Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Gazaba Uğrayanlar ve Sapıklar

kemi

New member
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
149
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
41
Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
"Bizi doğru yola ilet. Nimet verdiğin kimselerin yoluna, kendilerine gazab edilmiş olanların ve sapanların yoluna değil" (1 Fatiha 6-7)
Sahih bir yolla gelen haberde Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in de şöyle buyurduğu nakledilmiştir:
"Yahudiler, kendilerine gazab edilenlerdir ve Hıristiyanlar da sapmış olanlardır" (Ahmed bin Hanbel lV / 378. V. 77)
Nitekim Allah'ın Kitabı da birkaç yerde buna işaret etmektedir. Şu örneklerde olduğu gibi:
"De ki: “Allah katında bundan daha kötü bir cezayı size haber vereyim mi? Allah’ın kendisine lanet ve gazap ettiği, kendilerinden maymunlar, domuzlar ve taguta tapanlar kıldığı kimseler, işte onlar, yerleri en şerli ve yolun ortasından en çok sapmış olanlardır!" (5 Mâide 60)
"Allah'ın kullarından dilediğine fazlından bir şey (vahiy) indirmesine hased edip Allah'ın indirdiği şeyleri inkar edenlerin nefislerini karşılığında sattıkları şey ne kötüdür. (Bu sebeble) gazab üstüne gazaba uğradılar. Kafirlere (işte böyle) alçaltıcı bir azab vardır." (2 Bakara 90)
"Allah'ın ipi (ahdi)ne ve (müslüman) insanların ipi (ahdi)ne tutunanlar müstesna nerede bulunurlarsa bulunsunlar, onlara (kitap ehline) zillet (damgası) vurulmuştur. (Ayrıca onlar) Allah'tan bir gazaba uğramış ve üzerlerine miskinlik (damgası) vurulmuştur. Bu onların Allah'ın ayetlerini inkar etmeleri ve haksız yere nebileri öldürmelerindendir. (Yine) bu (Allah'ın hükümlerine) isyan etmeleri ve aşırı gitmelerindendir." (3 Âl-i İmrân 112)
Hıristiyanlar hakkında da şöyle buyurmaktadır:
"De ki: "Ey kitab ehli! Dininizde haksız yere aşırı gitmeyin! Daha önce sapmış, bir çoğunu saptırmış ve doğru yoldan ayrılmış bir kavmin hevalarına uymayın!" (5 Mâide 77)
"Ey kitab ehli! Dininizde aşırı gitmeyin ve Allah hakkında haktan başkasını söylemeyin! Muhakkak ki Meryem oğlu Mesih İsa; Allah’ın rasulü, Meryem’e ulaştırdığı kelimesi ve kendisinden bir ruhtur. Allah’a ve rasullerine iman edin! “(Allah) Üçtür” demeyin! Hayrınız için (bundan) vazgeçin! Allah, şüphesiz bir tek ilahtır. Oğul edinmekten münezzehtir. Gökte ve yerde olanların hepsi O’nundur. Vekil olarak Allah yeter!" (4 Nisa 171)
"Yahudiler: 'Uzeyr, Allah'ın oğludur" dediler. Hıristiyanlar da: 'Mesih, Allah'ın oğludur' dediler. Bu, onların ağızlariyle geveledikleri sözlerdir. (Sözlerini), önceden inkâr etmişlerin sözlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin, nasıl da (haktan batıla) çevriliyorlar? Hahamlarını ve rahiblerini Allah'tan ayrı rabler edindiler, Meryem oğlu Mesih'i de. Oysa kendilerine yalnız tek İlâh olan Allah'a ibadet etmeleri emredilmişti. O'ndan başka ibadete layık ilâh yoktur. O, onların ortak koştukları şeylerden münezzehtir" (9 Tevbe 30-31)
"Allah'ın kendisine kitap, hüküm ve nübüvvet verdiği insanoğlunun: "Allah'ı bırakıp da bana kul olun" demesi düşünülemez. Fakat kitabı öğrettiğinize ve okuduğunuza göre: "Rabbaniler olun" der."
"(Hiçbir rasul) melekleri ve nebileri rabler edinmenizi size emretmez. Sizler müslüman olduktan sonra, kafir olmanızı mı emredecek(ler)?" (3 Âl-i İmrân: 79-80) "Müşriklere de ki: "Allah dışında ilah olduklarını sandığınız putları imdada çağırınız bakalım. Onlar, başınızdaki belayı ne giderebilirler ve ne de başka birine aktarabilirler."
"İmdada çağrılan bu ilahların Allah'a en yakın olanları dahil olmak üzere hepsi Allah'a yaklaşmanın yolunu (yaklaşmak için bir vesile) ararlar. O'nun rahmetini diler ve azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı korkunçtur." (17 İsrâ 56-57)

Her türlü eksiklikten arınmış olan Allah, her namazımızda doğru yola; kendilerine "gazab edilmiş ve sapmış" olanlardan farklı olan ve Allah'ın kendilerine "nîmet verdiği" "peygamberlerin", "sıddîkların", "şehîdlerin" ve "salihlerin" yoluna iletmesini dilememizi emrettiğine göre:
Bu: kulun; "gazab edilmiş" ve sapmışların" yoluna düşmesinin korkulacak bir şey olduğunu gösterir.
Nitekim Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in de haber verdiği gibi, bu durum vâki olmuştur. O, şöyle buyurmaktadır:
"Sizden öncekilerin yollarını tıpatıp takip edeceksiniz. Öyle ki, bir kelerin deliğine girmiş, olsalar, siz de ona gireceksiniz."
Ashab; Yahudi ve hıristiyanları mı? Ya Resûlâllah, diye sorunca:
"Başka kim olabilir ki"(Buhari, Enbiyâ 50), buyurdu. (Hadîs sahihtir)
Selef:
- doğru yoldan ayrılan "âlimlerde" "yahudilere bir benzerlik",
- "âbidlerde" ise, "hıristiyanlara bir benzerlik" bulunduğu görüşündeydi.
Gerçekten;
- Sapan ilim adamlarında; sözlerin anlamını değiştirme, kalb katılığı, ilimde cimrilik, büyüklenme, başkalarına doğru olanı söylemesine rağmen kendisinin bunu uygulamaması gibi şeylerin bulunduğu; - Sapan ibadet ehlinde ise; peygamberlerle salihler konusunda aşırılık, ibadetlerde ruhbanlık, şekilcilik ve müziğe dalma gibi bid'atler görülmektedir.

Resûlüllah (s.a.v), Ümmetinin Kendisi Hakkında, Hıristiyanların İsa (a.s.) Konusunda Düştüğü Ulûhiyet Dâvası Gibi Yanlışlara Düşmemeleri İçin, Bir Kul Olduğu Gerçeğini Sık Sık Vurgulamıştır
yesilnokta.gif
Allah (c.c)a İbadet


Bu nedenle Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem):
"Beni, hrıstiyanların Meryemoğlu İsa'yı andıkları (övdükleri) gibi aşırı bir şekilde anmayın, (övmeyin). Ben ancak bir kulum. Bunun için bana: "Allah'ın kulu ve rasulü deyin." (Buhâri, Enbiyâ 48; Ahmed İbn Hanbel 1/23, 24,47,55, 60; Dârimî, Rıkâk 68), buyurmaktadır.
Bundan dolayıdır ki Allah, Resûlüllah (sallallahu aleyhi ve sellem)'i makamlarının en yücesi olarak, kullukla nitelemiştir:
"Eksiklikten uzaktır O (Allah) ki, geceleyin kulunu yürüttü" (17 İsrâ 1)
"Kuluna vahyettiğini vahyetti" (53 Necm 10)
"Allah'ın kulu kalkıp O'na yalvarınca (hayretten hepsi) onun üzerine üşüşüp neredeyse keçe gibi birbirlerine geçeceklerdi" (72 Cin 19).
Yine bu nedenle namazdaki oturuşlarda okunduğu gibi, cuma ve bayram hutbeleriyle nikâh ve diğer ihtiyaç anlarında okunan meşru hutbelere de:
"Allah'tan başka ibadete layık ilâh bulunmadığına ve Muhammed'in, O'nun kulu ve Rasulü olduğuna şehadet ederim" cümlesiyle başlanır.
Resûlüllah (sallallahu aleyhi ve sellem) de, ümmetinin kendisi hakkında, hıristiyanların Mesih konusunda düştüğü "ulûhiyet" dâvası gibi yanlışlara düşmemeleri için, bir kul olduğu gerçeğini sık sık vurgulamıştır.
Hattâ biri:
"Allah ve sen ne dilerseniz"deyince Resûlüllah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
"Beni Allah'a denk mi tutuyorsun? Aksine, Allah ne dilerse, yalnızca O" (Ahmed İbn Hanbel l / 214, 224, 283,342)
Yine ashabına:
"Allah ve Muhammed ne dilerse demeyin. Aksine, Allah ne dilerse, deyin. Muhammed'in dilemesi (O'ndan) sonradır" (İbn Mâce, Keffarât 13) buyurmuştur.
Yine şöyle buyurmaktadır:
"Kabrimi (gidip-gelinen) bayram yerine çevirmeyin; nerede olursanız bana salât getirin, getirdiğiniz salât bana ulaşır" (Ahmed İbn Hanbel ll /367; Ebû Dâvud, Menâsik 100)
"Allahım, kabrimi tapılan bir put kılma! Peygamberlerinin kabirlerini mescid edinenlere Allah'ın gazabı çetin oldu" (Muvatta', Kasru's-Salât fi's-Sefer 85)
"Sizden öncekiler, kabirleri mescid ediniyordu. Sakın ha! Kabirleri mescid edinmeyin. Sizi bundan sakındırıyorum, bilesiniz" (Aynı kaynak)
Ümmetteki aşırılık özellikle şu iki grup içinde meydana geldi .
1 - Peygamberlerde ve Ehl-i Beyt imamlarında ulûhiyet bulunduğuna inanan "Şia" nın aşırı giden sapıkları; ve
2 - Peygamberlerle salihlerde buna benzer şeylerin bulunduğuna inanan "tasavvuf ehli" içindeki cahillerden bir grup. Her kim, Peygamberimizde veya herhangi bir peygamberde "ulûhiyyet" ve "rubûbiyyet" vehmederse, onun, hıristiyanlardan farkı yoktur.

Allah ve Resûlünün Üzerimizdeki Hakları

Peygamberlerin nitelikleri Kur'an ve Sünnetin onlar hakkında belirttiklerinden ibarettir.
Yüce Allah, İsrâiloğullarına hitaben şöyle buyurmaktadır:
"Allah, İsrail oğullarından kesin söz almıştı. Biz, onlardan on iki temsilci seçmiştik. Allah dedi ki: "Ben muhakkak sizinle beraberim. Şayet namazı dosdoğru kılar, zekatı verir, rasullerime iman eder, onlara yardımda bulunur ve Allah’a güzel bir borç verirseniz mutlaka günahlarınızı örter ve sizi altından ırmaklar akan cennetlere sokarım. Bundan sonra sizden kim küfrederse, kesinlikle dosdoğru yoldan sapmış olur." (5 Mâîde 12)
Yine şöyle buyurmaktadır:
"Biz seni, (ümmetine) şahid, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik."
"(Ey insanlar, bu) Allah'a ve Resulüne inanasınız, O'nu(n dinini) destekleyesiniz, O'na saygı gösteresiniz ve sabah-akşam O'nu tesbih edip yüceltesiniz diyedir" (48 Feth 8-9) Bu âyetler, Resûlüllah'ın hakkını anlatmaktadır.

Allah'ın hakkıyla ilgili olarak da şöyle buyurulmaktadır:
"...ve sabah-akşam O'nu tesbih edip yüceltesiniz" (48 Feth 9).
Allah Teâlâ yine şöyle buyurmaktadır:
"Rahmetim ise her şeyi kaplamıştır. Onu, korunanlara, zekâtı verenlere ve âyetlerimize inananlara yazacağım. Onlar ki, yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılı buldukları o elçiye, o ümmi Peygambere uyarlar. O (Peygamber) ki, kendilerine iyiliği emreder, kötülükten men'eder; onlara güzel şeyleri helâl, çirkin şeyleri haram kılar, üzerlerindeki ağırlıkları, sırtlarındaki zincirleri kaldırıp atar. Ona inanan, destekleyerek O'na saygı gösteren, O'na yardım eden ve O'nunla beraber indirilen nura uyanlar, işte felaha erenler onlardır" (7 A'râf 156-157)
"(Ey Muhammed!) De ki: "Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin, günahlarınızı bağışlasın. Allah Gafur'dur, Rahim'dir." (3 Âl-i İmrân 31)
"(Ey Muhammed!) De ki: "Allah'a ve rasul (Muhammed)e itaat edin. Eğer yüz çevirirlerse (bilsinler ki) Allah (şüphesiz) kafirleri sevmez." (3 Âl-i İmrân 32)
"Muhakkak ki, Allah ve melekleri, peygambere hep salat ile ikramda bulunurlar. Ey iman edenler, haydi ona teslimiyetle salat ve selam getirin!" (33 Ahzâb 56) "De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız, kazandığınız mallar, durgunlaşmasından korktuğunuz ticaretiniz, hoşlandığınız barınaklar, size Allah'tan, Resulünden ve O'nun yolunda cihad etmekten daha sevgili ise, Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyedurun (o zaman başınıza gelecekleri göreceksiniz) " (9 Tevbe 24)

Kur'an'da Otuzdan Fazla Yerde "Resülüllah'a İtaat" Emredilmektedir

Kur'an'da otuzdan fazla yerde "Resülüllah'a itaat" emredilmektedir.
Yüce Allah şöyle buyuruyor:
"Ey iman edenler, size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah'a ve Resulüne icabet edin. Ve bilin ki muhakkak Allah, kişi ile kalbi arasına girer ve siz gerçekten O'na götürülüp toplanacaksınız." (8 Enfâl 24)
"Hayır! Rabine andolsun ki aralarında çıkan her anlaşmazlıkta seni hakem tayin etmedikçe ve haklarında verdiğin hükümden dolayı içlerinde bir sıkıntı duymadan tamamen teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar." (4 Nisâ 65)
"Peygamberi çağırırken O'na, birbirinize seslendiğiniz gibi seslenmeyiniz. (Ya da Peygamber sizi çağırdığında O'nun çağrısını, aranızda bir- birinize yönelttiğiniz çağrılarla bir tutmayınız.) Allah, arkadaşlarını siper ederek gizlice Peygamberin yanından sıvışanları iyi bilir. O'nun emrini çiğneyenler ya başlarına bir bela gelmesinden ya da acıklı bir azaba çarpılmaktan korkmalıdırlar." (24 Nur 63) "Aralarında hükmetmesi için Allah'a ve Resulüne çağırıldıkları zaman inananların sözü ancak: 'İşittik ve itaat ettik' demeleridir. İşte umduklarına erenler bunlardır, bunlar. Kim (ler) Allah'a ve Resulüne itaat eder, Allah'tan korkar, O'(nun azâbı)ndan korunursa, işte kurtuluşa erenler onlardır" (24 Nur 51-52)

Ayetlerde, "İtaat" Allah ve Resulü İçin Emredilirken, "Korkma ve Sakınma" Yalnızca Allah İçin Zikredilmektedir

Âyetlerde, "itaat" Allah ve Resulü için emredilirken, "korkma ve sakınma" yalnızca Allah için zikredilmektedir.
Nitekim diğer âyetlerde de şöyle buyurulmaktadır:
"Allah da buyurmuştur ki: "İki ilah edinmeyin; O, ancak bir ilahtır. Onun için Benden, yalnızca Benden korkun!"(16 Nahl 51)
"Size verdiğimizi (Tevrat'ı) tasdik edici olarak indirdiğimize (Kur'an'a) inanın. Onu ilk inkar eden sizler olmayın. Ayetlerimi az bir pahaya satmayın ve yalnız benden sakının." (2 Bakara 41)
"Muhakkak ki biz, içinde hidayet ve nur bulunan Tevrat’ı indirdik. Teslim olmuş nebiler, yahudilere onunla hükmederlerdi. İlimde derinleşmiş olanlar ve din adamları da Allah’ın kitabından elde mahfuz kalanlarla (hükmederlerdi)... Onlar ona şahid idiler. İnsanlardan korkmayın, benden korkun! Ayetlerimi az bir pahayla değiştirmeyin! Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse işte onlar, kafirlerin ta kendileridir." (5 Mâîde 44)
Yüce Allah yine şöyle buyuruyor:
"Her halde sana biat edenler ancak Allah'a biat etmiş olurlar. Allah'ın eli onların elleri üstündedir. Onun için her kim cayarsa yalnızca kendi aleyhine caymış olur. Her kim de Allah'a verdiği sözü yerine getirirse O da ona yarın büyük bir mükafat verecektir." (48 Feth 10)
"Peygamberi çağırırken O'na, birbirinize seslendiğiniz gibi seslenmeyiniz. (Ya da Peygamber sizi çağırdığında O'nun çağrısını, aranızda bir- birinize yönelttiğiniz çağrılarla bir tutmayınız.)..." (24 Nur 63)
"Peygamber mü'minlere canlarından ileridir. O'nun eşleri de mü'minlerin anneleridir. Akraba olanlar miras hususunda Allah'ın kitabına göre birbirlerine muhacirlerden ve ensardan daha yakındır. Dostlarınıza yapacağınız uygun bir vasiyet bunun dışındadır. Bunlar kitapta yazılmıştır." (33 Ahzâb 6)
Resûlüllah (sallallahu aleyhi ve sellem) de şöyle buyurmaktadır:
"Ben, sizden birinize çocuğundan, babasından ve bütün insanlardan daha sevgili olmadıkça o kimse îman etmiş olmaz".
Resûlüllah'ın bu sözleri üzerine Hz. Ömer:
"Allah'a yemin ederim ki yâ Resûlâllah, kendimden sonra sen bana herkesten daha sevgilisin", deyince, Resûlüllah:
"Hayır yâ Ömer, sana, senden de daha sevimli olmadıkça..." buyurdu. O zaman Hz. Ömer:
"Sen bana, benden de daha sevgilisin" dedi ve Resûlüllah: "İşte şimdi oldu" buyurdu. (Buhârî, İman 8; Müslim, İman 69)

Allah Teâlâ Kitabında, "Resûlüllah'ın Üzerimizdeki Haklarını" Şöyle Sıralamaktadır

Allah Teâlâ Kitabında, "Resûlüllah'ın üzerimizdeki haklarını" şöyle sıralamaktadır:
-Resûlüllah'a itaat,
- Onu sevme,
- Ona değer verme,
- Ona saygı gösterme,
- Ona yardım ve destek sağlama,
- Verdiği hükme rıza gösterme,
- Ona teslim olma,
- Ona uyma,
- Ona salât ve selâm getirme,
- Onu candan ve maldan üstün tutma,
- Aramızdaki bir anlaşmazlığın çözümü için ona başvurma...
Yüce Allah:
Kim Resule itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur. Kim ona sırt çevirirse bilsin ki biz seni onların başına korucu olarak göndermiş değiliz. (4 Nisa 80)
Buyurarak "Resûlüllah'a itâatin kendisine itaat" anlamına geldiğini ve:
"Sana biat edenler, Allah'a biat etmektedirler. Allah'ın eli, onların ellerinin üzerindedir. Kim ahdini bozarsa, kendi aleyhine bozmuş olur. Ve kim Allah'a verdiği sözü tutarsa Allah ona büyük bir mükafat verecektir." (48 Feth 10)
Buyurarak "Resûlüllah'a biat etmenin kendisine biat etmek" olduğunu haber vermektedir. Yine:
"...Size Allah'tan, Resulünden ve O'nun yolunda cihad etmekten daha sevgili ise..." (9 Tevbe 24)
Buyurarak "sevgide";
"Allah ve Resulüne eziyet edenler..." (33 Ahzâb 57)
Buyurarak "eziyette";
"Kim Allah'a ve Resulüne itaat ederse..." (4 Nisa 13)
Buyurarak "itâatta";
"Kim de Allah'a ve Resulüne karşı gelir..."(4 Nîsâ 14)buyurarak "karşı çıkmada"; ve bir de:
"Allah'ı ve Resulünü hoşnut etmeleri daha uygundu" (9 Tevbe 62)
Buyurarak "hoşnut etmede" Resûlüllah'ın adıyla kendi adını bir arada zikretmektedir. Bu âyetlerde zikredilenler ve buna benzeyen diğer şeyler, Resûlüllah'ın gerçekten hakettiği şeylerdir.

badet ve Yardım Dileme" Yalnızca Allah'adır; Bu Konuda Ortağı Yoktur

badet ve yardım dilemeye gelince", bunlar yalnızca Allah'adır; bu konuda ortağı yoktur.
Nitekim O şöyle buyurmaktadır.
"Allah’a ibâdet edin, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın..." (4 Nisa 36)
"Sadece Sana kulluk / ibadet eder, sadece Senden yardım dileriz" (1 Fatiha 5)
"Oysa kendilerine, dini yalnız Allah'a özgü kılarak, Allah'ı birleyenler olarak O'na kulluk etmeleri emredilmişti" (98 Beyyine 5)
Aşağıdaki örneklerinde olduğu gibi bazı âyetlerde de "ibadet ve yardım dilemek" bir arada zikredilmiştir:
"O'na kulluk et ve O'na tevekkül et" (11 Hûd 123).
"Ve ölmeyen diriye dayan, O'nu överek tesbih et" (25 Furkân 58)
"yalnız O'na tevekkül eder ve yalnız O'na yönelirim" (11 Hûd 88)
Aynı şekilde "tevekkül" de yalnızca Allah'a yapılır.
Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
"Tevekkül edenler de yalnızca O'na tevekkül etsinler" (12 Yûsuf 67)
"De ki: 'O halde Allah'tan başka çağırdıklarınızı gördünüz mü, şimdi Allah bana bir zarar vermek istese, onlar mı O'nun vereceği zararı giderecekler? Bana bir rahmet dilerse, onlar O'nun rahmetini durdurabilirler mi?' De ki: 'Allah bana yeter. Tevekkül edenler de yalnız O'na tevekkül ederler" (39 Zümer 38) "(Allah'ın mükafatını hak eden) o kimselere bazı insanlar: "Muhakkak ki insanlar sizin için ordu topladılar, onlardan korkun" dediklerinde bu onların imanını artırdı ve: "Allah bize yeter, O, ne güzel vekildir" dediler." (3 Âl-i İmrân 173)

Dua, İster İbadet Duası Olsun, İster İhtiyaç ve Yardım Dileme Duası Olsun Sadece Allah'a Yapılır

Dua, ister ibadet duası olsun, ister ihtiyaç ve yardim dileme duası olsun sadece Allah'a yapılır.
Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır :
"Şüphesiz mescidler, (yalnızca) Allah'a aittir. Öyleyse, Allah ile beraber başka hiç bir şeye (ve kimseye) kulluk etmeyin (dua etmeyin, tapmayın)"<B>
 
Üst Alt