Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

"Halvet"

fetih

New member
Katılım
16 Şub 2007
Mesajlar
1,994
Tepkime puanı
355
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Uzay Ýstasyonundan Alooooo Kimse Yokmuuuuu :)
Halvet: Birbirine nikâhı câiz olan (evlenmelerinde dinî ve hukûkî bir engel bulunmayan) bir erkekle kadının, üçüncü bir kişinin giremeyeceği kapalı ve tenha yerlerde, yalnız baş başa kalmasıdır.

İslam, yabancı kadın ve erkeğin ölçüsüz bir şekilde birbirleriyle haşir neşir olmasını tasvip etmemiş, pratik hayatta aralarındaki ilişkilerin belli bir ölçü ve disiplin içerisinde olmasını emretmiştir.

Birbirine yabancı (mahrem) olan erkek ve kadının ihtiyaç oranında ve dinimizin koyduğu belli ölçüler içerisinde birbirleriyle konuşmalarında bir sakınca bulunmamaktadır. Ancak, ölçüsüz ve edep dışı olan konuşma ve birlikteliklere de İslamiyet müsaade etmez. Bu bağlamda flört’e dönüşecek her ilişki, hem İslam ahlakına, hem de örf ve adetlerimize aykırıdır.

Aralarında nikah bağı ve devamlı evlenme engeli bulunmayan bir erkekle kadının, ihtiyaç ve zarûret hallerinde, başkalarının görüşüne açık bir mekanda baş başa kalmalarında sakınca yoktur. Ancak erkek ve kadının birbirlerini söz, davranış ve tavırlarıyla etkilemeleri kaçınılmazdır. Bu nedenle erkek ve kadının birbirlerine karşı ölçülü ve mesafeli davranması, karşı cins için tahrik edici durumlara sebebiyet vermemesi ve her türlü dedikoduya yol açacak durumlardan azami ölçüde sakınması gerekir. Bu konuyla ilgili çeşitli sahih rivayetler vardır: "Hiç bir erkek yabancı bir kadınla, yalnız başbaşa kalmasın..." (Buhârî, Nikâh,111; Cihâd, 140,181; Müslim, Hac, 424).

"Dikkat ediniz, hiç bir erkek yabancı bir kadınla yalnız başına kalmaz ki, üçüncüleri şeytan olmasın... " (Müslim, Hac, 424; Tirmizî, Radâ',16, Fiten, 7). Bu rivayet sahihtir.



Bu ön bilgilendirmeden sonra:

Bizim, sofiler olarak otorite kabul ettiğimiz merciimiz bellidir.

Sâdât-ı Kirâm Efendilerimizin bir sohbetidir:

“Odalar dolusu altınla sınansam, nefsime güvenirim (beni aldatamaz); ancak, bana çok uzakta bir yaşlı (ihtiyar) kadının tuttuğu ipin, diğer ucundan ben tutsam, nefsime güvenmem (o yaşlı kadınla halvet’e girmekten korkarım)”.

Aslında burada bizim dikkatlerimize sunulan bir uyarı söz konusudur. O makamdaki bir Allah dostunun halvet’e girmesinden endişe edilemez; ancak, geçmiş zamanların ve zamanımızın en büyük fitnelerinden biri olan yabancı kadın’erkeğin meşrû olmayan ilişkilerindeki en hassas noktayı bizlere sunmaktalar bu vecîz sözleri ile.

Dikkat edildiğinde verdikleri örnekte: Nefsin en sevdiği iki alan söz konusudur. Birincisi maddî zenginlik. Odalar dolusu altına kim sahip olmuş... Böylesine büyük bir servetle sınanmaktan kaçınmadıklarını; ancak, nefsin sevdiği ikinci alan olan Halvet’le sınanmaya razı olmamayı bizlere talimât etmekteler. Gereken bütün önlemlerin alınmasını istemekteler. Ayrıca, örnek o kadar mânidardır ki: Yaşlı kadın hem çok uzakta bulunmaktadır ve hem tuttuğu bir ip’tir; ip iletken değildir. Ancak, ipin bir tarafında bir yaşlı kadın vardır, diğer tarafında bir bey vardır. Ve aralarında ipin gerdirilmesiyle bir diyalog’ilişki başlamış olabilir. Sonra o ip’i birbirlerine çekmelerini nefs hîlesi olarak teklif edebilir. Sonra işler tamamen rayından çıkar.

O makamdaki bir Allah Dostu’ndan böylesi bir gaflet beklenemez; ancak, onları takip etmekte bulunan bizlere önemli bir ders vermektedirler.

Son olarak: Erkek ve kadının birbirine olan ilgisi fıtrî ve olağandır. Bu ilgiyi şeraitimizin izin verdiği dengede tutmak, hepimiz için kaçınılmazdır.
 
Üst Alt