Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Haceti giderdikten sonra abdest almak için neden kırk adım atılması gerekiyor?

akbatu

New member
Katılım
18 Eki 2006
Mesajlar
17
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Esselamu aleyküm. Hacetimizi giderdikten sonra abdest almak için kırk adım atılması gerekiyor. bundaki maksat nedir. bilgisi olanllar Allah (c.c.) rızası için bilgi versin?
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
Esselamu aleyküm. Hacetimizi giderdikten sonra abdest almak için kırk adım atılması gerekiyor. bundaki maksat nedir. bilgisi olanllar Allah (c.c.) rızası için bilgi versin?

sevgi değer kardeşim çünkü kişi hacetini giderdi zanneder lakin tam giderememiş olabilir bu durum kılıcağı namaz sırasında hacetini tam gideremediği için , abdestinda bozulması gerçekleşebilir, ve hecet yolunda bir miktar abdesti bozan unsur kalabilir buda namazdaki hareketlerle vücudu terk edebilidğinden hem abdetsi bozar hemde naamzı bu nedenle hacet yolunda abdetsi bozan sıvının kalmadığından emin olmak için 40 adım tavsiye edilen bir işlemdir...
 

zxcvbnm22

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
17 Haz 2006
Mesajlar
51
Tepkime puanı
0
Puanları
0
İbadetin yapılışı zan üzere deyil vahiy ile belirlenir.

İbadetin yapılışı zan üzere deyil vahiy ile belirlenir.

Vahyin kaynağı olan Kur'anı okusanız orada hangi konuda neler yapılacağını görürsünüz. Namaz gibi Allah'ın emir buyurduğu bütün meselelerin bilgileri Kur'an da açık ve net olarak beyan edilmektedir.

Maide Suresi 6. Ey iman sahipleri! Namaza duracağınız zaman yıkayın yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi; meshedin başlarınızı ve topuklara kadar ayaklarınızı. Eğer cünüp iseniz iyice temizlenin! Hasta yahut yolculuk halinde iseniz yahut biriniz tuvaletten gelmişse yahut kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız temiz bir toprakla teyemmüm edin: Yüzlerinizi ve ellerinizi ondan meshedin. Allah size zorluk çıkarmak istemiyor. Ancak sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor ki, şükredebilesiniz.

Ayeti kerimeden açıkça anlaşılıyor ki ( ev cae ehadün minkum min-elgaiti ) yahut biriniz tuvaletten gelmişse ) ifadesiyle abdes alınacağı anlatılıyor. Bu kadar açık ayetin neresinden çıkardınız 40 adım saçmalığını anlamak mümkün deyil. Özellikle de ''Allah size zorluk çıkarmak istemiyor'' ifadesi kullanılmasına rağmen; birileri bu konularda Takva adı altında kitaplarında karanlık kuyuya taş attı diye kardeşimizin kafasını karıştırma hakkını kimden alıyor sunuz ?

Diyelim ki 40 adım yürüdü ve buna rağmen tereddüdünü içinden atamadı. O zaman ne kadar daha yürüyecek. '' Akıntı kalmış olabilir, tam temizlenmemiş olabilir, namazda akabilir.....'' gibi zanna dayanarak ibadet yapılmaz. Tuvaletten çıkan hangi insandan yarım temizlik yaptığını duydunuz ki ? Mümkün deyildir. Öyle ise müslüman hiç bir şey yapmadan abdestini alıp namazını kılar. Hemde hiç bir tereddüt taşımadan. Bunlar tamamen şeytan işi vesveselerden ibaret olan ve hiç bir dayanağı olmayan saçmalıklardır.

Allah; Hucurat suresi 12. ayetinde '' Zannın çoğundan/zandan çok sakınmayı '' emrettiğine göre hakkında bilgi sahibi olmadığımız konularda lütfen yazmayalım.
 

sabr

New member
Katılım
26 Eki 2006
Mesajlar
10
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
hacet giderme

hacet giderme

Vahyin kaynağı olan Kur'anı okusanız orada hangi konuda neler yapılacağını görürsünüz. Namaz gibi Allah'ın emir buyurduğu bütün meselelerin bilgileri Kur'an da açık ve net olarak beyan edilmektedir.

Maide Suresi 6. Ey iman sahipleri! Namaza duracağınız zaman yıkayın yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi; meshedin başlarınızı ve topuklara kadar ayaklarınızı. Eğer cünüp iseniz iyice temizlenin! Hasta yahut yolculuk halinde iseniz yahut biriniz tuvaletten gelmişse yahut kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız temiz bir toprakla teyemmüm edin: Yüzlerinizi ve ellerinizi ondan meshedin. Allah size zorluk çıkarmak istemiyor. Ancak sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor ki, şükredebilesiniz.

Ayeti kerimeden açıkça anlaşılıyor ki ( ev cae ehadün minkum min-elgaiti ) yahut biriniz tuvaletten gelmişse ) ifadesiyle abdes alınacağı anlatılıyor. Bu kadar açık ayetin neresinden çıkardınız 40 adım saçmalığını anlamak mümkün deyil. Özellikle de ''Allah size zorluk çıkarmak istemiyor'' ifadesi kullanılmasına rağmen; birileri bu konularda Takva adı altında kitaplarında karanlık kuyuya taş attı diye kardeşimizin kafasını karıştırma hakkını kimden alıyor sunuz ?

Diyelim ki 40 adım yürüdü ve buna rağmen tereddüdünü içinden atamadı. O zaman ne kadar daha yürüyecek. '' Akıntı kalmış olabilir, tam temizlenmemiş olabilir, namazda akabilir.....'' gibi zanna dayanarak ibadet yapılmaz. Tuvaletten çıkan hangi insandan yarım temizlik yaptığını duydunuz ki ? Mümkün deyildir. Öyle ise müslüman hiç bir şey yapmadan abdestini alıp namazını kılar. Hemde hiç bir tereddüt taşımadan. Bunlar tamamen şeytan işi vesveselerden ibaret olan ve hiç bir dayanağı olmayan saçmalıklardır.

Allah; Hucurat suresi 12. ayetinde '' Zannın çoğundan/zandan çok sakınmayı '' emrettiğine göre hakkında bilgi sahibi olmadığımız konularda lütfen yazmayalım.
güzel kardeşim meseleye niye medya ağzıyla yaklaşıyon. arkadaş güzel olanı anlatmış. farz olanı sen anlatmışsın. soruyu soran ona göre birşey çıkarır herhalde.
AKBATU kardeşim eskiden beri dedelerimiz pamuk taşırlarmış. hacet giderdikten sonra akıntı olur diye. temizlenmek farz kalbine bak. fazla vesveseye girmeden ibadetini yap. allah razı olsun.
 

ÇAPANOÐLU

New member
Katılım
8 Eki 2006
Mesajlar
803
Tepkime puanı
1
Puanları
0
güzel kardeşim meseleye niye medya ağzıyla yaklaşıyon. arkadaş güzel olanı anlatmış. farz olanı sen anlatmışsın. soruyu soran ona göre birşey çıkarır herhalde.
AKBATU kardeşim eskiden beri dedelerimiz pamuk taşırlarmış. hacet giderdikten sonra akıntı olur diye. temizlenmek farz kalbine bak. fazla vesveseye girmeden ibadetini yap. allah razı olsun.

Sevgili Sabr,
Ne zamandan beri MEDYA, VAHY ağzıyla konuşmuş, bu nasıl bir yorum ve karşı çıkış, inan tebessüm ettim yazınıza..
Farz olan kesin ve bağlayıcı olandır, gerisi teferruattır
 

alptraum

New member
Katılım
1 Ocak 2005
Mesajlar
2,908
Tepkime puanı
166
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Aþk`dan
Web sitesi
www.muhakeme.net
insan kalbinin süphede kalmasi ibadetine konsantre olamamasini saglayabilir ve zedeleyebilir bizlerki her ise vakit ayirirken en örnegi uykuya 40 adim atmakmi zorumuza gidiyor biseylere neden illa muhalif olunuyor adap belli usul belli
 

ÇAPANOÐLU

New member
Katılım
8 Eki 2006
Mesajlar
803
Tepkime puanı
1
Puanları
0
insan kalbinin süphede kalmasi ibadetine konsantre olamamasini saglayabilir ve zedeleyebilir bizlerki her ise vakit ayirirken en örnegi uykuya 40 adim atmakmi zorumuza gidiyor biseylere neden illa muhalif olunuyor adap belli usul belli

Mesele muhalefet olmak meselesi değil, insanlık daha büyük pislik ve kirlilikler içinde bocalarken, tutmuş istibrayı tartışıyoruz, Batı yapımı Tv, buzdolabı, ç. makinesi, vcd si, radyosu evlerimizde boğazımıza dayanırken ekonomikmen ve manen, söyler misiniz, istibra etsen ne etmesen ne?..
Ülkenin en büyük islami kuruluşu(!) YİMPAŞ'ın şu son günlerde düştüğü durum ve sebep olduğu gerçek pislik sanırım yeterince ŞOK etmedi bizi, hala küçük şeylerle vakit harcıyoruz..
Bu bir taktik mi yoksa, birileri sırtımızdan daha büyük hızsızlıklar yapsın diye.. hadi düşünün bakayım
 

alptraum

New member
Katılım
1 Ocak 2005
Mesajlar
2,908
Tepkime puanı
166
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Aþk`dan
Web sitesi
www.muhakeme.net
Çok güzellikleri intaç veya izhar eden bir çirkinlik dahi, dolayısıyla bir güzelliktir. Ve çok güzelliklerin görünmemesine ve gizlenmesine sebep olan bir çirkinliğin yok olması, görünmemesi, yalnız bir değil, belki müteaddit defa çirkindir. Meselâ, vâhid-i kıyasî gibi bir kubh bulunmazsa, hüsnün hakikatı bir tek nevi olur; pek çok mertebeleri gizli kalır. Ve kubhun tedahülü ile mertebeleri inkişaf eder. Nasıl ki soğuğun vücuduyla hararetin mertebeleri ve karanlığın bulunmasıyla ziyanın dereceleri tezahür eder. Aynen öyle de, cüzî şer ve zarar ve musibet ve çirkinliğin bulunmasıyla, küllî hayırlar ve küllî menfaatler ve küllî nimetler ve küllî güzellikler tezahür ederler.
Demek çirkinin icadı çirkin değil, güzeldir. Çünkü, neticelerin çoğu güzeldir. Evet, yağmurdan zarar gören tembel bir adam, yağmura rahmet namını verdiren hayırlı neticelerini hükümden iskat etmez, rahmeti zahmete çeviremez.
Amma, fena ve zevâl ve mevt ise, Yirmi Dördüncü Mektupta gayet kuvvetli ve katî bürhanlarla ispat edilmiş ki, onlar umumî rahmete ve ihatalı hüsne ve şümûllü hayra münâfi değiller; belki muktezalarıdırlar. Hattâ şeytanın dahi, mânevî terakkiyat-ı beşeriyenin zembereği olan müsabakaya ve mücadeheye sebep olduğundan, o nevin icadı dahi hayırdır, o cihette güzeldir. Hem, hattâ kâfir, küfürle bütün kâinatın hukukuna bir tecavüz ve şerefini tahkir ettiğinden, ona cehennem azabı vermek güzeldir. Başka risalelerde bu iki nokta tamamen tafsil edildiğinden, burada bir kısa işaretle iktifa ediyoruz.
 

alptraum

New member
Katılım
1 Ocak 2005
Mesajlar
2,908
Tepkime puanı
166
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Aþk`dan
Web sitesi
www.muhakeme.net
İnsanı ahlaksızlığa yönlendiren en birinci muallim, en etkili eğitici ‘sıkıntı’dır.

İman ve ibadet, ruhun ferah ve saadet kaynaklarıdır. Bunlardan yoksun olan, yahut tam istifade edemeyen insanlarda ruhî sıkıntılar baş gösterir.

İnsanoğlu, kendisine düşen görevi tam olarak yaptıktan sonra sonuçları Allah’tan beklemesi gerekirken, bütün problemlerini kendi iradesiyle çözmeğe, bütün engelleri kendi kudretiyle aşmaya çalışır. Bunu başaramayınca da sıkıntıya düşer. İçindeki bu manevî sıkıntıyı ve ruhundaki bu tevekkül boşluğunu eğlencelerle, ahlâksızlıkla, içkiyle, uyuşturucuyla doldurmak ister. Üstadın ifadesiyle, “Muvakkat eğlenceler ve sefahetlerle aklını tenvim edip uyutur.” (Şuâlar)

Dalalet-i fikrin kaynağının ‘yeis’ (ümitsizlik) olmasına gelince, umutsuzluğa düşen bir insan, denize düşenin yılana sarılması gibi, sapık ideolojilerde, yanlış itikatlarda yahut gerçekten uzak şahsî görüşlerinde bir teselli aramaya başlar. Bunların hiçbiri insanı tatmin etmediği, onun manevî sorularına cevap veremediği ve onun için bir teselli kaynağı olamadığı için, bunlara kapılan bir insanın vazgeçilmez akıbeti yine umutsuzluğa düşmek ve çaresizlik içinde kıvranıp durmaktır.

Zulmet-i kalbin, ruh sıkıntısının kaynağı olması, genel bir kaide olmakla birlikte, burada öncelikle, günahkâr müminler söz konusudur.

Zulmet kelimesi, şu hadis-i şerifi hatırlatıyor:

“Her bir günah işlendiğinde kalpte bir kara leke hasıl olur.”

İşte bu kara lekeler, o günahkâr mümini hem sorumlu kılar, hem de ruhunu sıkıntılar içinde bırakır.
 

ÇAPANOÐLU

New member
Katılım
8 Eki 2006
Mesajlar
803
Tepkime puanı
1
Puanları
0
sevgili dostum, bu satırları bir de anladığım dilden yani VAYH den ele alıp beni aydınlatır mısınız, çünkü, yukarıdaki yazınızdan hem bir şey anlamadım ve hem de yabancısı olduğum ögeler içeriyor..
 

alptraum

New member
Katılım
1 Ocak 2005
Mesajlar
2,908
Tepkime puanı
166
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Aþk`dan
Web sitesi
www.muhakeme.net
bende sizin yazilarinizdan bisey anlamiyorum anlamaya calisiyorum yani hersey illa vahyle olacak diye birsey yok diyorum insan kendide bulabilir kisasi ve özü budur
 

ÇAPANOÐLU

New member
Katılım
8 Eki 2006
Mesajlar
803
Tepkime puanı
1
Puanları
0
bende sizin yazilarinizdan bisey anlamiyorum anlamaya calisiyorum yani hersey illa vahyle olacak diye birsey yok diyorum insan kendide bulabilir kisasi ve özü budur

O zaman kendi fikirlerinizi yazın ve severek okuyalım, neden dilini anlayamadığım nursi den yazıyorsun, hiç olmazsa benim teklifim kainat kitabından, daha doğal olanı yani..
 

fetih

New member
Katılım
16 Şub 2007
Mesajlar
1,994
Tepkime puanı
355
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Uzay Ýstasyonundan Alooooo Kimse Yokmuuuuu :)

Mesele muhalefet olmak meselesi değil, insanlık daha büyük pislik ve kirlilikler içinde bocalarken, tutmuş istibrayı tartışıyoruz, Batı yapımı Tv, buzdolabı, ç. makinesi, vcd si, radyosu evlerimizde boğazımıza dayanırken ekonomikmen ve manen, söyler misiniz, istibra etsen ne etmesen ne?..
Ülkenin en büyük islami kuruluşu(!) YİMPAŞ'ın şu son günlerde düştüğü durum ve sebep olduğu gerçek pislik sanırım yeterince ŞOK etmedi bizi, hala küçük şeylerle vakit harcıyoruz..
Bu bir taktik mi yoksa, birileri sırtımızdan daha büyük hızsızlıklar yapsın diye.. hadi düşünün bakayım

küçük dediğiniz şey SÜNNET-İ RESULULLAH'tır bu sünnetede uydurma demeyin sakın küçük dediğiniz şey yapılmazsa o idrarın bir damlası kabir azabına sebebiyet verir buda hadis-i şerifdir (H.Z muhammed ) a.s ' a inanıyorsanız tabi inanmıyorsanız sünnet olayına küçük diye yaklaşmayınız...
 

fetih

New member
Katılım
16 Şub 2007
Mesajlar
1,994
Tepkime puanı
355
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Uzay Ýstasyonundan Alooooo Kimse Yokmuuuuu :)
O zaman kendi fikirlerinizi yazın ve severek okuyalım, neden dilini anlayamadığım nursi den yazıyorsun, hiç olmazsa benim teklifim kainat kitabından, daha doğal olanı yani..

siz ve biz Bediüzzaman said-i nursi gibi muhterem bir şahsiyetin ayağının tozu olamayız ki onun bıraktığı eserlerede saygılı olalım şüphesiz o eserleri kendinden yazmamıştır ALLAH C.C nun izni efendimizin a.s manevi halleriyle hallenerek o eserler hayata geçirilmiştir...
 

ÇAPANOÐLU

New member
Katılım
8 Eki 2006
Mesajlar
803
Tepkime puanı
1
Puanları
0
küçük dediğiniz şey SÜNNET-İ RESULULLAH'tır bu sünnetede uydurma demeyin sakın küçük dediğiniz şey yapılmazsa o idrarın bir damlası kabir azabına sebebiyet verir buda hadis-i şerifdir (H.Z muhammed ) a.s ' a inanıyorsanız tabi inanmıyorsanız sünnet olayına küçük diye yaklaşmayınız...

Ahh sevgili kardeşim, bilmemki ben size ne deyim, sünnetti, hadisti derken Peygamberimizin nasıl idrar yaptığına veya hacetini nasıl giderdiğine kadar varıp dayandırdık ya işi..
Artık bizim sırtımız yere gelmez, çünkü, büyük bir sorunu hallediverdik bu sayede..
Bilemiyorum, sanırım aynı şeyler konuşmuyor, aynı şeyden bahsetmiyor gibiyiz.
Bunun için kısır döngüdeyiz zahir..
Neyse, Ben sünnet olarak ADAM GİBİ ADAM OLMAYI VE PEYGAMBER AHLAKIYLA AHLAKLANMAYI anlayayım, siz de istibradan, misvaktan, bir tutamı aşan sakaldan tutun sünnetin ucunu..
Allah ümmete şuur nasib eylesin içinden de bizi ayırmasın inş..
 

alptraum

New member
Katılım
1 Ocak 2005
Mesajlar
2,908
Tepkime puanı
166
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Aþk`dan
Web sitesi
www.muhakeme.net
Ümmetimin fesada gittiği zamanda kim benim sünnetime sarılsa ona yüz şehit sevabı vardır.” mealindeki hadis-i şerif, bazen yanlış anlaşılıp bir takım şüphe ve tereddütlere yol açmaktadır. Şöyle ki:

Hadisten murat, bir bütün olarak Hazreti Peygamberin sünneti iken, bazen sanki bir tek sünneti yapmak yüz şehit sevabı kazandırır, zannedilmektedir. Böyle bir anlayış, hadisin ifade ettiği manaya muhaliftir, Dinin ortaya koyduğu düsturlara terstir. Sözgelimi misvak kullanan biri, sırf bu hareketinden dolayı yüz şehit sevabı alamaz. Ancak bir bütün olarak Sünnet-i Seniyyeyi rehber yapan kimseler hadiste belirtilen ecri alırlar.

Sözün özü: “Bir sünnete uymak” ile “Sünnete uymak” çok farklı şeylerdir.
 

sabr

New member
Katılım
26 Eki 2006
Mesajlar
10
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
sayın çapanoğlu kardeşim bu bir forum sitesi .bir yerde fıkıh tartışılır bir yerde kelam bir yerde de senin dediğin gibi islam dünyasının durumu... v.b konuları konuşursun . islam dünyasının durumu gibi olayları idrak biraz da takvada ve tefferruatta saklıdır.
 

aklý selim

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
3 Kas 2006
Mesajlar
120
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
Temizlik fıtri bir şeydir ve bir mü'min temizlik konusunda neler yapması gerektiğini mutlaka bilir.Bu kadar tonlarca ayrıntıda boğulmadan hemde!Lütfen Rasulün Sünnetini doğru değerlendirin ki O yürüyen Kur'andı,ahlakı kur'andı.Kur'anın terbiyesinden geçmiş biriydi.Sünnet ise Onun Kur'anı anlama,hayata geçirip,yaşama yol ve yöntemiydi.Yoksa sünnet kılık,kıyafet vb şeyler değil!Bizim yolumuz,yöntemimiz de Rasulün yol ve yöntemi olmalı!
 

ÇAPANOÐLU

New member
Katılım
8 Eki 2006
Mesajlar
803
Tepkime puanı
1
Puanları
0
sayın çapanoğlu kardeşim bu bir forum sitesi .bir yerde fıkıh tartışılır bir yerde kelam bir yerde de senin dediğin gibi islam dünyasının durumu... v.b konuları konuşursun . islam dünyasının durumu gibi olayları idrak biraz da takvada ve tefferruatta saklıdır.

Fıkhı tartışalım ama, şunu göz ardı etmeden, FIKHIN ana kaynağı vahy dir, vahy siz fıkıh tartışmak, direksiyonsuz araba icat etmek gibi olur ki?...

Eğer şu an elimizde mevcut hadis kitaplarından fıkıh elde edecek olursak, aşağıya alacağım hadisi bir kez okumanız bunun neden olamayacağı konusunda sanırım bilgi verir..

91- .... Abdullah b. Ömer (r.a.)’den, şöyle demiştir:
“Ben Resûlullah (s.a.) zamanında bekâr bir genç idim ve Mescid de gecelerdim. Köpekler mescide girerler çıkarlar, bevlederler, sahabiler de bundan dolayı hiçbir şey (su) dökmezlerdi.” (Ebû Dâvud K. Tahâre (1), Bâb 137 H.382 C.2 S.97 Şamil 1988, diğer tahdis edenler, Buhari, tabir 36, fedaili ashabın-Nebi 19; Müslim, fedaili’s-sahâbe 140 )
 

Asya

New member
Katılım
27 Eyl 2006
Mesajlar
1,020
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
37
Konum
Ýstanbul
bu forumda her açılan konuda neden said nursi tartışması çıkıyor?
 
Üst Alt