Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Gayrı müslimin kestiği hayvan

Uhud daðý

New member
Katılım
2 Tem 2007
Mesajlar
796
Tepkime puanı
39
Puanları
0
Yaş
40
Sual: Kur'an-ı kerimde Ehl-i kitabın kestiği hayvanın yeneceği bildiriliyor. Acaba bugünkü hıristiyanlar da ehl-i kitap mıdır? Kestikleri hayvanlar yenir mi?
CEVAP
Bugünkü hıristiyanların, dinlerinin esası teslistir. Yani, (İsa, tanrıdır veya tanrının oğludur, ebedi olan tek tanrı, onu çok seviyor. Onun her istediğini yaptığı, yarattığı için her şeyi ondan istiyoruz, ona ve onu temsil eden putlarımıza, bu niyet ile yalvarıyoruz. Tanrı ve oğul, çok sevilen kimse demektir) diyerek, böyle inananlara ehl-i kitap denir ve kestikleri yenir. Keserken, İsa veya üç tanrıdan biri derse, yenmez. Böyle inanır, fakat söylemezse, yine yenir.

Resmin, heykelin sahibinde ve haçta üluhiyyet sıfatı bulunduğuna inanarak, mesela, istediğini yaratır, hastaya şifa verir diyerek tazim etmek, küfür olur, şirk olur. Tazim etmesi ibadet, tapınmak olur. Hıristiyanlardan, (İsa Allah’ın oğlu, melekler de kızlarıdır) diyerek, kız-erkek resimlerine ve heykellere hürmet edenler müşriktir. Barnabas ve Aryüs mezhebinde olanları, böyle inanmadıkları için, müşrik değil, ehl-i kitaptır.

Bir peygambere ve bunun, sonradan bozulmuş olan mukaddes kitabına inanan bir kâfir, bu peygamber tanrıdır veya oğludur dese ve putlara yalvarırsa da, buna ehl-i kitap denir. Çünkü, ilah, rab, tanrı, baba gibi isimler, yardım eden, yaratılmaya sebep olan, çok sevilen manasına da kullanılır.

Bu isimleri, Hz.İsa’ya, bu manalar ile söyleyene müşrik denmez. Ona, üç tanrıdan biri veya tanrı denilmesi, hakiki bir söz değil, mecaz olur. İsa da, ebedidir. Her şeyi yoktan yaratır diyen Hıristiyanlar, ehl-i kitap değildir, kestikleri yenmez. Hz.İsa’yı sevdiklerinden dolayı, istediklerinin yaratılmasına sebep olmaları için putlara, heykellere yalvaran hıristiyanlar ehl-i kitaptır. Ehl-i kitabın hepsi de kâfirdir. (Hindiyye)
 

khan19556

New member
Katılım
11 Ocak 2007
Mesajlar
992
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
44
Konum
Sancaðýn düþtüðü yerden
Gayrimüslim ülkelerde helal yiyecek için ürünlerin üzerinde yazılanlara güvenebilirmiyiz?

Máide suresinin 5 inci ayetinde yer alan [kendilerine kitap verilenlerin yiyecekleri size helál, sizin yiyecekleriniz de onlara heláldir]. mealinden ne anlamaliyiz? Yani biz yurt disinda yaşayan müslümanlar, yahudi ve hıristiyanlarin kestiği etleri alıp yiyebilirmiyiz? Onların sattıkları etler biz müslumanlara helál mi oluyor?

Dünya bir köy haline geliyor artık. Müslüman sadece kendi ülkesinin sınırları içinde kalmıyor, gayrimüslim ülkelerinde de kendi ülkesi gibi işci olarak, öğrenci olarak, ticaretçi olarak bulunabiliyor.

Buralarda da hayatını İslam'a uygun şekilde yaşamak istiyor. Ancak bazı konularda zorluklarla karşılaşıyor. Kasaplardan et alma konusu da bu zorluklardan birini teşkil ediyor. Kimileri, Hıristiyan kasaplardan et alınmaz, diyor, özel et kesimine yöneliyorlar. Ancak bunu herkes göze alamıyor. Zaten özel et kesimine sıcak da bakmıyorlar. Bu sebeple buralarda et ihtiyacını karşılamada aile zor durumlara maruz kalabiliyor, bize sorularını da şöyle soruyorlar:

-Yabancı ülkelerde bulunan Müslümanlar, Hıristiyan ve Yahudi kasaptan et alamazlar mı?

Alırlarsa yiyemezler mi? Buralarda satılan et peşin bir hükümle Müslüman'a haram mı?

Yoksa bir çıkış yolu, bir izah tarzı var mı? Buralarda da İslam kolayca yaşanabilir mi?

Bu konuda ilgili fıkıh kitaplarının verdiği bilgiye bakınca, yabancı ülkelerde bulunan Müslümanları zorda bırakacak bir hüküm görmüyoruz. Bulundukları ülkenin kasaplarından et alamayacakları yolunda bir yasak yoktur. Gördüğümüz temel hüküm şudur:

-Ehli kitabın kestiği yenir!.

Ehli kitap'tan da, Allah'ın gönderdiği kitaplardan İncil'e inanmış Hıristiyan ile Tevrat'a inanmış Yahudileri anlıyoruz.

Buna göre, Hıristiyan, yahut da Yahudi kasaptan et alınmaz, alınırsa yenmez, diye bir anlayış söz konusu olmamalıdır.

Zaten, eti satanın değil kesenin inancı mühimdir. Kesen ilahi kitaba inanmış biri ise, yani ehli kitapsa (ki, Hıristiyan ülkelerde akla gelen ehli kitabın kesmiş olacağıdır) kasaptan et de alınır, ehli kitabın hazırladığı yemeği de yenir.

Müslümanlar bulundukları Hıristiyan ülkelerde bu sebeple zor durumda kalmazlar. Çünkü ehli kitap olan Hıristiyan'ın, Yahudi'nin kestiğinin yeneceğinde tereddüt yoktur.. Keserken Allah adını anma konusuna gelince:

Allah'ın adını unutarak söylemeyenin kestiği yenir. İhmalinden değil de, inkârından dolayı Allah adını söylemeyenin kestiği ise yenmez... Zaten böyle inkârcı birinin ehli kitaptan olduğu da söylenemez.

Kasaptaki etleri kimin kestiğini nasıl bileceğiz? Bilgimiz yoksa ne yaparız?. Kaldı ki, umumiyetle bilgimiz de olmaz.. Aksine bilginin bulunmadığı sürece, kestiği yenecek kimse tarafından kesilmiştir diye düşünürüz.. Şüphe ile haramlık sabit olmayacağından, söylentilere bakarak haramdır, yenmez diyemeyiz.. Bu da umumi olarak rahatlatıcı bir hüküm...

Bir başka tereddüt konusu: Kasaplık hayvanı okla, şokla sakinleştirerek kolay kesime hazır hale getirmek mahzurlu değildir. Burada mühim olan, hayvanın ölümü okla, şokla değil de, kesimle gerçekleşmesidir. Okla, ya da şokla hayvan ölür de, kesim ölümden sonra meydana gelirse bu kesim ölmüş hayvanın etini yenir hale getirmez. Çünkü ölüm, kesimle değil, kesim öncesi yapılan ok, ya da şokla gerçekleştirilmiş, canlı değil ölü hayvan kesilmiştir.

Arz ettiğim bu kolaylıklardan sonra konuya takva anlayışı içinde bakanlar da çıkabilir. Onlar daha dikkatli ve titiz olabilirler. Kendilerine göre şüpheli buldukları kasaplardan et almayabilirler, kesenini bilmedikleri eti yemeyebilirler.. Bunlar tenkit değil takdir de edilirler. Ancak, takvaları tamim edilmez, herkesten aynı titizlik istenilmez. Kendinde bu arzuyu duyanlar tercih ederler takvayı...

Aslında yabancı ülkelerde dikkat edilecek en mühim konu, domuz etidir. Ne türlü kesimle kesilirse kesilsin, hangi temizlik maddesiyle temizlenmiş olursa olsun domuz eti hiçbir suretle temizlik kabul etmez, tümüyle pistir, alınmaz, satılmaz, yenilmez. Tek kelimeyle dışkı hükmünde kabul edilir bulunduğu zeminde. Bulaştığı şeyleri de pis eder. Ancak bulaşarak kirlettiği düşünülen şeyler yıkanarak temizlenebilir. Bu konudaki haramlık hükmü kesindir. Şu, ya da bu yeni yorumlarla domuzun haramlığı tartışılır hale bile getirilemez.

Öyle ümit ediyorum ki, özellikle Tanzanya, Almanya ve Kanada'dan soran okuyucularım, arz ettiğim bu bilgilerle kendilerini zora sokan söylentilerin etkisinden kurtulacak, aile ve çocuklarının et gibi ihtiyaçlarını bulundukları yerlerde karşılayarak İslami hayatı kolayca yaşayabileceklerdir..

Ahmet Şahin
 
Üst Alt