dünyanın yaşının evrenin yaşına oranı 1/3 tür.
Bilimin tespit ettiği yaş aralıkları gayet nettir:
dünyanın yaşı:
4.54 milyar dünya yılı. (yüzde1 hata ile.)
evrenin yaşı:
13.73 milyar dünya yılı. (binde 1.2 hata ile.)
Yaratanın kendi içimizden etten, kemikten elçiler gönderdiğini kibirleriyle, körce kabullenemeyip melekler yada açık mucizeler bekleyenlere uzak kalan Kuran mucizelerindendir. Onlar için mucize Allah'ın direk onlarla konuşması, meleklerle görüştürmesi veya fizik kitabındaki gibi hesaplarla denklemlerle sonradan bulacağımız bilgileri açıklaması olurdu. O zaman imtihanda sır, hikmet kalmazdı.
"Semayı(dünyadan baktığınızda gördüklerinizi ve dünyanın hammaddesini) saymakta olduklarınızdan 9,15 milyar yılda belli bir düzene getirdik sonrada 4.58 milyar yılda onlar değişikliğe uğrarken dünyanızı yarattık"
diye açık ifadeler bekleyebilirler. Zamanında içimizden elçi yerine melek elçi gönderse ya diyenlerden ne farkları var.
gün dünyada 24 saat,
venüste 5832 saat,
marsta 25 saat,
Allah katındaki başka bir gün 1000*365.25*24 saat
Allah katındaki daha başka bir gün 50000*365.25*24 saat.
Bu 6 gün içinse: eğer 13.7 milyar yılı işaret ediyorsa 2290 milyon yıl*365.25*24 saat.
yaklaşık dünya gününden 1 trilyon kat 10 üzeri 12 kat daha fazla. (0.836*10^12)
Zamanın 1 trilyon kat daha hızlı geçtiği bir devir varsa günümüz zaman ölçeği ile 1 gün o zaman 2.29 milyar yıl geçmiştir.
fussilet 9
"Siz gerçekten O'nu kesin olarak inkar mı ediyorsunuz" de. Arzı 2 evrede yarattı.
Ve ona denkler varsayıyorsunuz&uyduruyorsunuz. İşte O alemlerin Rabbidir.
Secde 4, Yunus 3, Hud 7, Furkan 59, Hadid 4, Kaf 38, Araf 54
göklerin ve arzın 6 evrede yaratıldığı bildiriliyor.
Kaf 38:
Andolsun, gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları altı günde (altı evrede) yarattık. Bize bir yorgunluk da dokunmadı.
"Hani ol dediği oluverirdi" diyenler içinde kaf 38'de böyle çarpık düşüncelere cevap var: Haşa... Yorulmaktan, acizlikten değil zamanı ve imtihan ortamını en güzel, hikmetli biçimde varetmek için. (mevla görelim neyler neylerse güzel eyler) (herşeyin yine olduğu gibi olmasını istemek, Allah'a tam tevekkül etmek.) Zamanı da yaratan Allah.
Fussilet 10,11,12 de yeryüzündeki rızıkların takdir edilmesi 4 gün, 7 gök tabakasının tamamlanması da 2 gün olarak bildiriliyor.
Bu devirlerin ise 2.29 milyar yıl olmadığı açık. Zaten dibimizdeki gezegenlerde bile günler oldukça izafi. ardışık ayetlerde aynı süreyi kastettiğini iddia edemeyiz. Hatta verdiğim örnekte arzın 2 günde yaratılışınıda diğer 6 güne oranlarsak bu sadece bir bakıştır. Kesin değildir. Allah istese kesin ve daha somut ifadelerle de anlatırdı, bildirirdi. Bilemeyiz.
Ayrıca 5+1+1 olarak geçen 7 gökkatmanı ifadesini atmosfer olarak algılayıp, dünya seması ifadesini de dünyadan bakınca çıplak gözle ve teleskopla görülenler yani bütün uzay, semalar ifadesini de hem atmosfer, hem uzay, hem fizik uzayın dışındaki uzaylar olarak algılayınca kainat kitabından okuduklarımız ile Kuran dan okuduklarımın bire bir örtüştüğünü görüyorum. Bunda en ufak bir zorlama bakış açım yok. Yıkıcı yerine yapıcı baktım o kadar. İmanım da bunlara dayanmaz. Gerçek dinle bilim ise çelişmez.
Bilimin tespit ettiği yaş aralıkları gayet nettir:
dünyanın yaşı:
4.54 milyar dünya yılı. (yüzde1 hata ile.)
evrenin yaşı:
13.73 milyar dünya yılı. (binde 1.2 hata ile.)
Yaratanın kendi içimizden etten, kemikten elçiler gönderdiğini kibirleriyle, körce kabullenemeyip melekler yada açık mucizeler bekleyenlere uzak kalan Kuran mucizelerindendir. Onlar için mucize Allah'ın direk onlarla konuşması, meleklerle görüştürmesi veya fizik kitabındaki gibi hesaplarla denklemlerle sonradan bulacağımız bilgileri açıklaması olurdu. O zaman imtihanda sır, hikmet kalmazdı.
"Semayı(dünyadan baktığınızda gördüklerinizi ve dünyanın hammaddesini) saymakta olduklarınızdan 9,15 milyar yılda belli bir düzene getirdik sonrada 4.58 milyar yılda onlar değişikliğe uğrarken dünyanızı yarattık"
diye açık ifadeler bekleyebilirler. Zamanında içimizden elçi yerine melek elçi gönderse ya diyenlerden ne farkları var.
gün dünyada 24 saat,
venüste 5832 saat,
marsta 25 saat,
Allah katındaki başka bir gün 1000*365.25*24 saat
Allah katındaki daha başka bir gün 50000*365.25*24 saat.
Bu 6 gün içinse: eğer 13.7 milyar yılı işaret ediyorsa 2290 milyon yıl*365.25*24 saat.
yaklaşık dünya gününden 1 trilyon kat 10 üzeri 12 kat daha fazla. (0.836*10^12)
Zamanın 1 trilyon kat daha hızlı geçtiği bir devir varsa günümüz zaman ölçeği ile 1 gün o zaman 2.29 milyar yıl geçmiştir.
fussilet 9
"Siz gerçekten O'nu kesin olarak inkar mı ediyorsunuz" de. Arzı 2 evrede yarattı.
Ve ona denkler varsayıyorsunuz&uyduruyorsunuz. İşte O alemlerin Rabbidir.
Secde 4, Yunus 3, Hud 7, Furkan 59, Hadid 4, Kaf 38, Araf 54
göklerin ve arzın 6 evrede yaratıldığı bildiriliyor.
Kaf 38:
Andolsun, gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları altı günde (altı evrede) yarattık. Bize bir yorgunluk da dokunmadı.
"Hani ol dediği oluverirdi" diyenler içinde kaf 38'de böyle çarpık düşüncelere cevap var: Haşa... Yorulmaktan, acizlikten değil zamanı ve imtihan ortamını en güzel, hikmetli biçimde varetmek için. (mevla görelim neyler neylerse güzel eyler) (herşeyin yine olduğu gibi olmasını istemek, Allah'a tam tevekkül etmek.) Zamanı da yaratan Allah.
Fussilet 10,11,12 de yeryüzündeki rızıkların takdir edilmesi 4 gün, 7 gök tabakasının tamamlanması da 2 gün olarak bildiriliyor.
Bu devirlerin ise 2.29 milyar yıl olmadığı açık. Zaten dibimizdeki gezegenlerde bile günler oldukça izafi. ardışık ayetlerde aynı süreyi kastettiğini iddia edemeyiz. Hatta verdiğim örnekte arzın 2 günde yaratılışınıda diğer 6 güne oranlarsak bu sadece bir bakıştır. Kesin değildir. Allah istese kesin ve daha somut ifadelerle de anlatırdı, bildirirdi. Bilemeyiz.
Ayrıca 5+1+1 olarak geçen 7 gökkatmanı ifadesini atmosfer olarak algılayıp, dünya seması ifadesini de dünyadan bakınca çıplak gözle ve teleskopla görülenler yani bütün uzay, semalar ifadesini de hem atmosfer, hem uzay, hem fizik uzayın dışındaki uzaylar olarak algılayınca kainat kitabından okuduklarımız ile Kuran dan okuduklarımın bire bir örtüştüğünü görüyorum. Bunda en ufak bir zorlama bakış açım yok. Yıkıcı yerine yapıcı baktım o kadar. İmanım da bunlara dayanmaz. Gerçek dinle bilim ise çelişmez.