Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Gerçek Köleler!..

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
[FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم[/FONT]​
[FONT=Arial, Helvetica, sans-serif][/FONT]
[FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]"Bu makalenin yayınlanması, Mısır'ın zulüm ve istibdat devrinde yasaklanmıştı. Şimdi bu, Mısır'ı zulüm ve istibdatdan temizleyen ve yücelten hür insanlara armağandır!"
Ekonomik ve sosyal yükümlülüklerin altında köle olmak zorunda kalıp da, efendilerinden eşya ve hayvan gibi muamele görenler, köle değildir. Gerçek anlamda köleler, ancak şunlardır: Ekonomik ve sosyal durumları, onları köleliğe zorlamadığı halde onlar, kendi istekleriyle köle olmaya koşarlar...
Bu anlamdaki köleler, saraylara ve çiftliklere sahiptir. Ellerinde yeteri kadar mal ve servet vardır. İş yapma ve kazanma imkânlarına da sahiptirler. Hiç kimse, onların malları ve canları üzerinde söz sahibi değildir. Buna rağmen onlar, efendilerinin kapıları önünde kuyruğa geçerler. Hizmetkârlık ve kulluk için koşuşurlar... Kendi elleriyle başlarına boyunduruk zincirleri ve ayaklarına prangaları vururlar... Kulluk ve hizmetkârlık armasını, böbürlenerek ve büyüklük taslayarak taşımaktan çekinmezler...
Gerçek köleler: Efendilerin, aciz köleleri içeride ayağının topuğu ile nasıl tekmelediğini, hiç bir ihtar ve uyarmada bulunmadan, onları hizmetinde nasıl koşturduklarını, önünde eğilen başlarını tokatlayarak nasıl hakaretle kapı dışarı edilmeleri için emir verdiklerini gördükleri halde, kuyruğa giripte kovulan hizmetkarların yerine geçmek için kendilerini takdim edenler; efendileri onlara yaptığı hakarette daha ileri gittikçe arı gibi etrafına üşüşenlerdir...
İşte, gerçek köleler kendi arzuları ile esareti kabul eden bu serseriler güruhudur. Gerçek köleler; hürriyetten köşe bucak kaçanlar, efendileri tarafından kovulduklarında, kendilerine bir başka efendi arayanlardır.
Çünkü, onların benliğinde yerleşmiş olan kölelik duygusu ve ihtiyacı, onları buna zorlamaktadır. Bu kölelik ve alçalma duygusu onlar için bir altıncı veya yedinci duyu olmuştur. Bu aşağılık komplekslerini, mutlaka tatmin etmeleri gerekir. Eğer, onlardan birisi kölelik bağı altında olmazsa, onların kölelik duyguları benliklerinde susuzlukla kıvranır, efendiler bulabilmek için eşikten çekilir, kapı önünde sürünürler. Önünde secdeye kapanmak için, efendilerinin parmağından gelecek işareti beklemeye sabırları kalmaz.
Gerçek köleler: Hürriyetlerine kavuştuklarında ve hür bırakıldıklarında, hür ve serbest olanları değil, geride, ahırda bağlı kalan kölelere gıpta ederler, onları kıskanırlar. Çünkü, hürriyet bu adamları ürkütür, şeref bellerini büker, onlar için kuşandıkları hizmetkârlık kemeri öğünme işareti, giydikleri altın yaldızlı kapıcı elbisesi, âşık oldukları en parlak ve şık kıyafettir.
[/FONT]
[FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Gerçek Köleler: Boyunduruk zincirlerini kafalarında değil, benliklerinde duyanlardır. Bu boyunduruk zinciri, onların derilerini kamçılayıp, kurtuluş için alevlendirmez. Fakat, bu boyunduruk zinciri, onların ruhlarını alçaltma kamçıları olur ve bu hususta ruhlarını alevlendirir ve harekete getirir. Onları yürekten sürükleyen, burunlarına takılı kölelik halkaları değildir. Onlar, efendilerinin arkasında halkasız olarak sürüklenirler. Çünkü, onların kanlarında kölelik halkası daha önceden vardır.[/FONT]
[FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Gerçek köleler: Kendilerini sadece, esaret zinciri arasında ve yuları ellerinde bulunduran kimselerin ahırlarında bulunurlar. Başı boş bırakılacak olursa, hayatın akısı içinde kaybolurlar. Sosyal hayatın kalabalığı içinde ve zorlukları arasında şaşırıp kalırlar. Bunlar, ışıkla karşılaşmaktan ürkerler; kendi arzuları ile ahırların kapılarını çalmaya başlarlar ve bekçilerine, kendidilerine bu kapıları açmaları için yalvarırlar...
Bu gerçek köleler; - böyle basit ve alçak olmalarına rağmen- zâlim ve gaddardırlar. Hür olanlara karşı güçlü ve katı yürekli olup, onları yok etmek için arzu duyarlar. Onlara işkence yapmaktan ve yaptırmaktan hoşlanır; sadist cellâtlar gibi canavar duygularını onlarla tatmin ederler. Onlar, hür insanları, hürriyete iten etkenlerin ne olduğunu bilmezler.
Hürriyet için uğraşmayı isyan; yükselme ve kurtuluş arzusunu baş kaldırma, izzet ve şeref isteğini cinayet sanırlar. Bu yüzden de esirler kafilesinde, kendileri gibi yürümeyen, gururlu ve hür kimselere, içlerindeki intikam duygularını zulüm yaparak açığa dökerler...
Onlar, efendilerinin rızalarını kazanmak için olduğu kadar, hür insanları yok etmek için vasıtaları keşfetmede de yanşıyorlar. Buna rağmen efendileri onlardan usanıyor, hizmetlerinden kovuyorlar. Çünkü, aynı oyunun tekrar tekrar oynanması, zevklerini okşamıyor ve onları bıktınyor. Bu yüzden de oyuncularını değiştirerek, kapıda gönüllü bekleyenlerden başkalarını getirip sahneye koyuyorlar.
Fakat, ne olursa olsun bütün bunlara rağmen gene de istikbâl hür olanlarındır... Evet istikbâl ne kölelerin, ne de onların ayakları altında yuvarlandıkları efendilerinindir. Evet istikbâl ancak, hür olanlarındır. Çünkü, insanlığın hürriyet için yaptığı mücadeleden hiç biri kaybolmamıştır. Artık, yıkılmış olan kölelik ahırları, tekrar yeniden inşa edilmeyecek, kırılmış olan esaret zincirlerinin halkaları yeniden dökülmeyecektir.
Evet, bu günlerde kölelerin sayısı çoğalmaktadır... Fakat, hür olanların sayı ve ölçüleri de kat kat artmakta, bütün milletler gün geçtikçe esaretlere karşı nefret ederek, hürriyet kervanına katılmaktadır. Hürriyet kervanına katılmak, kölelerin ellerinde olan bir şeydir. Çünkü, bu gün artık, ne cellâtların pençeleri, dizginleri tutacak kuvvettedir ve ne de esaret boyunduruğu, kervanı götürecek güçtedir. Yalnız - dediğimiz gibi - köleler esaret zincirinin halkalarını burunlarına taktırmak için kölelik ahırlarının kapılarını, kendileri çalıp açmaya çalışıyorlar...
Fakat, bütün bu engellere rağmen hürriyet kervanı bütün hızı ile ilerliyor. Yolunda ilerlerken bu kervana binler, milyonlar iltihâk ediyor. Cellâtlar bu kervanın hızını durdurmak yahut köleleri üzerine saldırtarak dağıtmak için boşuna uğraşıyorlar. Kölelerin kırbaçları, hür olanların vücutlarını parçalasa dahi, onları, engelleri yıktıktan, dağları devirdikten sonra geri döndüremezler. Artık yolları üzerinde, basit dikenlerden başka bir şey kalmamıştır...
Bu kervanın arkasından, başka bir kervan daha takip edecektir. Geçmişin bütün tecrübeleri, esaretle hürriyet arasında meydana gelen savaşlarda, üstünlüğün ve zaferin daima hürriyetten yana olduğu ortaya çıkmıştır.
Hürriyetin yumruğu, zulüm karşısında kanayabilir. Fakat öldürücü darbeler, daima onundur. Yüce Allah'ın yeryüzündeki kanunu böyledir. Çünkü, hürriyet geleceğin zirvesinden en yüce ideal, esaret ise geçmişin karanlıklarına gömülmüş sapık bir dönüştür.
Esaret kafilesi, her zaman için hürriyet kervanının yolunu kesmeye çalışmışsa da, bütün kıtalara hâkim olduğu zamanlarda bile bir kaç hürriyet öncüsünün dahi önüne geçememiştir. Kaldı ki bugün, pek az olan sayısı ile bütün insanlığı içine alan hürriyet kervanının yolunu kesebilir mi?
Bu kesin hüküm, ifade ettiği gerçeğin yanı sıra, bir başka gerçek daha vardır. O da:
Hürriyet kervanının gayesi uğrunda bir çok kurban vermesi, kervanın bazı kıyılarını esaret kafilesinin parçalaması, bazı hür kimselerin sırtları, kölelerin kırbaçlarına hedef olması gereğidir.
Hürriyetin hiç şüphesiz bir karşılığı vardır. Esaret, nasıl ki esaret olmak için kurbanlar vermiştir. Hürriyetin de, hürriyet olması için kurbanları olmasın mı?
Bu ve diğeri de birer gerçektir. Fakat sonuç bellidir, açıktır. Yol aydınlıktır. Tecrübeler çoktur. Bakalım, esaret kafilesinin ve kuşandıkları yaldızlı kemerleriyle göğüslerindeki işlemeli elbiseleri ile süslenen kölelerine. Hürriyet kervanına ve beraberinde yürüyen fedakârlara, kahramanlık madalyasının süslediği alınlara, şerefin kabarttığı göğüslere bakalım. Dikenlerle dolu yoldan yürüyen şanlı kervanı takip ederek, kesin olduğuna inandığımız sonucu bekleyelim. Hiç şüphesiz, sonuç; sabır edenlerindir...
[/FONT]

Müellif:Şehid Seyyid KUTUB
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
ne kadar acı.. birde hür olduğunu sanıp köle olanlar var..bunu isteyenler var.. Allahım hidayetimiz artır.. gözümüzü aç.. ne tuhaf bi durum.. kölelik için ısrar etmek..neden, hür olmanın artıları belki zor geliyor.. çünkü acı çekmek ile acı çektiğini zennetmek farklı durumlardır.. yazık.. neyse,

Allah razı olsun üstad..

selametle...
 

Mücahid

New member
Katılım
17 Mar 2007
Mesajlar
2,553
Tepkime puanı
223
Puanları
0
Yaş
57
Konum
Tr
Hürriyet mücadeleyi,Mücadele sabrı gerektirir.Rabbim hak davada mücadele eden ve bu mücadelede sabredenlerden kılsın hepimizi.İSTİKBAL İSLAMINDIR. Dua ile kardeşim.
 
Üst Alt