Günümüzde hıristiyan alemi ile haşir neşir olan ve “dinler arası diyalog” adı altında bir format oluşturmak isteyen Müslüman kesim, bu irtibata dayanak olmak üzere Kur’an ı Kerim de ki “ehli kitap” terimini ve Kur’an ın ehli kitap ile alakalı verdiği bazı cevazları ön plana çıkartarak Hıristiyan alemine göz kırpmaktadır.
Bu bağlamda da genellikle Hıristiyan birisinin boğazladığı hayvanın yenebileceği ve benzeri örnekler sıklıkla verilerek, bu diyalog değil mi şeklinde sorulmaktadır.
Evveliyatla “Ehli Kitap” ın Hıristiyanlıkla olan münasebetine göz atmakta fayda olacaktır.
Şunu tesbit etmekte fayda vardır ki; Ehli Kitap, Allah'ın gönderdiği kitaplara inanan kişi anlamını taşır. Müslüman, Yahudi, Hıristiyan ve daha evvelce de Allah’ın gönderdiği kitaplara da tabii olanlar Kitap Ehlidir. Kur'an'da muhatap olarak “Yahud ve Nasara” alınmakta ise de Ehli kitap bu iki zümreden ibaret değildir. Bu manada Müslümanlar da kitap ehlidir. Hz. Adem (a.s.)'den Hz. Muhammed (sav.)'e kadar gelip geçen bütün peygamberler ve ümmetleri de ehli kitaptır.
Burada Kur’an ın zaman zaman överek muhatap aldığı Ehli Kitaba mensup iki kavmin, sahih Tevrat ve İncil’le amel etmiş olan o devirdeki Yahudi ve Hıristiyanlar olduğunu atlamamak gerekiyor.
Kur’an ehli kitabın hangi haller de küfre battığını da açıklıyor.
Maide 73
Andolsun, “Allah, üçün üçüncüsüdür” diyenler kâfir oldu. Hâlbuki bir tek ilâhtan başka hiçbir ilâh yoktur. Eğer dediklerinden vazgeçmezlerse, andolsun onlardan inkâr edenlere elbette, elem dolu bir azap dokunacaktır.
Tevbe 30
Yahudiler, “Üzeyr, Allah’ın oğludur” dediler. Hıristiyanlar ise, “İsa Mesih, Allah’ın oğludur” dediler. Bu, onların ağızlarıyla söyledikleri (yalan) sözleridir. Onların bu sözleri daha önce inkâr etmiş kimselerin söylediklerine benziyor. Allah, onları kahretsin. Nasıl da haktan çevriliyorlar!
Ehli Kitap içinde istisna edilen bir grubun varlığını ise yine Kur'an şöyle vermekte:
Ali İmran 113
Onların (Kitap ehlinin) hepsi bir değildir. Kitap ehli içinde, gece saatlerinde ayakta duran, secdeye kapanarak Allah’ın âyetlerini okuyan bir topluluk da vardır.
Yine Kur’an diyor ki:
Ali İmran 110
Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah’a iman edersiniz. Kitap ehli de inansalardı elbette kendileri için hayırlı olurdu. Onlardan iman edenler de var. Ama pek çoğu fasık kimselerdir.
Burada, yoldan çıkmalarına rağmen ehli kitap olarak nitelendirilmeleri, o kavmin böyle isimlendirilmiş olması ve de toplumun onları bu isimle tanıdığı içindir. Yoksa, ayet o günkü Ehli Kitab’ın ve devamının da artık yoldan çıkanlar olduğunu açıkça ifade ediyor.
Bir de Müslüman’ın durumunu inceleyelim.
Bu gün Müslüman olduğunu söyleyen ama söz ve fiilleri ile küfre batan insanların da, o günkü Ehli Kitap’tan acaba ne farkı vardır? Küfür sadece alenen Allah’a şirk koşmak ve Peygamber (sav) i tanımamak mıdır? Oysa biliyoruz ki bu ikisi dışında da kişiyi küfre sokan bir çok söz ve fiil mevcuttur. Yine şu da unutulmamalıdır ki, bu günkü Hıristiyanların da, teslise inanmasa bile, Peygamber (sav) i tanımamaktan tutun da, zincirleme olarak küfre tabii olacak nice söz ve fiiliyatı mevcuttur.
Dolayısı ile, ehli kitap, ehli kitap deyip te, karşımızda ki Yahudi ve Hıristiyanları temize çıkarmaya hakkımız yoktur. Bu kesimin içinde Hakk Yolu bulabilen, kabullenebilenler yok mudur? Muhakkak vardır. Bunlar Allah’ın istemesi ve nasip etmesi ile olmaktadır. Yardımcı unsurlar olabilir ama bunu da Allah’ın emredip, halkettiği sebepler olarak görmek gerekir. Yoksa Peygamber Efendimiz (sav) den daha baliğ bir diyalogcu olamaz ki, O dahi bir kısım insanları İslam’a döndüremedi de, Allah (cc) O’na üzülmemesini, Allah (cc) dilemedikten sonra olmayacağını, O’nun vazifesinin sadece tebliğden ibaret olduğunu belirtti. Keza O’ndan evvel ki Peygamberler…
Şimdi; Şeriat, ehli kitabın kestiğini yemeğe cevaz verirken ne şartlar arıyor? Yani bu gün var olan ve Hıristiyan diye adlandırılan kişilerin ehli kitaba verilen ruhsata haiz olabilmesi ne ile kaim?
1- Kesimi yapan gayri müslimin Allah'a şirk koşan bir kimse olmaması bir şart.
2- Keseceği hayvanın İslâmî usûl üzerine boğazlanması diğer şart.
3- Keserken Allah'ın adını anmış olması da üçüncü şart.
Şimdi Avrupa da, Amerika da bir Hıristiyan’ın hayvan boğazlarken bu şartlara haiz olduğuna kanaat getirebilir misiniz? Ya da yüzde kaçında bu şartları bulabilirsiniz? Pek mümkün görünmüyor.
Demek ki, Ehli Kitap olmak ile bu günkü Yahudi ve Hıristiyanların durumları arasın da fersah fersah mesafeler ve farklar var. Yoksa sen de, ben de Ehli Kitap değimliyiz?
Bu durumu bilmekle beraber yapılan tebliğlerde muhakkak hayr vardır.
Bu bağlamda da genellikle Hıristiyan birisinin boğazladığı hayvanın yenebileceği ve benzeri örnekler sıklıkla verilerek, bu diyalog değil mi şeklinde sorulmaktadır.
Evveliyatla “Ehli Kitap” ın Hıristiyanlıkla olan münasebetine göz atmakta fayda olacaktır.
Şunu tesbit etmekte fayda vardır ki; Ehli Kitap, Allah'ın gönderdiği kitaplara inanan kişi anlamını taşır. Müslüman, Yahudi, Hıristiyan ve daha evvelce de Allah’ın gönderdiği kitaplara da tabii olanlar Kitap Ehlidir. Kur'an'da muhatap olarak “Yahud ve Nasara” alınmakta ise de Ehli kitap bu iki zümreden ibaret değildir. Bu manada Müslümanlar da kitap ehlidir. Hz. Adem (a.s.)'den Hz. Muhammed (sav.)'e kadar gelip geçen bütün peygamberler ve ümmetleri de ehli kitaptır.
Burada Kur’an ın zaman zaman överek muhatap aldığı Ehli Kitaba mensup iki kavmin, sahih Tevrat ve İncil’le amel etmiş olan o devirdeki Yahudi ve Hıristiyanlar olduğunu atlamamak gerekiyor.
Kur’an ehli kitabın hangi haller de küfre battığını da açıklıyor.
Maide 73
Andolsun, “Allah, üçün üçüncüsüdür” diyenler kâfir oldu. Hâlbuki bir tek ilâhtan başka hiçbir ilâh yoktur. Eğer dediklerinden vazgeçmezlerse, andolsun onlardan inkâr edenlere elbette, elem dolu bir azap dokunacaktır.
Tevbe 30
Yahudiler, “Üzeyr, Allah’ın oğludur” dediler. Hıristiyanlar ise, “İsa Mesih, Allah’ın oğludur” dediler. Bu, onların ağızlarıyla söyledikleri (yalan) sözleridir. Onların bu sözleri daha önce inkâr etmiş kimselerin söylediklerine benziyor. Allah, onları kahretsin. Nasıl da haktan çevriliyorlar!
Ehli Kitap içinde istisna edilen bir grubun varlığını ise yine Kur'an şöyle vermekte:
Ali İmran 113
Onların (Kitap ehlinin) hepsi bir değildir. Kitap ehli içinde, gece saatlerinde ayakta duran, secdeye kapanarak Allah’ın âyetlerini okuyan bir topluluk da vardır.
Yine Kur’an diyor ki:
Ali İmran 110
Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah’a iman edersiniz. Kitap ehli de inansalardı elbette kendileri için hayırlı olurdu. Onlardan iman edenler de var. Ama pek çoğu fasık kimselerdir.
Burada, yoldan çıkmalarına rağmen ehli kitap olarak nitelendirilmeleri, o kavmin böyle isimlendirilmiş olması ve de toplumun onları bu isimle tanıdığı içindir. Yoksa, ayet o günkü Ehli Kitab’ın ve devamının da artık yoldan çıkanlar olduğunu açıkça ifade ediyor.
Bir de Müslüman’ın durumunu inceleyelim.
Bu gün Müslüman olduğunu söyleyen ama söz ve fiilleri ile küfre batan insanların da, o günkü Ehli Kitap’tan acaba ne farkı vardır? Küfür sadece alenen Allah’a şirk koşmak ve Peygamber (sav) i tanımamak mıdır? Oysa biliyoruz ki bu ikisi dışında da kişiyi küfre sokan bir çok söz ve fiil mevcuttur. Yine şu da unutulmamalıdır ki, bu günkü Hıristiyanların da, teslise inanmasa bile, Peygamber (sav) i tanımamaktan tutun da, zincirleme olarak küfre tabii olacak nice söz ve fiiliyatı mevcuttur.
Dolayısı ile, ehli kitap, ehli kitap deyip te, karşımızda ki Yahudi ve Hıristiyanları temize çıkarmaya hakkımız yoktur. Bu kesimin içinde Hakk Yolu bulabilen, kabullenebilenler yok mudur? Muhakkak vardır. Bunlar Allah’ın istemesi ve nasip etmesi ile olmaktadır. Yardımcı unsurlar olabilir ama bunu da Allah’ın emredip, halkettiği sebepler olarak görmek gerekir. Yoksa Peygamber Efendimiz (sav) den daha baliğ bir diyalogcu olamaz ki, O dahi bir kısım insanları İslam’a döndüremedi de, Allah (cc) O’na üzülmemesini, Allah (cc) dilemedikten sonra olmayacağını, O’nun vazifesinin sadece tebliğden ibaret olduğunu belirtti. Keza O’ndan evvel ki Peygamberler…
Şimdi; Şeriat, ehli kitabın kestiğini yemeğe cevaz verirken ne şartlar arıyor? Yani bu gün var olan ve Hıristiyan diye adlandırılan kişilerin ehli kitaba verilen ruhsata haiz olabilmesi ne ile kaim?
1- Kesimi yapan gayri müslimin Allah'a şirk koşan bir kimse olmaması bir şart.
2- Keseceği hayvanın İslâmî usûl üzerine boğazlanması diğer şart.
3- Keserken Allah'ın adını anmış olması da üçüncü şart.
Şimdi Avrupa da, Amerika da bir Hıristiyan’ın hayvan boğazlarken bu şartlara haiz olduğuna kanaat getirebilir misiniz? Ya da yüzde kaçında bu şartları bulabilirsiniz? Pek mümkün görünmüyor.
Demek ki, Ehli Kitap olmak ile bu günkü Yahudi ve Hıristiyanların durumları arasın da fersah fersah mesafeler ve farklar var. Yoksa sen de, ben de Ehli Kitap değimliyiz?
Bu durumu bilmekle beraber yapılan tebliğlerde muhakkak hayr vardır.