Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Faruk Nafiz Çamlıbel

bilena

New member
Katılım
27 Tem 2007
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Konum
evden???
Web sitesi
feyza55.blogcu.com
HAYATI:

18 Mayıs 1898 yılında İstanbul'da doğdu. 8 Kasım 1973'te Akdeniz'de seyreden Samsun gemisinde yaşamını yitirdi. Türk şiirinde "hecenin 5 şairi" diye bilinen şairlerden biridir. Bir süre Tıp Fakültesi'nde öğrenim gördü. Kayseri, İstanbul ve Ankara'da uzun yıllar öğretmenlik yaptı. İstanbul'dan milletvekili seçildi (1946-1950). 27 Mayıs 1960'tan sonra bir süre Yassıada'da tutuklu kaldı.

ESERLERİ:

Şarkın Sultanları (1918)
Gönülden Gönüle (1919)
Dinle Neyden (1919)
Çoban Çeşmesi (1926)
Suda Halkalar (1928)
Bir Ömür Böyle Geçti (1933)
Elimle Seçtiklerim (1934)
Akarsu (1937)
Tatlı Sert (Mizah Şiirleri, 1938)
Akıncı Türküleri (1938)
Heyecan ve Sükûn (1959)
Zindan Duvarları (1962)
Han Duvarları (1969)
 

bilena

New member
Katılım
27 Tem 2007
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Konum
evden???
Web sitesi
feyza55.blogcu.com
ALLAH'A ISMARLADIK



Elimi beş yerinden dağladı beş parmağın,
Bağrımda da yanmadık bir yer bırakmadan git
Bir yarın göçtüğünü,çöktüğünü bir dağın
Görmemek istiyorsan ardına bakmadan git...

Yavrusunun yoluna dalan bir dul bakışı
Andırıyor ışıksız evinde pencereler.
Biraz yeşermek için beklesin artık kışı
Çağlayansız yamaçlar,suyu dinmiş dereler...

Bir sarı yaprak gibi düştü gönlüm yoluna
Buğulu gözlerimden geçmediğin gün olmaz
Benim kadar titremez hiç bir yiğit oğluna
Hiç bir ana kızına bu kadar düşkün olmaz...

Bin fersahtan duyarım kimle gülüştüğünü
Alnından öz kardeşim öpse ben irkilirim
Değil yalnız ardına kimlerin düştüğünü
Kimlerin rüyasına girdiğini bilirim..

Gözlerimi gün gibi kamaştıran yüzünü
Daha candan görürüm senden uzaklaşınca
Sararırsın dönüşte görünce öksüzünü
Bir gelinlik kız olur aşkım senin yaşınca.

Elimi beş yerinden dağladı beş parmağın
Bağrımda da yanmadık bir yer bırakmadan git.
Bir yarın göçtüğünü,çöktüğünü bir dağın
Görmemek istiyorsan ardına bakmadan git...
 

bilena

New member
Katılım
27 Tem 2007
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Konum
evden???
Web sitesi
feyza55.blogcu.com
ALİ



Namluya dayanır yola dalarsın
Duruşun bakışın yaman be Ali
Boşuna tetiği ne kurcalarsın
Var daha ateşe zaman be Ali..

Yıllanmış bir çınar pusuluk yerin
Neredeyse gelecek beklediklerin
Var iki atımlık canı kederin
Desene işleri duman be Ali

O'nu sen büyütte söğüt boyunca
Kendini ellere versin o gonca
Sözüne kanmadın bunu duyunca
Gönlündü gözünü yuman be Ali..

Geldiler beklenen çiftler ormana
Duruyor iki genç ne hoş yanyana
Bir kurşun kadına bir de çobana
Çınlasın yıllarca orman be Ali..

Görünce uzanmış yar kucağına
Boynunu dolamış zülfü bağına
Kurşunu kahpeye atacağına
Kendine çevirdin aman be Ali..
 

bilena

New member
Katılım
27 Tem 2007
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Konum
evden???
Web sitesi
feyza55.blogcu.com
ARDINDA



Yaktı yanardağ gibi can yurdunu son bakış
Ve gönlüm koşmaz oldu maceralar ardında.
Önünde dün beyazlar giyinirken karakış
Bugün sensiz kalan yaz kara bağlar ardında.

Siyah kanatlarını batıya açtı kuşlar
Benden sana haberdir bu çığlıklı uçuşlar.
Dereler ardın sıra akmağa koyulmuşlar
Arıyor batan güneş seni dağlar ardında.

Gezdirir rüzgar gibi üstünde yamaçların
Boynuma çifte zincir çift örgülü şaçların.
Ateşimden yanarken dalları ağaçların
Gözlerimin sel gibi yaşı çağlar ardında...
 

bilena

New member
Katılım
27 Tem 2007
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Konum
evden???
Web sitesi
feyza55.blogcu.com
BAG BOZUMU



Kuytu ormanları, tenha bağları
Geziyor mevsimin yorgun rüzgarı.
İnce dallar kırık, yapraklar sarı,
Geçmiş bu yoldan da, belli sonbahar.

Duyulur bir ayak sesi gizlice
Hali bahçelerden rüzgar esince:
Geçen bir yolcu mu, yoksa her gece
Yollarda beklenen bir kadın mı var...
 

bilena

New member
Katılım
27 Tem 2007
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Konum
evden???
Web sitesi
feyza55.blogcu.com
BESIKTAN MEZARA KADAR



Seni istakbal için önce gelmek cihana,
Ve başkasınan almak sonra geliş müjdeni.
Bir nefes dinlemeden yıllarca koşmak sana
Aramak her tarafta, Bulmamak asla seni.

Suda,rüzgarda,kuşta senin sedanı duyup
Seni beyaz çiçekli dallar içinde sanmak.
Vuslatın rüyasını görmek üzre uyuyup
Hasretin azabına ermek için uyanmak..

Başka bir şekle koymak her gün güzel yüzünü,
Boyamak gözlerini bir siyah,bir maviye.
Tek seni hayal için süzerek batan günü,
Gece mahtaba dalmak,sen de dalmışsın diye.

Seni anlatmak üzre yazıp her gün bir gazel
Geçirmek ömrü yalnız sana dair eserle.
Saçlarını çözerek hulya dizinde,tel tel,
Bugün güllerle örmek,yarın menekşelerle...

Tesadüf ümidinin bittiği müşiş anda
Dudağa kanla çizmek yeniden tebessümü
Seni istikbal için artık öbür cihanda,
Dosta el sallar gibi,davet etmek ölümü...
 

bilena

New member
Katılım
27 Tem 2007
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Konum
evden???
Web sitesi
feyza55.blogcu.com
BIZIM MEMLEKET



İçimden tanırım ben o illeri
Onlar ki zahirde viran olurlar
Ardıçlı dağları çamlı belleri
Aşanlar Şirin'e hayran olurlar

Dökülür köpüklü sular yarından
Baharlar yaratır kışın karında
İçenler sihirli pınarlarında
Şöyle bir silkinir ceylan olurlar

Başı boş kırlara salar tayını
Elinden düşürmez okla yayını
Aklına getirmez zafer payını
Memleket yolunda kurban olurlar
 

bilena

New member
Katılım
27 Tem 2007
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Konum
evden???
Web sitesi
feyza55.blogcu.com
ÇOBAN CESMESI



Derinden derine ırmaklar ağlar,
Uzaktan uzağa çoban çeşmesi,
Ey suyun sesinden anlıyan bağlar,
Ne söyler su dağa çoban çeşmesi...

'Göynünü Şirin'in aşkı sarınca
Yol almış hayatın ufuklarınca,
O hızla dagları Ferhat yarınca
Başlamış akmağa çoban çeşmesi...'

O zaman başından aşkındı derdi,
Mermeri oyardı, taşı delerdi.
Kaç yanık yolcuya soğuk su verdi.
Değdi kaç dudağa çoban çeşmesi...

Vefasız Aslı'ya yol gösteren bu,
Kerem'in sazına cevap veren bu,
Kuruyan gözlere yaş gönderen bu
Sızmadı toprağa çoban çeşmesi...

Leyla gelin oldu, Mecnun mezarda,
Bir susuz yolcu yok şimdi dağlarda,
Ateşten kızaran bir gül ararda,
Gezer bağdan bağa çoban çeşmesi...

Ne şair yaş döker, ne aşık ağlar,
Tarihe karıştı eski sevdalar.
Beyhude seslenir, beyhude çağlar,
Bir sola, bir sağa çoban çeşmesi...
 

bilena

New member
Katılım
27 Tem 2007
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Konum
evden???
Web sitesi
feyza55.blogcu.com
DAGLAR




Yaslanır bir buluttan bir buluta başınız,
Gövdeniz Tanrım gibi gökte yaşardı,dağlar
Engin kanatlı kuşlar olmasa yoldaşınız
Tepenizden bir güneş,bir ay aşardı,dağlar..

Kalbini göstermese göğsünün yırtığından,
Yol mu bulurdu Kerem kurduğunuz yığından
Cihangirler hızını göklerden aldığından
Üstünüzden sel gibi ufka taşardı,dağlar..

Siz,ki yalnız kahraman geldi mi geç derdiniz,
Yalnız ulu canlara karşı baş eğerdiniz
Nasıl oldu o soysuz kıza geçit verdiniz
O taş yürek bu işi nasıl başardı,dağlar..
 

bilena

New member
Katılım
27 Tem 2007
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Konum
evden???
Web sitesi
feyza55.blogcu.com
ERIYEN ADAM




Gözlerim gözlerinde dinlenirken eriyor,
Eriyor yaklaşırken dudağına dudağım.
Zerrelerim çözülmüş gibi sesler veriyor,
Ben sıcak bir denize inen buzdan bir dağım...

Yanında damla damla bittiğimi duyarım,
Yoklarım yerinde mi yüzüm,alnım,saçlarım
Bir göğüs geçirerek derim ki,Yine varım,
Fakat bir rüya gibi şimdi kaybolacağım..

Bir gün,için içimde neyim varsa alacak,
Varlığım bir su olup kabından boşalacak
Benden nişan olarak kucağında kalacak
Boş bir yığın, Elbisem,gömleğim,boyunbağım
 

bilena

New member
Katılım
27 Tem 2007
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Konum
evden???
Web sitesi
feyza55.blogcu.com
FIRARI



Sana çirkin dediler, düşmanı oldum güzelin
Sana kafir dediler, diş biledim Hak'ka bile
Topladın saçtığı altınları yüzlerce elin
Kahpelendin de garez bağladım ahlaka bile..

Sana çirkin demedim ben, kafir demedim
Bence dinin gibi küfrün de mukaddesti senin
Yaşadın beş sene kalbimde, misafir demedim
Bu firar aklına nereden, ne zaman esti senin..

Zülfünün yay gibi kuvvetli çelik tellerine
Takılan gönlüm asırlarca peşinden gidecek.
Sen bir ahu gibi dağdan dağa kaçsan da yine
Seni aşkım canavarlar gibi takip edecek..
 

bilena

New member
Katılım
27 Tem 2007
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Konum
evden???
Web sitesi
feyza55.blogcu.com
GENCLIK



Anlattı erenler Bir bahar değil,
Aşıkın ömründe bin bahar varmış.
Hicranla ağaran bu saçlar değil,
Savgisiz kalan kalb ihtiyarlarmış...

Sorardım sırrını hiç düşünmeden
Bu fani gönlümün sevinci neden
Beni günden güne meğer genç eden
Daima değişen maceralarmış...

Gönlümde kovalar eskiden beri
Sarışın kumralı,kumral esmeri
Dolmadan boşalmaz birinin yeri
Gönlümde,anladım,her dem baharmış...
 

bilena

New member
Katılım
27 Tem 2007
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Konum
evden???
Web sitesi
feyza55.blogcu.com
GIZLI BAKISLAR



Bir bakışki açıyor gönül muammasını,
İki sevdalı kalbin en gizli yarasını,
Bir bakış ki kudreti hiç bir lisan da yoktur,
Bir bakış ki bazen şifa, bazen zehirli oktur...

Bir bakış, bir aşığa neler anlatır,
Bir bakış, bir aşığı saatlerce ağlatır
Bir bakış, bir aşığı aşkından emin eder,
Seven insanlar daima gözleriyle yemin eder...
 

bilena

New member
Katılım
27 Tem 2007
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Konum
evden???
Web sitesi
feyza55.blogcu.com
GORMEDEN TAPTIGIM PUT..



Nasıl gönül taparsa Tanrı'ya,görmeksizin,
Var adını bilmeden bağlandığım bir peri
Bir beyaz dalga gibi hep o engin denizin
Üstünde gezmedeyim doğduğum günden beri...

Ne ben yedim ihtiras peteğinin balından,
Ne o tattı arzunun buğulu kevserini,
Ne kırda kestiğimiz taze incir dalından
Kaval yapıp çağırdık gönül türkülerini...

Gördü mü efsaneler buna benzer haile
Leyla böyle sevilmiş,böyle sevmiş mi Mecnun
Yavrusuna tapınan analık aşkı bile
Şehvete benzer biraz yanında bu duygunun...

O bir gülüdür,yetişmiş kalbin altın tasına,
Ve bir bülbül ki yalnız şi're vermiş sesini
Ne sular genç yüzünü nakşetmiş aynasında,
Ne güneş yere sermiş boynunun gölgesini...
 

bilena

New member
Katılım
27 Tem 2007
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Konum
evden???
Web sitesi
feyza55.blogcu.com
HAN DUVARLARI



Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı
Bir dakika araba yerinde durakladı.
Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,
Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar...
Gidiyorum, gurbeti gönlümle duya duya,
Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya
İlk sevgiye benzeyen ilk acı, ilk ayrılık
Yüreğimin yaktığı ateşle hava ılık,
Gök sarı, toprak sarı, çıplak ağaçlar sarı...
Arkada zincirlenen yüksek Toros dağları,
Önde uzun bir kışın söldürdüğü etekler,
Sonra dönen, dönerken inleyen tekerlekler.
Ellerim takılırken rüzgarların saçına
Asıldı arabamız bir dağın yamacına,
Her tarafta yükseklik, her tarafta ıssızlık,
Bu ıslakla uzayan, dönen kıvrılan yollar.
Uykuya varmış gibi görünen yılan yollar
Başını kaldırarak boşluğu dinliyordu.
Gökler bulutlanıyor, rüzgar serinliyordu
Serpilmeye başladı bir rüzgar ince ince,
Son yokuş noktasından düzlüğe çevrilince
Nihayetsiz bir ova ağarttı benzimizi
Yollar bir şerit gibi ufka bağladı bizi
Gurbet beni muttasıl çekiyordu kendine
Yol, hep yol, daima yol... bitmiyor düzlük yine.
Ne civarda bir koy var, ne bir evin hayali
Sonunda ademdir diyor insana yolun hali,
Arasıra geçiyor bir atlı, iki yayan
Bozuk düzen taşların üstünde tıkırdıyan
Tekerlekler yollara bir şeyler anlatıyor,
Uzun yollar bu sesten silkinerek yatıyor.
Kendimi kaptırarak tekerleğin sesine
Uzanmış kalmışım yaylının şiltesine,
Bir sarsıntı... uyandım uzun suren uykudan
Geçiyordu araba yola benzer bir sudan
Karşıda hisar gibi Niğde yükseliyordu,
Sağ taraftan çıngırak sesleri geliyordu;
Ağır ağır önümden geçti deve kervanı,
Bir kenarda göründü beldenin viran hanı.
Alaca bir karanlık sarmadayken her yeri
Atlarımız çözüldü, girdik handan içeri
Bir deva bulmak için bağrındaki yaraya
Toplanmıştı garipler şimdi kervansaraya.
Bir noktada birleşmis vatanın dört bucağı
Gurbet çeken gönüller kuşatmıştı ocağı,
Bir pırıltı gördü mü gözler hemen dalıyor,
Göğüsler çekilerek nefesler daralıyor,
Şişesi is bağlamış bir lambanın ışığı
Heryüzü çiziyordu bir hüzün kırışığı,
Gitgide birer ayet gibi derinleştiler
Yüzlerdeki çizgiler, gözlerdeki çizgiler..
Yatağımın yanında esmer bir duvar vardı,
Üstünde yazılarla hatlar karışmışlardı;
Fani bir iz bırakmış burda yatmışsa kimler,
Aygın baygın maniler, açık saçık resimler.
Uykuya varmak için bu hazin günde, erken,
Kapanmayan gözlerim duvarlarda gezerken
Birdenbire kıpkızıl birkaç satırla yandı;
Bu dört mısra değil, sanki dört damla kandı
Ben garip çizgilere uğraşırken başbaşa
Raslamıştım duvarda bir şair arkadaşa;
*On yıldır ayrıyım Kınadağı'ndan
Baba ocağından yar kucağından
Bir çiçek dermeden sevgi bağından
Huduttan hududa atılmışım ben*
Altında da bir tarih. Sekiz mart otuz yedi..
Gözüm imza yerinde başka ad görmedi.
Artık bahtın açıktır, uzun etme arkadaş
Ne hudut kaldı bugün, ne askerlik, ne savaş
Araya gitti diye içlenme baharına,
Huduttan götürdüğün şan yetişir yarına
Ertesi gün başladı gün doğmadan yolculuk
Soğuk bir mart sabahı...Buz tutuyor her soluk
Ufku tutuşturmadan fecrin ilk alevleri
Arkamızda kalıyor şehrin kenar evleri
Bulutların ardında gün yanmadan sönuyor,
Höyükler bir dağ gibi uzaktan görünüyor.
Yanımızdan geçiyor ağır ağır kervanlar,
Bir derebeyi gibi kurulmuş eski hanlar
Biz bu sonsuz yollarda varıyoz, gitgide,
İki dağ ortasında boğulan bir geçide
Sıkı bir poyraz beni titretirken içimden
Geçidi atlayınca şaşırdım sevincimden
Ardımda kalan yerler anlaşırken baharla
Önümüzdeki arazi örtülü şimdi karla
Bu geçit sanki yazdan kışı ayırıyordu
Burada son fırtına son dalı kırıyordu
Yaylımız tüketirken yolları aynı hızla
Savrulmaya başladı karlar etrafımızda
Karlar etrafı beyaz bir karanlığa gömdü;
Kar değil, gökyüzünden yağan beyaz ölümdü.
Gönlümde can verirken köye varmak emeli
Arabacı haykırdı İste Araplıbeli
Tanrı yardımcı olsun gayri yolda kalana
Biz menzile vararak atları çektik hana.
Bizden evvel buraya inen uç dört arkadaş
Kurmuştular tutuşan ocağa karşı bağdaş
Çıtırdayan çalılar dört cana can katıyor
Kimi haydut kimi kurt masalı anlatıyor
Gözlerime çökerken ağır uyku sisleri
Çicekliyor duvarı ocağın akisleri
Bu akisle duvarda çizgiler beliriyor
Kalbime ateş gibi şu satırlar giriyor
*Gönlümü çekse de yarin hayali
Aşmaya kudretim yetmez cibali
Yolcuyum bir kuru yaprak misali
Rüzgarın önüne katılmışım ben
Sabahleyin gökyüzü parlak, ufuk açıktı
Güneşli bir havada yaylımız yola çıktı
Bu gurbetten gurbete giden yolun üstünde
Ben üç mevsim değişmiş görüyordum üç günde
Uzun bir yolculuktan sonra İncesu'daydık
Bir han yorgun argın tatlı bir uykudaydık
Gün doğarken bir ölüm rüyasıyla uyandım.
Başucumda gördüğüm su satırlarla yandım
*Garibim namıma Kerem diyorlar
Aslı'mı el almış haram diyorlar
Hastayım derdime verem diyorlar
Maraşlı Şeyhoğlu Şatılmış'ım ben
Bir kitabe kokusu duyuluyor yazında
Korkarım yaya kaldın bu gurbet çıkmazında
Ey Maraşlı Şeyhoğlu, evliyalar adağı
Bahtına lanet olsun aşmadıysan bu dağı
Az değildir, varmadan senin gibi yurduna
Post verenler yabanın hayduduna kurduna
Arabamız tutarken Erciyes'in yolunu
Hancı dedim bildin mi Maraşlı Şeyhoğlu'nu?
Gözleri uzun uzun burkuldu kaldı bende,
Dedi
Hana sağ indi ölü çıktı geçende
Yaşaran gözlerimde her sey artık değişti
Bizim garip Şeyhoğlu buradan geçmemişti
Gönlümü Maraşlı'nın yaktı kara haberi.
Aradan yıllar geçti işte o günden beri
Ne zaman yolda bir han raslasam irkilirim,
Çünkü sizde gizlenen dertleri ben bilirim
Ey köyleri hududa bağlayan yaşlı yollar
Dönmeyen yolculara ağlayan yaşlı yollar
Ey garip çizgilerle dolu han duvarları
Ey hanların gönlümü sızlatan duvarları.
 

bilena

New member
Katılım
27 Tem 2007
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Konum
evden???
Web sitesi
feyza55.blogcu.com
HAYAT



Ağzında şarkılıktan çıkmış iniltilerle
Dağ,taş deme,arkadaş,gün batmadan ilerle!

Yara açsın kayalar ayaklarında,varsın,
Varsın omuz başların kamçılardan kızarsın,
Bu ağrılar duyurmaz sana yalnızlığını.
Kızıl dudaklarından bırakma ıslığını,
Ağzında şarkılıktan çıkmış iniltilerle
Dağ,taş deme,arkadaş,gün batmadan ilerle!
Sırtında bir tüy gibi taşı taştan yükünü,
Görmesinler belinin,sakın,büküldüğünü...
Başında şakladıkça,atlıların kırbacı
Anla ki her gün sana hız veriyor bir acı!
Yara açsın kayalar ayaklarında varsın,
Varsın,omuz başların kamçılardan kızarsın,
Hayda,sarıl yollara...Ardına bakma,hayda!
Sen yük altında haykır,yatsın eller sarayda.
İnce bir iz bırakır yere sızdıkça kanlar,
Seni bulur izinden ıslığını duyanlar
Bu ağrılar duyurmaz sana yalnızlığını,
Kızıl dudaklarından bırakma ıslığını,
Fırtına,yağmur,soğuk...Ne varsa üstüne çek
Bu çetin yolculuğun sonunda,gün gelecek,
Sırma saçlar saracak her kan akan yerini,
Gül dudaklar öpecek o kırbaç izlerini...

Ağzında şarkılıktan çıkmış iniltilerle
Dağ,aş deme,arkadaş,gün batmadan ilerle!
 

bilena

New member
Katılım
27 Tem 2007
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Konum
evden???
Web sitesi
feyza55.blogcu.com
KIR TÜRKÜSÜ




Yayılır karanlık sisler engine,
Korkarım,bakamam sana ben yine.
Yıllarca dalardım solgun rengine
Güneşten nur uman gözler yanmasa!

Vadide bir hazin nağme ürperdi;
Bu ıssız dağların sen misin derdi
Üstünde yabani güller biterdi
Dereler,tepeler seni anmasa...

Çoşarak ruhunun bütün hevesi
Yükseldi uzaktan bir çoban sesi.
Bence bir,kırların ye'si,neşesi,
Kolların boynuma halkalanmasa!
 

bilena

New member
Katılım
27 Tem 2007
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Konum
evden???
Web sitesi
feyza55.blogcu.com
KIS BAHCELERİ





Dinmiş denizin şarkısı, rüzgar uyumakta,
Rıhtım boyu sonsuz bir üzüntüyle karaltı
Körfez düşünür, Kanlıca mahzundur uzakta,
Mazi gibi sislenmiş Emirgan Çınaraltı.

Can verdi kışın sunduğu taslarla zehirden
Her gonca kızıl bir gül açarken yolumuzda,
Üstündeki son dallar ağarmış diye birden
Pas tuttu nihayet suların rengi havuzda.

Yerlerde gezen hatıralar var korulukta
Yapraklar, atılmış nice mektuplara eştir.
Mehtaba çalan sapsarı benziyle ufukta,
Binlerce dalın verdiği tek meyva güneştir.

İçlenme tabiattaki yekpare kederden,
Yas tutma dağılmış diye kuşlarla çiçekler
Onlar dönecektir yine gittikleri yerden,
Onlarla giden günlerimiz dönmeyecektir.
 

bilena

New member
Katılım
27 Tem 2007
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Konum
evden???
Web sitesi
feyza55.blogcu.com
KIZIMA



Vücut,akan bir sudur,
Adem,bir umman,kızım.
Hayatın aslı budur,
Gayrısı yalan,kızım.

Madem ki bir ırmaksın,
Çağlayıp akacaksın,
Niçin derdiyle yaksın,
Seni bu devran,kızım.

Gönlünü sal sevince,
Düşünme fazla ince.
Oku,vakti gelince,
Bahtına meydan,kızım.

Ömründe dört fasıl var,
Üçü kış,biri bahar.
Çalış ki görmesin kar
Sendeki nisan,kızım.

Gül mateme uzaktan,
Ne çıkar ağlamaktan?
Sen ayrılma şafaktan,
Geceler zindan,kızım.

Neş'eli ol,neş'eli,
Varsın desinler deli!
Eğlenmeli,gülmeli
Her gün,her zaman,kızım.

Gençlik tutulmaz elle,
Geçirme boş emelle.
Sen bunu böyle belle,
Güzel kızım,can kızım.
 

bilena

New member
Katılım
27 Tem 2007
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Konum
evden???
Web sitesi
feyza55.blogcu.com
KOSMA


Kirpiğine sürme çek
Kına yak parmağına
Bu yıl yaşın girecek
Kız, gelinlik çağına.

Anlatıyor duruşum
Ben sana vurulmuşum
Ko, düşsün gönül kuşum
Saçlarının ağına.

Yaş olsam gözden akmam
Göz olsam gayre bakmam
Vatanımsın, bırakmam
Ellerin kucağına...
 
Üst Alt