Cennet gençlerinin efendisi, Rasulullah’ın gözbebeği, zulme karşı dik durmanın tarihler boyunca abidesi Ali oğlu Hüseyin, Kerbela’dan Gazze’ye uzanan mesajın sahibi.
Gazze, Seyyid Hasan Nasrallah’ın dediği gibi, Kerbela bugün. Siyonist katillere karşı direnen kahramanlar da Hüseyin ve onun bir avuç ashabı.
Hüseyin’in Kerbela’sında dünya sessiz ve ıssızdı. Gazzelilerin Kerbela’sında da dünya yine sessiz ve ıssız.
Liderler Gazze’deki cinayeti izlememizi istiyorlar ama şükürler olsun ki Müslümanlar bugün Hüseyin’i yalnız bırakanlar gibi değiller.
Hüseyin’i zulmün karşısında tek başına bırakanların nesli yok artık dünyada.
Yumruklar havada hükümetlerini, liderlerini titretiyor; semaya saçtıkları haykırışlarla Gazzeli kardeşlerine soluk soluk inanç ve güven yolluyorlar.
İmam Hüseyin Kerbela’ya giderken şöyle diyordu:
Doğrusu bu dünya değişip tanınmaz olmuş ve bütün iyiliklerine sırt çevirmiş; kabın dibindeki azıcık kalıntı sudan ve havası ağır olan otlaktaki gibi alçak yaşantıdan başka bir şey kalmamıştır.
Hakka amel edilmediğini ve batıldan da kaçınılmadığını görmüyor musunuz? Böyle bir durumda mü'minin ölümü arzulaması haktır. Ben ölümü saadet, zalimlerle yaşamayı ise alçaklık biliyorum.
Gazzeliler, İmam Hüseyin’in mirasçısı olarak ölümü saadet, zalimlerle yaşamayı ise alçaklık bildiler. Dünyanın en yüksek teknolojili savaş makinesinin karşısına iman dolu göğüslerini serhad yaptılar. İşte Siyonist zalimlerin aşmayı başaramadığı o serhaddir.
İmam Hüseyin, bu iman derecesi için şöyle buyuruyordu:
İnsanlar dünya kullarıdır; din ise onların dillerine bir yalaktır; dinin sayesinde geçimlerini sağladıkları müddetçe onu koruyup gözetirler; (ama) zorluklarla imtihan edildiklerinde dindarlar azalır.
Bazıları Allah'tan bir şey umarak ibadet ederler; bu tacirlerin ibadetidir. Bazıları da korkarak ibadet ederler; bu da kölelerin ibadetidir. Bazıları ise Allah'a şükür olarak ibadet ederler; bu da hür insanların ibadetidir; işte en faziletli ibadet budur.
Bu iman ve ibadet, zulme karşı direnişin kuvvetine kuvvet katar. Hüseyin’in yolundan gidenler, o imanla ve bu ibadetle dünyanın en güçlü ordularını bile perişan eder. Hizbullah kahramanları, Siyonist katillerin Lübnan’ın mahremine adım bile atamamalarını böyle sağlamıştı. Şimdi Gazzeli mücahidler aynı kahramanlık kitabına notlar düşüyorlar.
Hüseyin’i anarak, onun anısını yadederek, yollarına rehber yaparak…
Gazze, Seyyid Hasan Nasrallah’ın dediği gibi, Kerbela bugün. Siyonist katillere karşı direnen kahramanlar da Hüseyin ve onun bir avuç ashabı.
Hüseyin’in Kerbela’sında dünya sessiz ve ıssızdı. Gazzelilerin Kerbela’sında da dünya yine sessiz ve ıssız.
Liderler Gazze’deki cinayeti izlememizi istiyorlar ama şükürler olsun ki Müslümanlar bugün Hüseyin’i yalnız bırakanlar gibi değiller.
Hüseyin’i zulmün karşısında tek başına bırakanların nesli yok artık dünyada.
Yumruklar havada hükümetlerini, liderlerini titretiyor; semaya saçtıkları haykırışlarla Gazzeli kardeşlerine soluk soluk inanç ve güven yolluyorlar.
İmam Hüseyin Kerbela’ya giderken şöyle diyordu:
Doğrusu bu dünya değişip tanınmaz olmuş ve bütün iyiliklerine sırt çevirmiş; kabın dibindeki azıcık kalıntı sudan ve havası ağır olan otlaktaki gibi alçak yaşantıdan başka bir şey kalmamıştır.
Hakka amel edilmediğini ve batıldan da kaçınılmadığını görmüyor musunuz? Böyle bir durumda mü'minin ölümü arzulaması haktır. Ben ölümü saadet, zalimlerle yaşamayı ise alçaklık biliyorum.
Gazzeliler, İmam Hüseyin’in mirasçısı olarak ölümü saadet, zalimlerle yaşamayı ise alçaklık bildiler. Dünyanın en yüksek teknolojili savaş makinesinin karşısına iman dolu göğüslerini serhad yaptılar. İşte Siyonist zalimlerin aşmayı başaramadığı o serhaddir.
İmam Hüseyin, bu iman derecesi için şöyle buyuruyordu:
İnsanlar dünya kullarıdır; din ise onların dillerine bir yalaktır; dinin sayesinde geçimlerini sağladıkları müddetçe onu koruyup gözetirler; (ama) zorluklarla imtihan edildiklerinde dindarlar azalır.
Bazıları Allah'tan bir şey umarak ibadet ederler; bu tacirlerin ibadetidir. Bazıları da korkarak ibadet ederler; bu da kölelerin ibadetidir. Bazıları ise Allah'a şükür olarak ibadet ederler; bu da hür insanların ibadetidir; işte en faziletli ibadet budur.
Bu iman ve ibadet, zulme karşı direnişin kuvvetine kuvvet katar. Hüseyin’in yolundan gidenler, o imanla ve bu ibadetle dünyanın en güçlü ordularını bile perişan eder. Hizbullah kahramanları, Siyonist katillerin Lübnan’ın mahremine adım bile atamamalarını böyle sağlamıştı. Şimdi Gazzeli mücahidler aynı kahramanlık kitabına notlar düşüyorlar.
Hüseyin’i anarak, onun anısını yadederek, yollarına rehber yaparak…
