Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ey kadınlar, ancak mahreminizle konuşun, namahremle konuşmayın

  • Konbuyu başlatan beyaz_ýþýk
  • Başlangıç tarihi
B

beyaz_ýþýk

Guest
Bayanlar ve erkekler icin kimler mahremdir ?

Arkadasimin babasinin (rahmetli)dayisinin hanimi arkadasima mahrem midir?
Arkadasim erkek :)
Bilgilendirirseniz sevinirim..


Erkeğe mahrem olan kadınlar
Soydan olan ve evlenilmesi erkeğe caiz olmayan yedi akraba şunlardır:
1- Analar:
Anası, ana-babasının anaları, onların da anaları mahremdir.

2- Kızlar:
Kızı, oğlunun ve kızının kızları ve torunlarının kızları mahremdir.

3- Kız kardeşler:
Ana-baba bir veya ana bir veya yalnız baba bir kız kardeşler de mahremdir.

4- Halalar:
Halası, ana-babasının halaları, dedelerinin, büyük annelerinin halaları da mahremdir.

5- Teyzeler:
Kişiye teyzesi, ana-babasının teyzeleri, dede ve büyük annelerinin teyzeleri de mahremdir.

6- Erkek kardeş kızları:
Ana-baba bir, sadece ana bir veya yalnız baba bir erkek kardeşin kızları ve bunların kız torunları da mahremdir.

7- Kız kardeş kızları:
Ana-baba bir veya sadece ana bir yahut yalnız baba bir kız kardeşin kızları ve bunların kız torunları da mahremdir.

Bu yedi kişi soydan olmayıp, süt ile de olsa yine mahremdir. Zina ile de olursa, yine haramdır. Mesela bir kimse, zina ettiği kadının kızı ile, torunu ile veya anası ile evlenemez. Sadece oğlunun sütkardeşi olan kız ile ve erkek kardeşin sütannesi ile evlenmek caizdir.

Nikah sebebi ile haram olanlar
Nikah sebebi ile sonradan akraba olan şu 4 kadınla da evlenmek erkeğe haramdır:
1- Kayınvalideler:
Kayınvalidesi haram olduğu gibi, kayınvalidesinin ve kayınpederinin anneleri de haramdır.

2- Üvey kızlar:
Hanımının, başka erkekten olan kızları, torunları, üvey oğlunun kızları ve torunları da haramdır.

3- Gelinler:
Oğlunun hanımı haram olduğu gibi, torunlarının hanımları da haramdır. Sadece üvey oğlun hanımı namahremdir.

4- Üvey analar:
Babasının hanımı, yani üvey annesi haram olduğu gibi, dedelerinin evlendiği bütün kadınlar da haramdır. Zina sebebiyle de olsa haramdır. Yani bir kimsenin, babasının veya dedesinin zina ettiği kadınla evlenmesi haram olur.

Amca kızı, dayı kızı, hala kızı ve teyze kızı ve yenge, yani kardeş zevcesi (Zirahm-i mahrem) değildir. Yani bu beş kadın, yabancı demektir. Bu beş kadın yabancı olduğundan, bunlarla evlenmek caizdir. Fakat, bunlardan ilk dördü ile evlenmek tenzihen mekruhtur. (K.Saadet)’teki, hadis-i şerifte, (Bunların çocukları zayıf, hastalıklı olur) buyuruldu. Fakat amca kızının kızı ve amca oğlunun kızı ile, hala kızının kızı veya hala oğlunun kızı ile, dayı oğlunun kızı ve dayı kızının kızı ile, teyze kızının kızı ve teyze oğlunun kızı ile evlenmek mekruh olmaz.

Bazı kimseler, Hazret-i Ali’nin amcasının kızı ile evlendiğini söylüyorlar. Bu yanlıştır. Peygamber efendimiz, Hazret-i Ali’nin amcası değil, amcasının oğludur. Yani Hazret-i Ali, amcasının oğlunun kızını aldı. Bu bakımdan tenzihen de mekruh olmadı.

Erkeğe neseb ile haram olanlar:
1-
Anası
2- Büyük analar [Annesinin ve babasının annesi ve onların anneleri]
3- Kızı, oğlunun ve kızının kızları
4- Bacısı
5- Bacısının ve biraderinin kızları
6- Halası
7- Teyzesi.

Erkeğe süt itibariyle haram olanlar:
1-
Süt anası
2- Süt büyük anaları
3- Süt kızı, süt oğlunun ve süt kızının kızları,
4- Süt bacısı
5- Süt bacısının ve süt biraderinin kızları
6- Süt halası
7- Süt teyzesi.

Erkeğe nikah sebebi ile haram olanlar:
Kaynanası, üvey kız, üvey anası, gelini.
 

Seyfullah

New member
Katılım
8 Tem 2007
Mesajlar
8
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Soruma verdiginiz cevap icin tessekkur ederim...
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
Arkadasimin babasinin (rahmetli)dayisinin hanimi arkadasima mahrem midir?
Arkadasim erkek
Bilgilendirirseniz sevinirim..
Bu bulmaca gibi sorunuzu şöyle cevaplamak istiyoruz;
Arkadaşınız erkek ve babasının dayısının hanımı eğerki bu arkadaşın halası değilse namahremdir.sizin dayınızın hanımı dahi namahremdir,amcanızın hanımı da öyle,kardeşinizin hanımı da namahreminizdir.
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
bu arada bunları biz değil ehli sunnet alimleri soylemiştir....ve biliyorsunki islala ilgili ehli insanlardan bir şey icin efendimiz zamanında geldiği soylenmişse itiraz yoktur duyduk işitik kabul ettik denir.....

ayrıca bizden tatmin olmuyorsanız [email protected]

hocaya mail [email protected] <[email protected]>
mehmet ali özkan......

Selamün Aleyküm,Kim % yüz geldigini söylüyor.Ehli sünnet alimleri aslinda benim konum degil...

Ama su sözünüz oldukca manidar;


ve biliyorsunki islala ilgili ehli insanlardan bir şey icin efendimiz zamanında geldiği soylenmişse itiraz yoktur duyduk işitik kabul ettik denir.....

Söylenmisse?Acaba ben aklimi kirayami verdim?Hayir Hayir Allahin Korunmus Kitabi varken asla böyle bir sey yapmamak lazim.Hemde Isittik kabul ettik.Benim böyle bir anlama problemim yok Elhamdülillah okuyorum anliyorum ve yasamaya calisiyorum.Allahin dini bilmece/bulmaca degilki?Yoksa bunu rivayet edenlerin % 100 dogru getirdigine deliliniz nedir diye sormak lazim.Her geleni kabul edersek iste ne diye bilirim...Hatta hicab konusundaki vermis oldugunuz hadislerde cok celiskili söyleki ilk verdiginiz hadislerle su an vermis oldugunuz hadisleri iyi okursaniz sizde fark edersinizki birinde asla tokalasmadigini söylerken digerinde Hicab ayeti gelene kadar deniyor yani böyle ne oldugu belli olmayan sözlerlemi Iman? Yoksa Korunmus olan Furkanlami?
 
B

beyaz_ýþýk

Guest
Selamün Aleyküm,Kim % yüz geldigini söylüyor.Ehli sünnet alimleri aslinda benim konum degil...

Ama su sözünüz oldukca manidar;




Söylenmisse?Acaba ben aklimi kirayami verdim?Hayir Hayir Allahin Korunmus Kitabi varken asla böyle bir sey yapmamak lazim.Hemde Isittik kabul ettik.Benim böyle bir anlama problemim yok Elhamdülillah okuyorum anliyorum ve yasamaya calisiyorum.Allahin dini bilmece/bulmaca degilki?Yoksa bunu rivayet edenlerin % 100 dogru getirdigine deliliniz nedir diye sormak lazim.Her geleni kabul edersek iste ne diye bilirim...Hatta hicab konusundaki vermis oldugunuz hadislerde cok celiskili söyleki ilk verdiginiz hadislerle su an vermis oldugunuz hadisleri iyi okursaniz sizde fark edersinizki birinde asla tokalasmadigini söylerken digerinde Hicab ayeti gelene kadar deniyor yani böyle ne oldugu belli olmayan sözlerlemi Iman? Yoksa Korunmus olan Furkanlami?


guzel kardeşim..sana bah sedilen ve bizlere bah sedilen akıl o guzel kitabı nekadr anlaya bilirki........evet bende okuf-dugumu anlıyorum ve bir yorum getiriyorum..sonra bir alimden dnliyorum ve nekadr farklı ve dogru yorumladıgı dıkkatıı cekiyor.....

şimdi 4 buyuk meshep var o mesheplerin alimleri olamsaydı...acılmayan manaları biz aciz akılımızla acabilcekmıydık yoksa geflete dusup..bugun ıran ırak ve afganistanda oldugu gibi kardeşler olarak birbirimizimi vuracaktık....

Ehl-i sünnet itikadını ortaya koyan Resulullah efendimizdir. İman bilgilerini Eshab-ı kiram bu kaynaktan aldılar. Tâbiin-i izam da bu bilgilerini, Eshab-ı kiramdan öğrendiler. Daha sonra gelenler, bunlardan öğrendiler. Böylece, Ehl-i sünnet bilgileri bizlere nakil ve tevatür yoluyla geldi. Bu bilgiler akıl ile bulunamaz. Akıl bunları değiştiremez. Akıl, bunları anlamaya yardımcı olur. Yani, bunları anlamak, doğruluklarını, kıymetlerini kavramak için akıl lazımdır. Hadis âlimlerinin hepsi, Ehl-i sünnet itikadında idiler. Amelde dört mezhebin imamları da bu mezhepte idi. İmam-ı Matüridi ve imam-ı Eşari de Ehl-i sünnet mezhebinde idi. Bu her iki imam, hep bu mezhebi yaydılar. Sapıklara karşı ve eski Yunan felsefesinin bataklıklarına saplanmış olan maddecilere karşı bu tek mezhebi savundular. Bu iki büyük Ehl-i sünnet âliminin zamanları aynı ise de, bulundukları yerler birbirinden ayrı ve karşılarındaki saldırganların düşünüş ve davranışları başka olduğundan, savunma metotları ve tenkitleri birbirinden farklı olmuş ise de, bu hâl, yollarının ayrı olduğunu göstermez. Bunlardan sonra gelen yüzbinlerle derin âlim ve veliler, bu iki yüce imamın kitaplarını inceleyerek ikisinin de, Ehl-i sünnet mezhebinde olduklarını söz birliği ile bildirmişlerdir.

Ehl-i sünnet âlimleri, manaları açık olan (Nass)ları, zahirleri üzere almışlardır. Yani, böyle âyet-i kerimelere ve hadis-i şeriflere açık olan manaları vermişler, zaruret olmadıkça böyle Nassları (tevil) etmemişler, bu manaları değiştirmemişlerdir. Kendi bilgileri ve görüşleri ile bir değişiklik hiç yapmamışlardır. Sapık fırkalardan olanlar ve mezhepsizler ise, Yunan felsefecilerinden ve din düşmanı olan fen taklitçilerinden işittiklerine uyarak, iman bilgilerinde ve ibadetlerde değişiklik yapmaktan çekinmemişlerdir.
Peygamber efendimizin hadis-i şerifte fırka-i naciyye, kurtuluş fırkası olarak bildirdiği tek bir itikad mezhebi vardır. O da Ehl-i sünnet vel-cemaat mezhebidir, imam-ı Matüridi ve imam-ı Eşari bu mezhepte iki itikad imamıdır ve bu mezhebi yaymışlardır.

İmam-ı Matüridi ve imam-ı Eşari hazretleri ayrı bir mezhep kurmamışlar, Eshab-ı kiramın, Tâbiinin, dört mezhep imamının ve sonra Ehl-i sünnet âlimlerinin nakil ve tevatür yolu ile bildirdikleri iman ve itikad bilgilerini açıklamışlar, anlaşılmasını kolaylaştırmak için kısımlara bölmüşler ve herkesin anlayabileceği şekilde yaymışlardır. Bunlardan imam-ı Eşari, imam-ı Şafi hazretlerinin talebe zincirinde bulunmaktadır. İmam-ı Matüridi ise imam-ı a’zam hazretlerinin talebe zincirindedir.

Ehl-i sünnet itikadının açıklamasında bu iki imam meşhur olmuş, yaşadıkları zamanlarda itikadda doğru yoldan ayrılmış sapıkların ve Yunan felsefesinin bataklıklarına saplanmış maddecilerin bozuk düşüncelerine karşı Ehl-i sünnet vel-cemaat itikadını izah etmekte, bazı bakımlardan farklı usuller takip etmişlerdir. Daha sonraki asırlarda gelen Ehl-i sünnet âlimleri, bu iki imamın koyduğu usullere uyarak,
Ehl-i sünnet itikadını nakletmişlerdir.

Ehl-i sünnetin reisi ise imam-ı a’zam Ebu Hanife hazretleridir. İmam-ı a’zam Ebu Hanife hazretleri, fıkıh bilgilerini toplayarak, kısımlara, kollara ayırdığı ve usuller, metotlar koyduğu gibi, Resulullahın ve Eshab-ı kiramın bildirdiği itikad, iman bilgilerini de topladı ve yüzlerce talebesine bildirdi. Talebesinden, ilmi kelam, yani iman bilgileri mütehassısları yetişti. Bunlardan imam-ı a’zamın talebesi olan imam-ı Muhammed Şeybani'nin yetiştirdiklerinden, Ebu Bekri Cürcani dünyaca meşhur oldu. Bunun talebesinden de, Ebu Nasır-ı Iyad, kelam ilminde, Ebu Mensur-i Matüridi'yi yetiştirdi. Ebu Mensur, imam-ı a’zam hazretlerinden gelen kelam bilgilerini kitaplara yazdı. Doğru yoldan sapmış olanlarla mücadele ederek, Ehl-i sünnet itikadını kuvvetlendirdi ve her tarafa yaydı.

İmam-ı Eşari de; imam-ı Şafii'nin talebesi zincirinde, bulunmaktadır. Bu iki büyük imam, Eshab-ı kiram, Tâbiin ve Tebe-i tâbiinin bildirdiği itikad ve iman bilgilerini açıklamışlar, kısımlara bölmüşler, herkesin anlayabileceği bir şekilde yaymışlardır. İmam-ı Eşari ve imam-ı Matüridi hazretleri, hocalarının müşterek mezhebi olan Ehl-i sünnet vel-cemaattan dışarı çıkmamışlardır.

Bu iki imamın ve hocalarının ve bunların da hocaları olan, amelde dört hak mezhep imamlarının ve onlara tâbi olanların imanda, itikadda tek bir mezhebi vardır. Bu mezhep Ehl-i sünnet vel-cemaat mezhebidir. Çünkü İslamiyet, bütün insanlara yalnız bir tek imanı ve itikadı emretmektedir. Bu imanın esaslarını ve nasıl itikad edileceğini, bizzat Peygamber efendimiz aleyhisselam tebliğ etmiştir.
Taşköprüzade şöyle yazmıştır:
(Ehl-i sünnet vel-cemaatın kelam ilmindeki reisleri iki zattır. Bunlardan birisi Hanefi, diğeri Şafii'dir. Hanefi olanı, Ebu Mensur Matüridi, Şafii olanı ise Ebu'l Hasen el-Eşari'dir.)

Bazı kitaplarda, Eşariyye mezhebi, Matüridiyye mezhebi diye yazılı ise de, bu kendi çalışmalarına verilen isimdir, ayrı mezhep değildir. Her ikisi de Ehl-i sünnet itikadını anlatmıştır. Aralarında ictihad farkları vardır. Bu ayrılıklar temelde ayrılık olmadığı için, ikisi de Ehl-i sünnettir.
Zebidi de şöyle demiştir:
(Ehl-i sünnet vel-cemaat ismi geçince, Eşariler ve Matüridiler kastedilir.)
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Bayanlar ve erkekler icin kimler mahremdir ?

Arkadasimin babasinin (rahmetli)dayisinin hanimi arkadasima mahrem midir?
Arkadasim erkek :)
Bilgilendirirseniz sevinirim..


Geçmişte olanlar bir yana, babalarınızın evlendiği kadınlarla evlenmeyin; çünkü bu bir hayasızlıktır, iğrenç bir şeydir ve kötü bir yoldur.


Analarınız, kızlarınız, kızkardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeş kızları, kızkardeş kızları, sizi emziren analarınız, süt bacılarınız, eşlerinizin anaları, kendileriyle birleştiğiniz eşlerinizden olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız size haram kılındı. Eğer onlarla (nikâhlanıp da) henüz birleşmemişseniz kızlarını almanızda size bir mahzur yoktur. Kendi sulbünüzden olan oğullarınızın eşleri ve iki kız kardeşi birden almak da size haram kılındı; ancak geçen geçmiştir. Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.


(Harp esiri olarak) sahip olduğunuz cariyeler müstesna, evli kadınlar da size haram kılındı. Allah'ın size emri budur. Bunlardan başkasını, namuslu olmak ve zina etmemek üzere mallarınızla (mehirlerini vererek) istemeniz size helâl kılındı. Onlardan faydalanmanıza karşılık kararlaştırılmış olan mehirlerini verin. Mehir kesiminden sonra (bir miktar indirim için) karşılıklı anlaşmanızda size günah yoktur. Şüphesiz Allah ilim ve hikmet sahibidir.


Nisa.22-23-24


Selamün Aleyküm.Yukaridaki Nisa suresi 22-23-24 te Allahin yasasi tam olarak mevcuttur.Kendiniz okuyarak anlaya bilirsiniz.Rahmana emanet olun.
 
B

beyaz_ýþýk

Guest
Ehl-i sünnet itikadı bellidir. Bunlara inanan Ehl-i sünnettir, inanmayan bid’at ehli veya kâfir olur. Ehl-i sünnet itikadından önemli olanlardan bazıları şunlardır:

1- Amentü’deki altı esasa inanmak. [Hayrın, şerrin ve her şeyin Allah’tan olduğuna inanmak. İnsanda irade-i cüziye vardır. İşlediği günahlardan mesuldür.]

2- Amel, imandan parça değildir. Yani ibadet etmeyen veya günah işleyen mümine kâfir denmez. [Vehhabiler, (amel imanın parçasıdır, namaz kılmayan ve haram işleyen kâfirdir) derler.]

3- İman ya vardır ya yoktur, artıp eksilmez. [Parlaklığı artıp eksilir.]

4- Kur’an-ı kerim mahluk [yaratık] değildir.

5- Allah mekândan münezzehtir. [Vehhabiler, (Allah gökte veya Arşta) derler. Bu küfürdür.]

6- Ehl-i kıble tekfir edilmez. [Vehhabiler, kendilerinden başka herkese kâfir derler.]

7- Kabir suali ve kabir azabı haktır.

8- Gaybı yalnız Allah bilir, dilerse enbiya ve evliyasına da bildirir.

9- Evliyanın kerameti haktır.

10- Eshab-ı kiramın hepsi cennetliktir. [Rafiziler, (Beşi hariç sahabenin tamamı kâfirdir) derler. Halbuki Kur’anda, tamamı cennetlik deniyor.] (Hadid 10)

11- Ebu Bekr-i Sıddık, eshab-ı kiramın en üstünüdür.

12- Mirac, ruh ve bedenle birlikte olmuştur.

13- Öldürülen, intihar eden eceli ile ölmüştür.

14- Peygamberler günah işlemez.

15- Bugün için dört hak mezhepten birinde olmak.

16- Peygamberlerin ilki Âdem aleyhisselam, sonuncusu Muhammed aleyhisselamdır. [Vehhabiler, Hz. Âdem’in, Hz. Şit’in, Hz. İdris’in peygamber olduğunu inkâr ederler. İlk peygamber Hz. Nuh derler. Liderlerine resul [Peygamber] diyen bazı gruplar da, (Nebi gelmez, ama resul gelir) derler. Bunun için de Resulüm diyen zındıklar türemiştir.]

17- Şefaate, sırata, hesaba ve mizana inanmak.

18- Ruh ölmez. Kâfir ve Müslüman ölülerin ruhları işitir.

19- Kabir ziyareti caizdir. İstigase, yani Enbiya ve evliyanın kabirlerine gidip, onların hürmetine dua etmek ve onlardan yardım istemek caizdir. [Vehhabiler ise buna şirk derler. Bu yüzden Sünnilere ve Şiilere müşrik, yani kâfir derler.]

20- Kıyamet alametlerinden olan Deccal, Dabbet-ül-arz, Hz. Mehdi’nin geleceğine, Hz. İsa’nın gökten ineceğine, güneşin batıdan doğacağına ve bildirilen diğer kıyamet alametlerine inanmak.

İmam-ı a’zam hazretleri (Kıyamet alametlerine tevilsiz inanmalı) buyuruyor. (Fıkhı ekber)
Bir hadis-i şerif meali:
(Güneş batıdan doğmadıkça, Kıyamet kopmaz. O zaman herkes iman eder, ama iman artık fayda vermez.) [Buhari, Müslim]

Güneşin batıdan doğmasını, (Avrupa Müslüman olacak) diye tevil etmek, imam-ı a’zamın sözüne aykırıdır. Hiçbir İslam âlimi tevil etmemiştir. Hâşâ Resulullah, bilmece gibi mi söz söylüyor? Böyle tevil etmek, (elma dersem çık, armut dersem çıkma) demeye benzer. Nitekim (Salat, duadır, namaz diye bir şey yok) diyenler çıkmıştır. O zaman ortada din diye bir şey kalmaz. Bir de Avrupa Müslüman olunca, iman niye fayda vermesin? Güneşin batıdan doğması, ilmen de mümkündür. Dinsizler itiraz eder diye zoraki tevile gitmek gerekmez. Allahü teâlâ, dünyayı şimdiki yörüngesinden çıkarır, başka yörüngeye koyar. Dönüşü değişince, güneş batıdan doğmuş olur.

21- Ahirette Allahü teâlâ görülecektir.

22- Kâfirler Cehennemde sonsuz kalır ve azapları hafiflemez, hatta gittikçe artar.

23- Mest üzerine mesh etmek caizdir.

24- Sultana isyan caiz değildir.

(Bu bilgiler, Fıkh-ı ekber, Nuhbet-ül-leali, R. Nasihin, Mek. Rabbani, F. Fevaid’den alınmıştır.)
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
guzel kardeşim..sana bah sedilen ve bizlere bah sedilen akıl o guzel kitabı nekadr anlaya bilirki........evet bende okuf-dugumu anlıyorum ve bir yorum getiriyorum..sonra bir alimden dnliyorum ve nekadr farklı ve dogru yorumladıgı dıkkatıı cekiyor.....


Bakin kardesim simdi bir tartismaya girmemek icin yazilarinizin oldukca azina cevap yaziyorum..Eger akil anlamiyorsaki bu durumda Dinen muafsiniz.Yok anliyorsaniz mükellefiyetiniz 43/44 de Alemlerin Rabbinin size söyledigidir gerisi hikaye....
 
B

beyaz_ýþýk

Guest
Sünnet kelimesi yerine göre, farklı anlamlarda kullanılır:
1- Kitab ve sünnet ifadesindeki sünnet, hadis-i şerifler demektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allah’ın kitabına, Peygamberin sünnetine sarılırsanız hiç sapıtmazsınız.) [Hakim]

2- Farz ve sünnet ifadesindeki sünnet, Resulullah efendimizin farz olmayarak yaptığı işler demektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ümmetim bozulunca, sünnetime uyana şehid sevabı verilir.) [Hakim]

3- Sünnet, yalnız olarak kullanılınca, İslamiyet demektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bir zaman gelecek ki, ortalık bozulduğu zaman sünnetime [İslamiyet’e] tutunmak avuçta ateş tutmak gibi olacaktır.) [Hakim]

4- Sünnet, yol, çığır gibi manalara da gelir. Mesela sünnet-i hasene iyi çığır, sünnet-i seyyie kötü çığır demektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bir kimse, sünnet-i hasene çıkarırsa, [iyi bir çığır açarsa] onun sevabı ve kıyamete kadar onunla amel edenlerin sevabı kadar sevap alır. Bir kimse de sünnet-i seyyie çıkarırsa, [kötü bir çığır açarsa] onun günahı ve kıyamete kadar onu işleyenlerin günahı kadar günah kazanır.) [Müslim]

Bir de, sünnet âdet, iş anlamındadır. Mesela Sünnetullah tabiri, Allah’ın âdeti, Allah’ın işi demektir. Hz. Ömer’in sünneti demek, Hz. Ömer’in âdeti demektir.

5- Ehl-i sünnet, kurtuluş fırkasının adıdır. İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki:
Tirmizi’nin bildirdiği hadis-i şerifte, (Ümmetim 73 fırkaya ayrılır, 72si Cehenneme gider, yalnız bir fırka kurtulur. Bu fırka, benim ve Eshabımın yolunda gidenlerdir) buyuruldu. Bu fırkaya (Ehl-i sünnet vel cemaat) denir.
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
erkek çocuğun babasının dayısı, babasının anneannesinin erkekkardeşidir,bunun hanımı eğerki babasının dede(büyükbabasının) kızkardeşi ile evli ise halası olur ki mahrem olur,yoksa yabancı ise namahremdir,anladığımız.
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Sünnet kelimesi yerine göre, farklı anlamlarda kullanılır:
5- Ehl-i sünnet, kurtuluş fırkasının adıdır. İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki:
Tirmizi’nin bildirdiği hadis-i şerifte, (Ümmetim 73 fırkaya ayrılır, 72si Cehenneme gider, yalnız bir fırka kurtulur. Bu fırka, benim ve Eshabımın yolunda gidenlerdir) buyuruldu. Bu fırkaya (Ehl-i sünnet vel cemaat) denir.



Ha iste biz firka degiliz yani Kitabta men edildik firka olmaktan...O nedenle ayete bakariz...
 
B

beyaz_ýþýk

Guest
Bakin kardesim simdi bir tartismaya girmemek icin yazilarinizin oldukca azina cevap yaziyorum..Eger akil anlamiyorsaki bu durumda Dinen muafsiniz.Yok anliyorsaniz mükellefiyetiniz 43/44 de Alemlerin Rabbinin size söyledigidir gerisi hikaye....


kusura bakma kardeşim sen insanı kufre götürürsün....

sen diyorsunki.....ben kuranı okurum anlarım....


haramıda helali kendi aklımca tayin ederim...sunnet beni ilgilendimez......

tıbkı alınma ama israilli haham lara benzeetim seni.......yani dogrudur..ama biz bunu boyle yorumluyoruz...peygamberin sunneti ve onun ehlinin dedikleri beni ilgilendirmez.....


akıl bize dogruyu bulmak yolu bulma icin sunnetler de bize harita olamk icin gonderilmiştir..haritasız ve pusulasız yol bulunmaz

harita guzel kitabımızsa , pusulada efendimiz ve ehlidir selametle....
 
B

beyaz_ýþýk

Guest
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ümmetim arasında ayrılık olunca, benim sünnetime ve Hulefa-i raşidinin sünnetine yapışın!) [Tirmizi]

Bu hadis-i şerif, bu ümmette çeşitli ayrılıklar olacağını haber veriyor. Bunlar arasında, Resulullahın ve Onun 4 halifesinin yolunda olana sarılınız diyor. Sünnet, Resulullahın, sözleri, bütün ibadetleri, işleri, itikadları, ahlakı ve bir şey yapılırken görünce, mani olmayıp susması demektir. Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Fitne fesat yayıldığı zaman, sünnetime yapışana yüz şehid sevabı verilir!) [Hakim]

Yani nefse ve bid'atlere ve kendi aklına uyarak İslamiyet’in hududu dışına taşıldığı zaman, benim sünnetime uyana, kıyamette yüz şehid sevabı verilecektir. Çünkü fitne fesat zamanında İslamiyet’e uymak, kâfirlerle harp etmek gibi güç olacaktır. Bir hadis-i şerif meali:
(İslam dini garip olarak başladı. Sonu da garip olacaktır. Bu gariplere müjdeler olsun! Bunlar, insanların bozduğu sünnetimi düzeltir.) [Müslim]

Yani, İslamiyet’in başlangıcında, insanların çoğu, Müslümanlığı bilmedikleri, onu yadırgadıkları gibi, ahir zamanda da, dini bilenler azalır. Bunlar, benden sonra bozulmuş olan sünnetimi ıslah ederler. Bunun için, emr-i maruf ve nehy-i münker yaparlar. Sünnete, yani İslamiyet’e uymakta başkalarına örnek olurlar. İslam bilgilerini doğru olarak yazıp, kitaplarını yaymaya çalışırlar. Bunları dinleyenler az, karşı gelenler çok olur.
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
kusura bakma kardeşim sen insanı kufre götürürsün....

sen diyorsunki.....ben kuranı okurum anlarım....


haramıda helali kendi aklımca tayin ederim...sunnet beni ilgilendimez......

tıbkı alınma ama israilli haham lara benzeetim seni.......yani dogrudur..ama biz bunu boyle yorumluyoruz...peygamberin sunneti ve onun ehlinin dedikleri beni ilgilendirmez.....


akıl bize dogruyu bulmak yolu bulma icin sunnetler de bize harita olamk icin gonderilmiştir..haritasız ve pusulasız yol bulunmaz

harita guzel kitabımızsa , pusulada efendimiz ve ehlidir selametle....

Iste ne güzelde biliyorsun Israil ogullari kendi kitablarini birkip Misna gibi kitablari üretince bu hale geldiler o nedenle ayet disi olusumu meydana getirdiler.Alemlerin Rabbi anlasilmaz bir kitab gönderecek sonra bana diyecekki sen kitabtan sorumlusun(43/44)bu mümkünmü?Akila hitab eden bir kitab veriyor ama sen diyorsun anlamam o zaman zaten mesul degilsin cünki Din akil ile alinir akil devre disina cikarsa bakiniz namazdan dahi uzak durmamiz emredilir.Yani akil olmayinca namaz dahi kabul degilken neden akili disariya atip ben anlamam eee alimlerin söyledigi yeter olurmu onlarmi senin yerine Hesab verecekler?Yoksa bu Kitab sadece bir kac insan icinmi indi?Kitabi iyi okusaniz haritada,Serefte,Sanda emirde oradadir.Istersen söyle yapabilirsin,inis sirasina göre Kitabi okur sonra düsünürsünüz bakilim anliyormusunuz yoksa XXXXXXX her neyse...
 

insan-ý kamil

New member
Katılım
16 Şub 2007
Mesajlar
46
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Konum
Uþak
Web sitesi
turkey.bb2.org
Iste ne güzelde biliyorsun Israil ogullari kendi kitablarini birkip Misna gibi kitablari üretince bu hale geldiler o nedenle ayet disi olusumu meydana getirdiler.Alemlerin Rabbi anlasilmaz bir kitab gönderecek sonra bana diyecekki sen kitabtan sorumlusun(43/44)bu mümkünmü?Akila hitab eden bir kitab veriyor ama sen diyorsun anlamam o zaman zaten mesul degilsin cünki Din akil ile alinir akil devre disina cikarsa bakiniz namazdan dahi uzak durmamiz emredilir.Yani akil olmayinca namaz dahi kabul degilken neden akili disariya atip ben anlamam eee alimlerin söyledigi yeter olurmu onlarmi senin yerine Hesab verecekler?Yoksa bu Kitab sadece bir kac insan icinmi indi?Kitabi iyi okusaniz haritada,Serefte,Sanda emirde oradadir.Istersen söyle yapabilirsin,inis sirasina göre Kitabi okur sonra düsünürsünüz bakilim anliyormusunuz yoksa XXXXXXX her neyse...


?????

Biri bana konunun özetini anlatabilirmi?
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ümmetim arasında ayrılık olunca, benim sünnetime ve Hulefa-i raşidinin sünnetine yapışın!) [Tirmizi]

Bu hadis-i şerif, bu ümmette çeşitli ayrılıklar olacağını haber veriyor. Bunlar arasında, Resulullahın ve Onun 4 halifesinin yolunda olana sarılınız diyor. Sünnet, Resulullahın, sözleri, bütün ibadetleri, işleri, itikadları, ahlakı ve bir şey yapılırken görünce, mani olmayıp susması demektir. Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Fitne fesat yayıldığı zaman, sünnetime yapışana yüz şehid sevabı verilir!) [Hakim]

Yani nefse ve bid'atlere ve kendi aklına uyarak İslamiyet’in hududu dışına taşıldığı zaman, benim sünnetime uyana, kıyamette yüz şehid sevabı verilecektir. Çünkü fitne fesat zamanında İslamiyet’e uymak, kâfirlerle harp etmek gibi güç olacaktır. Bir hadis-i şerif meali:
(İslam dini garip olarak başladı. Sonu da garip olacaktır. Bu gariplere müjdeler olsun! Bunlar, insanların bozduğu sünnetimi düzeltir.) [Müslim]

Yani, İslamiyet’in başlangıcında, insanların çoğu, Müslümanlığı bilmedikleri, onu yadırgadıkları gibi, ahir zamanda da, dini bilenler azalır. Bunlar, benden sonra bozulmuş olan sünnetimi ıslah ederler. Bunun için, emr-i maruf ve nehy-i münker yaparlar. Sünnete, yani İslamiyet’e uymakta başkalarına örnek olurlar. İslam bilgilerini doğru olarak yazıp, kitaplarını yaymaya çalışırlar. Bunları dinleyenler az, karşı gelenler çok olur.



[FONT=Times New Roman, Times, serif]54.22 And olsun ki, Kuran'ı öğüt olsun diye kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?

54.17 And olsun ki Kuran'ı, öğüt olsun diye kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?

6.38 Yeryüzünde yürüyen hiçbir hayvan ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki, sizin gibi birer ümmet olmasınlar. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmamışızdır, sonra hepsi Rablerinin huzurunda toplanırlar.


[/FONT]


Yani su ayetleri okuduktan sonra yazdiklarinizin ne anlami kaliyor dersiniz?
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
?????

Biri bana konunun özetini anlatabilirmi?


Kardes simdi iki kelimeyle nasil anlatalim.B]

iki kelimeyle anlatmak gercekten Zor....

Allah evvelki din sahiplerine de Peygamberleri aracılığıyla kitaplar, sayfalar indirmiş ve kitaplarına uymalarını söylemiştir. Yahudiler Kuran gibi detaylı ve her şeyi açıklayan Tevrat’ı aldılar. Ancak Allah’ın sözleriyle yetinmediler. Bakara Suresi 67. ile 71. ayetler arasında gördüğümüz Yahudilerin teferruatsever yaklaşımları Hz. Musa'nın vefatından sonra da devam etti. Bu tavırları sonucu Mişna (Söz, Hadis) ve Gamara (Pratik, Sünnet) denilen dini kaynaklar ürettiler. Hadis ve sünnet adı altında kutsala fatura edilen uydurma dolu izahlarla dini teferruata boğma, bir tek bizim dinimize özgü değildir. Kuran, Hıristiyanların Hz. İsa’yı ve din adamlarını Rabler edindiğini söyler ve dine ilave olarak uydurdukları ruhbanlığa sonra kendilerinin de tam olarak uyamadığını anlatır. Kuran'da tüm bu kıssalar bize öğüt almamız için açıklanmıştır.
 
Üst Alt