Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Gül Bahçesinden Bir Demet

  • Konbuyu başlatan beyaz_ýþýk
  • Başlangıç tarihi
B

beyaz_ýþýk

Guest
GÜL BAHÇESİNDEN BİR DEMET


184. (Çöplükte biten gülleri koklamayınız!) [Fâideli Bilgiler s.386] Her çömlek, içinde olan şeyi sızdırır. Gülistâna giden, gül koklar. Çöplükte yetişen Ebû Cehl karpuzu, elbet fena koku saçar. Dünyada ve âhirette saadete kavuşmak istiyenler, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitâblarını okumalıdır. Bu âlimler, fertlere, âilelere ve cemiyetlere lâzım olan her bilgiyi kitâblarına yazmışlardır. Âlim olan, bu bilgileri arar, bulur. Câhil ve sapık olanlar, bulamaz, yok sanırlar. Ehl-i sünnetten ayrılanların Cehenneme gidecekleri, hadîs-i şerîfte bildirilmiştir. Allahü teâlâ, gençleri, sahte din adamlarının zararlarından, kitâblarından korusun! Âmîn.

185. (Bildiklerine uygun hareket edene, Allahü teâlâ, bilmediklerini bildirir!) [İsbât-ün-nübüvve (İmâm-ı Rabbânî); Hak Sözün Vesîkaları s.292]

186. (Ümmetimden Sıla isminde biri gelir. Onun şefaati ile, çok çok kimseler Cennete girer.) [Menâkıb ve Makamât-i Ahmediyye-i Saîdiyye; İmâm-ı Süyûtî; Hak Sözün Vesîkaları s.303] Mevlânâ Ahmed-i Nâmıkî Câmî ve Halîlullah-ı Bedahşî gibi büyük Velîler, imâm-ı Rabbânînin geleceğini önceden haber vermişlerdi. Resûlullah efendimiz, onun geleceğini müjdelemişti. İmâm-ı Süyûtî (Cem'ul cevâmi') kitabında, bu hadîs-i şerîfi, İbni Mes'ûd Abdürrahman ibni Yezîdden, O da Hazret-i Câbirden rivayet ederek bildiriyor. (Sıla), birleştirici demektir. Tasavvufu fıkh bilgileri ile birleştirdiği için bu ism, İmâm-ı Rabbânîye verildi. Zemânın âlimleri, Ona bu ism ile hitâb eylediler. Kendisi de, oğlu Muhammed Mâsuma yazdığı bir mektûbda, (Beni iki derya arasında sıla yapan Rabbime hamd ederim) diye buyurmaktadır.
 
B

beyaz_ýþýk

Guest
Gül Bahçesinden Bir Demet -66


196. (Âlime haksız olarak hakâret eden kimseyi, Allahü teâlâ, bütün insanlar arasında hakîr, rezîl eder. Âlime hurmet eden kimseyi, Allahü teâlâ, Peygamberler gibi azîz eder, şereflendirir.) [İslâm Ahlâkı s.65] Bir hadîs-i şerîfde de, (Bir kimse, âlimin sesinden yüksek sesle konuşursa, Allahü teâlâ, onu dünyâda ve âhıretde hakîr eder. Eğer pişmân olur, tevbe ederse afv olur.) buyuruldu. Görülüyor ki, hakîkî âlimlere hurmet etmek lâzımdır.

197. (Doğru ilm sâhibi olan ve ilmi ile amel eden bir âlim ile Peygamberler arasında bir derece fark vardır. Bu bir derece, peygamberlik makâmıdır.) [İslâm Ahlâkı s.66] Bu se’âdete kavuşmak için, ilm öğrenmeğe çalışmak lâzımdır.

İmâm-ı Ebû Yûsüf Kâdînın onbeş yaşında oğlu vardı. Oğlunu çok seviyordu. Ansızın vefât etdi. Talebesine (Defn işini size bırakdım. Ben üstâdımın dersine gidiyorum. Bugünki dersi kaçırmıyayım) dedi. İmâmı vefâtından sonra rü’yâda gördüler. Cennetde, büyük bir köşkün karşısında duruyordu. Köşkün yüksekliği Arşa varmışdı. Bu köşk kimindir denildikde, benimdir buyurdu. Buna nasıl kavuşdun denilince, (İlme ve ilm öğrenmeğe ve öğretmeğe olan muhabbetim ile) buyurdu. Dünyâda ve âhıretde azîz olmak için, ilm öğrenmelidir!

198. (Âlimin ölümüne üzülmiyen, münâfıkdır. İnsanlar için, bir âlimin ölümünden dahâ büyük musîbet yokdur. Bir âlim ölünce, gökler ve göklerde olanlar, yetmiş gün ağlar.) [İslâm Ahlâkı s.67] Hakîkî âlim vefât edince dinde bir yara açılır ki, kıyâmete kadar kapanmaz.
 
Üst Alt