paranoid bir zan!!!
paranoid bir zan!!!
Herkesin bildiği gibi,Laiklik din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır en basit tanımıyla.Anayasamıza görede laiklik ilkesi gereği herkes dininde özgürdür.
Anayasanın 24.maddesi gereğince;
Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.
14 üncü madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dini ayin ve törenler serbesttir.
Kimse, ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.
Din ve ahlak eğitim ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlak öğretimi ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcisinin talebine bağlıdır.
Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasi veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.
,
Anayasanın 14.Maddesi ise;
Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.
Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete veya kişilere, Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz.
Bu hükümlere aykırı faaliyette bulunanlar hakkında uygulanacak müeyyideler, kanunla düzenlenir.
Anayasada yazılan maddelere aykırı bir durumun zaten varlığı yokken,bir başörtsü takılmasının nasıl bir tehdit oluşturduğu zaten açıklanmış ya da açıklanabilecek bir durum değil.Kimselerin mevcut düzene aykırı bir faaliyetinin olmadığıda bir gerçek.Yargılanan başörtüsü mü yoksa başörtüsünün altındaki zihniye mi?Başörtüsüyse eğer,diğer dinlere ait sembolik objelerinde yargılanması lazım ya da tek tip bir üniforma belirlenmeli ki bu belirsizlik ortadan kalksın.Eğer zihniyetse başörtüsü takmayıpta aynı düşüncelere sahip insanları nasıl ayırdedebileceksiniz.Ayrıca düşüncelerinden dolayı kimse yargılanamaz ta ki uygulamaya dökmediği sürece.Mevcut rejime zarar verir gibi bir paranoid düşünceyle başörtülü kızların üniversite kapılarından çevrilmesine dayanak olarakta elastik olan şu madde mevcuttur;
MADDE 42. – Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.
Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir.
Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.
Eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz
Eğer birilerinin yaptığına değilde kalbine bakarsak,milyarlarca suçlu bulabiliriz.Devletin yapması gereken sadece yapılana bakmaktır,düşüncelere değil.Eğer ortada bir cinayet yoksa ve "bu adam şunu öldürebilir"gibi mantıkla hareket edersek,herkesin hapse atılması gerekir.
Laiklik ise iki ayaklı bir olgudur.Eğer din devletin işlerine karışmıyorsa,devlette dinin işlerine karışmaması gerekir.Ancak her ne dense tek ayağı faaliyet görüyor.Bu nedenle ülkemizde tam anlamıyla laiklik uygulanmıyor.Laikliğin ilk temellerinin atıldığı ve yaşandığı yer olan Fransa'ya başörtülü kızlar tarafından bir zamanlar baya rağbet vardı.Bir zamanlar diyorum çünkü Türkiye'deki uygulamalardan sonra Fransa'da tavrını değiştirmiştir.