Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Hizb-u İhvan’nın Gerçek Yüzü

EHLÝ-SUNNET

New member
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
223
Tepkime puanı
45
Puanları
0
Yaş
46
Web sitesi
www.dinimislam.com


Âlemlerin Rabbi olan, hiçbir şeye benzemeyen, yersiz var olan, başlangıcı ve sonu olmayan Allah’a hamd Rasullerin en şereflisi olan Muhammed’e salât ve selâm olsun.

Vatanlar ve toplulukları tehdit eden en büyük tehlike, İslâm adına dindarlığı ve ıslahı iddia edip, Kur’an’i Kerîm’e ve Rasulullah’ın Sünnetine muhalif görüşlere sırf kendi kurdukları mezhep doğrultusunda fikirler yürütenlerdir.

Bunlar sadece kendilerini Müslüman olarak kabul edip diğer Müslüman insanları sırf kanun hükümleri altında yaşadıkları için tekfir etmektedirler Bunlar tekfirlerinde devlet yöneticilerini sırf Allah’ın hükümleriyle hükmetmedikleri için tekfir etmektedirler. Bununla beraber bütün Müslümanları, bunların arasında hocaları, müezzinleri, tüccarları, işçileri, sanatkârları, küçük büyük herkesi tekfir etmektedirler.

Bunların amaçları Müslüman ülkelerinde fitne fesadı yayıp Müslümanların kanını akıtmaktır, gayeleri bizim düşmanlarımızın ve kendi dostlarının gönlünü hoş etmektir.

Bu grup, Müslümanları aldatmak ve kendi fikirlerini aşılamak için çeşitli İslâm isimleri vew şekilleriyle ortaya çıkmaktadırlar. Peygamber efendimiz Muhammed aleyhisselâtu vesselâm meâlen “Din nasihattir” diye buyurmuştur. Peygamberimizin bu emrinden yola çıkarak vatanımızı koruyup, muhafaza etmek için, bu grubun fasit sözlerinden bazılarını beyan edeceğiz.

Bunlar bu fikirlerini Seyyid Kutub’tan almışlar.

SEYYİD KUTUB'UN FİTNESİ

Seyyid Kutub, gazeteci idi. Bu adam ilim tahsili için, ne bir alimin önünde diz çökmüş, ne de ilmin kokusunu almıştır. Onu seven insanların bir kısmı Lübnan'da "İhvan-i Muslimin" diye adlandırılan cemiyetinin bir kolu olan "İslami Cemaat" adı altında faaliyet göstermektedirler.

1. Seyyid Kutub, "Fi Zilalil-Kur'an" adlı kitabının 2. cilt, 1057. sayfasında diyor ki: “İnsanoğlu yeniden cahiliyet devrine dönerek LA İLAHE İLLALLAH’tan yüz çevirmiş ve Allah'ı tenzih etmekten, O'na karsı ihlas ve samimiyetten uzaklaşarak kullara ulûhiyet özelligi vermişlerdir". Ayrıca: “Dünya'nın dört bucağında ~u minarelerden LA İLAHE İLLALLAH'ı tekrar edip duranlar da dahi topyekün beşeriyet (insaniyet), tevhid kelimesini özden uzak ve ne manaya geldiğini bilmeden söylüyorlar. İşte bunlar kula kul olmaya yöneldikleri için en ağır vebal altındadırlar ve Kıyamet Günün' de en şiddetli azap onlarındır." diye devam ediyor.

Bakınız! Hizb-ul İhvan'ın liderleri Seyyid Kutub Müslümanları nasıl tekfir ediyor?!

Ezani okuyan müezzinleri dahi tekfir ediyor. Bunun manası, Müslümanların kanını mubah kılıyor. Onun için Müslüman ülkelere (Mısır, Cezayir, Ürdün ve benzeri ülkelere) baktığımız zaman, bu fırkanın yapmış olduğu katliamları ve tahripleri görürüz.

2. Lübnan'daki başkanları Fethi Yeken, liderleri Seyyid Kutub gibi beşeriyeti topyekün tekfir ediyor. "İslâm’a Nasıl Davet Edelim" isimli kitabının 112. sayfasında ~öyle diyor: "Bugünkü alem bugüne kadar eşi görülmeyen topyekün küfür yaşıyor."

Sayın akıl sahipleri, bakınız!

Bu gurubun liderleri insanları nasıl tekfir ediyorlar. Hatta Fethi Yeken milletvekili seçilip millet meclisine girmiştir. Fethi Yeken "İslâm'a intima etmen neyi ifâde eder" adlı bir kitabında, yönetimde görev almanın küfür olduğunu beyan ediyor.

Soruyoruz, sayın Müslümanlar!

Fethi Yeken ve ondan önce Mısır, Cezayir, Ürdün, Kuveyt ve Sudan'da meclise Hizb-ul İhvan'dan girenler bu inançlarından vaz mı geçtiler?!

Yoksa kendilerini tekfir mi ediyorlar?!

3. Seyyid Kutub, "Fi Zilal-il Kur'an" adlı kitabının 7. cildin, 972. sayfasında, şer'i hükümlerin dışında, tek bir meselede bile olsa, hükmedenleri istisnasız olarak tekfir ediyor ve diyor ki: "İslâm topyekün bir hayat nizamıdır. Tamamına uyanlar Mümindir, Allah’ın Dini'ndendir. Ama tek bir meselede dahi olsa bundan başka bir sisteme uyanlar ise imandan çıkmış ve Allah’ın uluhiyetini reddetmiş, kendisinin Müslüman olduğunu ve İslam’a saygılı bulunduğunu ne kadar söylerse söylesin, Allah’ın Dini'nden çıkmış olur."
Ne gariptir, değil mi?!
Bunları söylüyorlar ve Ürdün'deki başkanları Abdullah Halife avukattır.

4. Müslümanları tekfir eden sözleri devam ediyor. Çıkarmış oldukları Eş Şihab gazetesinin birinci sayısı Haziran 1973, 10. sayfasında şöyle diyorlar: "Hükümetler Kur-an’ın nassı ile kafirdirler."

Bütün bunlardan sonra nasıl kendi cemaatlerine hükümete girmeyi mubah kılıyorlar. Akıllı insan, bunların yalancı olduklarını görür ve anlar. Amaçlarının gençleri kandırarak devlet yöneticilerini ve güvenlik güçlerini öldürtmek olduğunu görür. Gayeleri, bunların yerine idareyi ellerine geçirmektir. Es-Sefir Gazetesi'nde üyelerden biri olan Ahmet Kamil şöyle diyor: "Müslümanlar riddet etmiştir (kâfir olmuştur). çünkü Kelime-i Şahâdet’in ne manaya geldiğini bilmeden söylüyorlar. Bunlar İslam’ı iddia edip, namaz kılar, oruç tutar ve hacca giderlerse de küfürlerinden bir şey değişmez." şöyle devam ediyor: "Bizim Cemaat’ten olmayanın kanı ve malı helâldir.”
Bu onlardan apaçık bit beyandır. Kendi cemaatlerinden olmayanı tekfir edip, "malı ve kanı helaldir" diyorlar.

Değerli Müslümanlar!
Kendinize, çocuklarınıza, ailenize ve malınıza dikkat etmeniz gerekiyor.

5. Bunların amaçlarının fitne çıkarıp, Müslümanların kanını yollarda, otobüslerde, uçaklarda ve her yerde akıtmak olduğunun delillerinden biri de, Beyrut milletvekillerinden olan Zuheyr Ubeyde'nin bazı açıklamalarıdır. Es-Sefir Gazetesi'nin 2. Eylül, 1992 tarihli yayınında "Cezayir, Tunus veya başka bir Arap ülkesinde cereyan eden İslam! hareketler, Lübnan’daki İslam! hareketlere büyük bir güç ve cesaret vermiştir" dedi.

Bu da onun memleketlerde cereyan eden İslam’a uymayan şeylere rıza gösterdiğini açıkça ortaya koyuyor. Zuheyr Ubeyde: "Biz Seyyid Kutub ve İbn-i Teymiye'nin izindeyiz." diyor.

6. Müsteşar Said Aşmevi (Şirâ Dergisi, Sayfa: 42) şöyle diyor: "Hizb-ul ihvan cematının İngiliz ve Fransız istihbaratı adına çalışan "Kana" şirketi ile ilişkileri bulunmakta ve şirket tarafından kendilerine maddi yardım yapılmaktadır. Bu Cemaat aynı zamanda Amerikan istihbaratıyla da ilişki içindedir."
7. Bu cemaat İslam ve Müslümanlara sevgilerini iddia ediyorlar. Kafirlerle herhangi bir ilişkiyi kesinlikle kabul etmediklerini açıklıyorlar. Daha sonra kafirlerle her türlü ilişkiye girip, onlara savaş isteyenlere karşı çıkıyorlar.
Bütün bunlar gerçekten garip olaylar, değil mi?!

Dr. İshak Musal Hüseyni " Hizb-ul İhvan" adlı kitabının, 72. sayfasında diyor ki: "Ahmet Mehir Almanya'ya ve İtalya'ya savaş ilân ettiğinde Hizb-ul İhvan itiraz etti ve Ahmet Mehir'e suikast edildi."
8. Bu grubun harama girip, insanları aldatmak için, çeşitli oyunlar tertiplediklerinin delili de, kendi milletvekilleri olan Mısır milletvekili Ahmet Taha'nın açıklamasıdır.

Es-Sefir Gazetesi'nin 4. Aralık 1991 tarihli yayınında, bu adam İslâmî sermaye diye adlandırılan sermaye ile yahudilerin şirketleri arasında ilişki olduğunu itiraf ediyor.
Değerli Müslümanlar! Bütün bu açıklamalardan sonra diyoruz ki: İslâm adı altında, "İslâm Cemaatı" adıyla ortaya çıkan bu gruptan sizleri tenbih ediyor, uyarıyoruz. Bunlar devlet yöneticilerini ve halkı tekfir ediyorlar. Bunların yanında insanlara haram kıldıkları şeyleri kendilerine mubah kılıyorlar. Buna rağmen akıllı Müslüman bütün bunları bilir ve bu insanlardan Müslüman kardeşlerini tembih eder, uyarır.
 
Üst Alt