Herkese selamlar…
Ben bu baş örtüsü konusunda gerçekten çok hassasım.
Hatta hassasiyetimi size şu cümlelerle özetleyebilirim: Sadece inancindan dolayı başını örten bir kızın okuma hakkının elinden alınmasını ve devlet kurumlarında da sadece başı kapalı olduğu için çalışmasına izin verilmemesini içinde bulunduğumuz bu çağdaş dünyada uygulanan en büyük düşünce zulmü olduğuna inanıyorum.
Çünkü genç bir kıza uygulanan başka hiç bir uygulamanın bu derece inancını yargılayıcı, kalbini kırıcı, onurunu zedeleyici ve küçük düşürücü olamayacağını düşünüyorum… İnancını gereği gibi yaşayabilme özgürlüğünü elinden alarak, en doğal hakları olan okuyabilme ve çalışabilme haklarının onu toplumdan dışlarmışçasına kısıtlanması ve böylece onun kendi iç dünyasında bir aşağılık kompleksine sürüklenmesine zemin hazırlanmasından daha büyük bir psikolojik işkence sizce ne olabilir?
Allah aşkına bunu bana bir açıklayabilir misiniz…?! Bu karara hangi göz, hangi dil, hangi akıl, hangi vicdan evet diyebilir..? Yazık günah ya… İnsanlar hala nasıl olur da böyle bir adaletsizliğin arkasında durup bu kararı savunabiliyorlar bunu da anlayabilmiş değilim. Bu kadar kolay mı sizce genç bir kızın kişisel haklarına tecavüz edebilmek ve onun inancını eleştirmekten de öte yargılamak…
Hem madem Türkiye bir hukuk devletiyse o zaman sadece rejimi değiştirmek için eylemler düzenleyen insanları cezalandırması gerekmez mi? Potansiyel suçlu olabileceği endişesiyle masum insanları da bu katagoriye koymak ve onları işlemedikleri bir suç yüzünden cezalandırmaya kalkışmak bir hukuk devletine ne kadar yakışır..? Sizce bu, varolan düzeni korumak için bir tedbir midir yoksa kurunun yanında yaşta yanar felsefesiyle hiç bir günahı olmayan insanlara karşı yapılan kockocaman bir adaletsizlik midir…?
Allah aşkına artık savunduğumuz ideolojilerin körü körüne kurbanı olmayalım. Koskoca bir dünyaya kapı deliğinden bakmak yerine olayları daha geniş bir açıyla değerlendirmeye çalışalım. İnsani değerlerimize karşı daha hassas olalım artık… Birbirimizi hor görmek ya da küçümsemek yerine, birbirimizi sevelim ve iç dünyamızın en büyük temel taşı olan inancımızı yıpratmaya çalısmadan bir sağ duyu göstererek, höşgörüyle karşılayalım.
Artık yıllardan beri tartıştığımız bu haksızlık bitsin. Savunduğumuz değerlerin hiçe sayılmasından dolayı toplumda oluşan bu derin sızı da bir son bulsun artık… Lütfen !..
Enfal Süresi 25. Ayet: Bir de öyle bir fitneden sakının ki o, içinizden sadece zulmedenlere erişmekle kalmaz. Biliniz ki, Allah’ın azabı şiddetlidir.
Kuran’ daki bu ayet, cezanın sadece fitne çıkaranlara değil, seyirci kalanlara da isabet edeceğini vurgulamaktadır…
Allah hepimizi affetsin…
Ben bu baş örtüsü konusunda gerçekten çok hassasım.
Hatta hassasiyetimi size şu cümlelerle özetleyebilirim: Sadece inancindan dolayı başını örten bir kızın okuma hakkının elinden alınmasını ve devlet kurumlarında da sadece başı kapalı olduğu için çalışmasına izin verilmemesini içinde bulunduğumuz bu çağdaş dünyada uygulanan en büyük düşünce zulmü olduğuna inanıyorum.
Çünkü genç bir kıza uygulanan başka hiç bir uygulamanın bu derece inancını yargılayıcı, kalbini kırıcı, onurunu zedeleyici ve küçük düşürücü olamayacağını düşünüyorum… İnancını gereği gibi yaşayabilme özgürlüğünü elinden alarak, en doğal hakları olan okuyabilme ve çalışabilme haklarının onu toplumdan dışlarmışçasına kısıtlanması ve böylece onun kendi iç dünyasında bir aşağılık kompleksine sürüklenmesine zemin hazırlanmasından daha büyük bir psikolojik işkence sizce ne olabilir?
Allah aşkına bunu bana bir açıklayabilir misiniz…?! Bu karara hangi göz, hangi dil, hangi akıl, hangi vicdan evet diyebilir..? Yazık günah ya… İnsanlar hala nasıl olur da böyle bir adaletsizliğin arkasında durup bu kararı savunabiliyorlar bunu da anlayabilmiş değilim. Bu kadar kolay mı sizce genç bir kızın kişisel haklarına tecavüz edebilmek ve onun inancını eleştirmekten de öte yargılamak…
Hem madem Türkiye bir hukuk devletiyse o zaman sadece rejimi değiştirmek için eylemler düzenleyen insanları cezalandırması gerekmez mi? Potansiyel suçlu olabileceği endişesiyle masum insanları da bu katagoriye koymak ve onları işlemedikleri bir suç yüzünden cezalandırmaya kalkışmak bir hukuk devletine ne kadar yakışır..? Sizce bu, varolan düzeni korumak için bir tedbir midir yoksa kurunun yanında yaşta yanar felsefesiyle hiç bir günahı olmayan insanlara karşı yapılan kockocaman bir adaletsizlik midir…?
Allah aşkına artık savunduğumuz ideolojilerin körü körüne kurbanı olmayalım. Koskoca bir dünyaya kapı deliğinden bakmak yerine olayları daha geniş bir açıyla değerlendirmeye çalışalım. İnsani değerlerimize karşı daha hassas olalım artık… Birbirimizi hor görmek ya da küçümsemek yerine, birbirimizi sevelim ve iç dünyamızın en büyük temel taşı olan inancımızı yıpratmaya çalısmadan bir sağ duyu göstererek, höşgörüyle karşılayalım.
Artık yıllardan beri tartıştığımız bu haksızlık bitsin. Savunduğumuz değerlerin hiçe sayılmasından dolayı toplumda oluşan bu derin sızı da bir son bulsun artık… Lütfen !..
Enfal Süresi 25. Ayet: Bir de öyle bir fitneden sakının ki o, içinizden sadece zulmedenlere erişmekle kalmaz. Biliniz ki, Allah’ın azabı şiddetlidir.
Kuran’ daki bu ayet, cezanın sadece fitne çıkaranlara değil, seyirci kalanlara da isabet edeceğini vurgulamaktadır…
Allah hepimizi affetsin…