Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Hadis:ümmetimin En şerlileri Ahir Zaman Alimleridi

tahsiye72

New member
Katılım
6 Ağu 2006
Mesajlar
350
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
52
Allah dostu - esselamun aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühü, sayın hocam. Nasılsınız, müsaitseniz biraz sohbet edebilirmiyiz.
Din görevlisi - Tabi buyurun, nedir konu?
İçerideki vatandaşta sohbete tanık olmaktadır…
Allah dostu - sayın hocam sizinle görüşmek istediğimiz konu, günümüzde yaşanan İslam dini.. Bizler tasavvufda olan Kuranı Kerimde ki 7 safha ve 4 teslimi yerine getirmeye gayret eden ve sahabe gibi yaşamaya çalışan, ve çok mutlu olan kullarız..Bu mutluluğumuzu sizlerlede paylaşmak istiyoruz…
İblis hemen devreye girer, ama ne yazık ki din görevlisi kendi düşündüğünü zanneder…
İblis … Şuna bak, ne saçmalıyor bu ya.. Bana dinimi mi öğretmeye çalışıyor..
Din görevlisi - ne anlatmak istiyorsun açık konuş.
Allah dostu - Sayın hocam sizinde bildiğiniz gibi günümüzde yaşanan ve yalnızca islamın 5 şartı üzerine kurulan Din uygulaması, hiç kimseyi mutlu edememektedir. Peygamber efendimiz den sonra H.Z Osman döneminde yaşanan fitne kıvılcımları, H.Z Ali döneminde iyice yoğunlaşmış ve iblisin de devreye girmesiyle İslamın özünden insanlar zaman içerisinde uzaklaştırılmış ve iblisin birçok insanı kullanmasıyla insanlara unutturulmuştur. Yani Kuranı Kerimde üzerimize defalarca farz kılınan, İslamın temeli olan, olmaz sa olmazı olan, imanın başlangıcı olan, ölmeden evvel ruhumuzu Allaha ulaştırmayı dilemek ve zikir… işte bunlar unutturulmuştur. Ülkemizde dahil olmak üzere insanların yüzde doksandan fazlası cehenneme doğru yol alıyor, bu insanları uyarmamız lazım…

İblis … saçmalamaya başladı..

Din görevlisi - eee

Vatandaş pek bir şey anlamasada konuşulanları dinlemeye devam etmektedir..

Allah dostu - Sayın hocam Kuranı Kerimde Allahü Teala üzerimize Allaha ulaşmayı dilemeyi bunu samimi olarak kalpten istemeyi üzerimize 12 defa farz kılmış, Allaha ulaşmayı dilemeyenlerin, Rum süresinin 31. ayetine göre şirkte olduğunu, takva sahibi olmadığını, mümin olmadığını, yunus süresinin 7. ve 8. ayetlerine göre Allahın ayetlerinden gafil oldukları ve gidecekleri yerin cehennem olduğunu belirtiyor. Ayrıca Rad süresinin 27. atetine göre hidayette olmadıklarını dalalette olduklarını, Yunus süresinin 45. ayetine göre hüsranda olduklarını, bakara süresinin 6 ve 7. ayetlerine göre küfürde olduklarını Bakara süresinin 257. ayetine göre tagutun yani insan ve cin şeytanların dostu olduğunu, Zümer süresinin 17. ayetine göre tagutun kulu oldukları, ve kehf süresinin 105. ayetine göre amellerinin boşa gideceğini Allahü Teala bildiriyor. Dolayısıyla bir kimsenin yalnızca Allaha inanması ve İslamın 5 şartını yerine getirmesi onu cehennemden kesinlikle kurtaramıyor. Velhasıl kelimei şehadet getirmek kişiyi kesinlikle mümin yapmıyor kişi Allaha ruhunu ulaştırmayı dilediği anda mümin oluyor ve mürşidine tabi olduğu an kalbine iman yazılarak imanı artan bir mümin oluyor. Bu İslamın temelidir. temel olmadan bina ne kadar ayakta kalabilir?

İblis … ooo bu adam uçmuş ya..

Din görevlisi - ee sonra.. dinliyorum..

Allah dostu - Sayın hocam, Allahu teala yalnızca insana kendi ruhundan üfürmüştür. Bu ruhun bir emanet olduğunu ve onu Dünya hayatında ona geri ulaştırmakla vazifeli olduğumuzu, ve bu şekilde hidayete ereceğimizi belirtiyor..işte, bizlerde bu ruhumuzu Allaha ualştırmayı kalben dilememiz gerekiyor bu şekilde hidayete ereceğimizi belirtiyor Kuranı Kerimde, Günümüzde piyasada olan 22 çeşit Kuranı Kerim mealinde hidayetin karşısına doğru yol yazılmıştır.

İblis … ulan bir sürüde işim var, nerden çıktı bu adam.

Din görevlisi - Kardeşim hidayet doğru yoldur zaten..

Allah dostu - Sayın hocam ben şimdi buradan E5 karayoluna çıksam sağ taraf beni Ankaraya sol taraf beni İstanbula götürür, yani her yol bir yere mutlaka ulaştırır. Hidayet doğru yol ise nereye ulaştırır ?..Allahü Teala Ali imran 73 te …Gul innel hüda hüdallah …buyuruyor..deki, muhakka ki hidayet Allaha ulaşmaktır. Bakara 120 de ve Kehf 17 de bunu tekrarlıyor.

İblis … ulan sen kimsin ki bana vaaz veriyorsun…zaten doğru dürüst Arapça da okuyamıyorsun, tecvid sıfır...

Din görevlisi – Kardeşim ruh çıkınca insan hemen ölür öyle şey olurmu hiç ? ben bu ilme yıllarımı verdim. Hayatım Kuran kurslarında , imam hatiplerde, ilahiyat fakültelerinde geçti. Birçok ünlü alimlerden büyük hocalardan ders aldım. Ve hiç biri senin bu söylediklerini söylemedi, yani beni bırak, onlar bilmiyorda sen mi biliyorsun ? Zaten tecvidin yok manaları karıştırıyorsun, dinine sahip çıkman güzel bir şey ama, her şeyi ehline bırakmak lazım..

Vatandaş … Helal olsun hocam ağzının payını verdin…her önüne gelen bir şeyler anlatıyor, burada koskoca alim var. ilahiyat fakültesini bitirmiş hemde profesörlüğe doğru gidiyor. Ondan iyimi bilcen…

İblis - Anlattıkları doğru olsaydı zaten, senin baban onun babası ataların yapardı, size de anlatırlardı. Adama bak yeni kanun çıkartıyor.

Allah dostu - Sayın hocam bunları ben değil Allahü Teala Kuranda bildiriyor… ve Kuranın 7 safhasının hepsinide sahabe yaşamış..Önce Allaha ulaşmayı dilemişler Zümer süresinin 17. ayeti ne göre..sonra mürşidlerine yani Peygamber efendimize tabi olmuşlar. Fetih süresinin 10. ayetinde Allahu teala buyuruyorki..Onlar sana tabi oldukları zaman Allaha tabi oldular onların elinin üzerinde Allahın eli vardı… diye buyuruyor. 3. safhada ruhlarını Allaha ulaştırıp hidayete ermişler, Zümer süresinin 18. ayetine göre. Daha sonra fizik vucutlarını Allaha teslim etmişler Al-i imran süresinin 20. ayetine göre daha sonra nefs lerini de Allaha teslim etmişler bakara süresinin 139. ayetine göre, Hucurat süresinin 7. ayetine göre irşad a ulaşmışlar ve son olarakda Al-i imran süresinin 102. ayetine göre iradelerinide Allaha teslim etmişler…
İşte bizde onların yolundan gidiyoruz onları takip ediyoruz, çok mutlu ve huzurluyuz…ama insanlar bunları bilmiyor, sizler din görevlisi olarak vebal altındasınız. İnsanlara bunları anlatıp onları uyarmanız lazım…

Vatandaş … adam bişeyler anlatıyor ama tuhaf şeyler, hangi mezheb ten acaba.

İblis … hoop hoop …haddini aşma ..

Din görevlisi - Güzel kardeşim bunları kimden öğrendiğini bilmiyorum ama Kuranı hiç kimse tam olarak anlayamaz, o yüzden tefsirler yazılıyor bizler ancak ordan açıklamasını öğrenebiliriz onca tefsir okudum ama bunlar yazmıyor..bilmem anlatabildim mi?

Vatandaş … adam hep ayetlerden konuşuyor, ya doğruysa ?

İblis … yok canım sende…hocan koskoca bir alim..

Allah dostu - Sayın hocam Allahü teala buyuruyor ki… bu kitabı biz indirdik onun açıklamasıda bize aittir….yani Alahın izin ve yetki vermediği hiç kimse elbette Kuranı açıklayamaz..çünkü Kuranı Kerimde iki çeşit ayet var, Al-i imran süresinin 7. ayetine göre 1- muhkemat manası açık olan ayetler. 2- müteşabih manası kapalı olan ayetler..ve bu manası kapalı olan ayetleri yalnızca ulul elbab tezekkür eder diyor…

Din görevlisi - Bab kapı demek tir. Kapılarmı açıklıyor yani , Olurmu öyle şey yaaa.
Allah dostu - sayın hocam bab değil, ulul elbab yani lüblerin sahipleri lübler ise Allahın sır hazineleridir. Ulul elbab ın kim olduğunu Allahü teala Al-i imran süresinin 191. ayetinde açıklıyor.
O (ulul elbab) ki (lüblerin, Allahın sır hazinelerinin sahipleri) onlar ayakta iken, otururken, ve yan üstü yatarken (hep) Allahı zikrederler.
Diye buyuruyor.. yani bir insanın 24 saat Allahın adını Allah, Allah diye zikretmesi daimi zikirde olmasıdır. O yüzden Allahü teala Enbiya süresinin 7. ayetinde …Bilmiyorsanız zikir ehline (daimi zikrin sahiplerine) sorun… diye buyuruyor…

İblis … Buda amma uzattı ha.. bir sürü işim var,….. acaba maaşları bankaya yatırdılar mı?..
Din görevlisi - peki onlar kimden öğreniyor muş…?

Allah dostu - tabiki Allahtan…Allahü teala vahiyle açıklıyor..

İblis … ooo…….. ulan bunun beyni sulanmış gerçekten…

Din görevlisi - yahu kardeşim Allah yalnızca peygamberlere vahyeder..sen ne demek istiyorsun..

Allah dostu - sayın hocam Allahü Teala h.z meryeme , H.Z Musanın annesine vahyetmiş, onlarda peygambermiy di? Yetmez havarilere vahyettiğini, söylüyor, yetmez Şura süresinin 51. ayetinde Allahın hiçbir beşerle karşılıklı konuşması olmamıştır ancak vahiyle..diye buyuruyor..yetmez…Yunus süresinin 2. ayetinde aranızdan bir adama onları uyarması için vahyetmemiz acayip mi geldi …diye buyuruyor..yetmez Araf süresinin 175. ayetinde sonradan şeytana tabi olacak sıradan bir adama bile vahyediyor, ayrıca ona ayet indirdiğini belirtiyor..yetmez..Abdülkadir Geylani, Yunus Emre, Mevlana , Ahmet Yesevi, Eşref Rumi H.z Alahtan vahiy aldıklarını ve Allahın zatını kalp gözüyle gördüklerini belirtiyorlar....son nebi olan peygamber efendimizden sonra elbette kıyamete kadar bir nebi yani peygamber gelmeyecektir..ama Allahü teala kıyamete kadar ard arda veli resul lerini göndereceğini açıklamaktadır..insanları hidayete erdirsinler diye..

İblis … şimdi anlaşıldı, bu herif gerçekten çıldırmış, ne konuştuğunu bilmiyor…

Din görevlisi - kardeşim sen ne söylediğinin farkındamısın ?

Allah dostu - elbette sayın hocam..Resul kavramı piyasa daki meallerde yanlış bir şekilde açıklanmaktadır..her resul ün karşısına peygamber yazılmıştır..Kuranı Kerim de peygamber kelimesinin karşılığı nebi dir..Peygamber kelimesi fars çadan dilimize girmiştir..örneğin..h.z İsa ile Peygamber efendimiz H.Z Muhammed S.A.V arasında 6oo yıllık bir zaman söz konusudur..peki bu zaman içerisinde insanları kim hidayete erdirecek..elbette veli resuller..Allahü Teala Peygamberlerin arasının kesildiği bir fetret döneminde size ap açık anlatan bir Resulumüz geldi diye Kuranı Kerimde bizlere ap açık bildiriyor..Müminun süresinin 44. ayetinde Resullerimizi ard arda gönderdik diye buyuruyor Allahü teala. yetmez..İbrahim süresinin 4. ayetinde ..hiçbir resulümüz yoktur ki onu kendi kavminin lisanıyla göndermiş olmayalım. yani şu anda bile Dünyanın her yerinde her kavmin içinde bir veli yani evliya resul bulunmaktadır..onları kendi dilleriyle konuşup hidayete erdirmek için..
Bugün Kenyada , kanada da , Avusturalya da yada Meksikada bir veli Resul bulunmaktadır. Yani Dünyanın her yerinde..çünkü Allahü teala biz bir Resul göndermedikçe azap edici olmadık diye buyuruyor..

İblis … bu herif kesin bir tarikattan ama hangisi anlayamadım..iyice beynini yıkamışlar..

Din görevlisi - kardeşim Resuller peygamberlerdir..dolayısıyla Peygamber efendimiz den sonra bir Resul ün gelmesi imkansızdır..Kuranda böyle bir şey yok..

Vatandaş … ya bu adam bayağı bişeyler biliyor ama yanlış yolda, kesin bir tarikata kaptırmış kendini,..

Allah dostu – sayın hocam Allahü Teala Al-i imran süresinin 81. ayetinde ulul azm peygamberleri olan H.Z Nuh tan H.Z İbrahimden,H.Z Musa dan, H.Z İsa dan ve Peygamber efendimizden misak alıyor, ve buyuruyorki ..And olsun ki size kitap ve hikmet verdim, sizlerden sonra sizinle beraber bulunanı tasdik eden Resul gelince ona mutlaka iman edecek, ve ona mutlaka yardım edeceksiniz..diyerek onlardan kesin söz alıyor..

Din görevlisi - kardeşim o resul Peygamberimiz zaten..

Allah dostu - hayır hocam orada Peygamber efendimiz de zaten var.. ayetin devamı azhab süresinin 7. ayetinde devam ediyor.. o zamanki nebilerden misakini almıştık ve senden de almıştık..diye bururuyor…
Yetmez..Duhan süresinin 10 ila 14. ayetlerinde peygamber efendimize buyuruyor ki..gök yüzünün dumanla kaplanacağı günü gözetle , yani geleceğe bak diyor..bütün insanları saracak elim bir azaptır..yani bir fitne dumanının dünyayı saracağını söylüyor.. onlar Rabbimiz diyecekler.. bu azabı bizden kaldır çünkü biz müminleriz diyecekler, muhakkak ki onlar öğüt almazlar, onlara and olsunki apaçık bir resul geldi, sonra ondan yüz çevirdiler ve (şeytan tarafından) öğretilmiş, deli dediler…. hocam bunları ben değil Allahü Teala Kuranı Kerimde bildiriyor..demek ki veli Resullerin geleceği kesin, değil mi hocam?

İblis … şuraya bak, ayetleri ne hale getiriyor..din size kaldıysa yandık…

Din görevlisi - sen hangi cemaat densin?

Allah dostu - sayın hocam bizler Mehdi a.s ın nacizhane talebeleriyiz..dinimizi bizlerde çok iyi bildiğimizi zannediyorduk ama yanılmışız, hiç bir şey bilmiyormuşuz..bizler bu ilmi efendimizden Mehdi a.s dan öğrendik..ve Rabbimize ne kadar hamd etsek şükretsek azdır.. sayın hocam, sizden tek ricam bu ayetleri inceleyin.. o zaman sizde şaşırıp kalacaksınız ..bizler gibi, hayretlere düşeceksiniz…

Vatandaş … aaa Mehdi ne zaman geldi ya…bu adam gerçekten üşütmüş..Mehdi gelcek de bizim haberimiz olmayacak ha..

Din görevlisi - kimmiş o ??? adı nedir..???

Allah dostu - efendimiz İskender Ali MİHR.. Nur tv vasıtası ile tüm Dünya ya hiç kimsenin açıklayamadığı Kuranı kerimi açıklamaktadır..

İblis - aaa o sahte peygamber mi? Ha ha ha ha…

Din görevlisi - yapma be kardeşim git işine yahu..kendini Peygamber ilan eden kişi değil mi ?
Allah dostu - haşa..yapmayın hocam siz onun ağzından öyle bir şey duydunuz mu ? o hiçbir zaman böyle bir şey söylemedi söyleyemez..insanların attığı iftiralara kanıp yorum yapmanız çok yanlış değil mi..? o ,nebi yani peygamber değil Mehdi resul yani veli, evliya Resul ondan önceki said nursi h.z gibi Allahın evliyası..ve bu zamanın devrin imamı…Allahü Teala Peygamber efendimiz den sonra veli Resullerin için den bir tane devrin imamı seçer.. peygamber efendimizin vekili olarak..samimiyseniz eğer, hacet namazını kılıp Allaha sorun.

İblis - ulan cahil biri olsam benide yoldan çıkartacak, hey Allahım ne günlere kaldık..

Din görevlisi - tamam kardeşim tamam, bu kadar yeter,, işim var . çıkacağım.. Allah hidayet versin,,,ama siz yanlış yoldasınız..tövbe edin..eski köye yeni adet mi getiriyorsunuz..
Allah dostu - hayır hocam eski köyün unutulan eski adetini size aktarmaya çalışıyorum…peygamber efendimiz ve sahabenin yaşadığı hanif yani gerçek islamı anlatmaya çalışıyorum..günümüzde İslamı yaşadığını zannedenler, neden hep geri kalmış ülkeler, mutsuz ve perişan bir vaziyetteler? Allahü Teala Kuranı Kerimde Allahın adnı zikretmeyi en büyük ibadet olarak Ankebut süresinin 45. ayetinde açıklıyor, Kuran ı Kerim okumaktanda , namaz kılmaktanda büyük olduğunu belirtiyor, ama ne 32 farz da nede 54 farzda zikir yer almıyor,, zikir olmaz sa nefs tezkiye olmaz…ne olur hocam olaya tarafsız gözle bir bakın,..


Vatandaş … adama bak ya neredeyse yalvaracak..doğru olabilir mi?

İblis … bunlar kesin saf insanları kandırarak onlardan para götürmeye çalışıyor..yazık ..

Din görevlisi - tamam kardeşim tamam. Ben artık çıkıyorum son sözüm sana Allah hidayet versin..kendini ateşe atma…!!!

İblis … nasılda ağzının payını verdim ama..

Allah dostu - peki sayın hocam kızmaya gerek yok ,,benim tek amacım sizlere unutulan Allahın hakikatlerini anlatıp uyarmak..gerisine karışamam, eğer size yanlış bir şey konuştuysam ve sizi kırdıysam Allahın huzurunda sizden af diliyorum..beni affedin..

İblis - hele şükür be…. şöyle imana gel..

Din görevlisi - tamam kardeşim.. tamam..

Bu sözden sonra Allah dostu odadan çıkar, ve kalbi yaralı bir vaziyette, oradan ayrılır.. içerideki vatandaş hemen Din görevlisinin yanına gelerek sorar..
Vatandaş - hocam bu hangi tarikat tandı? pek anlayamadım…

Din görevlisi - ya bırak be kardeşim, önüne gelen hocalık yapıyor. Bunun beynini tamamen yıkamışlar, artık bunu kurtarmak çok zor, yazık ya tamamen şirke düşmüş..

Vatandaş - haklısınız hocam.. bunların yüzünden insanlar kökten dinci oluyor.. en iyisi orta yol, etliye sütlüye fazla karışmamak lazım değil mi hocam?
Din görevlisi - tabi ya ..sen kelimei şahadet getir,namazını kıl orucunu tut zekatını ver, hacca git görevlerini yaptın mı tamam …Yüzlerce din alimi bilmiyor da sen mi biliyorsun be adam..hayret bişey ya..

Vatandaş - neyse hocam bende kalkayım artık sizinde işiniz var zaten, görüşmek üzere…

Din görevlisi - görüşürüz kardeşim Allah razı olsun..önümüzdeki Cuma vaazında filanca camideyiz.. beklerim…

Vatandaşta oradan ayrılır..ve aradan uzun zaman geçer, yılar ardı ardını kovalar,
Vatandaş artık hayatının son günlerini yaşamaktadır..
Ve bir gün yatağa düşer, ev halkı v.s başında toplanır..
Ne mutlu ona ki çok sevdiği büyük alimde yasin okumak için baş ucundadır..
Adam artık son nefesini vermek üzeredir, hocası başta olmak üzere evdekiler harıl harıl yasin okuyup dua etmektedirler…
Ve o an…..
Ölüm melekleri gelir…
Vatandaşın artık şalteri kapanmış ve bu Dünyada ki son nefesini vermiştir.. ve perdeler kalkmış karşısında ilk önce Allahü Tealayı görmüştür. Hakikatleri anladığı an,,Allaha yalvararak şöyle der.

Vatandaş - Affet ya Rabbi!!! affet, hakikatlerin böyle olduğunu bilmiyordum. Ne olur bir şans daha ver, hemen resulune tabi olup senin yoluna gireyim…
Allahü teala - Biz o şansı hiç kimseye vermedik…

Birden ölüm meleklerinin ona çok kızgın ve sert bakışıyla karşılaşır..
ve yüzü kararmaya başlar,

Vatandaş - durun durun !!! vurmayın ya!!! Niye vuruyorsunuz bana ..

Vatandaş bir taraftanda kendi cesedini görür, ve etrafıdakilerden yardım istemeye başlar…

Vatandaş - kurtarın beniii…kurtarın..hocam ..hocaaaammm.. yardım et..
Ama hiç kimse onu duymamaktadır..
Ölüm melekleri Allaha ait olan o mübarek ruhu Allaha geri ulaştırmak için yola çıkarlar, vatandaş ise nefsiyle beraber kabire girer,
Yaklaşık 40 gün kadar süren kabir azabından sonra nefsi berzah alemine gider..ve büyük günü beklemektedir.
Aradan kısa bir süre geçer, din görenlisi de hayatının son günlerine yaklaşmıştır…
Ve bir gün yatağa düşer,
Artık hayaller kurmaya başlar…
Din görevlisi… bana 4 tane huri yeter ya.. yok yok..acaba 6 tane daha alıp 10 tane olsunlarmı..?? o kadar olacak tabi ..hayatım Allah yolunda geçti , iyi ki din adamı olmuşum.. yoksa işim zor olabilirdi..çok şükür ya Rabbi, inşallah 7. kat cennet de Peygamber efendimizide görürüm, tabi canım hepsi orada zaten,, ne mutlu bana ya…çok şükür Allahım…

Din görevlisi bu düşüncelerle son nefesine yaklaşmaktadır…onun da başında din adamı arkadaşları dualar edip hatim indirmektedirler…
Ve o an gelir….
Ölüm melekleri gelir …
Melekler dehşetli bir şekilde sırtına vura vura canını alıp şalteri kapatırlar…ve perdeler kalkar oda herkes gibi ilk önce karşısında Allahü tealayı görür. Aynı şeyleri oda söyler…fakat geç kalmıştır…ve sonra
Din görevlisi karşısında çok kızgın ve sinirli melekler görmektedir..
Birden şoka girer..
Din görevlisi feryat etmektedir ama sesini oradakilere duyuramamaktadır, çocuklarına bağırır!!!

Din görevlisi - oğluuuum !! kurtarın beniiii, ne olur yetişin hocalarım, yetişiiin…

Ama onuda kimse duymamaktadır..oradakiler üzgün ve ağlamaklı bir şekilde cesedin başında ağlamaktadır..
Melekler onunda ruhun alıp Allaha geri ulaştırmak üzere yola çıkarlar..
Cenazeden sonra …yaklaşık 40 gün kabir azabın yaşayıp, berzah alemine gider nefsi..
Ve berzah aleminde belkide 1 saat oldu olmadı ..
Ve o büyük gün geldi çattı..
 

tahsiye72

New member
Katılım
6 Ağu 2006
Mesajlar
350
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
52
..

..

Sur a üfürüldü..
Kıyamet koptu..
Herkes kabirlerinden kalktı ve nefs leriyle birleşti..
Ve akın akın insanlar mahşer alanına dolmaya başladı..

Ve bir ses yankılandı …
Herkes imamlarının (mürşidlerinin) yanına gitsin..(isra-71)
Ortalık karma karışık , insanlar bağıra bağıra sağa sola koşturmaktadır…

Müminler, mürşidlerinin yanına gider,
Amel defterini sağından alan müminler sevine sevine giderken ..
Kafirler dehşet içinde, bağıra bağıra koşturmaktadır..
Ve bizim vatandaş da hıçkıra hıçkıra koşturmaktadır,aklından şöyle geçer..
Vatandaş … herkesi imamıyla çağırdılar..nerede yahu bizim mahallenin imamı, yok ben en iyisi bizim alimi bulayım o kesin cennetliktir,..
Yoksa bizim mahallenin imamını mı bulsam? Yok yok eniyisi bizim alimi bulmak..Sonunda karşısına çok güvendiği hocası olan alim çıkar..

Vatandaş - hocam.. hocam.. ne oldu size yüzünüz simsiyah..
Din görevlisi - sen önce kendine bak..
Vatandaş - hocam neler oluyor..birşey anlamıyorum..
Din görevlisi - ne bileyim ben yahu ..bende anlamıyorum…
Vatandaş - bizi cehenneme atacaklar, hocaaaam.
Din görevlisi - git başımdan lan , ben kendi derdimle uğraşıyorum..
Vatandaş din görevlisinin yakasına yapışır…
Vatandaş - yaktın ulan bizi yaktııııın…
Onlar boğuşurken.. cehennem bekçileri …onları tek tek toplayıp , bölük bölük cehennemin kapısının önüne götürürler..
Cennetliklerde oradadır ama onlar cehenneme yalnızca o gün içinde gezip görmek için girerler, ve aynı gün içinde enerji bedenleriyle uçarak cennetlerine girerken Allaha sonsuz hamd ve şükrederler..
Cehennem bekçileri onları cehennemin kapısında bekletirken her guruba ayrı ayrı sorarlar…

Zümer-71 Kafirler zümre zümre cehenneme sürülürler, kapılara geldikleri zaman kapılar açılır. Cehennem bekçileri onlara derler ki, size sizden (sizin aranızdan) olan Resuller gelmedi mi ki, size (üzerinize) Allahın ayetlerini okusun (anlatsın izah etsin) ve sizi bugüne (buraya) geleceğinizi (söyleyerek) uyarsın, ikaz etsin. (cehenneme girenler) dedilerki EVET (geldiler) ..fakat azap sözü kafirlerin üzerine hak oldu..
Ve cehennemin kapıları bir karış kadar kaldırılır…
Burunları yere sürte sürte cehennemden içeri ebediyen kalmak üzere girerler…..vatandaş ise bir çoğu gibi Allaha yalvarır,

Vatandaş - Cehennemde olanlar derler ki, Ya Rabbi muhakkak ki biz sadatlarımıza (dinde ileri gelenlere) ve küberamıza (büyüklerimize) iteat ettik. Ve böylece senin yolundan (sıratı müstakimden) saptık. Rabbimiz onlara iki kat azap ver ve onları büyük bir lanetle lanetle. (Azhab-67-6

Vatandaş - yazıklar olsun bana keşke onu dost edinmeseydim.(furkan28)
Vatandaş - Andolsun ki bana Kuran gelmişken o beni zikirden saptırdı.
Şeytan insanı yalnız bırakır. (furkan29)

Resul dedi ki ; Ya Rab! Kavmim Kuranı terk ettiler. (furkan 30)
Bu arada vatandaşın gözü bir alt kat cehenneme giden hocasına takılır..
İblis ise oradakilere şöyle der…

İblis - şeytan emir yerine getirildiği zaman şöyle dedi, muhakkak ki Allah size hak olanı vaad etti ve bende size vaad ettim. Fakat ben vaadimden döndüm. Ve ben sizin üzerinizde bir güce (sultanlığa, yaptırım gücüne) sahip değilim. Sadece sizi davet ettim, böylece siz bana icabet ettiniz. Artık beni kınamayın! Kendinizi kınayın! Ve ben sizin yardımcınız değilim. Sizde benim yardımcım değilsiniz. Gerçekten ben, sizin beni ortak koşmanızı daha önce de inkar ettim. Muhakkak ki zalimlere acı azap vardır……(İbrahim 22)

Sebe 21- Onun (iblisin) onlar üzerinde bir sultanlığı (nufuzu, tesiri) yoktu. Ahirete (hayatta iken ruhunu Allaha ulaştırmaya) inanan kişi ile ondan (Allaha ulaşmaktan) şüphe içinde olanları bilmemiz için (iblisle onları imtihan ettik) ve senin Rabbin her şeyi hıfzedendir. (koruyan,gözetendir).
__________________
MULK-8:(Cehennem) nerede ise öfkesinden çatlayacak gibi olur. Herbir grup oraya (cehenneme) atıldığında, cehennem bekçileri (vazifelileri) onlara: “Size nezir (ikaz edici, uyarıcı) gelmedi mi?” diye sorarlar.
MULK-9:(Cehenneme atılanlar) derler ki: "Evet, andolsun ki bize nezir geldi. Ama biz, onu yalanladık ve Allah, hiçbir şey indirmemiştir, dedik ve siz, büyük bir sapıklık içindesiniz, dedik.”
 

mathyasar

New member
Katılım
16 Ocak 2008
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
sapık fikirler

sapık fikirler

sen öyle anlatmışın anlatmışın ama 40tane deccal çıkmadıkça kıyamet kopmaz her biri kendini Allahın resulü ilan eder hem hz mehdi as kureyşten ehli beytten ve mekkede ona biat edecekler hem o ben mehdiyim diye ortaya atılmicak ki günümüz sapıklarının nyaptığı gibihem sen hadisi şerifleri okumayı unutmuşun sahihi buharide olmak üzere bir çok hadisi şerif var bu konuda şöyle bir hadisi şerif de duymuştum sahihi buharide olması gerek kendi oyuyla kuranı kerimi yorumlamak şirktir diye o dediğin şahıs da günümüz sapıklarından kendini alim zanneden bana söylermisin ben bundan önceki binlerce islam alimine mi inancam yoksa ahir zamanın şerl,i kişilerine mi senin orda dediğin alim zaat olarak tasvir ettiğin sapık zaat din alimi olarak tasvir ettiğin de normal bir müslüman iblis dediğin de o sapık kişinin yanında çünkü kuran okur boğazından ileri geçmez hem ehli sünneet değildir sapıktır namazı orucu zekatı haccı kelimeyi şahadeti bunlqarı önemsemez zaten dikkat et böyle kişiler islamın 5 şartını eksiksşiz yapmaz evet dediğin doğru hz mehdi zamanında mezhepler kalkacak islam birliği olacak bunlar hani hz isa as gökten inip birlikte deccali öldürmesi ve kudüste beyaz minarede hz mehdi as imamlığında hz isa asmın onun arkasında namaaz kılması bu dediklerim benim kafadan uydurma laflarım değil kütübü sittedeki sahihi buharideki hadisi şeriflerde geçiyo bunlar Allah ümmeti muhammedi sapık kişilerden ve kendini resul ilan eden sapık kişilerden korusun yaşası n islam kahrolsun düşman yaşasın peygamber efendimizin yolu sahabeyi kiramın yolu kahrolsun sapık yollar islama en çok zararları olan bidatçılardan islamda olmayan bi şeyi islamma katanları Allah ya hidayet versin ya da kahretsin inşallah
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Evet sevgili arkadaşlar, tahsiye72 nin fikirlerine cevap yazmak isteyenler, lütfen sakin ve forum kurallarına uyarak cevap yazalım.

Perde açılıyor...
 

tevhideçaðrý

New member
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
177
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Yaş
52
hidayetten nasibini almamış zavallılar hidayeti anlatanlara hakaret ediyor.

3 / AL-İ İMRAN - 73 Ve lâ tu’minû illâ li men tebia dînekum, kul innel hudâ hudallâhi en yu’tâ ehadun misle mâ ûtîtum ev yuhâccûkum inde rabbikum, kul innel fadla bi yedillâh(yedillâhi), yu’tîhi men yeşâ’(yeşâu), vallâhu vâsiun alîm(alîmun).
Ve sizin dîninize tâbî olandan başka kimseye inanmayın. (Habibim) de ki: “Hiç şüphesiz HİDAYET, Allah'ın (Kendisine) ulaştırmasıdır. (İnsan ruhunun ölümden evvel Allah'a ulaşmasıdır.) Size verilenin bir benzerinin başka birine verilmesi (sebebiyle mi) veya Rabbinizin katında (sizlerle) tartışacakları için mi (böyle söylüyorsunuz)?” De ki: “Hiç şüphesiz fazl, Allah'ın elindedir. Onu dilediğine verir.” Ve Allah, Vâsi'un Alîm'dir. (Allah herşeyi kuşatan ve herşeyi bilendir.)


2 / BAKARA - 120 Ve len terdâ ankel yahûdu ve len nasârâ hattâ tettebia milletehum kul inne hudâllâhi huvel hudâ ve leinitteba’te ehvâehum ba’dellezî câeke minel ilmi, mâ leke minallâhi min veliyyin ve lâ nasîr(nasîrin).
Sen onların dînine tâbî olmadıkça (uymadıkça) ne yahudiler ve ne de hristiyanlar senden (asla) razı olmazlar. De ki: “Muhakkak ki Allah'a ulaşmak (var ya) işte o, hidayettir.” Sana gelen bunca ilimden sonra eğer onların hevalarına uyarsan andolsun ki; Allah'tan sana ne bir dost ve ne de bir yardımcı olur.
 

Ebu Zerr

New member
Katılım
8 Haz 2007
Mesajlar
866
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Ankara
Ortada bir hadis var, hani şu başlıltaki...
Hadisin kaynağı filan da yok...
Hadisi kullanan zat-ı muhterem, aslında şerli alimlerden yola çıkarak, hayırlı bir alime işaret etmeye çalışıyor, tahşiyeyi bilenler bu hayırlı alimi de bilirler!!!
 

tevhideçaðrý

New member
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
177
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Yaş
52
mesele iyi alim kötü alim meselesi değil önemli olan bir insan hidayettemidir değilmidir? hidayette değilse dalallette demekdir vede cehenneme gidecek demekdir. vede uydurukçuların dediği gibi hafif pembeleşinceye kadar hafif tertip yanacak sonra doğru posta cennet palavralarıda ne yazıkki kurtaramayacak hadi bunu söyleyen cahillerin canı cehenneme en çok üzüldüğümüz bu zırvalara inanıp dünyasını ve ahiretini karartan zavallılara

KUR’ÂN’A TERS DÜŞEN HURAFELER: KALBİNDE ZERRE KADAR ÎMÂN OLAN, CEHENNEMDE CEZASI KADAR YANDIKTAN SONRA CENNETE GİRER.

“Kalbinde zerre kadar îmân olan kişi, cehennemde günahlarının gerektirdiği cezayı çektikten sonra cennete gider.” konusundaki hadîs, acaba bir mevzu hadîs midir, yoksa sağlam bir hadîs midir?

Cehenneme iki türlü insan girer. Cennete girecek olanlar, önce cehenneme girerler. Cehennemde durumu görürler. Oraya sadece o cehennemi görmek için girerler. Uçarak cehennemde dolaştıktan sonra, oradan ayrılarak cennete girerler. Allahû Tealâ’ya sonsuz hamd ve şükrederek... Kimdir bunlar? Cennete girecek olanlardır. Allahû Tealâ şöyle buyuruyor:

19/MERYEM-71: Ve sizden biriniz (bile hariç olmamak üzere hepiniz), illâ (muhakkak) ona (cehenneme) varacaksınız. (Bu), senin Rabbinin üzerine (aldığı) kesinleşmiş bir hükümdür.

“Aranızda kıyâmet günü cehenneme uğramayacak olan hiç kimse yoktur. Hepiniz mutlaka cehenneme uğrayacaksınız.” Aynı Surenin 72. âyet-i kerimesinde ise Allahû Tealâ şöyle buyuruyor:

19/MERYEM-72: Sonra takva sahiplerini kurtaracağız. Ve zalimleri, diz üstü çökmüş olarak bırakacağız.

“Sonra Biz takva sahibi olanları kurtarırız. Cehennemde kalacak olanlar, diz üstü çökmüş vaziyette cehennemi kaplarlar.”

Öyleyse Allahû Tealâ ne demek istiyor? “Sonra” kelimesi neyi ifade ediyor? Cehennemde bir süre kaldıktan sonra çıkışı mı ifade ediyor, yoksa kıyâmet günü, aynı gün, cehenneme girip de cehennemdeki o olayları gören, cehennemin yapısını gören, nasıl korkunç bir işkence dünyası oluşturduğunu gören insanların, Allah’a sonsuz hamd ve şükürler ederek cehennemden ayrılması mı söz konusu?

Kıyâmet günü cehenneme girip de orada diz üstü çökmüş vaziyette bekleyenler, cehenneme girip cehennemi gördükten sonra Allah’a sonsuz hamd ve şükürlerle cehennemden ayrılanlar, cehennemi tamamen terk ettikten sonra, cehennem katlarına dağıtılırlar. Cennete girecek olanlar, cehennemden ayrılmışlar ve cennetlere ulaşmışlardır. Sonsuz hızla hareket ettikleri için...

Ama cehennemde kalacak olanlar, diz üstü çökmüş vaziyette oldukları yerlerden toplanarak cehenneme sevk edilirler. Bir daha çıkmamak üzere cehenneme girilir. Cehennemden bir daha çıkmak söz konusu değildir. Cehenneme cezalanmak üzere girenler, ebediyyen orada kalmaya mahkûmdurlar. Hiç kimse bir süre cehennemde kaldıktan sonra, cehennemden çıkmak imkânının sahibi değildir. Bir süre cehennemde işkence gördükten sonra, yakıldıktan sonra cehennemden çıkması ve cennete girmesi mümkün değildir.

Öyleyse Allahû Tealâ’nın cennete ulaştıracak oldukları, cehennemden çıkartarak cennete ulaştıracak olduğu kişiler, onlar cennetlik olanlardır. Ama Allahû Tealâ, cennetlik olanların aradaki farkı görebilmeleri için, Allah’a sonsuz hamd ve şükredebilmeleri için onları kıyâmet günü önce mutlaka cehenneme gönderir. Onun için “Aranızdan kıyâmet günü cehenneme uğramayacak olan kimse yoktur.” diyor. Dikkat edin! Allahû Tealâ: “Uğramayacak olan” diyor. Uğramak; bir yere uğrayıp oradan ayrılmak mânâsına geliyor. Allahû Tealâ’nın dizaynı çok açık bir şekilde bunu ifade ediyor.

Allah için olmak, mutlaka kişinin cehenneme ulaşıp, cehennemdeki o korkunç durumu gördükten sonra oradan ayrılarak Allah’ın cennetine girmesini ifade eder.

Şimdi bakıyoruz duruma. Kıyâmet günü ne olur? Kıyâmet günü zaman durur. Zaman geriye, kendi yaşadıkları devreye geri döndüğünde herkes zaten hayattadır. O ana zaman geri döndüğünde herkes hayattadır. O anda yaşamakta olanlar, bulundukları yerde yer çekimi kuvveti olmadığı için yükselerek mahşer meydanına ulaşırlar. Mahşer meydanı İndi İlâhi değildir. Mahşer meydanı, İndi İlâhi’den evvel birinci uğranılan yerdir. Orada toplanılır. Orada nefsler, fizik vücutlara girecektir. Ne zaman? Sur’a birinci üfürüldüğünde, orada toplanan herkes ölür. Sonra, sur’a ikinci defa üfürüldüğünde tekrar dirilirler ve nefsler orada, mahşer meydanında fizik vücutların içine girer.

Daha sonra herkes İndi İlâhi’ye ulaşır. Orada herkesin rakamlı kitabı vardır. Yani herkesin hayat filmi, kendilerine üç boyutlu olarak gösterilir. Ama her saniye, ya derecat kazandıkları veya derecat kaybettikleri bir olay ve iki görüntü görürler. Üç boyutlu iki görüntü… Birisi düşüncelerinin gösterimidir. İkincisi de fiiliyatlarının, ef’allerinin, fiillerinin gösterimidir. Her saniye derecat kazanırlar veya kaybederler. Sonuç ve kişinin gideceği yer çabucak belli olur. Eğer kişinin kazandığı dereceler fazlaysa, sağ taraftaki yeşil rakamlar olan tarafta bakiye vardır. Ama günahları fazlaysa, o zaman da sol taraftaki kırmızı rakamlar olan tarafta bakiye vardır.

Bu noktadan itibaren herkese hayat filmleri teslim edilir. Bir kısmına sağlarından verilir. Onlar cehenneme girdikten sonra, hemen cehennemi görüp cennete gidecek olanlardır. Diğerlerine soldan verilir. Onlar da cehenneme girerken uçarak giremeyecek olan, kapılardan girecek olanlardır. Kapılardan girmek mecburiyetinde olanlar için kapı açılmaz. Kapı sadece yerden kaldırılır, yükseltilir. Ancak o kişinin başı sığabilecek kadar bir yükselti ile yükseltilir. O kişi mutlaka burnu yere sürtünmek suretiyle oraya girer. Bunu zebaniler gerçekleştirirler. Onları, burunlarını yere sürttürerek cehenneme alırlar. Ve cehenneme, cehennemde yanmak üzere, cezalanmak üzere girenler, cehennemin kapısından başlayarak, bütün cehennemin etrafını kaplayacak şekilde orada diz çökmüş vaziyette beklerler.

Diğerleri, cennete girecek olanlar, cehennemin yüksek kapılarından uçarak içeri girerler ve hiç oyalanmazlar. Hemen cehennemin içine girerler. Oradaki durumu görürler. İnsanları ne kadar korkunç şeylerin beklediğini, nasıl işkence edileceğini net bir şekilde görürler. Allah’a sonsuz hamdederek şükrederek cehennemden ayrılırlar ve cennete girerler.

İşte cehennemde bir süre kaldıktan ve günahlarının karşılığını ödedikten sonra oradan ayrılıp da, sevapları için cennete gitmek diye bir olay, hiç kimse için mevcut değildir. Allahû Tealâ buyuruyor ki:

99/ZİLZAL-7: Artık kim, zerre ağırlığınca hayır işlerse, onu görür.
*Bu âyetin tefsiri Sayın Ali Bulaç'a aittir.

99/ZİLZAL-8: Artık kim, zerre ağırlığınca bir şerr (kötülük) işlerse, onu görür.
*Bu âyetin tefsiri Sayın Ali Bulaç'a aittir.

Allahû Tealâ: “Kim zerre kadar sevap işlediyse onu görür, zerre kadar günah işlediyse onu da görür.” diyor.

Dikkat edin! Allahû Tealâ “Onun cezasını çeker, mükâfatını alır.” demiyor; “görür” diyor. İşte o “görmek”, söylediğimiz mizanı görmektir, kişinin hayat filminin görülmesidir. Ve o hayat filminin görülmesinde, bütün sevaplar ve günahlar oradadır. Üstelik de insanın uzuvları şahitlik etmiş olurlar. Çünkü neler yaptıklarını açık bir şekilde göstermiş olurlar. Konuşmaları gerekmiyor. Yaptıklarıyla şahit olurlar.

Ve bu tabiî bir sonucu oluşturuyor. Bu noktada, insan neticeyi mutlaka görecektir. Kırmızı rakamlar söz konusu ise kitabı soldan verilecektir. Yeşil rakamlar söz konusu ise, rakamlı kitabı yani hayat filmi (Kur’ân-ı Kerim “onun kuşu” da diyor.) sağ taraftan verilir. Ve ister sağdan verilsin, ister soldan verilsin, hepsinin boynuna asılır. İnsanlar cehenneme onunla giderler.

İki grup insandan cehennemde kalacak olanlar, diz üstü çökmüş vaziyette, cehennemin bütün etrafını kaplarlar. Ondan sonra hepsi sırayla cehenneme sevk edilirler. Ve bir daha o cehennemde kalacakların, bir süre orada kalıp da cennete girme şansları asla olmayacaktır. Hepsi ebediyyen cehennemde kalacaktır.

Peki cehennemin bir sonu yok mu? Var. Allahû Tealâ başlangıçta enerjiyi yarattı. Bir noktayı patlatarak, o noktadaki nötrinoları, gezegenleri oluşturmak üzere gönderdi. Bunlar enerji partikülleridir. Ve böyle bir dizaynda Allahû Tealâ’nın vücuda getirdiği bu enerji, konunun başlangıcıdır. Sonra Allahû Tealâ, o enerjiyi maddeye çevirdi. Elektronlar ve karşıt elektronları yarattı. Nötrinolardan, enerji partiküllerinden, maddenin temelini teşkil eden elektronları ve karşıt elektronları yarattı. Ve kâinat, Allahû Tealâ tarafından görünür bir halde dizayn edildi.

İşte “Bunun neticesi nedir?” diye soruyorsanız, bundan sonra kâinatın oluşması söz konusudur. İnsanlığın hayat süresi tamamlandıktan sonra, kıyâmet koptuktan sonra cehenneme girmeleri halinde, cehennemde sonsuza kadar yaşamaları, ondan sonra da cehennemin gökleri çatladığı zaman, cehennemle birlikte enerjiye çevrilmeleri söz konusudur. Allahû Tealâ diyor ki:

55/RAHMAN-26: Bütün insanlar (herkes) fani olacaktır.
55/RAHMAN-27: Sadece Zülcelali Ve'l İkram olan Rabbinin Zat'ı bâki kalacaktır.

Allahû Tealâ: “Herkes fani olacaktır. Herşey de fani olacaktır. Sadece Senin Zülcelali Ve’l İkram olan Rabbin bâki kalacaktır.” diyor.

İşte cennet de cehennem de sonsuza kadar bâki kalacaktır. Sonra Allahû Tealâ nasıl enerjiyi yaratmışsa, madde, elektronlar ve karşıt elektronlara çevrilip, tekrar enerji haline getirilecektir. Enerjiyi nasıl Allahû Tealâ yarattıysa, öyle yok edecektir. Allah, bâki kalacaktır. Bir defa daha bir kâinat yaratır mı? O, O’nun bileceği şeydir.

Cehenneme giren kişi, cehennemden bir daha çıkar mı? Çıkmaz. Bunun ispatı sadedinde, size ibret için tam 29 tane âyet-i kerime vereceğiz. Cehenneme cezalanmak üzere giren, günahları olup da cehennemde cezalanacak olanların, cehennemden bir daha çıkmaları mümkün değildir. 29 tane âyet-i kerime bunu söylüyor. İbret olsun diye… İspat vasıtası olarak bunu kullanmanız için...

Allahû Tealâ diyor ki:
1. Âyet-i kerime:
7/A'RAF-36: Ve âyetlerimizi yalanlayan kimseler ve onlara karşı kibirlenenler, işte onlar ateş ehlidirler ve onlar, orada devamlı kalanlardır (kalacaklardır).

2. Âyet-i kerime:
33/AHZAB-64: Muhakkak ki Allah, kâfirleri lânetledi. Onlar için alevli ateşi (cehennemi) hazırladı.
33/AHZAB-65: Orada ebediyyen kalıcılardır (kalacak olanlardır). (Orada) bir dost ve bir yardımcı bulamazlar.

3. Âyet-i kerime:
3/AL-İ İMRAN-116: Hiç şüphesiz o kâfirlerin, ne malları ve ne de evlâtları, onlara; Allah’tan (gelecek bir cezaya) bir şey’e, (karşı koymaya) yetmez. İşte onlar, ateş ehlidir. Orada devamlı kalacaklardır.

4. Âyet-i kerime:
2/BAKARA-39: Ve inkâr edenler ve âyetlerimizi yalanlayanlar, işte onlar ateş ehlidir, orada ebedî kalacak olanlardır.

5. Âyet-i kerime:
2/BAKARA-81: Hayır, (sandığınız gibi değil) kim günah kazanmış da hataları kendisini kuşatmışsa; işte onlar, ateş halkıdır ve içinde de devamlı kalacaklardır.

6. Âyet-i kerime:
2/BAKARA-217: Sana haram (hürmetli) aydan ve onun içinde yapılan savaştan soruyorlar. De ki: “Onun içinde (o ayda) savaş büyük (günahtır). (Fakat insanları) Allah yolundan saptırmak (alıkoymak) ve O’nu inkâr etmek, (mü’minlere) Mescid-i Haram’ı (yasaklamak) ve onun halkını oradan (Mekke’den sürüp) çıkarmak ise Allah katında daha büyük (günahtır). Ve fitne, (adam) öldürmekten daha da büyük (bir suç ve günahtır). Eğer onların güçleri yetse (yapabilseler), sizi dîninizden döndürünceye kadar sizinle savaşmaktan geri kalmazlar. Sizden kim dîninden dönerse, o taktirde o, kâfir olarak ölür. Bu sebeple işte onlar, onların amelleri dünyada ve ahirette boşa gitmiştir. Ve işte onlar, ateş ehlidir. Ve onlar, orada ebediyyen kalacak olanlardır.”

7. Âyet-i kerime:
2/BAKARA-257:
Allah, âmenû olanların (Allah’a ulaşmayı dileyenlerin) dostudur, onları (onların nefslerinin kalplerini) zulmetten nura çıkarır. Ve kâfirlerin dostları taguttur (onlar, şeytanı dost edinirler, şeytan kimseye dost olmaz), onları (onların nefslerinin kalplerini) nurdan zulmete çıkarırlar. İşte onlar, ateş ehlidir. Onlar, orada ebedî kalacak olanlardır.

8. Âyet-i kerime:
2/BAKARA-275: Riba (faiz) yiyenler, kabirlerinden ancak şeytan çarpmasından hırpalanmış bir kimse gibi kalkarlar. İşte bu, onların: “Fakat alışveriş faiz gibidir.” demeleri sebebiyledir. Allah, alışverişi helâl; faizi haram kılmıştır. Bundan sonra, Rabbinden kendisine öğüt gelen kimse (ona uyarak) artık (faizden) vazgeçerse, o taktirde geçmiş olan (önceden aldığı faiz) onundur ve onun işi (onun hakkındaki hüküm) Allah’a aittir. Ve kim de (faizciliğe) dönerse, işte onlar, ateş ehlidir. Ve onlar orada ebedî kalacak olanlardır.

9. Âyet-i kerime:
98/BEYYİNE-6: Muhakkak ki onlar, kitap ehlinden kâfir olanlardır ve müşriklerdendir. Cehennem ateşi içinde ve ebediyyen kalacak olanlardır. İşte onlar, onlar yaratıkların en şerrlileridir.

10. Âyet-i kerime:
72/CİN-23: Allah tarafından olan tebliğ ve O’nun (verdiği) risaleti hariç. Her kim, Allah’a ve resûlüne karşı gelirse, isyan ederse, onun cezası cehennem ateşidir. Orada ebediyyen kalırlar.

11. Âyet-i kerime:
21/ENBİYA-99: Eğer onlar gerçekten ilâhlar olsaydılar, oraya (cehenneme) girmeyeceklerdi. Ve hepsi orada ebediyyen kalacak olanlardır.

12. Âyet-i kerime:
59/HAŞR-17: Böylece ikisinin akıbeti, ebediyen kalacakları ateşin içinde olmaktır. Zalimlerin cezası budur.

13. Âyet-i kerime:
58/MUCADELE-17: Onların malları ve evlâtları, Allah’tan bir şeye (cefaya) karşı onlara asla fayda vermez. İşte onlar, ateş ehlidir ve orada ebediyyen kalacak olanlardır.

14. Âyet-i kerime:
47/MUHAMMED-15: Takva sahiplerine vaadedilen cennetin durumu şudur ki; içinde kokusu değişmeyen sudan nehirler, tadı bozulmayan sütten nehirler, içenlere lezzet veren şaraptan nehirler ve saf (süzülmüş) baldan nehirler bulunur. Onlar için orada her çeşit meyve bulunur. Onlar için Rab’lerinden mağfiret vardır. (Bunların durumu), ateşte devamlı kalacak olan ve hamîm (sıcak kaynar halde irinli su) içirilen, bu sebeple bağırsakları parçalanan kimsenin durumu gibi midir?

15. Âyet-i kerime:
23/MU'MİNUN-103: Ve kimin mizanı (sevap tartıları), hafif gelirse işte onlar, nefslerini hüsrana düşürenlerdir. Onlar, cehennemde ebediyyen kalacak olanlardır.

16. Âyet-i kerime:
40/MU'MİN-76: Ebediyyen orada kalmak üzere cehennemin kapılarından girin. Artık kibirlenenlerin kalacakları yer ne kötü.

17. Âyet-i kerime:
16/NAHL-29: Haydi, orada ebediyyen kalmak üzere cehennemin kapılarından girin. Kibirlenenlerin (büyüklük taslayanların) kaldığı yer, ne kötüdür.

18. Âyet-i kerime:
78/NEBE-21: Muhakkak ki cehennem, gözlenen (beklenen) yer oldu.
78/NEBE-22: Azgınlar için barınacak yer (sığınak) olarak.
78/NEBE-23: Orada asırlarca (nihayetsiz olarak) kalacak olanlardır.

19. Âyet-i kerime:
4/NİSA-14: Kim Allah’a ve peygamberine isyan eder ve O’nun sınırlarını aşarsa, daimî kalmak üzere ateşe atılır. Onun için alçaltıcı bir azap vardır.

20. Âyet-i kerime:
4/NİSA-93: Ve kim, bir mü’mini taammüden (kastederek) öldürürse, onun cezası, içinde ebediyyen kalacağı cehennemdir ve Allah’ın gazabı ve lâneti onun üzerinedir. Allah, onun için büyük azap hazırlamıştır.

21. Âyet-i kerime:
4/NİSA-169: Sadece cehennem yoluna ulaştırır. Onlar orada ebediyyen kalacaklardır. Ve bu, Allah için kolaydır.

22. Âyet-i kerime:
13/RAD-5: Eğer acayip buluyorsan (şaşıyorsan) (bil ki;) asıl onların: “Biz toprak olduğumuz zaman mı, gerçekten, mutlaka yeniden mi halkedileceğiz (yaratılacağız)?" sözleri acayip (şaşılacak şey)dir. İşte onlar, Rab’lerini inkâr eden kimselerdir. Ve işte onlar, boyunlarında demir halkalar olanlardır ve işte onlar ateş ehlidir. Onlar orada ebedî kalanlardır.

23. Âyet-i kerime:
64/TEGABUN-10: Ve onlar ki âyetlerimizi inkâr edenler ve yalanlayanlardır. İşte onlar ateş ehlidirler ve orada (cehennemde) ebediyyen kalacak olanlardır. Ne kötü varış yeri.

24. Âyet-i kerime:
9/TEVBE-17: Müşriklerin, Allah’ın mescidlerini imar etmeleri olmaz. Kendilerinin (nefslerinin) küfürlerine (inkârlarına, kâfirliklerine) şahitler iken. İşte onların amelleri heba olmuştur. Ve onlar, ateşte ebedî kalacak olanlardır.

25. Âyet-i kerime:
9/TEVBE-63: Allah ve O’nun resûlüne karşı, kim haddi aşarsa, artık onun için mutlaka orada ebediyyen kalacağı cehennem ateşinin olduğunu bilmiyorlar mı? İşte bu, büyük rüsvalıktır (rezilliktir).

26. Âyet-i kerime:
9/TEVBE-68: Allah, münafık erkeklere ve münafık kadınlara ve kâfirlere, orada ebedî kalacakları cehennem ateşini vaadetti. O (cehennem), onlara yeter. Ve Allah, onlara lânet etti. Ve onlar için ikâme edilmiş olan (devamlı kılınan) bir azap vardır.

27. Âyet-i kerime:
10/YUNUS-27: Seyyiat kazanan kimselerin seyyiatlerinin cezası, onun misli kadardır. Ve onları bir zillet kaplar. Ve onların Allah’a karşı bir koruyucusu yoktur. Onların yüzleri karanlık geceden bir parça ile kaplanmış gibidir. İşte onlar, ateş halkıdır. Onlar, orada devamlı kalanlardır (kalacak olanlardır).

28. Âyet-i kerime:
39/ZUMER-72: (Onlara): “Orada ebediyyen kalmak üzere cehennemin kapılarından girin!” denildi. Artık kibirlenenlerin mesvası (kalacağı yer) ne kötü.

29. Âyet-i kerime:
43/ZUHRUF-74: Muhakkak ki mücrimler (suçlular), cehennem azabı içinde ebediyyen kalacak olanlardır.

29 tane âyet-i kerime, cehenneme girenin cehennemden çıkmasının mümkün olmadığını söylüyor. Böyle bir şey mümkün değildir. Kur’ân-ı Kerim’de, cehenneme girenin cehennemden bir daha çıkabileceğine dair hiçbir âyet-i kerime yer almış değildir. Allahû Tealâ Rahman Suresinin 26 ve 27. âyet-i kerimelerinde buyuruyor ki: “Herkes fani olacaktır. Sadece Zülcelali Ve’l İkram olan Rabbinin Zat’ı bâki kalacaktır.” En sonunda cehennem de cennet de içindekiler de insanlar da enerjiye çevrileceklerdir. Nasıl Allahû Tealâ enerjiyi yoktan yarattıysa, sonra da o yoktan yarattığı enerji tekrar oluşunca, onu Allahû Tealâ yok edecektir.

Allahû Tealâ ile olan ilişkilerimizde gördüğümüz odur ki; cehenneme giren kişi, cehennemden asla çıkamaz. Hangi tür kişi? Cehenneme cezalanmak üzere giren, günahları sevaplarından fazla olan kişi. Kim cehenneme cezalanmak üzere girerse, onun cehennemden çıkması hiçbir şekilde mümkün değildir. Cehenneme girer ve ebediyyen orada kalır. Cehenneme girişi, burnu yere sürtünmek suretiyle giriştir ve çıkışı söz konusu değildir.

Öyleyse “Kalbinde zerre kadar îmânı olan, cehennemde cezasını gördükten sonra cennete girecektir.” hadîsi, bir uydurma hadîstir. Ümit ederiz ki; bu âyetler, bütün dîn adamlarına bir misal olur. Allahû Tealâ’nın söylediği hususlar son derece açıktır, kesindir.

Allahû Tealâ: “Cehennemin gökleri ve yerleri durdukça yani Allahû Tealâ cehennemin göklerini çatlatmadıkça, cehennem içindekilerle birlikte ebedi olarak kalacaktır.” diyor. Ama Allahû Tealâ’nın bütün kâinatı yok etme talebi bir gün gelecektir. O zaman kâinatın olduğu gibi tekrar enerjiye dönüşmesi söz konusudur.

Unutmayın ki; Kur’ân-ı Kerim’de, cehennemde yanan insanların orada yakıt olarak da kullanıldığı ifade buyruluyor. Yakıt olarak kullanılan, yok olan bir insan, ateş hüviyetine gelip ateşte yanıp tamamen yok olan bir insan, zaten enerjiye dönüşmüştür. Ama cehennemde sonsuza kadar yaşayan insanların da ulaşacakları nihai sonuç odur. Bu insanlar cehenneme gideceklerdir ve ebediyyen cehennemde kalacaklardır.

Şimdi insanlara yanlış düşündüren âyetlere bakalım. Burada size Rahman 26 ve 27’yi okuduk. Allahû Tealâ neticeyi bildiriyor: “Herşey fani olacaktır. Sadece Zülcelali Ve’l İkram olan Allah’ın Zat’ı bâki kalacaktır.”

Böylece Allahû Tealâ, herşeyin enerjiye döndürüleceği o devreden bahsediyor. O zaman insanlar da cehennemlerle beraber yok olacaktır. Cennet de yine insanlarıyla beraber yok olacaktır. Cennetin de cehennemin de gökleri beraber çatlayacaktır. İşte böyle bir hüviyet söz konusu olduğu zaman bir problemin kalmadığını görüyoruz.

Allahû Tealâ şöyle buyuruyor:

6/EN'AM-128: Ve onların hepsini biraraya topladığı gün (Allahû Tealâ şöyle buyuracaktır): “Ey cin topluluğu! İnsanlarla sayınızı artırdınız (tagutların arasına insanları da kattınız).” Onlara dost olan insanlardan bir kısmı şöyle dedi: “Rabbimiz, biz birbirimizden faydalandık ve Senin bize takdir ettiğin zamanın bitiş noktasına (sonuna) eriştik.” (Allahû Tealâ): “Allah’ın dilediği şey (cehennemin yok olma zamanı gelmesi hali) hariç; sizin barınacağınız yer ateştir, orada ebedî kalacak olanlarsınız.” buyurdu. Muhakkak ki; senin Rabbin, hüküm sahibi ve en iyi bilendir.

Burada Allahû Tealâ: “Allah’ın dilediği şey hariç.” diyor.

“İllâ mâ şâallâhu”

illâ: Sadece, hariç.

mâ: Şey.

şâallâhu: Allah’ın dilediği.

Eğer Allahû Tealâ “İllâ men şâallâhu” yani “Allah’ın dilediği kişi hariç” deseydi, o zaman ifade “O kişi hariç olmak üzere, barınacak yer ateş” şeklinde olacaktı. Yani “Allah’ın dilediği o kişiler ateşten çıkabilecek.” mânâsı olacaktı. Ama En’am-128’de Allahû Tealâ’nın kullandığı kelime: “şey”.

“Hâlidîne fîhâ illâ mâ şâallâhu: Orada ebediyyen kalacaklardır. Allah’ın dilediği şey hariç.”

İşte o Allah’ın dilediği şey, cehennemin ve cennetin göklerinin çatlamasıdır. Yani Allah’ın kâinatı yok etme noktasıdır, kâinatı tekrar enerjiye dönüştürme noktasıdır. İnsanlar cehennemde yakacak olarak kullanılıyor. Kullanıldığı zaman, zaten enerji haline dönüp yok olmuş oluyor.

Hud Suresinin 106 ve 107. âyetlerinde Allahû Tealâ diyor ki:

11/HUD-106: Şâkî olanlara gelince; artık onlar, ateştedir. Onlar, orada (yüksek sesle inleyerek ve) çok zor bir şekilde soluk soluğa, nefes alıp verirler.
11/HUD-107: Onlar, semalar ve yeryüzü (cehennemin semaları ve arzı) durdukça orada ebedî kalanlardır (kalacaklardır). Rabbinin dilediği şey (cehennemi yok etmeyi dilemesi) hariç. Muhakkak ki senin Rabbin, dilediği şeyi yapandır.

Allahû Tealâ: “Onlar, semalar ve yeryüzü ve arz durdukça, orada ebedî olarak kalanlardır. Rabbinin dilediği şey yani cehennemi yok etmeyi dilemesi hariç.” diyor.

Allahû Tealâ: “Allah’ın dilediği kişi hariç.” demiyor.

“İllâ mâ şâe rabbuke:“Rabbinin dilediği şey hariç.”

Yani cehennemin göklerinin çatlaması hariç.

“Onlar, semalar ve yeryüzü durdukça, orada ebedi olarak kalanlardır.” Yani semalar, yeryüzü, cennet ve cehennem kaldığı sürece ebediyyen orada kalanlardır. “Ama Allah’ın dilediği şey hariç.” Allah’ın dilediği şey, göklerin çatlamasıdır. Ve Allahû Tealâ Hud-108’de cennette olanlar için de aynı şeyi söylüyor:

11/HUD-108: Fakat mutlu olanlar, artık cennettedir. (Cennetlerin) semaları ve arzı durdukça, Rabbinin dilediği şey (cenneti yok etmeyi dilemesi) hariç, onlar orada ebedî kalanlardır (kalacaklardır).

Allahû Tealâ: “Fakat said olanlar (mesut olanlar), onlar cennettedirler. Cennetlerin semaları ve arzı durdukça, Rabbinin dilediği şey yani cennetin göklerinin çatlaması hariç onlar orada ebedî kalanlardır.” buyuruyor.

Görülüyor ki; cennette ve cehennemde devamlılık, Kur’ân-ı Kerim’in kesin bir hükmüdür. Allahû Tealâ, tam 29 âyet-i kerimede, cennete gidecek olanların değil, cehenneme cezalanmak üzere girenlerin oradan ebediyyen çıkmasının mümkün olmadığını söylüyor. Bu konunun tartışmaları ümit ederiz ki artık sona ermiştir.

Bir defa daha görüyorsunuz ki; insanların kitaplardan öğrendiği, o Kur’ân’a uymayan bilgilerin artık düzeltilmesi zamanı gelmiştir. Bu 29 tane âyet-i kerime ve cehenneme girdikten sonra bir insanın cehennemden çıkmasının mümkün olacağına dair hiçbir âyet-i kerimenin olmaması, bu konuyu %100 kesinleştirmektedir. Bu konuda iddialaşmanın sonu gelmiştir. İnsanların öğrendiği bütün yanlış bilgiler düzeltilecektir ve doğruya, Kur’ân hükümlerine mutlaka ulaşılacaktır.
 

Ebu Zerr

New member
Katılım
8 Haz 2007
Mesajlar
866
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Ankara
Allah ğafurdur, rahımdir, kalbinde zerre kadar imanı olan er geç cennete girecektir, istesenizde, istemesenizde...
 

tevhideçaðrý

New member
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
177
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Yaş
52
Allah el- adl ve el- hak dır. Dünyada herkeze tebliğ ediyor ne yazıkki çoğunluk tebliğe karşı gelip nefsine uyuyor


ALLAH’A İNANMAK YETERLİ Mİ?


[FONT=times new roman, times, serif]23/MU'MİNUN 24[/FONT]
[FONT=times new roman, times, serif]FE KÂLEL MELEULLEZÎNE KEFERÛ MIN KAVMIHÎ MÂ HÂZÂ ILLÂ BEŞERUN MıSLUKUM YURÎDU EN YETEFADDALE ALEYKUM, VE LEV ŞÂALLÂHU LE ENZELE MELÂIKEH(MELÂIKETEN), MÂ SEMI’NÂ BI HÂZÂ FÎ ÂBÂINEL EVVELÎN(EVVELÎNE).
[FONT=times new roman, times, serif]ONUN KAVMINDEN KÂFIR OLANLARıN ILERI GELENLERI: “BU, SIZIN GIBI BEŞERDEN (INSANDAN) BAŞKA BIR ŞEY DEĞIL. SIZE ÜSTÜN GELMEK (HÜKMETMEK) ISTIYOR. VE
[/FONT][/FONT][FONT=times new roman, times, serif]EĞER ALLAH DILESEYDI MUTLAKA MELEKLER INDIRIRDI. ATALARıMıZDAN BUNUN HAKKıNDA BIRŞEY IŞITMEDIK.” DEDILER.[/FONT]

Müminun 24 e göre Allah’a inanmak kişiyi kafir olmaktan kurtarmıyor.

[FONT=times new roman, times, serif]67/MULK 8[/FONT]
[FONT=times new roman, times, serif]TEKÂDU TEMEYYEZU MINEL GAYZ(GAYZI), KULLEMÂ ULKıYE FÎHÂ FEVCUN SEELEHUM HAZENETUHÂ E LEM YE’TIKUM NEZÎR(NEZÎRUN).

([FONT=times new roman, times, serif]CEHENNEM) NEREDE ISE ÖFKESINDEN ÇATLAYACAK GIBI OLUR. HERBIR GRUP ORAYA (CEHENNEME) ATıLDıĞıNDA, CEHENNEM BEKÇILERI (VAZIFELILERI) ONLARA: “SIZE NEZIR (IKAZ EDICI, UYARıCı) GELMEDI MI?” DIYE SORARLAR[/FONT]
[FONT=times new roman, times, serif].[/FONT]

[FONT=times new roman, times, serif]67/MULK 9[/FONT]
[FONT=times new roman, times, serif]KÂLÛ BELÂ KAD CÂENÂ NEZÎRUN FE KEZZEBNÂ VE KULNÂ MÂ NEZZELALLÂHU MIN ŞEY'IN ENTUM ILLÂ FÎ DALÂLIN KEBÎR(KEBÎRIN).
(CEHENNEME ATıLANLAR) DERLER KI: "EVET, ANDOLSUN KI BIZE NEZIR GELDI. AMA BIZ, ONU YALANLADıK VE ALLAH, HIÇBIR ŞEY INDIRMEMIŞTIR, DEDIK VE SIZ, BÜYÜK BIR SAPıKLıK IÇINDESINIZ, DEDIK.”

67/MULK 10
VE KÂLÛ LEV KUNNÂ NESMEU EV NA'KıLU MÂ KUNNÂ FÎ ASHÂBIS SAÎR(SAÎRI).
VE DERLER KI: "
[/FONT][/FONT][FONT=times new roman, times, serif]EĞER[/FONT][FONT=times new roman, times, serif] BIZ IŞITMIŞ VE AKLETMIŞ (IDRAK ETMIŞ) OLSAYDıK BURADA, ATEŞ EHLININ IÇINDE MI OLURDUK?"


[/FONT]

Mülk 8-9 -10 a göre cehenneme gidenlerde Allah’a inanıyorlar, ancak bu inanç onları cehennemden kurtarmıyor.

O halde insanların Allah’a inanmanın yanında bir başka inancında sahipleri olmaları gerekiyor ki, cehenneme gitmesinler. O da ölmeden once Allah’a ulaşma talebidir.

[FONT=times new roman, times, serif]
2/BAKARA 137
[/FONT]

[FONT=times new roman, times, serif]FE IN ÂMENÛ BI MISLI MÂ ÂMENTUM BIHÎ FE KADIHTEDEV VE IN TEVELLEV FE INNEMÂ HUM FÎ ŞIKÂK(ŞIKÂKıN) FE SE YEKFÎKEHUMULLÂH(HUMULLÂHU), VE HUVES SEMÎUL ALÎM(ALÎMU).[/FONT]
[FONT=times new roman, times, serif]EĞER ONLAR DA, SIZIN O'NA (ALLAH'A) ÎMÂN ETTIĞINIZ GIBI ÎMÂN ETSELERDI (YANİ RUHLARINI ÖLMEDEN ÖNCE ALLAH’A ULAŞTIRMAYI DİLESELERDİ) MUHAKKAK KI HIDAYETE ERERLERDI. VE EĞER (YÜZ ÇEVIRIRLERSE) DÖNERLERSE, MUTLAKA BIR AYRıLıK IÇINDEDIRLER (MUHALEFETIN IÇINE DÜŞERLER). ALLAH, (ONLARA KARŞı) SANA KÂFI (YETERLI) DIR. O, (HERŞEYI IŞITEN VE BILEN) SEMÎ'UL ALÎM'DIR.[/FONT]
[FONT=times new roman, times, serif] [/FONT]
[FONT=times new roman, times, serif]2/BAKARA 156[/FONT]
[FONT=times new roman, times, serif]ELLEZÎNE IZÂ ESÂBETHUM MUSÎBETUN, KÂLÛ INNÂ LILLÂHI VE INNÂ ILEYHI RÂCIÛN(RÂCIÛNE).
ONLAR KI; KENDILERINE BIR MUSIBET ISABET ETTIĞI ZAMAN: "BIZ MUHAKKAK KI; ALLAH IÇINIZ (O'NUN IÇIN YARATıLDıK) VE MUHAKKAK O’NA DÖNECEĞIZ (ULAŞACAĞıZ)." DEDILER.

2/BAKARA 157
ULÂIKE ALEYHIM SALAVÂTUN MIN RABBIHIM VE RAHMETUN VE ULÂIKE HUMUL MUHTEDÛN(MUHTEDÛNE).
ONLAR, (DÜNYA HAYATıNDA ALLAH’A DÖNECEKLERINI BILENLER VAR YA), RAB’LERINDEN SALÂVÂT VE RAHMET ONLARıN ÜZERINEDIR. İŞTE ONLAR, HIDAYETE ERMIŞ OLANLARDıR.

[/FONT]
İşte, Bakara 156-157 ye göre kimler Allah’a inanıyor ve ölmeden once Allah’a ulaşmayı diliyorsa hidayete erip kurtulacak olanlar onlardır.

 
Üst Alt