daphne3000
New member
- Katılım
- 10 Eki 2008
- Mesajlar
- 23
- Tepkime puanı
- 10
- Puanları
- 0
Altınçağ, Peygamber Efendimiz (sav)’in müjdelediği gibi cennetin dünyadaki bir müjdesi, Allah’ın müminlere bir lütfudur. Bolluğuyla, bereketiyle, insanlara sağlayacağı her türlü konforuyla ve huzur dolu ortamıyla her Müslümanın ulaşmak isteyeceği bu dönem, iman eden insanlar için dünya hayatında çok üstün bir mükafattır.
Peygamber Efendimiz (sav)’in hadislerinde kıyamete yakın bir zamanda yaşanacak olan ahir zaman hakkında çok detaylı bilgiler ve işaretler yer almaktadır. Peygamberimiz (sav)’in verdiği bilgilere göre, bu dönemde birbiri ardınca pek çok önemli olay gerçekleşecektir. Ahir zamanın ilk devresinde dünyada büyük bir bozulma ve karmaşa hüküm sürecek, ikinci aşamada ise gerçek din ahlakının yaşanmasıyla birlikte yeryüzünde barış ve huzur hakim olacaktır.
Ahir zamanın ilk aşamasında, Yüce Allah’ın varlığını kabul etmek isteme- yerek ateizmi ve dinsizliği telkin eden birtakım felsefi sistemler nedeniyle, insanlar arasında büyük bir dejenerasyon yaşanacaktır. İnsanlık yaratılış amacından uzaklaşacak, bunun sonucunda büyük bir manevi boşluk ve ahlaki bozulma oluşacaktır. Büyük felaketler, savaşlar ve acılar yaşanacak ve tüm insanlar bu sıkıntılara son verebilmek için, “Nasıl kurtuluruz?” sorusunun cevabını arayacaklardır.
Peygamberimiz (sav)’in hadislerindeki, ahir zaman alametleri olarak bildirilen bu gelişmelerin pek çoğu, günümüzde birebir haber verildiği şekilde gerçekleşmiştir. Son zamanlarda yeryüzünde savaş ve çatışmaların, terör, şiddet, anarşi ve kargaşanın, katliamların, işkencelerin giderek artmış olması ise, yine ahir zamanın ilk döneminin yaşanmakta olduğunun bir göstergesidir.
Peygamberimiz (sav)’in hadislerindeki bilgilere göre Allah, bu karanlık dönemin ardından insanları ahir zamanın karmaşasından kurtaracak ve büyük bir kurtuluşa ulaştıracaktır. Allah, güzel ahlaktan uzaklaşan insanları, dejenerasyona uğrayan toplumları doğru yola iletmek için “Hz. Mehdi” yani “doğruya götüren” sıfatını taşıyan üstün ahlaklı bir kulunu vesile kılacaktır. Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde ve İslam alimlerinin açıklamalarında Hz. Mehdi’nin bu doğrultuda üç büyük sorumluluk üstlendiği bildirilmektedir. Hz. Mehdi öncelikle Yüce Allah’ın varlığını kabul etmek istemeyen ve dinsizliği destekleyen felsefi sistemlerin fikri olarak çürütülmesini sağlayacaktır. Diğer yandan İslam’ı, Kuran’da ve Peygamberimiz (sav)’in sünnetinde bildirildiği şekilde özüne döndürecektir. İslamiyet’i tüm bozulmalardan, hurafelerden arındırarak gerçek Kuran ahlakının yaşanmasını sağlayacaktır. Ahir zamanın ilk döneminde insanlığın içerisinde bulunduğu tüm karışıklıklara, toplumsal sorunlara, sosyal sıkıntılara çözüm getirecek, tüm yeryüzüne barış, huzur, mutluluk ve güzel ahlakın hakim olmasına vesile olacaktır.
Hz. Mehdi ile aynı dönemde yeryüzüne ikinci kez gelecek olan Hz. İsa ise, özellikle Hıristiyan ve Yahudi dünyasına hitap edecek, onları içine düştükleri hurafelerden sıyrılıp Kuran ahlakını yaşamaya çağıracaktır. Hıristiyanların Hz. İsa’ya uymasıyla birlikte İslam ve Hıristiyan alemi tek bir inançta birleşecek ve dünya “Altınçağ” adı verilen büyük bir barış, güvenlik, mutluluk ve refah dönemi yaşayacaktır.
İnsanların asırlardır özlemini duydukları bu kutlu dönem, hadislerin işaretlerine göre yarım yüzyıldan fazla sürecek ve Peygamberimiz (sav)’in zamanında yaşanan “Asr-ı Saadet” benzeri bir dönem olacaktır. Altınçağ’da yaşam o denli güzel olacaktır ki, tüm insanlar bu dönemde yaşamış olmayı isteyeceklerdir. Zamanın nasıl geçtiğinin farkına varmayacaklar, bu güzelliklerden daha fazla yararlanmak için Allah’tan ömürlerinin uzatılmasını temenni edeceklerdir. Altınçağ’a duyulan bu özlem Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde şöyle bildirilmiştir:
Onun zamanında, büyükler “Keşke ben küçük olsaydım”, küçükler de “Keşke ben büyük olsaydım” diyeceklerdir.1
Naim b. Hammad, İbni Abbas’dan tahric etti ki:
Hz. Mehdi Bizim Ehli Beyt’ten bir gençtir. İhtiyarlarımız ona yetişemeyecek, gençlerimiz ise onu ümid edeceklerdir.2
Zamanı o kadar adil olacak ki, kabirdeki ölüler dirilere imrenecektir...3
Peygamberimiz (sav) hadislerinde, insanların dünyada ve ahiretteki kurtuluşlarına vesile olacak çok kıymetli bir insan olan Hz. Mehdi’ye tabi olunmasını bildirmiş ve onun döneminde yaşanacak tüm bu hayırlara işaret etmiştir:
İbni Ebi Şeybe ve Naim b. Hammad Fiten isimli eserde, İbni Mace ve Ebu Naim ise İbni Mes’ud’dan tahric ettiler. O dedi ki:
... O (Hz. Mehdi) arza sahip olur ve kendisinden önce baskı ve zulümle dolu olan arzı adaletle doldurur. Sizden O’na kim yetişirse, kar üzerinde sürünerek dahi olsa gelsin, O’na katılsın. Zira O Hz. Mehdi’dir.4
İnsanlar, Allah’ın Kuran’da inanan kullarına müjdelediği güzelliklerin hepsini bu dönemde yaşayabileceklerdir. Allah bir Kuran ayetinde iman eden müminleri dünyada da güzel bir hayatla yaşatacağını şöyle bildirmektedir:
Erkek olsun, kadın olsun, bir mümin olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz Biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz. (Nahl Suresi, 97)
Altınçağ'da Yeryüzü Adaletle Dolup Taşacaktır
Allah Kuran’ın “Ey iman edenler, adil şahidler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. Adalet yapın. O, takvaya daha yakındır. Allah’tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır.” (Maide Suresi, 8) ayetiyle iman sahiplerine adaletli davranmalarını bildirmiştir. İnsanlar arasında hiçbir ayrım gözetmeden, sadece haktan ve doğrulardan yana, katıksız bir adalet, Kuran ahlakının bir gereğidir. Ancak Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde bildirildiği üzere, ahir zamanda insanlar Kuran’da bildirilen bu ahlaktan uzaklaşacak, adaletsizlik yeryüzüne alabildiğine hakim olacaktır. Nitekim günümüzde dünyanın dört bir yanında süregelen çatışmalar, savaşlar, öldürülen, sakat kalan, evlerinden yurtlarından sürülen, yüzlerce kilometre yolu yürüyerek barınacak yer arayan mültecilerin, sokaklarda yaşayan kimsesiz çocukların, yardıma ve bakıma muhtaç, kimsesizliğe terk edilen yaşlıların durumu adaletin gereği gibi uygulanmadığının açık bir göstergesidir.
Ancak Hz. Mehdi’nin ortaya çıkışıyla birlikte yeryüzünde hüküm süren bu durum sona erecek, tüm dünyada benzeri görülmemiş bir adalet ortamı sağlanacaktır. Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde Hz. Mehdi döneminde yaşanacak olan bu adil ortam şöyle haber verilmektedir:
...Şu ümmetin Hz. Mehdi’si Hasan ve Hüseyin’dendir. Dünya hercü merc içinde kaldığında, fitneler zuhur ettiğinde, yollar kesildiğinde, bazıları bazısına hücum ettiğinde, büyük küçüğe merhamet etmediği, büyük büyüğe vakarlı davranmadığında; Allah, bu sırada, onlardan adavetin (düşmanlığın) kökünü kazıyarak dalalet kalelerini fethedecek ve evvelce benim ayakta tuttuğum gibi, ahir zamanda dini ayakta tutacak, önceden zulümle dolu olan dünyayı adaletle dolduracak birini gönderecektir.5
Dünya hayatının bir günü kalsa Allahü Teala o günü uzatır, benim ehli beytimden bir adam gönderir. Onun ismi benim ismim gibidir. Babasının ismi babamın ismi gibidir. Zulüm ve kötülükle dolmuş dünyayı, adalet ve dürüstlükle dolduracaktır.6
Onun adaleti her yeri kaplayacak ve insanlar arasında Hz. Peygamberin sünnet-i seniyyesi ile muamele edecektir.7
Dünyanın Pek Çok Yerine Hakim Olan Savaş, Terör, Çatışma ve Anarşi Ortamı Hz. Mehdi Döneminde Son Bulacaktır
Geride bıraktığımız 20. yüzyıl “Savaşlar Yüzyılı” olarak anılmaktadır. İçinde bulunduğumuz 21. yüzyıl da yine savaşlar ve terör olayları ile başlamıştır ve halen de bunlar dünyanın dört bir yanında devam etmektedir. Günümüzde hiçbir ülke terör saldırılarından yana güvende değildir. Avrupa’dan Amerika’ya, Asya’dan Afrika’ya kadar dünyanın dört bir yanında terörist bombalamalar, kundaklamalar, uçak kaçırmalar, rehin almalar, iç çatışmalar, masum ve sivil insanları hedef alan terörist saldırıların yanısıra günlük hayatta karşılaşılan bireysel şiddet olayları da büyük bir hızla devam etmektedir. Bugün ABD’den Angola, Uganda, Nijerya gibi Afrika ülkelerine; İngiltere, İspanya, Fransa gibi Avrupa ülkelerinden Sri Lanka, Tayland, Japonya gibi Asya ülkelerine; Ortadoğu ülkelerinden Latin Amerika’ya kadar birçok ülkede terör binlerce insanın canını yakmakta ve çok büyük maddi kayıplara neden olmaktadır. İnsanlar terörizmle, evlerinde otururken, bir sinemada film izlerken, bir alışveriş merkezinde dolaşırken, otobüste yolculuk ederken ya da işyerlerinde çalışırken hiç beklemedikleri bir anda karşılaşmaktadırlar. Terörizmin evlerine kadar girmiş olması, doğal olarak insanlarda büyük bir tedirginlik, korku ve endişeli bir bekleyiş oluşturmaktadır. İnsanlar kalabalık ortamlara girmekten, toplu taşıma araçlarını kullanmaktan çekinmekte, günlük hayatlarını yaşayamaz hale gelmektedirler. Kısacası terörizm, tüm dünyaya büyük yıkım getirmekte, insanların hayatları üzerinde çok olumsuz etkiler oluşturmaktadır. Peygamberimiz (sav), hadislerinde ahir zamanda yaşanacak bu ortamı şöyle tarif etmektedir:
... Sonunda da belalar, fitneler ve hoşlanmayacağınız birçok kötü işler isabet edecektir. Arka arkaya öyle fitneler gelir ki, sonra gelen gittikçe daha büyük olduğu için önce geleni ince ve hafif bırakır.8
Ancak yine Peygamberimiz (sav)’in müjdelerine göre, bu korku ve şiddet dolu karanlık dönemin ardından Allah Hz. Mehdi vesilesiyle tüm insanlığı büyük bir kurtuluşa ulaştıracaktır. Yeryüzündeki tüm fitneler, savaşlar, katliamlar, terör, şiddet ve anarşi eylemleri son bulacak; yerini aydınlık, barış ve huzur dolu bir döneme bırakacaktır. Hadislerde Hz. Mehdi’nin “fitneleri önleyeceği” şöyle bildirilmektedir:
Fitneleri önlemenin kendisine zor gelmeyeceği ve öldürmenin de onu vazgeçiremeyeceği Ehli Beytime mensup birisi sahip olmadan günler ve geceler bitmeyecektir...9
Tozlu, dumanlı karanlık bir fitne görülecek, bunu diğerleri takib edecek, ta ki Ehli Beytimden kendisine Hz. Mehdi denilen bir zat çıkıncaya kadar. Şayet ona yetişirsen, ona tabi ol ve hidayete erenlerden ol.10
Zulüm ve İşkenceye Dayalı Uygulamalar Son Bulacaktır
Tarih boyunca gönderilen tüm elçiler, yaşadıkları toplumlara barış ve adalet getirmiş, peygamberlerin gelişi ümmetlerin üzerindeki zulmün ve zorbalığın kalkmasına vesile olmuştur. Kuran’da elçilerin bu özelliği şöyle bildirilmektedir:
Her ümmetin bir resulü vardır. Onlara resulleri geldiği zaman, aralarında adaletle hüküm verilir ve onlar zulme uğratılmazlar. (Yunus Suresi, 47)
Hz. Mehdi de yeryüzüne geldiği dönemde bu özelliği taşıyacak ve Allah’ın izniyle tüm yeryüzündeki zulmün, işkencenin zorbaca uygulamaların son bulmasına vesile olacaktır. Peygamberimiz (sav) Altınçağ’da gerçekleşecek bu durumu hadislerinde şöyle müjdelemiştir:
… Yeryüzü zulüm ve işkence ile dolduğu gibi onu doğruluk ve adaletle doldurur.11
Yeryüzü, zulüm ve işkence yerine adaletle dolacaktır.12
Bir başka hadiste ise Hz. Mehdi’nin, bu dönemde köleliğe dayalı tüm uygulamaları da ortadan kaldıracağı ve tüm kölelerin özgürlüklerine kavuşacakları da haber verilmektedir:
... kölelerini bedellerini ödeyerek sahiplerinden alacak ve azat edecektir.13
Peygamber Efendimiz (sav)’in hadislerinde kıyamete yakın bir zamanda yaşanacak olan ahir zaman hakkında çok detaylı bilgiler ve işaretler yer almaktadır. Peygamberimiz (sav)’in verdiği bilgilere göre, bu dönemde birbiri ardınca pek çok önemli olay gerçekleşecektir. Ahir zamanın ilk devresinde dünyada büyük bir bozulma ve karmaşa hüküm sürecek, ikinci aşamada ise gerçek din ahlakının yaşanmasıyla birlikte yeryüzünde barış ve huzur hakim olacaktır.
Ahir zamanın ilk aşamasında, Yüce Allah’ın varlığını kabul etmek isteme- yerek ateizmi ve dinsizliği telkin eden birtakım felsefi sistemler nedeniyle, insanlar arasında büyük bir dejenerasyon yaşanacaktır. İnsanlık yaratılış amacından uzaklaşacak, bunun sonucunda büyük bir manevi boşluk ve ahlaki bozulma oluşacaktır. Büyük felaketler, savaşlar ve acılar yaşanacak ve tüm insanlar bu sıkıntılara son verebilmek için, “Nasıl kurtuluruz?” sorusunun cevabını arayacaklardır.
Peygamberimiz (sav)’in hadislerindeki, ahir zaman alametleri olarak bildirilen bu gelişmelerin pek çoğu, günümüzde birebir haber verildiği şekilde gerçekleşmiştir. Son zamanlarda yeryüzünde savaş ve çatışmaların, terör, şiddet, anarşi ve kargaşanın, katliamların, işkencelerin giderek artmış olması ise, yine ahir zamanın ilk döneminin yaşanmakta olduğunun bir göstergesidir.
Peygamberimiz (sav)’in hadislerindeki bilgilere göre Allah, bu karanlık dönemin ardından insanları ahir zamanın karmaşasından kurtaracak ve büyük bir kurtuluşa ulaştıracaktır. Allah, güzel ahlaktan uzaklaşan insanları, dejenerasyona uğrayan toplumları doğru yola iletmek için “Hz. Mehdi” yani “doğruya götüren” sıfatını taşıyan üstün ahlaklı bir kulunu vesile kılacaktır. Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde ve İslam alimlerinin açıklamalarında Hz. Mehdi’nin bu doğrultuda üç büyük sorumluluk üstlendiği bildirilmektedir. Hz. Mehdi öncelikle Yüce Allah’ın varlığını kabul etmek istemeyen ve dinsizliği destekleyen felsefi sistemlerin fikri olarak çürütülmesini sağlayacaktır. Diğer yandan İslam’ı, Kuran’da ve Peygamberimiz (sav)’in sünnetinde bildirildiği şekilde özüne döndürecektir. İslamiyet’i tüm bozulmalardan, hurafelerden arındırarak gerçek Kuran ahlakının yaşanmasını sağlayacaktır. Ahir zamanın ilk döneminde insanlığın içerisinde bulunduğu tüm karışıklıklara, toplumsal sorunlara, sosyal sıkıntılara çözüm getirecek, tüm yeryüzüne barış, huzur, mutluluk ve güzel ahlakın hakim olmasına vesile olacaktır.
Hz. Mehdi ile aynı dönemde yeryüzüne ikinci kez gelecek olan Hz. İsa ise, özellikle Hıristiyan ve Yahudi dünyasına hitap edecek, onları içine düştükleri hurafelerden sıyrılıp Kuran ahlakını yaşamaya çağıracaktır. Hıristiyanların Hz. İsa’ya uymasıyla birlikte İslam ve Hıristiyan alemi tek bir inançta birleşecek ve dünya “Altınçağ” adı verilen büyük bir barış, güvenlik, mutluluk ve refah dönemi yaşayacaktır.
İnsanların asırlardır özlemini duydukları bu kutlu dönem, hadislerin işaretlerine göre yarım yüzyıldan fazla sürecek ve Peygamberimiz (sav)’in zamanında yaşanan “Asr-ı Saadet” benzeri bir dönem olacaktır. Altınçağ’da yaşam o denli güzel olacaktır ki, tüm insanlar bu dönemde yaşamış olmayı isteyeceklerdir. Zamanın nasıl geçtiğinin farkına varmayacaklar, bu güzelliklerden daha fazla yararlanmak için Allah’tan ömürlerinin uzatılmasını temenni edeceklerdir. Altınçağ’a duyulan bu özlem Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde şöyle bildirilmiştir:
Onun zamanında, büyükler “Keşke ben küçük olsaydım”, küçükler de “Keşke ben büyük olsaydım” diyeceklerdir.1
Naim b. Hammad, İbni Abbas’dan tahric etti ki:
Hz. Mehdi Bizim Ehli Beyt’ten bir gençtir. İhtiyarlarımız ona yetişemeyecek, gençlerimiz ise onu ümid edeceklerdir.2
Zamanı o kadar adil olacak ki, kabirdeki ölüler dirilere imrenecektir...3
Peygamberimiz (sav) hadislerinde, insanların dünyada ve ahiretteki kurtuluşlarına vesile olacak çok kıymetli bir insan olan Hz. Mehdi’ye tabi olunmasını bildirmiş ve onun döneminde yaşanacak tüm bu hayırlara işaret etmiştir:
İbni Ebi Şeybe ve Naim b. Hammad Fiten isimli eserde, İbni Mace ve Ebu Naim ise İbni Mes’ud’dan tahric ettiler. O dedi ki:
... O (Hz. Mehdi) arza sahip olur ve kendisinden önce baskı ve zulümle dolu olan arzı adaletle doldurur. Sizden O’na kim yetişirse, kar üzerinde sürünerek dahi olsa gelsin, O’na katılsın. Zira O Hz. Mehdi’dir.4
İnsanlar, Allah’ın Kuran’da inanan kullarına müjdelediği güzelliklerin hepsini bu dönemde yaşayabileceklerdir. Allah bir Kuran ayetinde iman eden müminleri dünyada da güzel bir hayatla yaşatacağını şöyle bildirmektedir:
Erkek olsun, kadın olsun, bir mümin olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz Biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz. (Nahl Suresi, 97)
Altınçağ'da Yeryüzü Adaletle Dolup Taşacaktır
Allah Kuran’ın “Ey iman edenler, adil şahidler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. Adalet yapın. O, takvaya daha yakındır. Allah’tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır.” (Maide Suresi, 8) ayetiyle iman sahiplerine adaletli davranmalarını bildirmiştir. İnsanlar arasında hiçbir ayrım gözetmeden, sadece haktan ve doğrulardan yana, katıksız bir adalet, Kuran ahlakının bir gereğidir. Ancak Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde bildirildiği üzere, ahir zamanda insanlar Kuran’da bildirilen bu ahlaktan uzaklaşacak, adaletsizlik yeryüzüne alabildiğine hakim olacaktır. Nitekim günümüzde dünyanın dört bir yanında süregelen çatışmalar, savaşlar, öldürülen, sakat kalan, evlerinden yurtlarından sürülen, yüzlerce kilometre yolu yürüyerek barınacak yer arayan mültecilerin, sokaklarda yaşayan kimsesiz çocukların, yardıma ve bakıma muhtaç, kimsesizliğe terk edilen yaşlıların durumu adaletin gereği gibi uygulanmadığının açık bir göstergesidir.
Ancak Hz. Mehdi’nin ortaya çıkışıyla birlikte yeryüzünde hüküm süren bu durum sona erecek, tüm dünyada benzeri görülmemiş bir adalet ortamı sağlanacaktır. Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde Hz. Mehdi döneminde yaşanacak olan bu adil ortam şöyle haber verilmektedir:
...Şu ümmetin Hz. Mehdi’si Hasan ve Hüseyin’dendir. Dünya hercü merc içinde kaldığında, fitneler zuhur ettiğinde, yollar kesildiğinde, bazıları bazısına hücum ettiğinde, büyük küçüğe merhamet etmediği, büyük büyüğe vakarlı davranmadığında; Allah, bu sırada, onlardan adavetin (düşmanlığın) kökünü kazıyarak dalalet kalelerini fethedecek ve evvelce benim ayakta tuttuğum gibi, ahir zamanda dini ayakta tutacak, önceden zulümle dolu olan dünyayı adaletle dolduracak birini gönderecektir.5
Dünya hayatının bir günü kalsa Allahü Teala o günü uzatır, benim ehli beytimden bir adam gönderir. Onun ismi benim ismim gibidir. Babasının ismi babamın ismi gibidir. Zulüm ve kötülükle dolmuş dünyayı, adalet ve dürüstlükle dolduracaktır.6
Onun adaleti her yeri kaplayacak ve insanlar arasında Hz. Peygamberin sünnet-i seniyyesi ile muamele edecektir.7
Dünyanın Pek Çok Yerine Hakim Olan Savaş, Terör, Çatışma ve Anarşi Ortamı Hz. Mehdi Döneminde Son Bulacaktır
Geride bıraktığımız 20. yüzyıl “Savaşlar Yüzyılı” olarak anılmaktadır. İçinde bulunduğumuz 21. yüzyıl da yine savaşlar ve terör olayları ile başlamıştır ve halen de bunlar dünyanın dört bir yanında devam etmektedir. Günümüzde hiçbir ülke terör saldırılarından yana güvende değildir. Avrupa’dan Amerika’ya, Asya’dan Afrika’ya kadar dünyanın dört bir yanında terörist bombalamalar, kundaklamalar, uçak kaçırmalar, rehin almalar, iç çatışmalar, masum ve sivil insanları hedef alan terörist saldırıların yanısıra günlük hayatta karşılaşılan bireysel şiddet olayları da büyük bir hızla devam etmektedir. Bugün ABD’den Angola, Uganda, Nijerya gibi Afrika ülkelerine; İngiltere, İspanya, Fransa gibi Avrupa ülkelerinden Sri Lanka, Tayland, Japonya gibi Asya ülkelerine; Ortadoğu ülkelerinden Latin Amerika’ya kadar birçok ülkede terör binlerce insanın canını yakmakta ve çok büyük maddi kayıplara neden olmaktadır. İnsanlar terörizmle, evlerinde otururken, bir sinemada film izlerken, bir alışveriş merkezinde dolaşırken, otobüste yolculuk ederken ya da işyerlerinde çalışırken hiç beklemedikleri bir anda karşılaşmaktadırlar. Terörizmin evlerine kadar girmiş olması, doğal olarak insanlarda büyük bir tedirginlik, korku ve endişeli bir bekleyiş oluşturmaktadır. İnsanlar kalabalık ortamlara girmekten, toplu taşıma araçlarını kullanmaktan çekinmekte, günlük hayatlarını yaşayamaz hale gelmektedirler. Kısacası terörizm, tüm dünyaya büyük yıkım getirmekte, insanların hayatları üzerinde çok olumsuz etkiler oluşturmaktadır. Peygamberimiz (sav), hadislerinde ahir zamanda yaşanacak bu ortamı şöyle tarif etmektedir:
... Sonunda da belalar, fitneler ve hoşlanmayacağınız birçok kötü işler isabet edecektir. Arka arkaya öyle fitneler gelir ki, sonra gelen gittikçe daha büyük olduğu için önce geleni ince ve hafif bırakır.8
Ancak yine Peygamberimiz (sav)’in müjdelerine göre, bu korku ve şiddet dolu karanlık dönemin ardından Allah Hz. Mehdi vesilesiyle tüm insanlığı büyük bir kurtuluşa ulaştıracaktır. Yeryüzündeki tüm fitneler, savaşlar, katliamlar, terör, şiddet ve anarşi eylemleri son bulacak; yerini aydınlık, barış ve huzur dolu bir döneme bırakacaktır. Hadislerde Hz. Mehdi’nin “fitneleri önleyeceği” şöyle bildirilmektedir:
Fitneleri önlemenin kendisine zor gelmeyeceği ve öldürmenin de onu vazgeçiremeyeceği Ehli Beytime mensup birisi sahip olmadan günler ve geceler bitmeyecektir...9
Tozlu, dumanlı karanlık bir fitne görülecek, bunu diğerleri takib edecek, ta ki Ehli Beytimden kendisine Hz. Mehdi denilen bir zat çıkıncaya kadar. Şayet ona yetişirsen, ona tabi ol ve hidayete erenlerden ol.10
Zulüm ve İşkenceye Dayalı Uygulamalar Son Bulacaktır
Tarih boyunca gönderilen tüm elçiler, yaşadıkları toplumlara barış ve adalet getirmiş, peygamberlerin gelişi ümmetlerin üzerindeki zulmün ve zorbalığın kalkmasına vesile olmuştur. Kuran’da elçilerin bu özelliği şöyle bildirilmektedir:
Her ümmetin bir resulü vardır. Onlara resulleri geldiği zaman, aralarında adaletle hüküm verilir ve onlar zulme uğratılmazlar. (Yunus Suresi, 47)
Hz. Mehdi de yeryüzüne geldiği dönemde bu özelliği taşıyacak ve Allah’ın izniyle tüm yeryüzündeki zulmün, işkencenin zorbaca uygulamaların son bulmasına vesile olacaktır. Peygamberimiz (sav) Altınçağ’da gerçekleşecek bu durumu hadislerinde şöyle müjdelemiştir:
… Yeryüzü zulüm ve işkence ile dolduğu gibi onu doğruluk ve adaletle doldurur.11
Yeryüzü, zulüm ve işkence yerine adaletle dolacaktır.12
Bir başka hadiste ise Hz. Mehdi’nin, bu dönemde köleliğe dayalı tüm uygulamaları da ortadan kaldıracağı ve tüm kölelerin özgürlüklerine kavuşacakları da haber verilmektedir:
... kölelerini bedellerini ödeyerek sahiplerinden alacak ve azat edecektir.13