Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Hamal

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Eski zamanlardı. Yolların olmadığı zamanlar... Demek ki fakirdi bizim gibi
çoğunluk, bu nedenle taşınacak yüklere talip olacak hamallar bulmak zor
olmuyordu...
Yanımdaki hamalla yola çıktık.
İhtiyardı. Kendinden büyük bir yük almıştı. Benim sırtımda ise birkaç bavul
vardı sadece, onunkinin çeyreği...
Diyordum ki içimden "Çok gitmeden kıvrılırsa titreyen bacakları, yüklenirim
sırtındaki yükün yarısını!.." Nitekim çok geçmeden dedi ki:
"Mola vakti. Gel biraz dinlenelim!. ..
"Ne molası, dedim ona hayretle. Ben daha terlemedim!. ." Sözüme aldırmadı.
Durdu. Çöktü.
Salarken yükünün ipini "Sen de dinlen hadi" dedi. Benim canım sıkılmıştı bu
işe.
Genç olduğumu, ondan kuvvetli olduğumu, bunun gibi bir bunakla yola çıkmamın
ne büyük hata olduğunu düşünüyordum.
O ihtiyar, bir bacağını azıcık uzatmış halde sessizce dinleniyorken, ben
huzursuz bir şekilde ayakta dolanıyordum.
Bir saat kadar sonra yine durdu, oturdu, dinlendi. Ben kızgınlıkla dolandım
etrafında... "Yükünü indirip sen de dinlen", demesine aldırmadım, ona daha
çok kızdım...

Sonra yine durdu. Bana da "dinlenmemi" söyledi yine ama dinlenmedim. Yarım
saat sonra "dinlenelim mi" diye sordu, aksi aksi başımı salladım...
Kaçıncı molasıydı hatırlamıyorum, birden bire dizlerimin bağı çözüldü.
Kafamın içinde uçuşan kara kara sinekler sustu, çöküp kaldım. Kayış kolumdan
çıktı, sırtımdaki bavullar kaydı.

Ne kadar zaman geçtiğini fark etmedim. Uyumuştum da uyandım mı, yoksa
bayılmıştım da ayıldım mı anlamadım... Baktım kendi kocaman yükünün üzerine
benim bavullarımı da bağlamıştı. Küçük tasına birazcık su koyup dudağıma
dayadı, içtim. Sonra koluma girerek;"Hadi kalk, dedi. Bana yaslan.

Ağır ağır gider ve bir süre sonra gene dinleniriz." Dediğini yaptım.
Omzundan güç aldım, ama asıl anlattıkları iyi geldi bana. "Ben yılların
hamalıyım, dedi. Nice pehlivan yapılı adamlar gördüm. Çoğu, dinlenmek
istemediklerinden yükleriyle birlikte kendilerini de toprağa serdi
sonunda... Yolda gördüğümüz saçılmış kuru kemiklerin çoğu, anlattığım bu
insanlara ait...

Halbuki bir yükü "taşımak" bizim işimiz, "altında ezilmek" değil!.. Unutma
ki bir yük , taşıdıkça ağırlaşır. Dinlenerek sen yükünü hafifletiyorsun!
Belki günün birinde hamallığın şekli değişir. Belki o günleri ben göremem.
Ama sen kavuşursan o zamanlara, aman ha, kafanın içinde de sakın yük
taşıma...

Akşamları bırak ve hafifle...

Sabah dinlenmiş olarak yeniden tekrar taşırsın yükünü. Bizim işimiz, bugünü
yarına taşımak, bugünün altında yok olmak değil.

Çünkü yarınlarda bizi bekleyenler var, taşıdıklarımızı bekleyenler. .
 

ayýþýðý

New member
Katılım
8 Eki 2007
Mesajlar
443
Tepkime puanı
52
Puanları
0
Yaş
32
Bizim işimiz, bugünü
yarına taşımak, bugünün altında yok olmak değil.



waayy çok hoşuma gitti bu hikaye
emeğine sağlık :)
 
Üst Alt