Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Haram ve Küfürde Öncülük Yapanlar ve Onlara Tabi Olanların Ahiretteki Durumları

®Anka®

New member
Katılım
28 Nis 2010
Mesajlar
11
Tepkime puanı
14
Puanları
0
Yaş
42
Dünyada iken şer kapısını açıp onun tellallığını yapan, kendilerine tâbi olanları yoldan çıkarıp saptıran küfür liderleri; kendilerine uymalarından gurur duydukları kimselerle beraber o gün cehenneme atılırlar.

Âyet-i kerime'lerde şöyle buyuruluyor:

"Allah'ın nimetini nankörlükle karşılayanları ve (peşlerine taktıkları) toplulukları helâk olacakları yere, yaslanacakları cehenneme götürenleri görmedin mi?" (İbrahim: 28)

"Allah 'Sizden önce geçmiş cin ve insan toplulukları ile beraber ateşe girin!' der." (A'râf: 38)

Allah-u Teâlâ şeytanı ve onun şaşırtıp yoldan çıkardıkları kimseleri cehenneme koyacağını vâdetmişti.

Öncekiler ve sonrakiler hepsi birleşirler. Hep beraber cehenneme girdiklerinde birbirlerinden son derece nefret duyarlar, birbirlerine lânet yağdırırlar.

"Her ümmet (topluluk) girdikçe kardeşine (kendini saptıran yoldaşına) lânet eder." (A'râf: 38)

Âyet-i kerime'de şöyle buyuruluyor:

"Hepsi birbiri ardından cehennemde toplanınca, sonrakiler öncekiler için 'Ey Rabbimiz! Bizi saptıranlar işte bunlardır. Bunlara ateşten bir kat daha fazla azab ver!' derler." (A'râf: 38)

Hırlaşmalar ve ithamlar işte böyle başlar. Körükörüne peşlerinden sürüklendikleri ve felâket-i ebediyeye düşmelerine sebep oldukları önderlerine Allah-u Teâlâ'dan "Ey Rabb'imiz!" diye başlayarak, kat kat cezalar vermesini isterler.

Çünkü onlara uydukları ve kâfirlikte peşlerinden gittikleri için sapıklığa düşmüşler, onların açtığı çığırda yürüdükleri için cehenneme müstehak olmuşlardır.

Allah-u Teâlâ onların bu isteklerine şu şekilde mukabele eder:

"Zaten hepsinin azabı kat kattır, fakat siz bilmezsiniz!" (A'râf: 38)

İstedikleri kat kat azap hem kendileri için hem de onlar içindir. İki taraf da sapıklıkta ortaktır. Kitleleri bâtıl yollara sürükleyen küfür liderleri hem kendi kâfirliklerinden, hem de başkalarını doğru yoldan saptırdıklarından ötürü; körü körüne bunların peşinden sürüklenenlere de hem kâfir olduklarından, hem de gönül rızası ile sapık liderleri taklit etmelerinden dolayı iki kat azap edilecektir.

Uyan da uyulan da birbirlerinden karşılıklı kuvvet almışlar, şirretliklerini beraberce yapmışlardır. Şimdi ise hem kendileri için hem de şuursuzca kabullendikleri fırkalar için ne kadar acıklı azaplar karşılarına çıkmıştır.

Allah-u Teâlâ'nın bu beyanı üzerine öncekiler sonrakilere şöyle derler:

"Sizin bizden üstünlüğünüz yoktur, kazandığınıza karşılık azabı tadın!" (A'râf: 39)

Sapık önderler bunu tâbilerine yürek soğutma yoluyla söylerler. Çünkü onlar liderlerinin azaplarının iki kat olmasını istemişlerdi.

Orada buna benzer suçlamalar ve lânetleşmeler sürüp gider. Hiç birisi suçu üzerine almak istemez. Ceza yapılan işin cinsinden olduğu için, dünyadaki mâlâyâni tartışma ve suçlamalar orada da devam eder.

Âyet-i kerime'de:

"Onlar birbirlerini suçlayıp çekişirler." buyuruluyor. (Saffât: 27)

Saptırıcı önderlere uymanın acı ızdırabını çok acı bir şekilde çeken uyruklar güruhu, kin ve intikam duyguları ile dolup taşarak Allah-u Teâlâ'ya yönelirler.

Derler ki:

"Ey Rabb'imiz! Bunu bizim başımıza kim getirdiyse, ateşte azabını kat kat artır." (Sâd: 61)

Aslında burada onlara karşı duydukları kin ve nefreti dünyada iken duymaları gerekiyordu. Onlara uydukları takdirde başlarına böyle bir felaketin geleceği apaçık belli idi.

İş işten geçtikten sonra yalvarıp yakarıyorlar:

"Ey Rabb'imiz! Cinlerden ve insanlardan bizi yoldan çıkarıp sapıtanları bize göster. Onları ayaklarımızın altına alalım da en alçaklardan olsunlar!" (Fussilet: 29)

İçleri intikam ateşiyle yanıp tutuşmaktadır. Kahırlarından ne yapacaklarını ne söyleyeceklerini bilemezler. Bir netice vermeyeceğini bildikleri halde, değişik ifadelerle tekrar tekrar ilticâ ederler:

"Ey Rabb'imiz! Biz yöneticilerimize ve büyüklerimize uymuştuk, onlar da bizi yoldan saptırdılar." (Ahzab: 67)

"Ey Rabb'imiz! Onlara iki kat azap ver. Onları büyük bir lânete uğrat!" (Ahzâb: 68)

Halbuki kendilerine ne emretmişlerse yapmışlar, onlara uydukları için zaten bu hale düşmüşlerdi. Şimdi ise pişmanlıklarına pişmanlık katıyorlar, Allah'a ve Resul'üne itaat etmediklerine nedamet ediyorlar. Fakat hiç faydası yok.

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde onların bu tartışmasının kesinlikle olacağını beyan buyuruyor:

"İşte cehennemliklerin birbirleriyle bu şekilde tartışmaları gerçektir, muhakkak olacaktır." (Sâd: 64)



Alındıtır..Bunu Hazırlayan Kardeşimize Çok Teşekkürler..

Allah'ın Rahmeti Üzerinize Olsun..
 
Üst Alt