğması. (Kendisine Ebul Kasım denilmesi).
599 - Hz. Ali’nin doğması.
600 - Kızı Zeyneb doğdu,
604 - Kızı Rukiye doğdu,
608 - Kızı Ümmügülsüm doğdu.
608 - Muhammed’ül Emîn denilen Hz. Muhammed’in Kâbe hakemliği.


610 - Hira mağarasında (Ramazan ayında Kadir Gecesi’nde) ilk vahyin gelişi,
peygamber oluşu. En yakınlarını İslâm'a davet etmesi. Hz. Hatice, Hz.
Ebubekir,Hz. Ali ve Hz. Zeyd’in müslüman olmaları. *Kızı Hz. Fatıma'nın doğumu.
613 - Üç yıl gizli davetten sonra Safâ Tepesi’ne çıkıp açıktan davete başlaması.
615 - Müşriklerin ağır baskıları üzerine Hz.Ömer liderliğindeki 14
müslümanın Habeşistan'a hicreti. Putperest müşriklerin zulüm ve
işkencelerini iyice artırmaları üzerine müslümanların Dâr’ul Erkam’a sığınmaları.
616 - Hz. Hamza ve Hz.Ömer'in müslüman olmaları.
- İran Hükümdârı Perviz’in, Suriye ve Mısır'ı zabtetmesi.
617 - Hz. Ali'nin ağabeyi Cafer- i Tayyar liderliğindeki (13 kadın, 77
erkek) 90 müslümanın ikinci Habeşistan hicreti. Müşriklerin muhacirleri geri istemesi.
- Habeş Necâşî’sinin, Hz. Câfer’in okuduğu ayetlerden etkilenerek, bunu reddetmesi.
- Kureyş kabilesinin Haşimoğulları'yla münâsebeti keserek boykot ilanı.
619 - Kureyş’in üç senelik ablukayı kaldırması. Hz. Hatice ve hemen
peşinden Ebû Talib'in vefatı. Müslümanların sevinçle üzüntüyü bir arada
tatması (Hüzün Yılı).
620 - Peygamberimizin İslâm'a davet için
Taif'e gitmesi. Ağır hakaretlere uğrayarak Mut’im bin Adiy himâyesinde
geri Mekke'ye dönmesi.
- İsrâ ve Mi'rac Olayı. Allâhu Zülcelâl’in Peygamberimizi onurlandırması.
- Peygamberimizin hac münâsebetiyle dışarıdan gelen yabancılarla görüşmesi.
- I. Akabe Biatı. Medineli (Yesribli)12 kişinin müslüman olması. Beş vakit namaz farz kılındı.
621 - II. Akabe Biatı. Peygamberimiz geçen yıl Medinelilere İslâm’ı ve
Kur’an’ı öğretmek için Mus’ab b. Umeyr’i göndermişti. Mus’ab’ın
gayretiyle 75 kişilik Evs ve Hazreçli, Peygamberimizle gizlice buluştu,
O’nu Medineye davet etti.


622 - Hz. Muhammed'in, dostu Hz. Ebû Bekir’le Mekke'den Medine'ye hicreti. Hicrî takvimin başlangıcı.
- Rasûlullah'ın Kuba Mescidi'ni yaptırması. Ranuna vadisinde ilk Cuma
namazını kıldırması ve ilk hutbeyi okuması. Neccâr oğullarının
Rasûlullah’ı Medineye götürmesi.
- Ebû Eyyûb el Ensârî’nin evinde 7 ay misafir kalması.
- Muhacirlerle Ensar arasında kardeşliğin kurulması.
- Mekke’de nişanlandığı, Hz. Ebubekir’in kızı Hz. Aişe ile evlenmesi.
- Bizanslıların Suriye ve Mısır'ı İran’dan (Sâsânîler’den) geri alması.
623 - Medine'de Mescid-i Nebevî'nin ve Hâne-i Saâdet’in yedi ayda inşâsı.
- Ezanın meşrû kılınması. İlk nüfus sayımı.
- Mescidin önünde fakirleri barındırmak için Suffa yapılması.
- Kıblenin Kudüs'teki Mescid-i Aksâ'dan, Mekke-i Mükerreme’deki Kâbe-i Muazzama'ya çevrilmesi.
- Müslümanlarla Yahudiler arasında vatandaşlık antlaşması.
- Medine İslam Şehir Devleti' nin ilk anayasasının hazırlanması.
- Medine Şehir (site) Devleti'nin kurulması. Yönetimin başına Allah
Rasûlünün geçmesi.(Müslümanlar hicretle; ezilen horlanan bir cemaatten
devlete geçmişlerdi. Hz. Muhammed (s.a.v.) Mekke’de yalnızca bir
peygamberdi. Şimdi ise hem peygamber, hem de bir devlet başkanı idi).
- Cihada izin verilmesi.


624 - İslam'da ilk harb olan şanlı Bedir zaferi ve küfrün elebaşısı Ebû Cehil'in öldürülüşü (Yerine Ebû Süfyan’ın geçmesi).
- Ramazan orucunun ve zekâtın farz kılınışı. İlk bayram namazı.
- Peygamberimizin kızı ve Hz Osman'ın hanımı Rukiye'nin vefatı.
- Peygamberimizin kızı Hz. Fatma ile Ebû Talib'in oğlu Hz. Ali'nin evlenmesi.
- Yahudilerin müslümanlara karşı düşmanca harekete başlamaları, münâfıkların türemesi.


625 - Uhud harbi, Hz. Hamza'nın şehid olması.
- Hz. Hasan’ın doğumu (Ramazan ayında)
- Peygamber Efendimizin Hz. Ömer’in kızı Hafsa ile evlenmesi.
- Reci’ vak’ası: İslâm’a davet için çevre kabilelere gönderilen
muallimlerden dördünün şehid edilmesi, Zeyd ve Hubeyb’in Mekkeliler’e
satılması ve şehid edilmesi.
- Bi’r-i Maûne faciası: Necid’e gönderilen 70 muallimin şehâdeti.
- Benî Nâdir Gazvesi: Şımaran Yahudilerin sürgün edilmesi.
- Hz. Hüseyin’in doğumu. (Şaban ayında)
- Tercüme işlerinde Yahudilere güven kalmadığından Hz. Peygamberin Zeyd b. Sabit'e İbrânice öğrenmeyi emretmesi.
626 - Dûmetü’l Cendel Gazvesi. Suriye'de toplanan eşkıyalar dağıtıldı.
- Peygamberimizin Ümmü Seleme ile evlenmesi.
- İçki ve kumarın haram kılınması.


627 - Hendek (Ahzab) Harbi: Medine'yi kuşatan müşriklerin perişan olmaları.
- Hendek harbinde hainlik eden Benî Kureyza Yahudilerin cezalandırılmaları.
- Peygamberimizin, halasının kızı Cahş kızı Zeyneb’le evlenmesi.
- Müreysî (Benî Mustalık) Gazâsı: Bu kabile Medine’ye saldırmak
istediğinden susturuldu. Dönüşte ifk (Hz. Aişe’ye iftira) dedikodusu yayıldı.
- Teyemmüm meşrû kılındı.
628 - Hudeybiye
Antlaşması. Bazı şartları ağır görülen bu antlaşma müslümanlar için
siyâsî bir zaferdi. Çünkü, bu antlaşma ile Mekke müşrikleri İslam
Devleti'ni resmen tanımış oluyorlardı. 10 yıllık ateşkes süresi içinde
Peygamberimiz (s.a.v.) Kureyş tarafından emîn olarak tebliğ
faaliyetlerini rahatça sürdürebilecekti. Bu sayede zamanın
hükümdarlarını İslâma davet fırsatını buldu. Mektuplar göndererek
onları İslâm’a çağırdı. (Bizans İmparatoru Heraklius’a, İran Kisrâsı
Perviz’e, Mısır Azîzi Mukavkıs’a, Habeşistan Necâşîsi’ne, Yemen Vâlisi
Bâzân’a, Bahreyn, Umman, Dımeşk (Şam) ve Yemâme emirlerine elçiler ve
mektuplar gönderdi. Yemen Vâlisi, Bahreyn ve Umman emîri, Habeş
Necâşîsi (gizli) Müslüman oldu. Heraklius ile Mukavkıs elçilere iyi davrandı.)
- Hayber'in Fethedilmesi. Hz. Ali'nin dillere destan
kahramanlıklar göstermesi, Yahudilerin baş cengâveri (savaşçısı)
Merhab'ı bir hamlede yere sermesi.
- Fedek Yahudileri’nin vergiye bağlanması.
- Bir Yahudi kadının Hz. Muhammed'i (zehirli etle) zehirleme girişimi.
- Peygamberimizin Hz. Safiyye ile evlenmesi.
- Mut’a nikâhının yasaklanması.
- Mekke'den Habeşistan'a göçmüş olan müslümanların Câfer-i Tayyar
başkanlığında Medine'ye dönmeleri. Necâşi tarafından Peygamberimize
gıyaben nikâhlanan Ümmü Habibe vâlidemiz de bu kafiledeydi.
- Bizans-İran savaşı. İran’da müthiş veba salgını.
629 - Hudeybiye Antlaşması hükümlerine göre müslümanların Kâbe'yi ziyaret etmeleri (Umret’ül Kazâ).
- Halid bin Velid ve Amr İbnü’l As'ın müslüman olup Medine’de müslümanlara katılması.
- İran’ın Yemen Vâlisi Bazan’ın Müslüman oluşu.
- Mu’te Harbi. İslam sancaktarı Zeyd bin Hârise, Cafer-i Tayyar ve
Abdullah bin Revâha'nın peşi peşine şehit olmaları. Halid bin Velid’in
askerî dirâyeti sayesinde üç bin kişilik İslam ordusunun, yüz bin
kişilik Bizans ordusuna zor anlar yaşatması ve ordunun fazla zâyiat
vermeden geri çekilmesi. Mu’te Savaşı, Suriye’de müslümanların
Bizans'la ilk karşılaşması idi.
- Zâtu’s-Selâsil Olayı’nda Amr İbnü’l As’ın kumandanlık etmesi.


630 - Mekke'nin Fethi, Kâbenin putlardan temizlenmesi.
- Ebû Süfyan ve oğlu Muaviye’nin Müslüman oluşu.
- Huneyn Gazâsı ve Evtas Savaşı.
- Taif’in muhasarası, putlarının Ebû Süfyan ve Mugîre’nin eliyle yıkılması.
- Savaş esirleri arasında (Halime’nin kızı) süt kardeşi Şeymâ’yı
görünce serbest bırakması ve Hevâzîn heyetine bütün esirlerin serbest
bırakıldığını bildirmesi.
- Savaş ganimetlerinden müellefe-i kulûba (kalpleri islâma ısındırılacak olanlara) hisse verilmesi.
- Çevredeki bazı Arap emirliklerine elçiler göndermesi.
- Kasîde-i Bürde şairi Kâ'b bin Züheyr'in Peygamberimizin huzuruna
gelerek “Bânet Suâdü” diye başlayan meşhur kasîdesini okuması ve
"Peygamber etrafı aydınlatan bir meşaledir, her fenâlığı kökünden
kazıyan Allah'ın kılıçlarından biridir" beytini söyleyince Efendimizin
çok memnun olması ve Hırka-i Şerîf’ini hediye etmesi.
- Kızı Hz. Zeyneb'in vefatı. Eşi Mâriye’den oğlu İbrahim’in doğumu.
- Mescid-i Nebevîde üç basamaklı bir minber yapılması.
- Tebük Seferi. Peygamberimizin son gazâsı. Bir çatışma olmadı ama çok
zor şartlar altında dünyanın en büyük devleti olan Bizans’a karşı 30
bin kişilik bir ordunun gönderilebilmesi askerî ve siyâsî bir zaferdir.

- Münafıkların Tebük Seferi'ne katılmaktan kaçınmaları ve toplandıkları fesat yuvası Mescid-i Dırar'ın yıktırılması.
- Sulh ve sükûn devresi. Elçiler yılı (Senetü’l Vüfûd). 70 kadar
kabileye heyetler ve muallimler gönderilmesi, bütün kabilelerden gelen
heyetlerin Müslüman olduklarını arz etmeleri.
- Sevgili oğlu İbrahim'in vefatı. Necâşî için gâib namazı kılması.
631 - Hz. Ebubekir’in hac emirliği.


632 - Peygamberimizin Vedâ (ilk ve son) Haccı ve yüz bini aşkın Huccâc'a verdiği "Vedâ Hutbesi".
- Müslümanlığın hemen hemen bütün Arabistan’a yayılması. (M.
Hamîdullah’ın tahminine göre müslümanların sayısı bu sırada 400. 000 idi.)
- Peygamberimizin Bakî Mezarlığı'na esrârengiz bir ziyaret yaparak âhirete göçmüş mü'minleri selamlaması ve şehidlere duası.
- Vefâtından üç gün önce Hz. Ali ile Fahd’a dayanarak mescide gelip
cemaata namaz kıldırması, ashâbına hayır temennîleri ve son
tavsiyelerde bulunması.


8 Haziran 632 - Rasulullah'ın vefatı ; Fânî âlemden ebedî âleme göç etmeleri ve ruhunun Refîk-i A’lâ’ya (Yüce Dost'a) yükselişi.

Efendim-s.a.v.jpg
 

CE_Neferi69

New member
Katılım
27 Ocak 2009
Mesajlar
423
Tepkime puanı
852
Puanları
0
Konum
Almanya / Baden-Württemberg
Selamun Aleyküm Arazi

Peygamber efendimiz (s.a.v.) Hz. Aise ile 49-51 yaslarinda nikahlanmistir.
Peygamber efendimizin (s.a.v.) Hz. Aiseyi istemesi vahyin baslangicindan 10-12 yil sonra olmasi... Tarih 620-622'yi gösterir.(Cesitli rivayetler mevcuttur) Öyle ise, hesap edersek Peygamber efendimizin (s.a.v.) yasini,... 49-51'e ulasiriz.

Selametle
 

Arazi

New member
Katılım
12 Haz 2009
Mesajlar
4
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
39
6 yasinda evlenmistir,cocuk degilmi daha peki ?
kaynaklarda mevcut bu konuda ?
peygamber olmasi gerceği değiştirirmi ?
 
Son düzenleme:

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
[FONT=Arial, sans-serif]Hz. Aişe Validemizin doğum tarihiyle ilgili bir takım görüşler ileri sürülmüştür. Bunun sebebi ise o dönemde çocukların doğum tarihine önem verilmez ve tespit edilmezdi. Bilahare çocuk meşhur biri olursa insanlar onun doğum tarihiyle ilgilenir ve tespite çalışırlardı.

Hz. Aişe'den bir rivayette;

"Hz. Muhammed henüz Mekke de iken ve bende oynayan bir çocuk iken "onların vadeleri kıyamettir. Kıyamet ne dehşetli ve ne acıdır!" mealindeki (kamer s. 46) ayet inmişti... (Buhari 1.cilt Telifil Kur’an bahsi)"

Bu sure Mekke devrinin birinci döneminde(4.yıl) inmiştir. Hz. Aişe validemiz bu sure ve ayetleri net olarak hatırladığına göre en az 7-8(ya da daha büyük) yaşlarda olması gerekir. Resulullah'ın Hz Aişe'yi istetmesi vahyin başlangıcından 10 yıl sonradır. Hz. Aişe vahiy başlangıcından beş altı yıl önce doğmuştur. Dolayısıyla Hz. Aişe’nin peygamberimizle evlendiği yaşın en az 15-16 olduğu ortaya çıkar. Bu konu, daha detaylı bir şekilde Mevlana Şibli’ nin “Asr-ı saadet" kitabında geçer. (İst. 1928. 2/ 997)

Bunu doğrulayan bir başka delil ise kız kardeşi Esma’nın durumudur. Kardeşi Esma Abdullah bin Zübeyir’in annesidir. Esma yüz yaşına kadar yaşamış ve Hicretin 73. yılında vefat etmiştir. Hz. Aişe validemizden on yaş daha büyüktür. Hz. Ebu Bekir (r.a) kızı Esma ve oğlu Abdullah Abdul Uzza’nın kızı Kayleden, Hz. Aişe ile Abdurrahman ise Ümm-i Rümandan doğmuşlardır. Hz. Esma yüz yaşında ve hicri 73. yılda öldüğüne göre hicret esnasında 27 yaşında olması gerekir. Bundan on yaş küçük olan kardeşi Hz. Aişe validemizin de 17 yaşında olması gerekir ki bu da aşağı yukarı Buhari de Hz. Aişe’nin kendi hadisindeki ifadeye uygun düşmektedir.

Böyle olmasını gerektiren bir başka sebep ise Hz. Muhammed (a.s) ın eşinin vefatıyla çocuklarının bakıma ihtiyacının olmasıdır. Kızı Fatıma henüz çocuk yaşta ve bu işin üstesinden gelecek durumda değildir. Bu nedenle evini idare edip çocuklarına sahip çıkacak bir eşe ihtiyacı vardır. Dokuz yaşında bir çocuğun bunları yapması mümkün değildir. Ayrıca peygamberimizin kızı Fatıma (r.a) nın peygamberlikten bir yıl önce doğduğu ve hicretin ikinci yılında da Hz. Ali ile evlendirildiği bilinmektedir. Evlendiklerinde Hz. Ali 21 yaşından biraz büyük Fatıma’nın ise 15 yaşından biraz fazla olduğu bilinmektedir. Hz. Fatımayı Hz. Ali ile evlendirmeden önce Ebu Bekir ve Ömer(R.A) onunla evlenmek için peygamberimizden istemişler, ancak peygamberimiz onlara cevap vermemiş ve Hz. Ali ile evlendirmiştir.

Buradan hareketle şunu söylemek istiyoruz: Bu bölgede ve bu zamanda kız çocukları dokuz yaşında evlenecek çağa geliyor ise niçin peygamberimiz evinde büyüttüğü Ali ile Fatımayı evlendirmek için 15-16 yaşına kadar beklemiştir? Yine dava arkadaşları onunla evlenmek istediklerine göre bu kadar süre (6-7 yıl) niçin beklemiş olsunlar? Hz. Muhammed (a.s) ile kendi kızını dokuz yaşında evlendirmiş olan Hz. Ebu Bekir niçin aynı yaşa gelince bu teklifi Hz. Muhammed (a.s) a yapmadı da yedi yıl bekledi? Bu noktadan bakıldığında da bu iddianın doğru olması mümkün görünmemektedir.

Hz. Aişe validemiz peygamberimizle dokuz yıl beraber yaşamıştır. Onun Kur’an, hadis ve fıkıh ilimlerindeki yerini bütün islam alimleri teslim etmektedir. O devrinin en büyük alimlerini tenkit etmiş, çeşitli konularda fetvalar vermiş, Kur’an’ın ve sünnetin doğru anlaşılması konusunda insanlara önderlik etmiştir. Sünneti Kur’an’la test etmenin ilk örneklerini vermiştir. Bu birikimi henüz çocuk denecek yaşta bir insanın elde etmiş olmasını kabullenmek oldukça zordur.

Bu konuyu aydınlatan bir başka rivayette şöyledir: Hz. Aişe validemiz henüz peygamberimizle evlenmeden önce Cübeyir bin Mut’im ile nişanlanmıştı. Mut’im Hz. Aişeyi oğluna almakla evine müslümanlığı sokacağını düşünerek bu nikahı feshetmişti. Hz. Ebu Bekir (r.a) islamı ilk kabul edenlerden biri olduğuna göre; bu olayın vukuu, islamın alenen duyurulmasından veya şuyu bulmasından önce olması gerekir. İslam alenen açıklanıp müslümanlar Kabe yürüyüşü veya Safa tepesi toplantısından sonra topluma deşifre olduktan sonra Ebu Bekir (r.a) ın müslüman olduğu bilinince kızını almaktan vazgeçmiş olması daha doğru görünmektedir. Bu olayda yine Hz. Aişe’nin peygamberimizle evlenmeden önce evlilik çağına geldiğini ve nişanlandığını göstermektedir.

Hz. Aişe validemiz peygamberimizle dokuz yıl evli kalmışlardı. Peygamberimizin vefatı esnasında İse 27 yaşında idi. Peygamberimizden sonra da 48 yıl yaşamış ve hicri 58. yılda ve 74 yaşında vefat etmiştir. Sondan başa doğru gidersek 74 ten 48 i çıkartıp kalandan da evli olduğu yılı çıkartınca evlendiği yaşı bulmuş oluruz. 74 – 48 = 26; 26 – 9 = 17 kalır ki yaklaşık 17 veya 18 yaşında evlendiği gerçeği ortaya çıkar.

Bu olayda birkaç yıllık bir yanılma payının olması aklen mümkün iken dokuz yıllık bir yanılmayı akıl asla kabul etmez. Bir insanın yaşının bu kadar önemli olmasının nedeni malum olduğu üzere bir dinin peygamberine uygun olmayan bir işin isnad edilmesidir. Müslümanlar inanırlar ki peygamberler meşruiyetin örneğidir. Onlar bir hata yaparsa Allah onların hatasını düzeltir. Böylece bir dini ilk yaşayan insanın kusursuz olmasını sağlayarak insanlara doğru bir örneklik sunar. Peygamberimizin gerek ailevi ilişkilerinde, gerekse toplumsal olaylarla ilgili düzeltilmesinin Kur’an da örneklerini de görmekteyiz. (Tahrim 1-5, Abese 1-4 ) gibi.

Ancak bu konuyla ilgili hiçbir uyarı söz konusu değildir. Bu bizim için en temel meşruiyet sebebidir. Eğer böyle bir yanlış yapılmış olsa idi Allah asla ihmal etmez elçisini düzeltirdi. Allah'ın doğru bulduğunu kimse yanlış göremez ve diline dolayamaz. Müslümanlar "işittik ve itaat ettik, işittik ve iman ettik" derler ve teslim olurlar. Biz de bu minval üzere teslim olup inanıyoruz ki Allah'ın Rasulü en doğru olanı yapmıştır. Bu ve benzeri olayları diline dolayanlar hep olmuş, kıyamete kadar da olacaktır. Önemli olan inananların bunlara pirim vermemesidir.
[/FONT]
 
Üst Alt