BIRAKIN, KUR'AN HAYATINIZIN DAMARLARINDA DOLASSIN!
Gecenlerde okudugum bir yazida gecen iki kissa dikkatimi cekti. Bunlar, "Yasak meyveyi Adem(a.s.)'in koparmasina Havva(a.s.)'in neden oldugu", "Kabil'in, evlenecegi kadin yuzunden kardesini oldurdugu" seklinde basliklar halinde geciyordu. Biraz dusununce kissalarla ilgili olarak yapilan vurgularda yanlisliklar oldugunu fark ettim.
Oncelikle bunlar uzerinde durmak istiyorum. Ilki olan Adem kissasi, asagida kisaca deginildigi haliyle Tevrat'ta yer almaktadir.
Tekvin 3: 1-8 de olay su sekildedir:
"Ve RAB Allahin yaptigi butun kir hayvanlarinin en hilekari (temkinli, dikkatli, gozuacik anlaminda) olan yilandi. Ve kadina dedi. Gercek, Allah, Bahcenin hic bir agacindan yemiyeceksiniz dedi mi? Ve kadin yilana dedi: Bahcenin agaclarinin meyvasindan yiyebiliriz, fakat bahcenin ortasinda olan agacin meyvasi hakkinda Allah: Ondan yemeyin ve ona dokunmayin ki, olmiyesiniz, dedi. Ve yilan kadina dedi: Katiyen olmezsiniz; cunku Allah bilir ki, ondan yediginiz gun, o vakit gozleriniz acilacak ve iyiyi ve kotuyu bilerek Allah gibi olacaksiniz. Ve kadin gordu ki, agac yemek icin iyi ve gozlere hos ve anlayisli kilmak icin arzu olunur bir agacti; ve onun meyvasindan aldi ve yedi ve kendisi ile beraber kocasina da verdi, o da yedi. Ikisinin de gozleri acildi ve kendilerinin ciplak olduklarini bildiler; ve incir yapraklari dikip kendilerine onlukler yaptilar. Ve gunun serinliginde bahcede gezmekte olan RAB Allahin sesini isittiler; ve adamla karisi RAB Allahin yuzunden bahcenin agaclari arasina gizlendiler."
Burada gordugumuz anlatim, seytanin once Havva(a.s.)' i aldattigi, Havva(a.s.) in da kocasini bu meyveyi yemeye tesvik ettigi seklindedir.
Kuran'da ise bu hikaye soyle gecer(Araf 19-22);
"Ey Âdem! Sen ve esin cennette kalin. Dilediginiz yerden yiyin. Fakat su agaca yaklasmayin. Yoksa zalimlerden olursunuz.Derken seytan, kendilerinden gizlenmis olan avret yerlerini onlara acmak icin kendilerine vesvese verdi ve dedi ki: "Rabbiniz size bu agaci ancak, melek olmayasiniz, ya da (cennette) ebedi kalacaklardan olmayasiniz diye yasakladi. "Suphesiz ben size ogut verenlerdenim" diye de onlara yemin etti. Bu sûretle onlari kandirarak yasaga surukledi. Agactan tattiklarinda kendilerine avret yerleri gorundu. Derhal uzerlerini cennet yapraklariyla ortmeye basladilar. Rableri onlara, "Ben size bu agaci yasaklamadim mi? Seytan size apacik bir dusmandir, demedim mi?" diye seslendi."
Gordugumuz gibi seytanin kandirmak icin sarfettigi sozler ikisini birden hedef almaktadir. Bu gunah Adem ve Havva (a.s) in ortak hatasidir. Yoksa Tevratta gectigi gibi seytanin Hz.Havva' yi aldatip sonra Hz.Adem'i onun vasitasiyla yoldan cikarmasi gibi bir durum soz konusu degildir. Olayin Tekvin kisminda boyle gecmesi tamamen erkek aklinin vahyi olani tahrif etmesidir.
Habil-Kabil mevzusuna gelince, bu konu ise Maide 27-30 ayetseri arasinda gecmektedir:
"(Ey Muhammed!) Onlara, Adem'in iki oglunun haberini gercek olarak oku. Hani ikisi de birer kurban sunmuslardi da, birinden kabul edilmis, otekinden kabul edilmemisti. Kurbani kabul edilmeyen, "Andolsun seni mutlaka oldurecegim" demisti. Oteki, "Allah ancak kendisine karsi gelmekten sakinanlardan kabul eder" demisti."Andolsun! Sen beni oldurmek icin elini bana uzatsan da ben seni oldurmek icin sana elimi uzatacak degilim. Cunku benâlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarim." "Ben istiyorum ki, sen benim gunahimi da, kendi gunahini da yuklenip cehennemliklerden olasin. Iste bu zalimlerin cezasidir." Derken nefsi onu kardesini oldurmeye itti de (nefsine uyarak) onu oldurdu ve boylece ziyan edenlerden oldu. "
Ayetlerden de goruldugu gibi Kabil'in Habil'i oldurmesinin nedeni bir kadini paylasamamak filan degil, sunduklari kurbanla ilgilidir.
Bircok ornegini siralayabilecegimiz, din anlayislarindaki bu ve benzeri kirlenmelerin sayisiz nedeni var tabii. Ben iki tanesi uzerinde durmak istiyorum:
Birincisi; bizlerin okumamak gibi onemli bir sorunu var. Okuma aliskanligina sahip olmamamiz bizleri Kuran metninden uzak tutuyor. Halbuki mealinden duzenli Kuran okumalari (gunde bir, iki gunde bir) yapmak ya da Kuran dinlemek hayatimizin Ilahi programa gore sekillenmesi acisindan onemli bir sorumluluk.
Diger tarafta ise hurafeler buyuk bir engel olarak karsimiza cikiyor. Kuran' in kagittan mutesekkil sayfalarinin kutsanmasi dolasiyla, abdest almadan Kuran' a dokunmayi gunah addetmek gibi. Ya da Kurani anlasilmaz bir kitap olarak gorup, insanin kendisini yetersiz olduguna inandirmasi gibi. Hal boyle olunca da Kuran bize yaklasmayip uzaklasiyor.
Ikinci bir sorunda muharref anlayislarin (Israiliyat ve Hristiyanlik gibi) Islami hafizamiz icerisine sizmasidir. Bu anlayislara ait bircok sapkin dusunce bir virus gibi dusunce dunyamiz uzerinde dolanip durmaktadir. Tabii olarak da yukarida ornegini verdigimiz sekilde kissalari okuyup anlamamiza neden olan bir hava olusmaktadir. Aslinda problem yine, bizlerin vahyi bir kenara itip ondan uzaklasmasiyla ilgilidir. Bilginin dogrusu ortada olmayinca, haliyle batil gelip bu boslugu doldurmaktadir.
Sonuc olarak sunu diyecegim; biz en once Kuran' in bilgisine sahip olmakla yukumluyuz. Ki, Allah'in kelami kan gibi damarlarimizda dolasip bizleri mutekamil Muslumanlar kilsin
Mustafa Kocaman
Gecenlerde okudugum bir yazida gecen iki kissa dikkatimi cekti. Bunlar, "Yasak meyveyi Adem(a.s.)'in koparmasina Havva(a.s.)'in neden oldugu", "Kabil'in, evlenecegi kadin yuzunden kardesini oldurdugu" seklinde basliklar halinde geciyordu. Biraz dusununce kissalarla ilgili olarak yapilan vurgularda yanlisliklar oldugunu fark ettim.
Oncelikle bunlar uzerinde durmak istiyorum. Ilki olan Adem kissasi, asagida kisaca deginildigi haliyle Tevrat'ta yer almaktadir.
Tekvin 3: 1-8 de olay su sekildedir:
"Ve RAB Allahin yaptigi butun kir hayvanlarinin en hilekari (temkinli, dikkatli, gozuacik anlaminda) olan yilandi. Ve kadina dedi. Gercek, Allah, Bahcenin hic bir agacindan yemiyeceksiniz dedi mi? Ve kadin yilana dedi: Bahcenin agaclarinin meyvasindan yiyebiliriz, fakat bahcenin ortasinda olan agacin meyvasi hakkinda Allah: Ondan yemeyin ve ona dokunmayin ki, olmiyesiniz, dedi. Ve yilan kadina dedi: Katiyen olmezsiniz; cunku Allah bilir ki, ondan yediginiz gun, o vakit gozleriniz acilacak ve iyiyi ve kotuyu bilerek Allah gibi olacaksiniz. Ve kadin gordu ki, agac yemek icin iyi ve gozlere hos ve anlayisli kilmak icin arzu olunur bir agacti; ve onun meyvasindan aldi ve yedi ve kendisi ile beraber kocasina da verdi, o da yedi. Ikisinin de gozleri acildi ve kendilerinin ciplak olduklarini bildiler; ve incir yapraklari dikip kendilerine onlukler yaptilar. Ve gunun serinliginde bahcede gezmekte olan RAB Allahin sesini isittiler; ve adamla karisi RAB Allahin yuzunden bahcenin agaclari arasina gizlendiler."
Burada gordugumuz anlatim, seytanin once Havva(a.s.)' i aldattigi, Havva(a.s.) in da kocasini bu meyveyi yemeye tesvik ettigi seklindedir.
Kuran'da ise bu hikaye soyle gecer(Araf 19-22);
"Ey Âdem! Sen ve esin cennette kalin. Dilediginiz yerden yiyin. Fakat su agaca yaklasmayin. Yoksa zalimlerden olursunuz.Derken seytan, kendilerinden gizlenmis olan avret yerlerini onlara acmak icin kendilerine vesvese verdi ve dedi ki: "Rabbiniz size bu agaci ancak, melek olmayasiniz, ya da (cennette) ebedi kalacaklardan olmayasiniz diye yasakladi. "Suphesiz ben size ogut verenlerdenim" diye de onlara yemin etti. Bu sûretle onlari kandirarak yasaga surukledi. Agactan tattiklarinda kendilerine avret yerleri gorundu. Derhal uzerlerini cennet yapraklariyla ortmeye basladilar. Rableri onlara, "Ben size bu agaci yasaklamadim mi? Seytan size apacik bir dusmandir, demedim mi?" diye seslendi."
Gordugumuz gibi seytanin kandirmak icin sarfettigi sozler ikisini birden hedef almaktadir. Bu gunah Adem ve Havva (a.s) in ortak hatasidir. Yoksa Tevratta gectigi gibi seytanin Hz.Havva' yi aldatip sonra Hz.Adem'i onun vasitasiyla yoldan cikarmasi gibi bir durum soz konusu degildir. Olayin Tekvin kisminda boyle gecmesi tamamen erkek aklinin vahyi olani tahrif etmesidir.
Habil-Kabil mevzusuna gelince, bu konu ise Maide 27-30 ayetseri arasinda gecmektedir:
"(Ey Muhammed!) Onlara, Adem'in iki oglunun haberini gercek olarak oku. Hani ikisi de birer kurban sunmuslardi da, birinden kabul edilmis, otekinden kabul edilmemisti. Kurbani kabul edilmeyen, "Andolsun seni mutlaka oldurecegim" demisti. Oteki, "Allah ancak kendisine karsi gelmekten sakinanlardan kabul eder" demisti."Andolsun! Sen beni oldurmek icin elini bana uzatsan da ben seni oldurmek icin sana elimi uzatacak degilim. Cunku benâlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarim." "Ben istiyorum ki, sen benim gunahimi da, kendi gunahini da yuklenip cehennemliklerden olasin. Iste bu zalimlerin cezasidir." Derken nefsi onu kardesini oldurmeye itti de (nefsine uyarak) onu oldurdu ve boylece ziyan edenlerden oldu. "
Ayetlerden de goruldugu gibi Kabil'in Habil'i oldurmesinin nedeni bir kadini paylasamamak filan degil, sunduklari kurbanla ilgilidir.
Bircok ornegini siralayabilecegimiz, din anlayislarindaki bu ve benzeri kirlenmelerin sayisiz nedeni var tabii. Ben iki tanesi uzerinde durmak istiyorum:
Birincisi; bizlerin okumamak gibi onemli bir sorunu var. Okuma aliskanligina sahip olmamamiz bizleri Kuran metninden uzak tutuyor. Halbuki mealinden duzenli Kuran okumalari (gunde bir, iki gunde bir) yapmak ya da Kuran dinlemek hayatimizin Ilahi programa gore sekillenmesi acisindan onemli bir sorumluluk.
Diger tarafta ise hurafeler buyuk bir engel olarak karsimiza cikiyor. Kuran' in kagittan mutesekkil sayfalarinin kutsanmasi dolasiyla, abdest almadan Kuran' a dokunmayi gunah addetmek gibi. Ya da Kurani anlasilmaz bir kitap olarak gorup, insanin kendisini yetersiz olduguna inandirmasi gibi. Hal boyle olunca da Kuran bize yaklasmayip uzaklasiyor.
Ikinci bir sorunda muharref anlayislarin (Israiliyat ve Hristiyanlik gibi) Islami hafizamiz icerisine sizmasidir. Bu anlayislara ait bircok sapkin dusunce bir virus gibi dusunce dunyamiz uzerinde dolanip durmaktadir. Tabii olarak da yukarida ornegini verdigimiz sekilde kissalari okuyup anlamamiza neden olan bir hava olusmaktadir. Aslinda problem yine, bizlerin vahyi bir kenara itip ondan uzaklasmasiyla ilgilidir. Bilginin dogrusu ortada olmayinca, haliyle batil gelip bu boslugu doldurmaktadir.
Sonuc olarak sunu diyecegim; biz en once Kuran' in bilgisine sahip olmakla yukumluyuz. Ki, Allah'in kelami kan gibi damarlarimizda dolasip bizleri mutekamil Muslumanlar kilsin
Mustafa Kocaman