Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Gerçek Keramet

yelken06500

New member
Katılım
12 Eyl 2007
Mesajlar
772
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Konum
istanbul
Nakledilir ki:
Kebş şehrinde Seyyid Emir Kilâl Kuddise Sırruhu Hazretleri'nin talebelerinden birinin de bulunduğu bir mecliste kerametten söz açılır. Mevlana Celâleddin el–Kebşî:
"Şimdi böyle gerçek keramet ehli nerede bulunur? O zat ki, göz açıp kapayacak kadar kısa bir zaman içinde, doğudan batıya dünyayı dolaşsın." deyince, o talebe:
"Evet, şimdi böyle bir zat vardır. O benim hocam Seyyid Emir Kilâl Hazretleri'dir." der. Bunun üzerine Mevlâna Celâleddin el–Kebşî;
"Bizi sohbetine kavuştur da onun ayaklarının tozunu gözlerimize sürme yapalım." der. Talebe;
"Sizin oraya kadar gitmenize lüzum yok, eğer buraya teşrif etmesi için tam bir teveccüh yaparsanız, bir anda burada olur." der. Bu söz üzerine Mevlâna Celâleddin el–Kebşî teveccüh edip, Allâhu Teâlâ'ya hâlis kalple dua eder. Sonra içeride bulunan cemaat birdenbire ayağa kalkar. Çünkü Seyyid Emir Kilâl Kuddise Sırruhu Hazretleri çok uzakta olmasına rağmen içeri giriverir. Bu hâle çok şaşırırlar. Sonra oturup sohbete başlarlar.
Mevlâna Celâleddin, Seyyid Emir Kilâl Hazretlerine;
"Efendim, sizi bu hâle kavuşturan şey nedir? Burayı bir anda teşrifiniz nasıl mümkün oldu?" diye sorar. Bunun üzerine Seyyid Emir Kilâl Hazretleri, sohbete başlayıp buyurur ki:
"Bizi, sizin samimi arzunuz bu diyara getirdi. Bir kimse Allahu Teâlâ'ya ihlâs ile yalvarır, tam samimiyetle bir şey ister ve dua ederse, Allahu Teâlâ onu maksadına kavuşturur."
Mevlâna Celâleddin el–Kebşî:
"Efendim, talebeniz ve hizmetçiniz olmakla şereflenmek istiyorum." der. Seyyid Emir Kilâl Hazretleri ona:
"Biz seni evlâtlığa kabul ettik." buyurur. Sonra ona teveccüh nazarlarıyla bakıp, bir anda yüksek derecelere kavuşturur. Orada bulunanlar bu hâli görüp;,
"Ey Mevlâna Celâleddin, uzun zamandan beri uğraşıp ömür tükettin; fakat şimdi maksadına kavuştun." derler. Onların böyle söylemeleri üzerine Seyyid Emir Kilâl Hazretleri:
"Siz kendi işinizi onun işiyle bir mi tutuyorsunuz? O, işini tamamlamış, yolları katetmiş ve vakti gelmiş. Sadece bizim bir işaretimize, teveccühümüze ihtiyacı kalmıştı." buyurur.
 
Üst Alt