sinang
New member
بســـم الله الرحمن الرحيم
"De ki: 'Ben size Allah'ın hazineleri benim yanımdadır ve gaybı bilirim demem. Ve ben size meleğim de demiyorum. Ancak bana vahyolunan şeye tabi olurum'. De ki: 'Görmeyenle gören bir olur mu? Hiç düşünmüyor musunuz?" (En'am; 50)
Bu ayette Hazreti Muhammed (a.s.)'in Şöyle demesi isteniyor. Size anlatmak ve sunmak istediğim gerçekleri kendi gözümle gördüm. Ben bunları adetâ yaşadım ve bu gerçekleri vahiy ile öğrendim. Bu hakikatler hakkında benim öğrendiklerimi ve gördüklerimi siz bilemezsiniz. Siz bunlar hakkında esas bilgiye sahip olmayıp, sadece tahmin yürüttüğünüz ve taklit ettiğiniz için bir bakıma kör sayılırsınız. Yani gözleriniz benim gördüklerimi görmüyor. Ben gözleri iyi gören bir kişi iken siz gözleri kör olansınız. Size üstünlüğüm varsa bundan dolayı vardır. Yoksa maddi veya bedensel herhangi bir üstünlüğü yoktur. Bende ne Allah'ın hazineleri vardır, ne gaybın bilgisine sahibim ve ne de insanlık zaaflarından yoksunum.
"Andolsun ki, senden evvel gönderdiğimiz peygamberlere de zevceler ve evlâtlar verdik. Allah'ın izni olmadıkça peygamberler Mu'cize getirmeye kadir değildir". (Ra'd; 38)
Bu, Hazreti Peygamber (a.s.)'e yapılan itirazlara bir cevaptır. Mekke'li kâfirler, Hz. Muhammed (a.s.)'in çoluk-çocuk sahibi olmasını çok yadırgıyor, bir peygamberin bedensel ve cinsel hiçbir ihtiyacı olmaması gerektiğini savunuyorlardı.