yelken06500
New member
Haramın, vacibin zıddı olduğunu anladıysan, -çünkü haram terki iktiza edilen, vâcib de yapılması iktiza edilendir- bir şeyin hem vâcib hem haram; hem tâat hem masiyet olmasının imkansız olduğu artık sana kapalı kalmaz. Fakat bazan, sana 'bir'in hakikati kapalı kalabilir. Bir (vâhid), 'nevi (tür) itibariyle bir' ve 'sayı itibariyle bir' olmak üzere iki kısma ayrılır.
Tür itibariyle bir, msl. secde gibi fiillerdir. Çünkü secde, bir fiil türüdür. Dolayısıyla vâcib ve haram kısımlarına ayrılması mümkündür. Secdenin kısımlara ayrılması, vasıflara ve -Allah'a secde etmek, puta secde etmek gibi- izafetlere göredir. Zira bu iki secdeden biri vâcib, diğeri haramdır ve bunda hiç bir çelişki yoktur.
Mutezileden bazısı, bunun bir çelişki olduğunu ileri sürmüştür. Şöyle ki; secde emredilmiş bir tek türdür. Dolayısıyla secdenin yasaklanması mümkün de-ğüdir. Aksine, puta secde eden, bizzat secde etmesi sebebiyle değil, putu ta'zim kasdı sebebiyle asi olmuştur.
Mutezilenin bu anlayışı, fahiş bir hatadır. Çünkü, emir ve nehyin ilişkin olduğu noktalar farklı olursa, tenakuz söz konusu olmaz. Puta secde etmek Allah'a secde etmekten farklıdır. Çünkü, izafetlerin ve sıfatların değişmesi, başkalaşmayı gerektirir. Zira şey, kendi nefsinden başka olamaz. Başkalaşma (muğayeret), bazan türün değişmesi, bazan vasfın değişmesi, bazan da izafetin değişmesiyle olur. Nitekim Allah Teâlâ "Güneşe ve aya secde etmeyin. Allah'a secde edin" {Fussi-let, 41/37} demiştir. Burada emredilen şey (secde), aynı zamanda yasaklanan şeydir. Güneşe secde edenin, hem bizzat secde, hem de kasıt sebebiyle asi oldu-[I, 77] Su hususunda icma vardır.
Onların 'secde bir tek türdür' sözleri, bu türün, amaçları farklı kısımlara ayrılması yanında, bir şey ifade etmez. Zira bu secdenin amacı, Allah'ı tazim değil, putu tazimdir. Fiilin yönlerinin değişmesi, çelişkiyi kaldıran başkalığın (gayriyet) meydana gelmesi hususunda, bizzat fiilin değişmesi gibidir. Çünkü çelişki, ancak, bir'e izafetle olur; başkalık (muğayeret) varken de birlik yoktur.
Tür itibariyle bir, msl. secde gibi fiillerdir. Çünkü secde, bir fiil türüdür. Dolayısıyla vâcib ve haram kısımlarına ayrılması mümkündür. Secdenin kısımlara ayrılması, vasıflara ve -Allah'a secde etmek, puta secde etmek gibi- izafetlere göredir. Zira bu iki secdeden biri vâcib, diğeri haramdır ve bunda hiç bir çelişki yoktur.
Mutezileden bazısı, bunun bir çelişki olduğunu ileri sürmüştür. Şöyle ki; secde emredilmiş bir tek türdür. Dolayısıyla secdenin yasaklanması mümkün de-ğüdir. Aksine, puta secde eden, bizzat secde etmesi sebebiyle değil, putu ta'zim kasdı sebebiyle asi olmuştur.
Mutezilenin bu anlayışı, fahiş bir hatadır. Çünkü, emir ve nehyin ilişkin olduğu noktalar farklı olursa, tenakuz söz konusu olmaz. Puta secde etmek Allah'a secde etmekten farklıdır. Çünkü, izafetlerin ve sıfatların değişmesi, başkalaşmayı gerektirir. Zira şey, kendi nefsinden başka olamaz. Başkalaşma (muğayeret), bazan türün değişmesi, bazan vasfın değişmesi, bazan da izafetin değişmesiyle olur. Nitekim Allah Teâlâ "Güneşe ve aya secde etmeyin. Allah'a secde edin" {Fussi-let, 41/37} demiştir. Burada emredilen şey (secde), aynı zamanda yasaklanan şeydir. Güneşe secde edenin, hem bizzat secde, hem de kasıt sebebiyle asi oldu-[I, 77] Su hususunda icma vardır.
Onların 'secde bir tek türdür' sözleri, bu türün, amaçları farklı kısımlara ayrılması yanında, bir şey ifade etmez. Zira bu secdenin amacı, Allah'ı tazim değil, putu tazimdir. Fiilin yönlerinin değişmesi, çelişkiyi kaldıran başkalığın (gayriyet) meydana gelmesi hususunda, bizzat fiilin değişmesi gibidir. Çünkü çelişki, ancak, bir'e izafetle olur; başkalık (muğayeret) varken de birlik yoktur.