Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ehli Tasavvufa MEKTUP !!!

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
TASAVVUF RUHU OLGUNLAŞTIRIR
Tasavvuf: Mü’minin kendini manevi alemde aramasıdır. Nasıl ki, dünyada gördüğümüz, yaşadığımız, isteyince dokunduğumuz, varlı ğından asla şüphe etmediğimiz bir alem varsa; Bunun gibi, varlığını sezinlediğimiz. ve duygularımızda yaşattığımız ve ruhumuzun ulaşmak istediği birde manevi alem vardır. Hemde öyle bir alemki; nihayeti ve sonu yoktur

Aziz kardeşim! Tasavvuf kapısına adım atan kişi; dünyevi yorgunluklarını bir tarafa bırakıp; Ruhunu gönül alemindE dinlendirir. Çünkü gönül; nazargahı ilahidir. Gönüllerde gizlenmiş olan alem , ruhun yaşamak istediği manevi alemdir . Unutmayalımki; Ruh, ancak gönüldeki sevgiliye kavuşunca olgunlaşıp kemale erer.

Aziz kardeşim! Mü’minin manevi alemde yol ala bilmesi için; ruhunu, Nefsi Emmarenin şerrinden emin kılması gerekir. Bu da Allah-Tealaya çok ibadet etmek ve kur’anı kerim okumakla, zikir yapmakla mümkün olur.

Aziz kardeşim! Tasavvuf erbabı olan Mü’min, İhsan kapısına yükseldiğinden, Allah-Tealayı görüyormuş gibi ibadet eder.Çok kur’an okuyan ve Allah-Tealayı güzel isimleriyle anan Mü’minin kalbi nurlanır. Kalbi nurlanan Mü’min, Lisaniyle doğruyu konuşmaktan ve Dini İslam-ı mübini anlatmaktan lezzet alır. Gördüğü ve dokunduğu her canlının , yüce Yaratıcının eseri olduğunu idrak edip secdeye kapanır. Ruhunu zikirle cilalandırır. O Mü’minin kalbine Allah-Teala sekinet indirir. Mü’minin kalbide Nurlandıkça nurlanır. Yani nurun Ala nur olur.

Aziz kardeşim! Tasavvuf, din ilminin içinde daha çok dikkat isteyen bir yoldur. Çünkü; tasavvufi inançları rumuzla, bedenimizle, kimliğimizle ve kişiliğimizle yaşamamız gerekir. Vücudu keşf etmek zahiri bir iş olduğu için; bilim adamlarının ilgi alanına girer. Ruhu keşf etmek, Ruhtaki cevheri tanımak ve ona ulaşmaya çalışmak ise , Tasavvuf erbabının işidir.



Ehli Tasavvuf: Bakışlarını ruhuna yönlendirerek, yaşam tarzını monotonluktan kurtarır. Yani iç alemini hayatına yansıtır. Bunun içindirki , Nefsi Emmare Tasavvufta mücadele edilmesi gereken bir düşmandır. Ruhu sultan ise ulaşılması gereken ilahi bir değerdir.


Aziz kardeşim! Tasavvuf ehli olan bir Mü’min, dünya sıkıntılarına fazla kafa yormadığı için çok mutlu olur. Çünkü o kişiyi dünya cazibesi asla ilgilendirmez. Ruhu Devamlı olarak Manevi alemde dolaşır. Dünya sevgisi ve mal sevgisi Tasavvuf erbabı İçin, bir mana ifade etmez.Yemek, içmek vücut için nasıl gerekliyse, ehlili tasavvuf içinde Allahı zikretmek, Kur’an okumak öyle gereklidir.


Aziz kardeşim! Mevlanalar, İrşadi Bayburdiler kendilerini Tasavvuf aleminde arayıp buldular. Ruhlarındaki cevheri hakikatı bu alemde keşf ettiler. Kendilerinden geçip mana aleminde var oldular. Bunun içindirki; Büyük Allah dostları vefat edeceği anı, Sevdiği Allaha Ruh aleminde kavuşma anı olarak değerlendirirler .

Aziz kardeşim! Tasavvuf erbabı bir Mü’min, kalbindeki Cevheri hakikatı bedenine yansıtmalıdır. Toplumun kınaması ve ayıplamasından asla etkilenmemelidir. Önemli olan riya ve gösterişten uzak olmaktır. İnsanları ve Mahlukatı sevmeyi kendisine temel şiar edinmelidir. Ağlar baba Bayburdi Hazretleri, bu konuyu şöyle dile getiriyor.“Allah için et muhabbet Halıkın Mahlukuna , umulur rıza bulursun, kavuşursun Rabbına” Bilinçli olan kişiye bu kibarı kelam yeterlidir zannediyorum.



Aziz kardeşim ! Ehli,Tasavvuf asla günah yargılayıcı ve sevap ödüllendirici olmamalıdır. Çünkü Bu da tamamen Allah- Teala hazretlerinin işidir.Yüce Yaratıcımız Dünya hayatında nasıl Rahman sıfatıyla Mü’min, münafık, kafir ayrımı yapmadan , dilediğini bolca rızıklandırıyorsa, Ukba Aleminde de, Rahim sıfatıyla dilediğini affedecek ve Cennetine koyacak; Dilediğini ise Cehenneme koyarak azap edecektir. Bu konu dinimizin açık telkinlerindendir. Bizlerin ne sorgulama, nede eleştirme yetkimiz yoktur.
Aziz kardeşim! Bir askeri yetkili, olaylara nasıl askeri pencereden bakıp, o açıdan analiz ediyorsa; Bir siyasetçi , siyasi pencereden bakıp, o açıdan analiz ederek, yorumluyorsa; Tasavvuf ehli bir Mü’minde, olaylara Rahmet nazarıyla bakıp, her bakışında bir güzellik yakalamalı ve Allaha şükretmelidir. Mutlaka noksanlık arayıp, eleştirmesi gereken birisi varsa , onunda kendisi olduğunu hatırlayıp, kendi hatalarından dolayı gözyaşı dökerek, ağlamalıdır. Bu konuyu günahı der hatır bölümünde açıkladığımız için tekrar etmek istemiyorum.



Aziz kardeşim! Mü’min affedici olmalıdır.Çünkü affetmek Ameli salihadır ve takvanın gereğidir. Gönlünü hırs ile değil, Takva ile bilemelidir. Ağır başlı ve yumuşak huylu olmalıdır. Hz.Muhammed (sav) Kendisi, çok yumuşak huylu ve alçak gönüllü idi. O büyük insanın elini, bir çocuk dahi tutsa, çocuk bırakmadıkça H.z Mu-hammet onun elini bırakmazdı. Yanına kim gelirse gelsin,
Müsaade almadan asla terk etmezdi. Yüce Rabbimiz Kur’anı KerimdeYa Muhammed eğer sen onlara yumuşak davranmasaydın onlar seni terk edip giderlerdi.” Buyurarak peyganberimizin tavır ve davranışlarının nekadar isabetli olduğunu , bizlere göstermektedir.


Aziz kardeşim! Ehli tasavvuf erbabı bir kul , inançlı, akılcı ve Sosyal olmalıdır Bilimsel verilere açık olmalıdır.Müslümanların bilim ve teknolojide geri kalmalarının, kendi cehaletlerinden kaynaklanan çok büyük bir noksanlık olduğunu idrak edip, Bu konuda da insanları bilinçlendirmelidir.

Hazır söz teknolojiden açılmışken bir kaç konuya daha parmak Basmak istiyorum. Bilim ve teknolojik geliş-meler, aslında Kur’an daki esrarı açığa çıkarıp, Kur’an ın iddiasını güçlendirmektedir. Mesela sarhoş edici şeylerin haramiyeti , iki yüz yıl önce dini kavramlarla açıklana bilirken, bugün alkoldeki zararlı bakteriler bilimle keşfedilerek Kur’anın güç kaynağının İlahi olduğu kanıtlanmış oldu. Aklımıza gelen ve gelmeyen, nekadar bilimsel gelişme varsa hepside Kur’an ın iddiasını güçlendirmektedir. Bunun içindirki, Müslümanlar bilimsel gelişmelerin yanında olmalıdır. Zaten bugünkü bilimin temelinde de İslami değerleri özüm-seyerek, içine sindirmiş Müslümanların imzası vardır.

Aziz kardeşim! Allah-teala hazretleri yaratıcı, İnsan ise keşfedicidir. Yani Allah-Teala Halik sıfatıyla yaratır ve formüle eder . İnsan ise yaratılıp formüle olanı, bilimsel verilerle keşfedip, açığa çıkarır. Yüce Rabbimiz , Kur’an-ın da maddi ve manevi olarak var olan her şeyi bir hesap üzerine(sistem) yarattığını bizlere açıklamaktadır. Onun yarattığı hiç bir şeyde, aykırılık ve tezat yoktur. Tezatmış gibi gözükenler dahi bir hesaba dayalıdır.


Aziz kardeşim! İnsan oğlu bilimde nekadar ileri giderse gitsin, Cenabu hakkın Kainatta formüle ettiği ilmin, ancak katresini keşf edecektir. Çünkü! peyganberlerin Mucizelerinin bir çoğunu , insan oğlunun kafası dahi henüz almamaktadır.


Aziz kardeşim ! konumuzla ilgili olmadığı için bu hususu fazla açmak istemiyorum. Akıl ve erdem sahibi olan herkes bundan ders çıkarmalıdır.


Aziz kardeşim! Bana bin kez sorsanız Ehli tasavvufun temel ideolojisi nedir diye; hepsinde de sevgi derim. Allah sevgisi, İnsan sevgisi, Mahkukat sevgisi ve Kainat sevgisi. Çünkü tüm yaratıkların cevherinde Yüce yaratıcının imzası vardır. Zaten İslam hukukunun temelini de sevgi teşkil eder. İnsanlar birbirlerini ve kainattaki canlıları sevemezlerse anarşi ve terör doğar. Bundan sonra devreye ceza hukuku girer. Kur’an-ın ahlaki değerlerini, içine sindire-meyen toplumlar için, ceza hukuku bir caydırıcı güçtür.

Ey Mü’min ! Arifler, abidler, Aşıklar hep tasavvufla coştular ve coşturdular. Gönüllerindeki Allah sevgisi, gözlerinde yaşa, kalple-rinde ilahi aşka dönüştü. Ağlar Baba Bayburti H.z.retleri bu aşkı şöyle dile getirmiştir.


Sen buyurdun Hablün verid.
Tek bulayım Mevla’m seni.
Damar kemiklerim erit.
Tek bulayım Mevla’m seni.
Keştiyle gezdim bir zaman.
Yani bulam canda canan.
Damarımda kalmadı can.
Tek bulayım Allah seni
Gaflet bahrinde çok gezdim.
Zevrek binip liman sezdim.
Keşti yi babına sürdüm.
Tek bulayım Allah seni.
Tenim hızar ile biçtir.
Yahya gibi başım ezdir.
Ankebuda kanım emzir.
Tek bulayım Allah seni.
Şuayb gibi ağlat gezdir.
Postum soydur derim üzdür.
İster kelp et çengel taktır.
Tek bulayım Allah seni.
Ağlar Baba düştü zara.
Musa gibi cemal göre.
Vücudum eyle bin pare.
Tek bulayım Allah seni.

Aziz kardeşim ! Allah-Tealayı kendilerine yakın hisseden Hak dostları, milyonlarca insanın irşadına vesile olmuşlardır. Nice binlerce Mü’mine öncülük etmişlerdir. Bunun içindirki; Tasavvuf erbabı gördüğü eşyaya değilde, eşyadaki cevhere İtibar eder. Teneffüs ettiği havada dahi Allah-Tealayı sezinler. Hazreti Muhammed (s.a.v.) bir savaştan dönerlerken, Sahabe-i kiram efendilerimizi etrafında topladılar ve onlara şöyle seslendiler: ”Ey Ashabım artık küçük cihattan, büyük cihada dönüyoruz.” Ashabı kiram efendilerimiz “Ya resulallah bundan daha büyük cihatmı vardır?” dediklerinde, Allah Resulü buyurdularki; ”Nefs-ile yapılan cihat Allah katında bu cihattan daha büyüktür.Bunun içindirki; Tasavvuftaki ana gaye, Nefsi emmareyi Ruhu sultanın tahakkümüne sokmaktır. Olgunlaşmış ve itminana erişmiş Ruhlar, Allah-Tealayı memnun etmiş ruhlardır. Cenabı Hak bunları mutlaka cennete koyacaktır.

Son olarak diye biliriz ki ; Hak yolcusu bir Mü’min için , Tasavvuf en güzel yaşam biçimidir. Ruhunu Allah sevgisiyle doyuramayan kişiler, günah ile iç içe yaşadıklarından, hem Kendileriyle ve hemde toplum ile mücadele halindedirler.

Aziz kardeşim! Tasavvuf hakkında yazılacak ve konuşulacak çok şey var. Ancak anlayana bu kadarı yeterlidir. Peyganberimiz H.z.-Muhammed (sav) Efendimizin Ruhu Alilerine çok salavat edelim
 
Üst Alt