Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Elleri Kaldirmayanlarin Delilleri Bera Bin Azib Hadisi Ve Sihhati

kemi

New member
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
149
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
41
ELLERiNi KALDIRMAYANLARIN DELÎLLERİ BERÂ BiN ÂZlB HADÎSİ ve SIHHATİ

Berâ bin Âzib'den, dedi ki: Rasulullah sallallâhu aleyhi ve sellem'in namaza başladığında ellerini kaldırdığını gördüm. Sonra namazdan çıkana kadar ellerini bir daha kaldırmadı. Ebû Davud dedi ki: Bu hadîs^sahîh değildir. ( Süneni Ebî Davud. Namaz Bölümü. H:752 ) ;'.'

Berâ 'dan; Rasulullah sallallâhu aleyhi ve sellem namaza başladığı zaman ellerini kulaklarına yakın kaldırır, sonra bir daha kaldırmazdı. ( Süneni Ebî Davud. Namaz Bölümü. H: 749 ) Sufyân, Yezîd'ten Şerik 'in hadîsi gibi rivayet etti. "Sonra bir daha kaldırmadı" cümlesini söylemedi. Ebû Dâvud dedi ki: Bu hadîsi Huşeym, Halid ve Ibn îdr£s, Yezîd'ten rivayet ettiler. "Sonra_bir_daha kaldırmadı" cümlesini zikretmediler. ( Süneni Ebî Davud. Namaz Bölümü. H; 750 ) -îmam Ahmed dedi ki: Bu hadîs hiçtir. -Yahya bin Maın dedi ki: Bu hadisin isnadı sahih değildir. -El-Bezzar: Yezıd'in hadisi sahih değildir. Darekutnı bu ziyade ol¬maksızın hadîsi Yezîd bin Ebî Ziyâd yoluyla el-Berâ'dan rivayet et¬miştir. Doğrusu da budur, demiştir. -El-Humeydî: Bu ilaveyi Yezîd yapmıştır. Yezîd ilave yapar, demiştir. -Hattâbi: "Bunu tekrarlamazdı" cümlesini Şerîk'den başka nakleden yoktur, demiştir. -Ebû Umer: Bu cümleyi yalnız Yezîd rivayet etmiştir. Hadîsi ondan rivayet eden hafızlardan hiçbiri "Bunu tekrarlamazdı" cümlesini zik- retmemişlerdir, demiştir. Buhâri, Şafiî, Ibni Uyeyne, Darimi Berâ hadîsini zayıf görmüşlerdir. Hadîs hafızları, "Sonra bir daha kaldırmazdı" cümlesinin hadîsten olmayıp, ravi yezîdbin Ebî Ziyâd1 in sözü olduğunda ve habe- rin "mudrac" olduğunda ittifak etmişlerdir t Nitekim Şu 'be, Sevrî, Halid et-Tahhân, Zuhayr ve başka hafızların rivayetinde bu cümle yok¬tur.

(.Mudrac Hadîs: Metninde veya isnadında, hadîsin ağlından olmayan ziyadeleri muhtevi hadısleremudrac denilir^. Idrac,' bir şeyi bir şeye sokmak, ilave etniek manasındadır. Hadîste idrac, hadîsin aslında olma¬yan sözlerin ona sokulmasıdır. Ravi, hadîsi rivayet ederken, ona. ken¬disinin veya, başkasının sözünü de sokar ve dinleyen başkabir kimse, i de hadîsten zanneder. _) ..

Sözün özü; Bera'nın naklettiği hadisteki "Sonra bir daha yapmazdı" cümlesi sahîh senetle nakledilmemiş olup, bu Yezîd bin Ebî Ziyâdin ilavesidir.

2. ABDULLAH ÎBNl MES'ÜD HADİSİ ve SIHHATİ,

Abdullah bin Mes'ud şöyle dedi: Size Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem'in namazı gibi namaz kıldırayım mı? Namazı kıldırdı, ellerini bir defadan başka kaldırmadı. Ebû Dâvud dedi ki: Bu hadîs uzun bir hadîsin muhtasarıdır. Bu lafızla sahîh değildir. ( Süneni Ebı Dâvud. Namaz Bölümü. H: Abdullah'tan, dedi ki: Size Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem'in namazı gibi namaz kıldırayım mı? Namazı kıldırdı, Ellerini sadece bir defa kaldırdı. ( Süneni En-Nesâî. Namaza Başlama Bölümü. H:1058 ) Abdullah bin Mes'ud' dan, dedi ki: Size Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem'in namazı gibi namaz kıldırayım mı? Müteakiben namaz kıldı. Başlangıçtan başka ellerini kaldırmadı, Süneni Et-Tirmizî. Namaz Bölümü. H:257 ) Ibni Mes'.ûd hadîsini imam Ahmed, Yahya bin Âdem, îbnu11-Mubârek, Ebû Hatim,(Ibni Hibbân, Ibni Abdilberr, el-Bezzâr zayır görmüşlerdir. Tirmizî: Abdullah bin el-Mubârek, ez-Zuhrı'nin Salim'den, babasın¬dan rivayet ettiği hadisi zikrederek şöyle dedi: Ellerini kaldıran kişinin hadisi sabittir ve îbni Mes'ûd'un hadîsi sabit değildir. Tirmizî: Bu haber meşhur hadîs hududuna yanaşmış olsa bile, sahih hadîsle^çelişecek güçte değildir, dedi.

Usûl ilminde musbit, nâfî'ye tercih edilir, ileride rivayet edece¬ğimiz hadîsler musbit, Ibni Mes'ûd hadîsi ise nâfîdir. ( Musbit: Bir işin olduğuna, varlığına delâlet eden delîl. Nâfî: O jy|in olmadığına delâlet eden delîl.__) .

îbni Mes'ûd'un ellerini kaldırmaması, Hz. Peygamberin malum tavrından öne alınacak bir şey değildir, îbni Mes'ûd'un namaz konusundaki bazı fiilleri terkedilmiştir ki, bu fiillerin karşı delilleri elleri kaldırma hadîsleri kuvvetinde bile değildir. Onun fiillerinden terkedilenlerin bazıları şunlardır: Rükû ederken iki avucu birbirine yapıştırıp iki dizin arasına getirmek (tatbik), secdede kolları yere yaymak (iftirâş), iki kişiye imam olunduğunda ileriye geçmeden aralarında durmak devlet adamlarının (sultanların) geciktirmelerinden dolayı evde arkadaşlarıyla farz namazı kılarken ezânsız ve kametsiz kılması...

3._EB0 HANlFE ve EVZÂ1 ARASINDA GEÇTÎĞ^ JIÎVÂYET EDiLEN KONUŞMA

Şahveliyyullâh Dehlevî'nin Huccetullâh el-Baliğa kitabında yer alan bu konuşma elleri kaldırmamaya delil olarak getirilmektedir. Sufyân ibni Uyeyne'nin rivayet ettiğine göre, Ebû Hanîfe ve Evzâî, Mekke'de Dâru1

1-Hayyâtin1 de buluşuyorlar, Evzâî Ebû Hanîfe 'ye hitaben "Rükûa giderken ve rükûdan kalkarken neden ellerinizi kaldır mıyorsu-nuz?" dedi. Ebû Hanîfe: "Çünkü Rasulullah' in böyle yaptığına dair sahîh bir rivayet yok. Ondan kaldırmıyoruz." dedi. Evzâî "Nasıl olur? Bana Zuhrî, Salim' den. O babasından (Ibniümer) göre Rasûlullâh namaza başlarken,rukuya giderken rukudan kalkarken ellerini kaldırırdı . " dedi . Ebû Hanîfe buna karşılık dedi ki: "Bize Hammâd, ibrahim'den, O Alkame ve Esved'ten, onlarda îbni Mes'ûd dan rivayetine göre, Rasulullah yalnız namaza başlarken ellerini kaldırırdı." Evzâî: "Ben sana Zuhrî, Sâlim ve babasından hadîs naklediyorum, sen hâlâ Hammâd ibrahim'den rivayet etti, diyorsun." dedi. Bunun üzerine Ebû Hanîfe; "Hammâd Zuhrî 'den, ibrahim de Salim 'den fakîhtir. Alkame îbni Umer'den aşağı kalır değildir, îbni Umer'in ashâbtan olma fazileti varsa, Esved'in de bir çok fazileti vardır. îbni Mes'ûd'un mevkii da malumdur." dedi. Evzâî bunun üzerine sustu. Diğer rivayette; "ibrahim Sâlim'den daha fakihtir. Eğer Rasûlul-lâh'la sohbetin fazileti olmasaydı, Alkame Abdullah bin Umer'den daha fakihtir derdim. Abdullah ise Abdullah'tır." şeklindedir. Biz burada Zuhrî'nin Hammâd' tan, Salim' in ibrahim'den daha fakih olduğunu ispat etmeye çalışmayacağız. Kimin daha fakih olduğu başka bir çalışmayı gerektirir. Bu hem uzun sürecek ve hem de konumuzu değiştirecektir, îbni Umer'in fakihligini de anlatmayacağız. Çünkü onun fakihliği ve sünneti bize ulaştıran büyük sahabelerden olduğu çok açıktır. Rasûlullâh'ın namazdaki bir fiilini görüp onu naklet¬mek için îbni Umer'in Alkame ve Esved'ten, Sâlim'in ibrahim'den, Zuhrî'nin Hammâd'tan daha fakîh olmasına gerek yoktur, îbni Umer bir fiili görmüş ve onu nakletmiştir. Rasûlullâh'ın bu fiilini sadece îbni Umer rivayet etmiş değildir. Tirmizî îbni Umer'in hadîsini rivayet edip, hadîsin hasen-sahîh olduğunu belirttikten sonra şöyle diyor: "Bu babta Umer, Ali, Vail bin Hucr, Malik bin el-Huveyris, Enes, Ebû Hureyre, Ebû Humeyd, Ebû Useyd, Sehl bin Sa'd Muhammed bin Mesmele ye Umer el-Leysî' den birer hadîs rivayet edilmiştir. Peygamberin ashabından îbni Umer, Cabir bin Abdullah, Ebû Hurayra, Enes, îbni Abbâs, Abdullah bin ez-Zubeyr ve daha başkaları bunlar arasındadır. Tabiinden Hasan el-Basrî, Ata, Tavus, Mucâhid, Nafi, Salim bin Abdullah, Said bin Cubeyr ve daha başkalarının da kavli budur . Malik, Ma'mer, el-Evzâî, Sufyân ibni Uyeyne, Abdullah bin el- Mübarek Şafiî, Ahmed ve Ishâk bu kavle zahip olmuşlardır." Abdullah bin Mes'ûd'un terkedilen kavillerini daha önce anlattık. Onun unutabileceği ihtimalini de gösterdik. / Ibnf Umer hadîsinin sıhhati için bir şey söylemeye gerek yoktur. El-Evzâî, Ebû Hanife'ye hadîsin isnadının sağlamlığını yukarıda gö¬rüldüğü gibi anlatmıştır. Buhâri, Sahîhindeki rivayetler ile iktifa etmeyerek Ref 'u' 1-Yedeyn fi's-Salât isminde bir risale bile te'lif etmiştir. Buhâri bu kita¬bında 19 sahabiden rivayet etmiştir_. Bunların içinde Aşere-i Mübeş-şere'nin hepsi dahildir. Beyhakî el kaldırmayı rivayet eden otuza yakın sahabenin isimlerini zikretmiştir. Ibnu'l-Esir rükûa giderken el kaldıran sahabenin yirmi kişi olduğunu söylemiştir.

4. NESH İDDİASI

Elleri kaldırmanın nesh edildiğine dair hiç bir sahih rivayet yoktur. Mevzu, batıl, munker bir-iki rivayet varsa da onlar in¬celenmeye gerek duyulmadan buraya alınmamıştır, iddia bomboş bir iddiadır.

ELLERÎ KALDIRMAYI İSPAT EDEN HADÎSLER

1. ÎBNl UMER HADÎSİ Sufyân bin Uyeyne, Zuhrî'den, o Salim1den, o da babasından: Ibni Umer dedi ki: Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem'i namaza iftitsLf tekbîri aldığı zamant rükua varmadan önce ve rükûdan doferu-lurken, ellerini omuzlan hizasına kadar kaldırırken gördüm, iki seç- de arasında ellerini kaldırmazdı. ( Sahihi Müslim. Namaz Bölümü. H:21 ) îbni Umer 'den , dedi ki: Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem namaza kalktığı zamanki! e- rini omuzları hizasına kadar kaldırır, sonra tekbîr alırdı. Rükû etmek jlstedigi zaman da böyle yapar, rükudan dogruldugu zaman da böyle* yapardı. Başını secdeden kaldırdığı zaman bunu yapmazdı. ( Sahihi Müslim. Namaz Bölümü. H: 22 ) Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem namaza başladığında elleri- ni omuzlarının hizasına kadar kaldırırdı. Rüku için tekbîr aldığında ve rükudan başını kaldırdığında yine ellerini öylece kaldırır semi'allâhu limen hamideh, Rabbena ve leke'1-hamd derdi, Sücûdda bunu yapmazdı. ( Sahihi'1-Buhâri. Ezan Bölümü. Tecridi Sarîh. Ezanın Başlaması Bölümü. H;415 ) îbni ümer hadîsini Ebû Dâvud, Tirmizî, Nesâî, Muvatta1, Darekutnî, Beyhakî ve Ibn Mace mânâyı etkilemeyen az bir lafz farkıyla mütead¬dit senedlerle rivayet etmişlerdir.

2.MALİK BİN EL HUVEYRİS HADİSİ

Ebû Kılâbe, Malik bin el-Huveyris'i görmüş. Namaz kılacağı zaman tekbir alır Sonra ellerini kaldırırmış. Rükua _gitmek istediği za¬man ellerini kaldırır, rükudan başını kaldırdığı zaman da ellerini _ kaldırırmış. Malik bin el-Huveyris, Raaulullâh sallallâhu aleyhi ve sellem1 in de böyle yapar olduğunu rivayet etmiş. ( Sahîhi Müslim. Namaz Bölümü. H.-24- ) Malik bin el-Huveyristen: / Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem tekbîr aldığı zaman ellerini ' kulaklarının hizasına kadar kaldırırdı. Rükû ettiği zaman da elleri'ni kulaklarının hizasına kadar kaldırırdı. Başını rükudan kaldırdığı zaman da semi'allâhu limen hamideh diyerek yine böyle yapardı. ( Sahihi Müslim. Namaz Bölümü. H:25 Malik bin el-Huveyris hadîsini Buhâri, Nesâî ve îbn Mace de rivayet etmişlerdir.

3. EBU HUMEYD ES-SAIDİ HADİSİ Muhammed bin Amr bin Ata' dan: Şöyle demiştir: Ben Ebû Humeyd es-Sâıdî'den işittim. Kendisi Rasû.lüllâh'ın asha¬bından on zatın arasındaydı. On sahabiden birisi Ebû Katâde bin Rib'î idi. Ebû Humeyd orada bulurian on sahabiye : Ben Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem'in namaz kılışını he¬pinizden daha iyi bilirim. Rasûllâh sallallâb;ı aleyhi \ve" sellem" na¬maza durmak istediği zaman dimdik dogrulurdu ve» e illerini omuzları hizasına kadar kaldırdıktan sonra "Allâhu Ekber" derdi. Rükûa var¬mak istediği zaman da ellerini omuzları Hizasına kadar kaldırırdı. "Semi'allâhu limen hami deh" dediği zaman da ellerini kaldırırdı, sonra tam dogrulurdu. iki rek' attan kalktığı zaman tekbîr alırdı ve iftitâh tekbîrini aldığı zaman yaptığı gibi ellerini omuzlarının hizasına kadar kaldırırdı. ( Süneni Ibni Mace. Namazı ikâme ve Ondaki Sünnetler Bölümü. H: 862 ) Abbâs bin Sehl-i Saidî'den, şöyle demiştir: Sahabilerden Ebû Humeyd, Ebû Useyd es-Sâidî, Sehl bin Sa'd ve Muhammed bin Mesleme toplanmıştılar. Bir ara Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem'in namazını anlattılar. Ebû Humeyd: Ben Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem'in namazını hepiniz¬den daha iyi bilirim. Muhakkak ki Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem namaza kalktı, tekbîr alarak ellerini kaldırdı. Sonra rükûa varmak için tekbîr aldıftı zaman ellerini kaldırdı. Sonra rükûdan^ kalktı da ellerini kaldırdı ve her kemik yerine dönünceye kadar__tam doğruldu, dedi. ( Süneni Ibni Mâce. Namazı ikâme ve Ondaki Sünnetler Bölümü. H;863 ) Ebû Humeyd es-Said hadisini Ebû Davud, Nesâı, Tirmizı, Ahmed, Beyhaki, tbni Hibbân ve Buhâri uzun ve kısa metinler halinde riva¬yet etmişlerdir.

4. VAÎL BiN HUCR HADÎSİ Vail bin Hucr'dan, şöyle demiştir: Ben kendi kendime dedim ki: Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem 'e muhakkak ve iyice bakayım, nasıl namaz, kılıyor? Bunun üzerine baktım Ragûlullâh kalktı kıbleye doğru durdu. Sonra ellerini kulaklarının hizasına jçadar kaldırdı. Sonra rükûa gittiği zaman ellerinijbu şekilde kaldırdı. Başını rükûdan kaldırınca ellerini böylece kaldırdı . (^JSüneni Ibni Mace. Namazı îkâme ve Ondaki Sünnetler Bölümü. H; 867 ) Bu hadîsi Ahmed, Ebû Davud, Nesâî daha uzun bir metin halinde riva¬yet etmişlerdir, îbni Huzeyme ve Beyhakî de onların metnine benzer bir ifadeyle rivayet etmişlerdir.

5. CABlR BiN ABDULLÂH HADlSl Ebuz-Zubeyr'den rivayet edildiğine göre: Câbir bin Abdillâh nama¬za başlarken ellerini kaldırdı ve rükûa gittiği zaman ile rükudan başını kaldırdığı zaman bunun mislini yapardı. "Ben Rasûlullâhı gördüm, böyle yaptı" derdi. Zevâid'de bu isnadın ricalinin sika olduğu bildirilmiştir. ( Süneni îbni Mâce. Namazı îkâme ve Ondaki Sünnetler Bölümü. H:868 )

6. ENES BÎN MALÎK HADÎSİ . Enes'den, şöyle demiştir: Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem namaza girdiği zaman ve rükû ettiği zaman ellerini kaldırırdı. Zevâid'de isnadı sahihtir, ricali Buharı ve Müslim'in ricalidir. Darekutnî bu hadîsi mevkufla malûl sayarak: Abdulvehhâb'dan başkası bunu Humeyd'den merfu' olarak rivayet etmemiştir. Doğrusu şudur ki: Hadîste yapılan el kaldırma işi, Enes'in fiilidir, demiştir, îbni Huzeyme ve îbni Hibbân bu hadîsi kendi sahihlerinde rivayet etmişlerdir, denilmiştir. '( Süneni îbni Mace. Namazı îkâme ve Ondaki Sünnetler Bölümü. H:866 ) •; Daha önce elleri kaldırmayı rivayet eden sahabelerin isimleri zik¬redilmişti. Rivayetlerin hepsini buraya toplamak risalemizin hacmini büyüteceği için alınmadı.

ÎLK OTURUŞTAN ÜÇÜNCÜ REK'ATA KALKARKEN DE ELLERÎ KALDIRMAK

İbn Ömer’den dediki;Rasulullah sav ikinci rekatten kalktığı zaman tekbir alır ve elleri kaldırırdı. Süneni Ebu Davud.Namaz Bölümü. H:743 Ibni Umer'den; Rasûlullâh sallallâhu ale.yhi ve sellem namaza girdiği zaman, rükua gitmek istediği zaman, başını rüküdan kaldır dığızaman ve iki rek'atten kalktığı zaman ellerini omuzları hiza¬sına kadar kaldırırdı. ( Süneni En-Nesâî. Sehv Bölümü. H: 1183 ) Ebu Davud dedi ki: Ebû Humeyd es-Saidî'nin Nebi sallallâhu aleyhi ve sellem1in nama¬zını vasfettiği hadîsinde: ikinci rek'atten kalktıftı zamanT namazın başlangıcındaki gibi tekbîr aldı ve ellerini omuzları hizasına kadar kaldırdı. ( Süneni Ebî Davud. Namaz Bölümü. H:1 Ebü Hurayra'dan , dedi ki; ^ Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem namaz için tekbîr aldığı zaman ellerini omuzları hizasına kadar kaldırırdı. Rükû ettiği zaman aynen böyle yaptı. Secde etmek için de aynen böyle yaptı, îkinci rek'atten kalktığı zaman da böyle yaptı. ( Süneni Ebî Dâvud. Namaz Bölümü. H:738 )

SONUÇ DELİLLERDEN AÇIKÇA ORTAYA ÇIKAN SONUÇ, RÜKÜA GiDERKEN, RÜKÜDAN DOĞRULURKEN VE iKiNCi REK'ATTEN ÜÇÜNCÜ REK'ATE KALKARKEN ELLERİ KALDIRMANIN RASÜLULLÂH'İN NAMAZDAKİ BiR FiiLi OLDUĞUDUR. BiZiM GÖREViMiZ DE BAŞKALARININ DEĞiL RASÜLULLÂH'İN KILDIĞI GiBi NAMAZ KILMAKTIR. BU AYNI ZAMANDA BiZE BiR SÜNNETİ YAPMA ECRİ KAZANDIRA¬CAKTIR* TAASSUBLARDAN KURTULUP, SAHÎH HABERLERE BAĞLANMAK BÎR OLGUNLUK¬TUR. BU RİSALENİN BiZi KÖR TAKLlDTEN KURTULUP HER MESELEDE TAHKÎKE YÖNELMEMİZE VESİLE OLMASI DiLEĞiYLE...

BAŞARI ALLAH'TANDIR.
 

Mücahid

New member
Katılım
17 Mar 2007
Mesajlar
2,553
Tepkime puanı
223
Puanları
0
Yaş
57
Konum
Tr
RÜKÜA GiDERKEN, RÜKÜDAN DOĞRULURKEN VE iKiNCi REK'ATTEN ÜÇÜNCÜ REK'ATE KALKARKEN ELLERİ KALDIRMANIN RASÜLULLÂH'İN NAMAZDAKİ BiR FiiLi OLDUĞUDUR

Bu şekilde yapmayanların namazı fasid midir?? Taassubtan kurtulmakla kastınız nedir?

İftidah tan sonra namazdan çıkana kadar ellerini kaldırmadan namaz kılanlar taassub sahibimi? Dua ile
 

kemi

New member
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
149
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
41
HAMD ALLAH A MAHSUSTUR O-NA HAMDEDER ONDAN
YARDIM İSTERİZ ALLAH KİME HİDAYET VERİRSE ARTIK
ONU HİÇ SAPTIRACAK YOK SAPTIRDIĞINA DA HİÇ HİDAYET
VERİCİ YOK DUR.SÖZÜN EN HAYIRLISI ALLAH IN KİTAB-I
YOLUN EN HAYIRLISI DA MUHAMMED -İN YOLUDUR [DİNDE]
İŞLERİN EN ŞERLİLERİ SONRADAN İCAD EDİLEN BİD-AT LARDIR
HER BİD-AT DA SAPIKLIKTIR.
Allah ın kınamış olduğu taklid başkasının görüşünü delilsiz olarak kabul
etmektir.Sırf alışageldiği gelenekleri terketmemek için atalarının ve
geçmişlerinin dinine tabi olan ve uyulması gereken hakkı terkeden kişinin
bu tutumu Allah ın bir çok ayete men ettiği bir davranınştır.
1-Onlara Allah ın indirdiğine uyun dense hayır biz atalarımızın üzerinde
bulunduğumuz şeye uyarız.Onların yolundan gideriz derler.Şeytan onları
alevli azabın ateşine çağırsadamı.[Lokman 21]
2-Halbuki Allah dan doğru bir delil olmaksızın yalnız kendi nefis ve arzusu
peşinde gidenlerden daha sapık kim olabilir.Muhakkak Allah zalimler
topluluğunu hidayete erdirmez.[Kasas 50]
3-Ümmetim için korktuğum şey sapıtıcı imam lardır.
[İbn Mace .10.c.3952]
4-Onlar alimlerini ve rahiplerini Allah tan başka Rabb-ler edindiler.
Meryem oğlu mesih ide.Halbuki onlarda ancak bir olan Allah a ibadet
etmekle emrolunmuşlardı.Allah tan başka hiç bir ilah yoktur.
O müşriklerin ortak koştuğu şeylerden tamamen münezzehtir.
[Tevbe.31]
5-Adiy ibn Hatem den .Kendisine davet ulaşınca şam a kaçmıştı
ve cahiliye devrinde hiristiyan olmuştu .Allah Rasülü de kız kardeşine
hediye vererek ihsanda bulunup ve kardeşini Allah Rasülü nün yanına
gelmesi için teşvik etmesini istemişti.Ve nihayet Adiy medineye geldi
onun gelişi haber verildi.Ve boynunda gümüş bir hacla Allah rasülünün
yanına geldi.Allah rasülü ona.Onlar Allah tan ayrı Hahamlarını Rahiplerini
rabb ler edindiler .Tevbe 31 ayetini okuyunca.Adiy Onlar onlara [yani
hahamlara ve rahiplere ibadet etmediler dedim.Allah rasülü Onların
dediklerini yapmadılarmı .Helalı haram Haramı helal yaptılar onlara
ve onlarda onlara uydu işte onların onlara ibadeti budur.
[Tirmizi.5.c.3292][İbn Kesir.7.c.3454]
iMAM EBU HANİFE...***
1-Nereden söylediğimi tetkik edip bilmeden bizim reyimizle
fetva vermek hiç kimse için helal değildir.[Fullani ikazul Human
sayfa .72]
2-Bu benim reyimdir ve elde edebildiğim reylerin en iyisi dir.
bundan daha iyisini bulan olursa onu kabul ederiz.
3-Hadis sahih ise benim meshebim odur.
İMAM ŞAFİ.
1-Ben bir meselede iki hadisin yani biri birine zıt iki
sahih hadis bilmem Ya biri mensuh tur yada zayıf.
[İbn Kayyım İlam.2c.181]
2-Kıblenin hangi yönde olduğunu kestiren bir kimse
bir başkasını taklit etmesi nasıl uygun olmazsa Mükellefin
dininde muassırı olan bir kimseyi taklit etmesi öyle uyğu değildir.
[Şafi risale 489]
3-Herkezin dini meselelerinin bizzat şuuruna varması ve
tehlikeden korunması için gerek kendini ve gerekse diğer
müçtehitleri taklit etmesi yasaklanmıştır.[İbn Kayyım.2.c.181]
4-Sahih hadis bulunca onu alın benim meshebim odur.
[Fullani ikazul Human 147]
İMAM MALİK
1-Kendi imamını taklit yüzünden sahabe kavlini terk eden
kimseye tevbe teklif edilir[İbn Kayyım 2.c.182]
İMAM HANBEL.
1-Ne beni ne Maliki ne Sevriyi ve nede Ezvaiyi taklit etmeyin
Hüküm ve bilgiyi onların aldığı kaynaktan alın.[Fullani 155.182]
2-Ömer r.a. şöyle demiştir.Sünnet Rasülullahın verdiği fetva ve
koyduğu hükümlerdir.Şunun bunun yanlış olabilen söz ve
görüşlerini sünnet yapmayın.[H. Sahabe 3.c.734]
Burada konuyu fazla uzatmak istemiyorum bazı örnekler verip
kısa kısa konuyu İnşaallah anlatmaya çalışacağım.
Meshepler müçtehitlerin görüşleri bazı meselelerdeki
anlayış ve içtihatlarından ibarettir.Ne Allah ve ne de Rasülü
bu görüş anlayış ve içtihatlardan birine uymayı kişiye farz kılmaz.
çünkü bu görüş anlayış ve içtihatlarda doğrular olduğu gibi hatalar da
vardır.Sadece doğru olan hiç hata bulunmayan görüş Rasülullah .s.a.v den
sabit olanlardır.Müçtehitlerin çoğu bir meselede görüş beyan ettikten
sonra gerçek ortaya çıktığında gerçeği benimseyerek eski görüş ve
içtihatlarından vazgeçmişlerdir.Her meselede sadece bir meshebe
bağlanmanın gereği ve zorunluluğunu savunan kimse mutaasıp ve
hatalı görüşlü olup her şeyi körü körüne taklit eden birisidir.
Bu kişi dinini parçalayan insanları guruplara ayıran kişilerden birisidir.
Allah ise dinde tefrika [ayrılık ] ve parçalanmayı yasaklar.
1-Ey Muhammed fırka fırka olup dinlerini parçalayanlar ile senin
hiç bir ilişiğin olamaz .Onların işi Allah a kalmıştır.yaptıklarını onlara
sonra bildirecektir.[En am 159]
İslam dini tek bir dindir.Onda Rasülullah s.a.v in gösterdiği
yol ve siretten başka uyulması gereken meshep ve yollar yoktur.
Yüce Allah şöyle buyurmuştur.
2-Ey Muhammed de ki.Benim yolum budur ben ve bana uyanlar
bilerek insanları Allah a çağırırız.Allah ı noksan sıfatlardan tenzih ederim.
Ben asla Allah a eş koşanlardan değilim.[Yusuf 108]
Bu meshepleri de mukallitler [taklitçiler[ tarafından kendi
meshebi lehine ortaya atılan bilgisizce munakaşa ve mücadeleler.
çoğalmıştır.İmamlardan [Müçtehidlerden ]hiç biri.
Benim kabul ettiğim görüş ve içtihadıma tabi olun dememişlerdir.
Bilakis bizim aldığımız kaynaklardan sizde alın demişlerdir.
Selef imamlarından ilim ve dini muhafaza edip koruyan her bir
imam Kitap ve sünnetin zahirine sarılmış insanları Kuran ve
sünnete sarılmaya ve onlarla amel etmeye teşvik etmiştir.
İmam Ebu Hanife İmam Malik İmam Şafi İmam Ahmed B hanbel
İmam Sufyan es Sevri İmam Muhammed b Hasan eş Şeybani
İmam Yusuf İmam Buhari İmam Müslim diğer bir çok imam dan
sabit olmuştur.Bunlardan her biri din konusunda bid atlardan ve
masum [hatasız olmayan kişileri taklit etmekten sakındırmışlardır.
Taassub dan kurtulmak tan kasdımın ne olduğunu İnşaallah anlatabilmişimdir.
Burada Allah ın Ayetlerinden Rasülullah ın hadislerinden ve Ehli sünnet
alimlerinin kendi sözlerinden deliller naklettim konuyu dikkatlice
okursanın YÜCE ALLAH DA ANLAYIŞ VERİRSE İNŞAALLAH
NE DEMEK İSTEDİĞİMİ ANLARSINIZ.
ALLAH BİZLERİ VE SİZLERİ ATEŞTEN KORUSUN
İMAN EDENLERİ BAĞIŞLASIN BİZLERİ VE İMAN EDEN KARDEŞLERİMİ
CENNETİNE KOYSUN AMİN..............................
 

Mücahid

New member
Katılım
17 Mar 2007
Mesajlar
2,553
Tepkime puanı
223
Puanları
0
Yaş
57
Konum
Tr
Fıkhi bir konuyu akidevi bir sorun haline getirdiniz ya.Diyecek bi şey bulamıyorum.Dönüp yazdığınız ayetler ile sorularımın alakasına bi bakın.Bu arada asabiyetin her türlüsünden ALLAH'a c.c sığınırız .Vesselam
 

kemi

New member
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
149
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
41
HAMD ALLAH A MAHSUSTUR
Evvela konumuzu fazla saptırmadan hemen konuya girelim
konumuz Kur an da Allah Rasülü-nden önceki peygamberlerin
de namaz kılmakla emrolundukları çeşitli ayetlerde dile getirilmektedir.
[Bakara 83][Yunus.87][Hud.87][İbrahim.37][Meryem 30-31-54-55][Taha 14]
{Enbiya 72-73] Bu ayetlerden namaz ibadetinin sadece Muhammed s.a.v.
ümmetine özgü olmayıp önceki ümmetlerde de bulunduğu anlaşılmaktadır.
Siyer kitaplarındaki mevcut bilgilere göre ilk vahyin sonrasında Hz peygamber
risalet yüküne dayanmasını sabretmesini tavsiye eden ayetler gelmiş bunu
izleyen fetret döneminin ardından da namaz farz kılınmıştır.Bu durum
namazın güçlüklere direnç göstermede önemli bir işlevinin olduğunu
göstermektedir.Kelime-i şahadetten sonra İslam ın en önemli rüknü olan
namaz günde beş ayrı zaman diliminde olmak üzere kadın erkek her
müslüman için Allah tarafında farz kılınmıştır.Namaz belli eylemler
ve özel rükünleri ile yüce Allah a kulluk etmektir.Namaz dış görünüşü
itibariyle birtakım şekiller ve zikirden ibaret olsada içeriği ve gerçek
mahiyeti olarak yüce yaratıcıya münacaat etmek O nunla konuşmak
O na yakınlaşmak ve O nu müşahede etmektir.Bu özelliğinden yani
yüce yaratıcı ile teklifsiz buluşma ve aracısız konuşma anlamına
gelişinden dolayı namaz ilahi bir lütuftur.Ancak namazın bu
karakterinin ortaya çıkabilmesi ve yerine getirilmiş makbul bir
ibadet olabilmesi için onun zahiri ve batini şartlarının yerine
getirilerek kılınması gerektiği açıktır.Namazı en iyi kılanın ise
Hz Peygamber s.a.v ]olduğunda şüphe yoktur.Bu nedenle onun
namazı nasıl kıldığını öğrenmek ve namazı o şekilde yerine getirmek
her mülümanın arzusu ve görevi olmuştur.Nitekim Hz Peygamber
s.a.v.bir hadisinde[Benim namazı nasıl kıldığımı görüyorsanız sizde
öyle kılın buyurmuştur.
Kullarına namazı farz kılan onun en güzel şekilde yerine
getirmelerini emreden kurtuluş ve felahı namazda huşulu
olmaya bağlayan namazı iman ve küfür arasında ayırıcı
kriter ve insanı kötülüklerden alıkoyan bir güç yapan Allah a
hamdolsun.
Salat ve selam Allah Tealanın .İnsanlara kendilerine indirileni
açıklaman için düşünüp anlasınlar diye sana da bu Kur an-ı indirdik.
[Nahl 44]sözüne muhatap olan ve bu görevi yerine getiren Peygamberimiz
Muhammed in üzerine olsun.
Namaz eylemin de kendisine uymamızı farz kılarak şöyle buyurmuştur.
Benim namazı nasıl kıldığımı görüyorsanız siz de öyle kılın [Buhari Müslim
ve Ahmed]Allah ın namazı onun gibi kılanları cennete koyacağına dair vaadinin
olduğunu söyleyerek onları şöyle müjdelemiştir.
Allah beş vakit namazı farz kılmıştır.Her kim bunlar için güzelce abdest
alır onları vaktinde kılar rükü secde ve huşüsunu tam olarak yerine getirirse
Allah ın onu bağışlayacağına dair sözü vardır.Bunları bu şekilde yerine
getirmeyene ise Allah ın verilmiş sözü yoktur.dilerse bağışlar dilerse
azap eder.[Ebu davud 415]1276][Muvatta Salatul Leyl.3/14][Ebu davud
salat/9/425][Nesai salat .6/460][İbn Mace ikametus salat 194][1401][4.c212-213]
Namazın İslam da çok önemli bir yeri ve kıymeti vardır.Onu güzelce
yerine getirenlere ecir mükafat ve fazilet verilmekte bu ecir ve fazilet
kişinin namazının Hz Peygamber in namazına olan yakınlık ve
uzaklığıyla doğru orantılı olarak artıp eksilmektedir.Nitekim Hz Peygamber
s.a.v]bunu şu hadisiyle işaret etmiştir.
Kul namazı kılar .Bazen bu kıldığı namazdan ona onda bir./dokuz da bir/
sekiz de bir./yedi de bir/altı da bir/beşte bir/dört te bir/ üçte bir/ veya
yarı namaz sevabı yazılır.[Hadis sahih tir.İbnü-l Mübarek onu Zühd de [10/21
/1/2]ve Ebu Davud ile Nesai de sahih bir senedle rivayet etmişlerdir
Ebu Davud Salat [796].3.239]
Ancak insanların çoğunun hatta belirli bir fıkhi ekole bağlı olmaları sebebiyle
birçok alimin bu namazı ayrıntılarıyla öğrenmeleri mümkün olmamaktadır.
Sünnet-i Seniyyeyi toplamak ve anlamakla meşgul olan herkes bilirki
bir meshepte bulunan sünnetler bir başkasında bulunmaya biliyor.
Yine bu mesheplerin hepsinde Hz Peygambere nispet edilmesi doğru
olmayan sözler ve fiiller de vardır.
Sadece bir çeşit namaz kılma şekli vardır O da Allah Rasülünün
bizlere kadar ulaşan [sahih hadisler de mevcuttur.]
Günümüz de baktığımız da Her meshep ayrı bir şekilde namaz kılıyor.
Meshep imamının sylediği söz başka bunun yaptığı şey başak
Adam ben Hanifi yim diyor ama Ebu Hanife ondan uzaktır ya da ben Şafi
yiim diyor ama İmam Şafi ondan uzaktır.Çünkü sen madem o meshebe
tabi olduğunu söylüyosun yada ben bu meshebin yolundan gidiyorum diyosun
o zaman sen meshep imamı nın dediği ni yapsana .Ebu Hanife buyuruyor ki
[Hadis sahih olduğunda o benim meshebim dir.
Ebu Hanife buyuruyor ki [Nereden aldığımızı bilmedik çe
hiç kimseye bizim görüşümüzle amel etmesi helal değildir.
Bir başka rivayette.Çünkü biz insanız .Bügün bir söz söyler.
yarın ondan vaz geçebiliriz şeklin de ziyade vardır.
Aman ey Yakup Ebu yusuf Benden duyduğun her şeyi yazma
çünkü ben bugün bir görüş dile getirir yarın onu terk edebilir.
Yarın bir görüş dile getirir öbür gün ise onu terk ederim.[
öteki İmamların sözlerinide yukarda ki yazı da naklettim
yukardaki yazıda da taasubun taklidin ne kadar kötü olduğunu
anlattım belli bir meshebe bağlanmanın gereğinin olmadığını
arz ettim delilleriyle eğer bana bu konuda bir şey sormak
yada yanıt yazmak isteyen kardeşlerim lütfen bana hangi meshebe
bağlı olursa olsun kendi meshep imamının kendi sözü varsa bana onu
yazsın bu konu çok tartışılan bir konu günümüzde insanlar
dört meshebe bağlanmanın gerekli olduğunu illa da vurgulamak
istiyorlar.O zaman bunu kanıtlamak istiyorsa nız bu konuyla ilgilenen ler
bana Ebu Hanife İmam Şafı İmam Ahmed İmam Hanbel den
kendi söyledikleri sözlerden naklederlerse konu ozaman açığa çıkar
Ben şahsen hiç bir imamın siz gelin de benim meshebime tabi
olun dediğini zannetmiyorum .Konu İnşaallah anlaşılmıştır
.Hamd Allah a Mahsus tur Salat ve Selam Hz Muhammed in
Üzerine Olsun ..................
 
Üst Alt