Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Hadislerle İlgili Çok Önemli Bakın Lütfen

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

CanDost

New member
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
İçimin tam olarak rahat etmemesinden dolayı yazımı silmiş bulunuyorum,vaktinizi aldığım ve meşgul ettiğim için çok özür dilerim, hepiniz Allaha emanet olun arkadaşlar.
 

casus021

New member
Katılım
30 Ocak 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
380
Puanları
0
Yaş
40
Konum
istanbul
Web sitesi
www.islamportali.net
kurana ters düsen hadis degildir çünkü peygamber s.a.v kurana ters düsecek hiçbir davranışta bulunmamastır bazı durumlarda hata yaptıgı zaman uyarı geliyordu bazı davranışlarda ise destekleyici nitelikte ayetler geliyordu fakat hiçbir şekilde kuran ters düsen söz söylemiştir

bir kaç örnek verelim bunlarda sözde hadismiş gibi insanlara gösterilir kadının saçı uzun aklı kısadır ve yahut kadının aklıyla bir yere varılmaz ve kadından hükümdar olmaz egerki hükümdar olursa o topluluk helak olmaya mahkumdur gibi sözler milletimize hadis diye yutturuluyor kurana baktıgımızda bunların tap zıttı oldugunu görüyoruz ve bununda hadis olmadıgını anlıyoruz
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Sayın CanDost

Yukarıya astığınız yazıda özetle; Kur’an meali ile İslam ahkamının tamamen anlaşılabileceği ve Hadislere pek de ihtiyaç olmadığını, Peygamberin zaten Kur’an dan gayrı söz etmeyeceğini belirterek, malum zihniyete dair bir bayrak açmaya çalışmışsınız.

Allah (cc) ın dininde Kur’an ın da, Peygamberin de, Hadisin de yeri bellidir ve bu konuda yüzyıllardan beri, doğrudan sapan veya saptırılanların dışında kimsenin ihtilafı yoktur.

Kur’an meali okuyarak İslam ahkamının tamamen anlaşılamayacağı açıktır. Bunun sebebi Kur’an ın eksikliği değil, insanların ilmi ve akli yetersizlikleridir.

Bu nedenle Allah (cc) ilahi emirleri Peygamberleri vasıtası ile kullarına aktarmış ve O emirleri Peygamberleri vasıtası ile talim ettirmiştir.

Onca Hadis alimi ömürlerini bu ilim yolunda tüketmiş, sahih olan ile olmayanları birbirinden ayırd etmeye çalışmış ve sahih görmedikleri hadisler hakkında yine de ihtiyatla laf etmişlerdir.

Bu kadar ilim ehli sizin anladığınızı anlayamamış ve boş yere mi ömür tüketmiştir?

Kur’an ı anlamaktan bahsediyorsunuz ama Hadisleri reddedmek adına astığınız yazıda kullanılan ayetler bile gerçek anlamları ile değil, lafzı ifadeleri kullanılarak gayet açık bir cehl gösterilmiş. Bu bile bahsedilen iddiayı çürütmeye yetiyor.

Aklı iyi kullanmak lazım…

Bu mantığa göre, Kur’an da cenaze namazı yok ama Peygamber efendimiz (sav) cenaze namazını emretmiş. Şimdi, Peygamber Efendimiz size göre (haşa) Kur’an ters düşmüş ve Allah’a isyan mı etmiştir?! Yazdıklarınız ne manaya geldiğini bilmek lazım, haddi aşmamak lazım…

Bakın, bu ucuz yazılar, bu forumda dikkate alınmadığı gibi, taraftarı da pek yoktur ve bu hezeyanlara benzer nice iddia bu forum da zelil olmuştur.

Eğer Allah için bir şeyler, İslam için bir şeyler yapmak hevesiniz ve gayeniz var ise baş tacısınız, yazın ve herkes size Allah razı olsun desin, elinizi de ayağınızı da öpelim. Ama Peygamberin Hadislerine dil uzatacak yazıları kabul etmiyoruz…
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Saygıya değer candost'umuz;
Endişe olarak dile getirdiğiniz konuya casus ve Bekir kardeşim cevap vermişler. Bu konulara özellikle hararetli yazılar yazdığımız için bizi yakından ilgilendiren bir mevzuu.

Kabul edersiniz ki; doğu da Allah'ın (cc), batı da! Sen de Allah'ın (cc) ben de Allah'ın bir yarattığıyız. Rabbimiz bizleri çeşit çeşit, ırk ırk, renk renk ayırmış. Kimimizi sakat yaratmış, kimimizin bir uzvunu eksik, kimimizi de sağlıklı. Kimimize akıl vermiş, kimimizi eksik bırakmış. Akıl verdiklerinin kimine kullanma yetisi vermiş, kimine ise daha sonra kullanma yetisi kazandırmış, kimimize ise hiç vermemiş. Bunların hepsini bizler için bir imtihan aracı vesile etmiş. Sabr ve itaat derecelerine göre de rızasını ve hoşnutluğunu hak edeceğiz, yahut (Allah korusun) edemeyeceğiz.

Yukarıda dile getirdiğimiz bu farklılıklar, asla birimizin diğerinden üstün olacağı anlamını taşımıyor. Anlam bütünlüğü, bu belirtilen yada burada zikredilmeyen daha nice eksikliklere yada farklılıklara rağmen, içinde bulunduğumuz halin karşılığı olarak ne derecede bu imtihana karşılık verebildiğimizdir. Esas önemli olan nokta burasıdır.

Hiç kimsenin kıldığı namaz diğerinden bir rekat fazla değil. Yada tuttuğu oruç diğerine göre bir gün fazla değil. Peygamberler de dahil (aleyhissalatü vesselam ecmain) herkesin ki aynı. Buradaki anlamın bütün özü ihlas ve samimiyette! İhlas ve samimiyet de akıl ile sağlanır. Bunu kullanma ile kazanılır. Kur'an'ı okumuşsanız eğer, Rabbimiz bir çok ayette "düşünmezmisiniz" yahut "akletmezmisiniz" diye buyurmaktadır. Düşünenlerin (tefekkür edenlerin) bazı halleri, diğerlerine nazaran daha hassas olarak kavrayacağına işaret eder bu gibi emr kiplerinde. Şimdi, burada durun ve lütfen düşünün: bir Peygamber ile sizin kıldığınız namaz bir olabilir mi bu açıdan bakınca ? Örneğin; siz hiç abdest alırken, korkudan bayılacak haddeye gelip de renginiz sapsarı oldu mu ? Hazreti Hüseyin (r.anh) efendimizin oldu. Neden diye soranlara, "az sonra kimin huzuruna duracağımızın farkındamısınız ?" diye hayret ve taaccüp ile cevapladığı bu duruma, o an yanındakiler neden ulaşamadı. Eksikliklerinden mi ? Yoksa saydığımız nedenlerden mi? Cevabını kendi içinizde verin.

Hazreti Hüseyin (r.anh) alimdir. Dedesi Peygamber (s.a.v.), babası ise ilmin kapısı Hazreti Ali (K.v)'dir. Böyle değerlerin elinden çıkan da elbette diğer insanlardan farklı bir boyutu görecek, yaşayacak ve izin verildiği miktarda anlatacaktır. Neden siz yahut ben göremiyoruz, yaşayamıyoruz yahut anlatamıyoruz. Öyle ya bütün insanlar yaratılmış olmak adına, Rabbül Alemin nazarında eşit değilmiyiz ? Elbette eşitiz. Ayrıldığımız nokta işte burası. O'nlar verileni daha güzel ve anlamlı değerlendirmişler, bizler ise biraz daha farklı değerlendiriyoruz.

Herhangi bir gününüzü düşünün, öğle yada ikindi veyahut akşam namazı gecikmiştir. Yahut istemeden de olsa kazaya kalmıştır, hani o uyanamadığınız geçen günkü sabah namazınız. Ama; O'nlar işte öyle değildi, O'nlar; yaşantılarını kaza ederler, namazı vaktinde eda ederlerdi. Namaz saati O'nlar için; avını bekleyen kartalın hassasiyetinden daha hassas saatlerdi. Oysa O'nlarda sabah namazını iki rekat kıldılar, bizde iki rekat kılıyoruz. Fark ? Evet, şimdi takdir buyuracağınız gibi, fark işte bizlerin çok ciddiye almadığı, hele bir kırkına varalım da o zaman güzel bir tövbe ile namaza da başlarız, oruca da...bakışımız ile, sabah namazını ömrü hayatında bir kere kaçırıp da öğle vaktine kadar ağlayan Ali'nin (k.v.) samimiyetinde. Yada abdest aldığında sapsarı kesilip, korkudan bayılacak raddeye gelen Hüseyin (r.anh) aşkında! fark işte burada!

Konunuzda zikrettiğiniz alimler de işte bu gibi değerlerden aldılar ilimlerini. Önlerinde diz çöktüler de ağızlarından çıkanı yuttular, sonraki gelenlere net! olarak anlatabilmek için zühd ile takva ile amel ile bu yolu geçip, bir sonraki nesile bayrağı taşıdılar. Alah'u Zülcelal (cc) "indirilen bu Din'i koruyacak olan da biziz!" derken, elbette kendi kudreti ile korumaya muktedir, fakat Adetullahı gereği bu Din'i yaşayarak koruyacak kullarının varlığını işaret etti. Hatta Kur'an'ı Kerim'inde bu gibi insanlara, anlamadığımız konuları götürmemizi, içinden çıkamadığımız konularda Onlar'ın çıkaracağı hükümü almamızı ve kabul etmemizi işaret buyurdu.

İlim sahipleri de, ilimlerinin gereği, korkarak da olsa bu emr'i gördüler ve bunun sözünü vererek irşada (insanları bilgilendirmeye,anlatmaya) başladılar. Bu kadar ilimden sonra, Hazreti Rasulullah'ın (s.a.v) ağzından birde yalan uydurmalarını beklemek, ne kadar akıl karıdır? Bu durum akılsızlık karından başka bir şey değildir. Yalan uydurmak ile insanların Din'ine yardımcı olacağını sanmak, akılsızların işidir. Oysa; ilim ile akılsızlık, hiç bir zaman bir arada bulunmayan iki varlıktır. İlimi olan, aklını kullanarak bunu yaşantısına dökerse, etrafındaki insanlara tebliğ ve tebyin ederse, çevresindeki insanların itikad ve inançlarında sağlamlık oluşturmaya çalışırsa; işte bu alimdir ve Allah'tan (cc) gereği gibi korkmaktadır. Bu gibi insandan, Din adına; gerçeğin hilafına bırakın bir hadisi, bir tek harf dahi duyulmaz. Eğer ilmi ile amil değilse, söylediklerinin hiç birisini daha en başta kendi nefsinde tecrübe etmekten dahi acz ise, bırakın yakasını zavallının...
Onun derdi zaten ona yetmektedir. Kitap taşıyan merkeb ile aynı kefeye girmiş olmak; onun için yeter de artar bile!

Her ne yaparsanız yapın, okuyun, tartışın, dinleyin dinletin, ama; mutlaka öğrendiğiniz eğer hakk ise, kendi nefsinizde düşünerek, misallendirerek tecrübe edin. Göreceksiniz, sayfalarca yazı yazan, yada saatlerce vaaz veren kişinin aksine, sizin bir tek cümleniz dahi muhatabınızın kalbine ok gibi saplanacak ve tesirli olacaktır. İşte alimlerin irşadları da böyleydi. Tecrübe etmek çok basit.

Deney tahtası, kendi nefsiniz!
 

hanif_bir_kul

New member
Katılım
22 Mar 2007
Mesajlar
182
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
64
S.A
Forum halkının biraz canı sıkkın bir sapık dağa çıkmış can dostu tebrik ediyorum aklını iyi kulanan birisisin anladığım kadariyle.

Bekir kardeşime takılmadan duramıyacağım cenaze namazı kuranda yok dedi yine yanıldı

Bu mantığa göre, Kur’an da cenaze namazı yok ama aması maması yok kur'an da var sen okuyupta anlayamıyorsan o başka veyada 1200 yıl öncekilerin bilgileri yeter siz bilmez biz biliriz derler sende fazla zahmet çekmeden okumadan okusanda nasıl olsa anlamazsın dimi bekirim.

SAYGILARIMLA
 

CanDost

New member
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Arkadaşlar tartışma çıkarmak veya hadislere dil uzatmak gibi bir amacım yok, lütfen yanlış anlamayın, ben normalde forumlarda yazı yazmam pek birşeye karışmam, zaten takip etmeye pek vaktimde yok ama andığım insanların aşırı sinirli oluşları ve asla karşısındaki insanları dinlememeleri sebebiyle böyle bir konu açmak istedim.Belki bu yazımı görürlerde en azından bir an olsun durup düşünmelerine sebep olur diye yazdım, söylediklerimi kimse kabul etmek zorunda değil, sadece okuyup düşünsünler ve bunun üzerine konuşup araştırma yapsınlar.

Tek derdim sağdan soldan her duyduğuna sorgulamadan araştırmadan inanan, inanmakla kalmayıp bunu arkadaşlarına göndererek onlarıda etkileyip inanmalarına sebep olan arkaşların dikkatini çekmektir.

Hatta bazı kişiler sanki her hadisi, Allahın ayetiymiş gibi görüp/gösterip, bununlada kalmayıp, sanki Allah ile peygamber efendimizi haşa (bilinçli yada bilinçsiz) karşı karşıya getirmeye çalışanlaradır. Allaha emanet olun, birbirimizi kırmadan konuşalım ama hararetli tartışma olmazsa sevinirim, yoksa ben sebep olmuş olucağım için belkide günaha girebilirim, internete fazla gelemiyorum cevap yazamazsam kusura bakmayın, hoşçakalın.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
S.A
Forum halkının biraz canı sıkkın bir sapık dağa çıkmış can dostu tebrik ediyorum aklını iyi kulanan birisisin anladığım kadariyle.

Bekir kardeşime takılmadan duramıyacağım cenaze namazı kuranda yok dedi yine yanıldı

Bu mantığa göre, Kur’an da cenaze namazı yok ama aması maması yok kur'an da var sen okuyupta anlayamıyorsan o başka veyada 1200 yıl öncekilerin bilgileri yeter siz bilmez biz biliriz derler sende fazla zahmet çekmeden okumadan okusanda nasıl olsa anlamazsın dimi bekirim.

SAYGILARIMLA

Sen bana takılmakta serbestsin hanif_bir_kul, yani benden taraf şerbetlisin. Ne dersen eyvallah :)

Yanlız, şöyle bir şey... Diyelim ki senin dediğin gibi olsun, cenaze namazı Kur'an da anlatılmış olsun. Bak işte, ben ve ben gibi bazı kullar bulamıyor bunu. Ama hadis ve diğer kaynaklardan bulabiliyorum. Ne zaman, nasıl, kaç rekat kılınır, ancak Kur'an dışı kaynaklardan anlayabilmişim. Oysa sana göre var ve sen bunu biliyorsun. Benim bunu senden öğrenmem abesmi olur? Sen yada hadisten ya da bir fıkıh kitabından, ne fark eder, he sevgili hanifim...
 

hanif_bir_kul

New member
Katılım
22 Mar 2007
Mesajlar
182
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
64
Sen bana takılmakta serbestsin hanif_bir_kul, yani benden taraf şerbetlisin. Ne dersen eyvallah :)

Yanlız, şöyle bir şey... Diyelim ki senin dediğin gibi olsun, cenaze namazı Kur'an da anlatılmış olsun. Bak işte, ben ve ben gibi bazı kullar bulamıyor bunu. Ama hadis ve diğer kaynaklardan bulabiliyorum. Ne zaman, nasıl, kaç rekat kılınır, ancak Kur'an dışı kaynaklardan anlayabilmişim. Oysa sana göre var ve sen bunu biliyorsun. Benim bunu senden öğrenmem abesmi olur? Sen yada hadisten ya da bir fıkıh kitabından, ne fark eder, he sevgili hanifim...

S.A
Bekir Kardeşim gerçekten ben seni boşuna sevmemişim gerçekten saygı duyuyorum konuya şu şekilde başlayalım Allah'ın izninle Kur'anda cenaze namazı varmı.
kanıtı:
Tevbe: 84. “Onlardan ölen kimsenin namazını sakın kılma, mezarı başında durma! Çünkü onlar Allah'ı ve peygamberini inkâr ettiler, fâsık olarak öldüler.”

Onlardan ölen hiç kimsenin sakın namazını kılma. Onlara dua etme, salavat etme. Çünkü senin duan, senin salavatın, senin namazın onlar için bir rahmettir ve onlar asla buna lâyık değillerdir. Onların cenazelerinin başında, kabirlerinin başında da durma. Onları gömmek, defnetmek, teçhiz etmek, dua etmek, ziyaret etmek maksadıyla onların cenazelerinde bulunma. Çünkü onlar Allah ve Resulünü inkâr etmişler ve fâsıklar olarak, dinden, yoldan, itaatten çıkmışlar olarak ölmüşlerdir. burada işlenen mükemel bir edebiyat sanatı var Onlara dua etme, cenaze namazında rükün,secde yok, salavat etme. yani onlara şahitliketme deniyor.

SAYGILARIMLA
hanif
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
S.A
Bekir Kardeşim gerçekten ben seni boşuna sevmemişim gerçekten saygı duyuyorum konuya şu şekilde başlayalım Allah'ın izninle Kur'anda cenaze namazı varmı.
kanıtı:
Tevbe: 84. “Onlardan ölen kimsenin namazını sakın kılma, mezarı başında durma! Çünkü onlar Allah'ı ve peygamberini inkâr ettiler, fâsık olarak öldüler.”

Onlardan ölen hiç kimsenin sakın namazını kılma. Onlara dua etme, salavat etme. Çünkü senin duan, senin salavatın, senin namazın onlar için bir rahmettir ve onlar asla buna lâyık değillerdir. Onların cenazelerinin başında, kabirlerinin başında da durma. Onları gömmek, defnetmek, teçhiz etmek, dua etmek, ziyaret etmek maksadıyla onların cenazelerinde bulunma. Çünkü onlar Allah ve Resulünü inkâr etmişler ve fâsıklar olarak, dinden, yoldan, itaatten çıkmışlar olarak ölmüşlerdir. burada işlenen mükemel bir edebiyat sanatı var Onlara dua etme, cenaze namazında rükün,secde yok, salavat etme. yani onlara şahitliketme deniyor.

SAYGILARIMLA
hanif

Sağol benim güzel Hanif abim, eline sağlık.

Ömrünle ve ilminle bin yaşa. Varol...

Hazır elin değmişken bu fakire bir yol daha aç. Bir de bu namazın nasıl kılındığını anlatan ayeti bir yazıver sana zahmet. Ben onu arıyorum zira. Bir de senden alıntıladığım üstteki yazıda mavi ile boyadığım yazının kaynağını bir zahmet bildir bize.

Sevgili hanif abime sonsuz selam ve hörmetlerimle...
 

CanDost

New member
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Arkadaşlar üstüme vazife olmadan böyle bir yazı yazdım, nekadar doru yaptım tam emin değilim, eğer yukarıdaki yazdığım yazıda yanlış bir cümle veya hakaret, haddi aşmak gibi bir anlam seziyorsanız lütfen benim ve yazıyı okuyup etkilenecek arkadaşların iyiliği için orasını veya tümden silin,istemedende olsa yapacağım yanlışlıklardan dolayı Allaha karşı korkarım, Allaha emanet olun.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Arkadaşlar üstüme vazife olmadan böyle bir yazı yazdım, nekadar doru yaptım tam emin değilim, eğer yukarıdaki yazdığım yazıda yanlış bir cümle veya hakaret, haddi aşmak gibi bir anlam seziyorsanız lütfen benim ve yazıyı okuyup etkilenecek arkadaşların iyiliği için orasını veya tümden silin,istemedende olsa yapacağım yanlışlıklardan dolayı Allaha karşı korkarım, Allaha emanet olun.

Duyarlılığınız için teşekkür ederiz sayın CanDost.

Muhakkak ki Kur'an, her müslümanın mütemadiyen okuması ve anlaması gereken birincil kitaptır. Ve maalesef din ile alakalı çokca hurefa ve yanlış kaynak vardır. Buna rağmen İslam Dininin ikinci kaynağı olan Hadislerin yadsınması düşünülemez. Bizler, bu konu ile alakalı tepkilerimizi, işte bu hurefa ve yanlış kaynakların varlıklarından nemalanarak, Hadisleri reddedmeye çalışan güruhlara karşı yapmaktayız. Siz iyi niyetle alıntılamış olabilirsiniz ama alıntıladığınız yazınında özü bu zihniyetin eseridir.

Buna, alıntıladığınız yazıdan örnek verirsek, demiş ki;


"Çok aşırı sayıda uydurma hadis vardır, peygamber efendimizin sözü olduğu iddia edilen hadisler 50 yi geçmez, İmamı Azam a görede sayıları 17 dir."

Bu sözü analiz edersek, zamirinde hadislere olan reddiyeyi çok iyi anlamış oluruz.

Yani Peygamber efendimiz 23 yıl boyunca bir Peygamber olarak Kur'an dan anladıkları vechile, 50 nasihat ve emir mi beyan etmiştir? Bu mantıklı bir halmidir? Siz bile çocuğunuza bir yıl içinde 50 den çok nasihatte bulunur, 50 den çok şeyi yasaklar veya serbest kılarsınız. Ama doğru aktarılmamış, eksik, yanlış, belki uydurulmuş Hadis yok mu? Var tabii... Ama işte bu ilmi icra edenler de doğruları bulmaya çalışmış ve hatalıları ayırd etmeye çalışmışlar. Onlar ömürlerini bu işe tahsis etmiş, biz ise çok kısıtlı zamanımızı bu işe ayırarak ve de işin garibi yine reddedmeye çalıştığımız insanların bilgileri ile onları vurmaya çalışıyoruz.

İmam-ı Azam a göre 17 Hadis varmış diyorlar ya, sor onlara bir, İmam-ı Azam Kur'an da belirtilmemiş konu hakkında onca fetvayı nerden vermiş?

Bu nedenle sevgili kardeşim, ince, ince, gizli, gizli İslamiyeti yıkmaya çalışan, saf ve masum zihinleri şaşırtıp, İslam'ı bozmaya çalışan zihniyetlerin varlığınadır bizim öfkemiz ve hassasiyetimiz. Yoksa sizinle bir alakası yok.





 

CanDost

New member
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Duyarlılığınız için teşekkür ederiz sayın CanDost.

Muhakkak ki Kur'an, her müslümanın mütemadiyen okuması ve anlaması gereken birincil kitaptır. Ve maalesef din ile alakalı çokca hurefa ve yanlış kaynak vardır. Buna rağmen İslam Dininin ikinci kaynağı olan Hadislerin yadsınması düşünülemez. Bizler, bu konu ile alakalı tepkilerimizi, işte bu hurefa ve yanlış kaynakların varlıklarından nemalanarak, Hadisleri reddedmeye çalışan güruhlara karşı yapmaktayız. Siz iyi niyetle alıntılamış olabilirsiniz ama alıntıladığınız yazınında özü bu zihniyetin eseridir.

Buna, alıntıladığınız yazıdan örnek verirsek, demiş ki;

"Çok aşırı sayıda uydurma hadis vardır, peygamber efendimizin sözü olduğu iddia edilen hadisler 50 yi geçmez, İmamı Azam a görede sayıları 17 dir."

Bu sözü analiz edersek, zamirinde hadislere olan reddiyeyi çok iyi anlamış oluruz.

Yani Peygamber efendimiz 23 yıl boyunca bir Peygamber olarak Kur'an dan anladıkları vechile, 50 nasihat ve emir mi beyan etmiştir? Bu mantıklı bir halmidir? Siz bile çocuğunuza bir yıl içinde 50 den çok nasihatte bulunur, 50 den çok şeyi yasaklar veya serbest kılarsınız. Ama doğru aktarılmamış, eksik, yanlış, belki uydurulmuş Hadis yok mu? Var tabii... Ama işte bu ilmi icra edenler de doğruları bulmaya çalışmış ve hatalıları ayırd etmeye çalışmışlar. Onlar ömürlerini bu işe tahsis etmiş, biz ise çok kısıtlı zamanımızı bu işe ayırarak ve de işin garibi yine reddedmeye çalıştığımız insanların bilgileri ile onları vurmaya çalışıyoruz.

İmam-ı Azam a göre 17 Hadis varmış diyorlar ya, sor onlara bir, İmam-ı Azam Kur'an da belirtilmemiş konu hakkında onca fetvayı nerden vermiş?

Bu nedenle sevgili kardeşim, ince, ince, gizli, gizli İslamiyeti yıkmaya çalışan, saf ve masum zihinleri şaşırtıp, İslam'ı bozmaya çalışan zihniyetlerin varlığınadır bizim öfkemiz ve hassasiyetimiz. Yoksa sizinle bir alakası yok.

Affınıza sığınarak sildim konuyu, kitlersenizde daha uygun olur sanırsam, Allah razı olsun uyarınız için, eksik ve az bilgilerimle daha fazla ortaya konuşup akılları bulandırmak istemem, çok emin olmadan kesin şöyledir böyledir demeyeceğim bundan sonra çünki içim tam olarak rahat etmiyor.
 

hanif_bir_kul

New member
Katılım
22 Mar 2007
Mesajlar
182
Tepkime puanı
19
Puanları
0
Yaş
64
Sağol benim güzel Hanif abim, eline sağlık.

Ömrünle ve ilminle bin yaşa. Varol...

Hazır elin değmişken bu fakire bir yol daha aç. Bir de bu namazın nasıl kılındığını anlatan ayeti bir yazıver sana zahmet. Ben onu arıyorum zira. Bir de senden alıntıladığım üstteki yazıda mavi ile boyadığım yazının kaynağını bir zahmet bildir bize.

Sevgili hanif abime sonsuz selam ve hörmetlerimle...


S.A

Saygı değer Bekir kardeşim Hazır elin değmişken bu fakire bir yol daha aç.
demişsin Allah'izn verirse o da olur inşaallah hepimiz fakiriz bekircim Fakir olmayan yanlızca Allah'cc dir. yazı hakkında ilerleyen günlerde asacağım inşaallah. seni seven sayan kardeşin hanif.

SAYGILARIMLA
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
CanDost'un duyarlılığı ve talebi ile bizde konuyu kapamayı uygun görüyoruz...

El Hükmü Lillah

 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt