Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

güzelliğini kocasına hasretmeli

berfut

New member
Katılım
23 Kas 2007
Mesajlar
2,167
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Yaş
44
Konum
istanbul
Kadın, güzelliğini kocasına hasretmeli
Kadın ve erkek ortasında gayet esaslı ve şiddetli münasebet, muhabbet ve alâka, yalnız dünyevî hayatın ihtiyacından ileri gelmiyor. Evet, bir kadın, kocasına yalnız hayat-ı dünyeviyeye mahsus bir refîka-i hayat değildir. Belki hayat-ı ebediyede dahi bir refîka-i hayattır.
Madem hayat-ı ebediyede dahi kocasına refîka-i hayattır; elbette, ebedî arkadaşı ve dostu olan kocasının nazarından gayrı, başkasının nazarını kendi mehâsin[FONT=Comic Sans
MS]ine celb etmemek ve onu darıltmamak ve kıskandırmamak lâzım gelir. Madem mü’min olan kocası, sırr-ı imana binaen, onunla alâkası hayat-ı dünyeviyeye [/FONT]
münhasır ve yalnız hayvânî ve güzellik vaktine mahsus, muvakkat bir muhabbet değil, belki hayat-ı ebediyede dahi bir refîka-i hayat noktasında esaslı ve ciddî bir muhabbetle, bir hürmetle alâkadardır. Hem yalnız gençliğinde ve güzellik zamanında değil, belki ihtiyarlık ve çirkinlik vaktinde dahi o ciddî hürmet ve muhabbeti taşıyor. Elbette ona mukabil, o da kendi mehâsinini onun nazarına tahsis ve muhabbetini ona hasretmesi, muktezâ-yı insaniyettir. Yoksa pek az kazanır, fakat pek çok kaybeder.
Şer’an koca, karıya küfüv olmalı, yani, birbirine münasip olmalı. Bu küfüv ve denk olmak, en mühimi, diyanet noktasındadır.
Ne mutlu o kocaya ki, kadınının diyanetine bakıp taklit eder; refîkasını hayat-ı ebediyede kaybetmemek için mütedeyyin olur.
Bahtiyardır o kadın ki, kocasının diyanetine bakıp “Ebedî arkadaşımı kaybetmeyeyim” diye takvâya girer.
Veyl o erkeğe ki, sâliha kadınını ebedî kaybettirecek olan sefahete girer.
Ne bedbahttır o kadın ki, müttakî kocasını taklit etmez, o mübarek ebedî arkadaşını kaybeder.
Binler veyl o iki bedbaht zevc ve zevceye ki, birbirinin fıskını ve sefahetini taklit ediyorlar, birbirine ateşe atılmasında yardım ediyorlar!
Lem’alar,
Lügatçe:
refîka-i hayat: Hayat arkadaşı.
hayat-ı dünyeviye: Dünya hayatı.
hayat-ı ebediye: Sonsuz hayat, ahiret.
mehâsin: Güzellikler, hüsünler, iyilikler.
münhasır: Yalnız birşeye ait olan, mahsus olan.
hasretme: Yalnız bir şeye mahsus kılmak.
muktezâ-yı insaniyet: İnsanlığın gereği.
Şer’an: Dinen, dine göre.
küfüv: Denklik; evlenecek çiftlerin belirli bakımlardan birbirlerine denk olmaları.
diyanet: 1-Din. 2-Dini emirlere riâyet, dindarlık.
Refîka: hanım, eş.
mütedeyyin: Dinin emirlerini eksiksiz yerine getiren, dindar, dine bağlı.
takvâ: Allah’tan korkma, Allah korkusuyla dinin yasak ettiği şeylerden kaçınma.
veyl: Vay, yazık, vay haline.
sâliha: İyi, hayırlı, faydalı; iyi işler sahibi.
sefahet: Zevk, eğlence ve yasak şeylere düşkünlük, sefihlik.
bedbaht: Bahtsız, bahtı kara, talihsiz.
Zevc: koca.
Zevce: hanım, karı.
müttakî: İttika eden, sakınan, haramdan çekinen, takva sahibi.
fısk: Günah; Allah’a karşı isyan etme.
 
Üst Alt