Kısa ve öz olarak tanımlanırsa faiz; bizzat ve fiilen bir alış veriş yapılmadan paranın artırılmasıdır... Allah (cc) bu fiilin her iki tarafındakine de lanet etmiştir.
Kur'an ın emri, gerek hadisler ve gerekse ulema tarafından gelen kaynaklara baktığımız da, zinadan dahi kat be kat ağır bir suç olan faizin her türlüsünün yasak edildiği açıkça görülür.
Günümüzde ki kapitalist din istismarcıları "faizsiz bankacılık" ve "kar ortaklığı" adı altında hem cahil müslümanları, hem de nefsinin esiri olmuş bilgili insanları bu çirkin fiilin ortakçısı yapmıştır. Bunu yaparken lehte fetva aldıkları takiyyeci din adamları ise ayrı bir fasıldır.
Artık çok sayıda farklı yoldan zuhur eden faizli muamelatları, bu "temiz bankalar" türlü yalan ve dolan ile pazarlamaktadır.
Bir Hatırlatma
Türkiye de, istisnasız tüm bankalar "Bankacılık Kanunları" çerçevesinde çalışır, denetlenir ve mükellefiyetlerine uyarlar. Banka bu şartları gerek lafzen ve gerekse imza ile kabul etmiştir. Bu kabul edilen kanunların özeti ise, bankanın fazi ile para alan/satan bir müessese olduğu, bu işin dışında hiçbir faaliyetinin olamayacağıdır.
Banka Nasıl Çalışır
Konunun anlaşılmasına faydalı olması açısından bankanın nasıl çalıştığını özetle görelim.
Banka kendi sermayesi olan nakit para (sermaye) + başka bankalardan belli oranda faiz karşılığı aldığı nakit para (sendikasyon kredisi) + karşılığında faiz vermek üzere halktan topladığı paralar (mevduat) toplamını, yine karşılığında belli bir faiz alarak ihtiyaç sahiplerine satar.
Bankaların bu faaliyetler dışında başka bir işlem yetkisi yoktur. Bunun dışında zikredilen tüm alış veriş çeşitleri yalandır ve hiç birisi fiilen gerçekleşmez, sadece zikredilir.
Kar Ortaklığı Hesabı ve Diğerleri
Bu yalan dolan hesaplarının en yaygını "Kar ortaklığı" hesabıdır.
Bu yalan dolan şöyle gerçekleşmektedir.
Müşteri bankaya geliyor ve 10.000 Lirası olduğunu söylüyor. Ve diyor ki buna ayda kaç lira veriyorsunuz. Banka da diyor ki 100 Lira. Müşteri bunu kabul ediyorsa, hemen bir hesap açılıyor ve adam parayı ödüyor, sonra da bir ay sonra gidip 100 Lirayı alıyor. Fiiliyatın hepsi bu. Bu fiiliyatın dışında, iddia edilen fiiliyatları ne banka memuru biliyor, ne banka müdürü ne de müşteri. Peki bu yalan dolan hesabının yalancı avukatlığını yapan din adamları bu durumu nasıl izah ediyor, ona bir bakalım.
Efendim güya, bu müşterinin 10.000 Lirası ile bir başka banka müşterisi, yada banka bir mal alıyormuş satıyormuş ve kar edip o karı bu müşteriye veriyorlarmış yada bu müşterinin 10.000 Lirası ile var olan bir işe ortak oluyormuş da o işin karını alıyormuş. Bu da çok helal bir durummuş.
Şimdi bu fakihe (!) soralım.
10.000 Liranın sahibi, bu bir başka müşteriyi hiç görmüş mü? Yok.
Ne aldığından haberi var mı? Yok
Kaça aldığından haberi var mı? Yok
Kaça sattığından haberi var mı? Yok
Ne şartla alıp sattığından haberi var mı? Yok
Kar/zara kardaştır. Bu adamlar hiç mi zarar etmez, şimdiye kadar bu tür bir işten zarar edip de, 10.000 Lira verip 9.900 Lira alan var mı? Yok...
Ve buna benzer, cevabı İslam alış-veriş hükümlerine uymayan, cevapları batıl olan onlarca soru... Ve bu soruların hepsinin cevabı bu muamelatların faiz muamelatı olduğunu söyler.
Bu "faizsiz banka" yada "kar ortaklığı" adını kullanan bankalrın diğer ev, araç, ihtiyaç ve sair isimler altında sundukları para işlemlerinin hepsi yukarıdakine benzer, fiili hiç bir muamelatın yapılmadığı, sadece İslam'a uygun şartların sözle ifadesinden müteşekkildir. Tüm işlemler fasittir. Olumsuzluklar karşısında ortaya konulan belgeler, talep edilen haklar ve benzerlerinin hepsi faiz lafızları ve muamelatları içerir. Yapılan sadece dini istismar etmektir, yalancılıktır, faizciliktir.
Kur'an ın emri, gerek hadisler ve gerekse ulema tarafından gelen kaynaklara baktığımız da, zinadan dahi kat be kat ağır bir suç olan faizin her türlüsünün yasak edildiği açıkça görülür.
Günümüzde ki kapitalist din istismarcıları "faizsiz bankacılık" ve "kar ortaklığı" adı altında hem cahil müslümanları, hem de nefsinin esiri olmuş bilgili insanları bu çirkin fiilin ortakçısı yapmıştır. Bunu yaparken lehte fetva aldıkları takiyyeci din adamları ise ayrı bir fasıldır.
Artık çok sayıda farklı yoldan zuhur eden faizli muamelatları, bu "temiz bankalar" türlü yalan ve dolan ile pazarlamaktadır.
Bir Hatırlatma
Türkiye de, istisnasız tüm bankalar "Bankacılık Kanunları" çerçevesinde çalışır, denetlenir ve mükellefiyetlerine uyarlar. Banka bu şartları gerek lafzen ve gerekse imza ile kabul etmiştir. Bu kabul edilen kanunların özeti ise, bankanın fazi ile para alan/satan bir müessese olduğu, bu işin dışında hiçbir faaliyetinin olamayacağıdır.
Banka Nasıl Çalışır
Konunun anlaşılmasına faydalı olması açısından bankanın nasıl çalıştığını özetle görelim.
Banka kendi sermayesi olan nakit para (sermaye) + başka bankalardan belli oranda faiz karşılığı aldığı nakit para (sendikasyon kredisi) + karşılığında faiz vermek üzere halktan topladığı paralar (mevduat) toplamını, yine karşılığında belli bir faiz alarak ihtiyaç sahiplerine satar.
Bankaların bu faaliyetler dışında başka bir işlem yetkisi yoktur. Bunun dışında zikredilen tüm alış veriş çeşitleri yalandır ve hiç birisi fiilen gerçekleşmez, sadece zikredilir.
Kar Ortaklığı Hesabı ve Diğerleri
Bu yalan dolan hesaplarının en yaygını "Kar ortaklığı" hesabıdır.
Bu yalan dolan şöyle gerçekleşmektedir.
Müşteri bankaya geliyor ve 10.000 Lirası olduğunu söylüyor. Ve diyor ki buna ayda kaç lira veriyorsunuz. Banka da diyor ki 100 Lira. Müşteri bunu kabul ediyorsa, hemen bir hesap açılıyor ve adam parayı ödüyor, sonra da bir ay sonra gidip 100 Lirayı alıyor. Fiiliyatın hepsi bu. Bu fiiliyatın dışında, iddia edilen fiiliyatları ne banka memuru biliyor, ne banka müdürü ne de müşteri. Peki bu yalan dolan hesabının yalancı avukatlığını yapan din adamları bu durumu nasıl izah ediyor, ona bir bakalım.
Efendim güya, bu müşterinin 10.000 Lirası ile bir başka banka müşterisi, yada banka bir mal alıyormuş satıyormuş ve kar edip o karı bu müşteriye veriyorlarmış yada bu müşterinin 10.000 Lirası ile var olan bir işe ortak oluyormuş da o işin karını alıyormuş. Bu da çok helal bir durummuş.
Şimdi bu fakihe (!) soralım.
10.000 Liranın sahibi, bu bir başka müşteriyi hiç görmüş mü? Yok.
Ne aldığından haberi var mı? Yok
Kaça aldığından haberi var mı? Yok
Kaça sattığından haberi var mı? Yok
Ne şartla alıp sattığından haberi var mı? Yok
Kar/zara kardaştır. Bu adamlar hiç mi zarar etmez, şimdiye kadar bu tür bir işten zarar edip de, 10.000 Lira verip 9.900 Lira alan var mı? Yok...
Ve buna benzer, cevabı İslam alış-veriş hükümlerine uymayan, cevapları batıl olan onlarca soru... Ve bu soruların hepsinin cevabı bu muamelatların faiz muamelatı olduğunu söyler.
Bu "faizsiz banka" yada "kar ortaklığı" adını kullanan bankalrın diğer ev, araç, ihtiyaç ve sair isimler altında sundukları para işlemlerinin hepsi yukarıdakine benzer, fiili hiç bir muamelatın yapılmadığı, sadece İslam'a uygun şartların sözle ifadesinden müteşekkildir. Tüm işlemler fasittir. Olumsuzluklar karşısında ortaya konulan belgeler, talep edilen haklar ve benzerlerinin hepsi faiz lafızları ve muamelatları içerir. Yapılan sadece dini istismar etmektir, yalancılıktır, faizciliktir.